11 Kânunüevvel 1938 a — — Sahife 3, AKŞAMDAN AKŞAMA .Ihmal edilir şey değil... Kastamonu valisi, Reisicümhura #w maruzatta bulunmuş: — Burada cüzzam da var. Evvelâ iki hane imiş. Seleflerim de yazmış lar. Muhabere ile dört sene geçmiş. Vekülete bizzat gidip anlattım, Şimdi sirayet devrinde 18 aile vardır. Ayr <a musab olarak ta kırk aile vardır. Bu köyü tecrit etmek elimizde değil dir. Bu, korkunç birşeydir. Hastalık Yalnız bir köydedir. Tabiatile, İsmet İnönüye bildirilen bu feci vaziyeti önlemek üzere tedbir alınacaktır, Sırası gelmişken, beni çok muzta- "İp eden bir müşahedemi anlatayım; #e Beş sene kadar evveldi. Akşamın değil, başka bir gündelik gazetenin Yazı odasında bir kaç arkadaşımla birlikte oturuyordum. Kapı vuruldu, «girin!» dedik. Tokmak çevrildi. İçe- riye, fakırce halli, çipilee gözlü bir adam girdi. Elime bir kâğıt tutuştur- du ve giti. Sık sık aldığınız kari mektuplarından olduğunu anladım. baktım; “İstanbuldaki cüzzamlılar namına falanca.» Şimdi isim de, mektubun cümlele- Tİ de harfiyen aklımda değil; fakat Kazete kolleksiyonlarında mevcuttur; © zamanlar yazmıştım; ararsam bu- lurum. Mektupta maalen deniyordu ki: «Biz cüzzamlılar İstanbul şehrinde Yirmi otuz kadarız. Başıboş geziyoruz. Tophanedeki sabahçı kahvelerinde de sefalet içinde geceleyenlerimiz vardır. Ben rüştiye mezanuyum, kimseye bu illeti bulaştırmak istemiyorum. Fakat cahillerde fena hisler bulunabilir. Hattâ cemiyetten intikam almak me- yilleri bile bazı mariz ruklarda do. | Karmış diye okuyorum. Rica ederim, yazınız; bizi bir yerde tecrit etsinler, Hem bu derde müptelâ olanlar, çalı- şamiyacak derecede tenbelleşirler. | Bize bakmak her cihetçe lâzımdır.» Hemen arkasından koşup adami çevirdik. Evvelâ deli olup olmadığın- dan şüpheleniyorduk. Fakat yarala- | rm gösterdi, makiil konuştu, ayrıca tahkikatta bulunup hakikaten cüz zamlı olduğu kanaatini hasıl ettik. Gazeteye bunu böylece yazıp, aym Adamın müteakib ziyareti münasebe- tile de mevzuu tekrarladık, Tabii sinirlenmiştik. Kapı tokmak: | m ellerimizi süblimelerle yıkadık, ih... Aradan epeyce bir zaman geçti, mebus Asım Us ve Hakkı Tarık Usun küçük kardeşi, Haber gazetesi sahibi Rasım Usla birlikte Gülhane parlan- da bir mesele görüşerek geziyordük. (Bilhassa isim zikredip şahit göste riyorum.) Bir sıra üzerinde - gezmeğe | gelen çocukların, çiftlerin yanında - bir adamın oturup defterine birşeyler | kaydettiğini gördük, Rasım Us: — Tanıdın mı? - dedi, — Mahud cüzzamilı!? «Görüyorsunuz ya... Yazılarınızdan İnyda hasıl olmadı...» mânasına ge len bir işaret yaptı. O gündenberi, mütbiş derd hak- kında bir çok yazılar, hikâyeler, ro. manlar okudum. Bir çoklarını da ter cüme ettim, «Sirayetinden otuz sene Sonra bile meydana çıktığı vakidir!» Müşahadesine rasladım. Bir de resim gördüm: «Parmakları, müm Bibi eri- Miş eller.» Bu, Bir Şok dilencilerde, hattâ bazan Babıâli Caddesi civarında rastladıklarımda, bu tarifteki avuçlara tesadüf ederek Para attığımı hatırlıyorum. Her halde, on parmağını birden makineye kap- tırmadıkları muhakkaktı: Köylü İn- kanlar... Gözleri de çipilimsi.. (Ki bu da diğer bir alâmet.» Sadece dikkati celbetmek İstiyo- rum: Kastamonuda bir köyde cüz- Zamlı iki hane imiş; on sekiz olmuş, kirk olmuş... ,, İhmal edilir şey değil... Allah esir ——— — Klâkson yasağı Klâkson çalan şoförler para cezası veriyorlar dir, Bu husustaki kararın ehemmiyet- le tatbiki alâkadarlara emredildiği cihetle muhtelif mıntakalarda klâk- son çalan gerek taksi, gerek hususi otomobillere para cezası tarholun- maktadır, Klâkson çalınma yasağı tatbik edil- diği günden bugüne kadar muhtelif semtlerde Belediye zabıtasınca iki yü- ze yakın otomobil hakkında ceza ke- silmiştir. Bunların arasında Dr. B. Mazhar Osman ve posta telgraf mü- dürünün otomobilleri de bulunmak- tadır, Limanlar umum müdürü şehrimize geldi Limanlar umum müdürü ve deniz ticaret müdürü B, Müfid Deniz dün Ankaradan şehrimize gelmiştir. Umum | müdür ve müdür bütçe işleri üzerin- de Vekületle temaslarda bulunmuş- tur. Bebek - Istinye yolunun inşası Baltalimanı deresi üzerinde bir köprü yapılacak Bebek - İstinye yolu inşaatına de- vam ediliyor. Bu yolda Baltalimanı deresi üzerinde on metre genişliğin- de yapılacak olan bir köprü pro- jesl hazırlanmıştır. Köprünün vesajti nâkliyenin geçeceği kısmı asfalt ola- caktır. Köprünün inşası yolla bera- ber bitirilecektir. Bebek - İstinye yolunun inşası mü- nasebetile istimlâk edilecek olan bina sahipleri - üçü müstesna - tesbit edi- len istimlâk bedelini kabul etmişler- dir, Bu üç bina için de mahkemeden karar alındıktan sonra bütün istim- lâk muameleleri ikmal edilecek ve inşaat için hiç bir mâni kalmıyacak- tır. Nafin Vekâleti, Bebek - İstinye , yolunun biran evvel İkmal edilmesini şiddetle arzu etmektedir. Yolun bu kısmı ikmal eğildikten sonra Bebek- ten Kabataşa kadar uzanan sahanın inşasına başlanacaklır. Gazi köprüsünün inşası ilerliyor Gazi köprüsünün Unkapanı tara- İ #mdeki dubealarından birçoğunun bir- birine bağlanarak üzerinde inşaat ya- pildığım yazmıştık. Azapkapı tarafındaki köprü ve aya- ğı da bitmiştir. Köprünün bü tara- fndaki dubalarını birbirlerine bağla- mâk için burada evvelce batan eski bir dubanın denizden çıkarılmasına ihtiyaç vardır. Bu eski duba çıktıktan sonra 5ö- bilin bu kısmı temizlenecek ve duba- lar birbirlerine bağlanarak köprünün inşaatına başlanacaktır. Eski Unkapanı köprüsünün enkazı da, sökülmeğe başlanmıştır. Köprü- nün enkazına burada müşteri bulun- madığından bunlar şimdilik sahilde bir yerde istif edilecektir. Eski köprü enkazından demir kı- sımlarının Karabük demir fabrikası. ra satılması ihtimali çoktur, Sokak lâmbalarıni yakmak için Umumi vilâyet meclisi son zaman- Jarda tesis edilen tenvirat lâmbaları- run €lle değil, müteharrik vesâit ile yakılıp söndürülmesi için Elektirik idaresile 80 bin liralık bir mukavele imzalanmasına karar vermişti, Bu mukaveleye göre yapılacak muhavvile merkezleri için Belediyece bir proje Halkın dilekleri Reklâm kanapeleri Ben ihtiyar bir adamım... Apar- fımanda oturuyoruz, ocivarda park, umumi bahçe yok. Sokak- larda dolaşmağa çıkıyorum. Yo- ruluyorum. Taş merdivenlerden başka oturacak yer bulamıyorum. Bu da tabiatile, sihhate muzr.. Vaktile Avrupada da bulun- dum. Münasip sokaklara, manza- yalı meydanlara, ne güzel sıralar koyarlar. Bundan, ihtiyarlar gibi, dadilarlle, annelerile gezen çocuk- lar ve diğer halk ta istifade eder. Belediye, muhtelif bankalara, #igorta şirketlerine ve diğer büyük ticari müesseselere müracaat ede. rek bunlardan toplıyacağı para- larla, arkalarında reklâm yazılı Kkanapeler yapamaz mı? Yeni tan- zim eden Gümüşsuyu yokuşu üzerindeki ve Mühendis mektebi karşısındaki saha, ne güzel Dir is- tirahalgâh haline getirilebilir. Dolmabahçe saatinin sahili de halkın tabi bir gezme yeridir. Bu- raya da o kanapelerden konulur, Takşimle Şişli ve Maçka arasında, İstanbul tarafındaki meydanlarda, yeni açilan Eminönti meydanın- da muvafık noktalara sıralar ko- nulmalıdır. Bozuldukça da, ada- makü harap olmalarını bekleme- den tamir edilmelidirler. Bunlar, ayni zamanda medeni bir şehrin zineti mesabesindedir- ler. OSMAN K. Istimlâk işleri İstimlâk formaliteleri etra- fında yeni kararlar alınacak Eski Vali ve Belediye reisi B. Mu- hittin Üstündağ, vazifesinden ayrıl mazdan bir kaç gün evvel, şehrin muhtelif yerlerinde yapılan istimlâk işlerinde tesadüf edilen atıza ve ma- nisları izale etmek üzere bir <İş düze- ni bürosu» teşkil etmişti. Belediye hu- kuk işleri müdürü B, Muhlisin reis- liği altındaki bu büro, Belediyenin muhtelif semtlerde başladığı istim- lâk muamelelerini yakından takib etmeğe başlamıştır. İstimlâk bürosu şimüiye kadar 12 binaya ald istimlâk muamelesini ikmal elmiştir. Büro bundan sonra Unkapanında, Azap- kapıda, Eminönünde ve Bebek - İs- tinye yolu Üzerindeki istimlâk mua- melelerini takib edecektir. Maamafih, umumi vilâyet meclisi, şehrin imarı ve tanzimi bakımından istimlâk işlerinin günden güne ehem- miyet kesbettiğini görerek, Belediye fen işleri müdürlüğüne bağlı bir (İs- timlâk müdürlüğü) oteşkiline karar vermişti. İstimlâk müdürlüğünün teş- kiline dair karar henüz Vekâletten tasdik edilerek gönderilmemişti, Yeni Vali doktor B, Lütfi Kırdarın, istimlâk müdürlüğünün teşkilinden sonra s6- lefi B. Muhittin Üstündağ tarafın. dan teşkil edilen büronun devâmına lüzum görmiyeceği, ancak istimlâk muamelelerinin gerek resmi formali- teye taalluk öden kısmı, gerek bina- ların yıktırılması işi etrafında yeni kararlar alacağı temin ediliyor. Dolmabâhçe önündeki hâdise tahkikatı Dolmabahçe hüdisesi etrafında tah- kikat yapan mülkiye müfettişlerinden 'B. Ali Seyfi, B. Saim ve polis müfet- tişi B. Şerif dün de vilâyetteki teftiş heyeti odasında meşgul olmuşlardır. Müfettişler, dün de vaknda hazır bu- lunan bazı şahidlerin ifadelerini al- mışlar, bu arada saray memur ve ha- demelerinden bir kısmının malüma- tına müracaat etmişlerdir. Mülkiye müfettişleri, hâdise sırasın- da inzibat vo intizam teminine me. mur olan polis âmir ve memurların. dan hemen hepsini dinlemişlerdir. İfa- deleri arasında, dikkate şayan nokta. hazırlanmıştır. Mukaveleye raptedi. | “lar görülenlerden bir kısmı tekrar din- ei e prp in gri kz pi a deni anlik | Tasarruf haftası Yazı müsabakası yapılacak, konfe- ranslar verilecek Mi iktisad ve tasarruf haftası yarın başlıyor. Büyük meltemimiz münasebetile bu sene tasarruf haf- tasında müuhlelif müsabakalara ve eğlenceye yer verilmiyecektir. Yalnız mekteplerde yazı müsabakası yapıla- bilecektir, Haftanın beşinci cuma günü Üni- versite konferans salonunda konfe- ranslar verilecektir. İlk sözü prole- sör B. Ömer Celâl Sarç söyliyecek ve sonra sira İle profesör B. Neumark «Türkiyede sanayileşme hareketi», talebeden B. Hasan «Milli tasarruf , doçent B, Muhlis Ete «Sermayenin teşekkülü , talebeden B, Seyfi Söy- lemez «Mili mahsul; ve talebeden bayan İffet «Milli sermayemiz» mev- zulu birer konferans vereceklerdir. Geçen sene tasarruf haftası mü- nasebetile yapılan vitrin müsabaka- sında kazananların madalyaları bu hafta dağıtılacaktır. Her sene yapr- lan mutad merasim bu sene yapıl mıyacaktır. Çocuğun yüzüğünü çalan Muharrem Mahkemede yüzüğü çalmadığını iddia ediyor Sokakta sekiz yaşında Servet adın- da bir kız çocuğunu kandırarak par- moağındaki altın yüzüğü alıp kaçan Muharrem adında bir sabıkalının mev- kufen muhakemesine dün asliye üçün- cü ceza mahkemesinde bakılmıştır. Mahkemede şahid olarak dinlenen küçük Servet hâdiseyi şöyle anlatı- yn — Annem kendi yüzüğünü benim parmağıma takmıştı. Bakkala gitmek üzere evden çıktım. Yolda giderken bu adam önüme çıktı ve beni tutup bir müddet okşadıktan sonra; «Senin parmağındaki yüzük pek fena. Ben- de bundan daha güzel üç tâne yüzük var. Sen bu fena yüzüğü bana ver de burada bekle, ben şimdi güzel yüzük- leri getiririm.» diyerek yüzüğü alıp gitti. Ben sokakta uzun zaman bekle- diğim halde adam bir daha gelmedi. Sonra eve gidip bunu anneme anlat. tım. Parmağımdan yüzüğümü alan İş- te bu adamdır. Maznun Muharrem bu idiayi in- kâr ederek: — Yalan söylüyor. Yüzüğü ben al- madım, Bunu gören de yoktur. Ben sabıkalı olduğum için böyle bir vaka olunca zabıta daima beni yakalar. Halbuki bu işle benim hiç alâkam yok- tur. Dedi. Davacı sıfatile gelen Servetin annesi şahsi davasındin vazgeçtiğini söyledi. Mahkeme, hukuku umumiye namına muhakemenin devamına kâ- Tar vererek evrakın iddia maksmınca tedkiki için muhakemeyi başka gü- ne bıraktı. B. Ahsenle B. Suad beraet ettiler Ziraat bankası İstanbul şubesi mü- dürü B. Ahsenle bankanın kredi ser- visi şefi B. Sund memuriyet vazifele- rini sulistimal suçundan - dolayı bir müddetlenberi asliye birinci ceza mahkemesinde muhakeme ediliyor- Jardı. Yapılan muhakeme neticesinde kendilerine isnad olunan suç sabit görülmediğinden B. Ahsenle B. Sua- dın beraetlerine karar verilmiştir. | İ İki lira alacak yüzünden kavga Kınltoprakta oturan madam Alim- yan ile bahçıvan Mehmed isminde bi- Tİ, İXi lira alacak yüzünden kavga et- mişler, Mehmed, eline geçirdiği bir cisimle madamı muhtelif yerlerinden yaralamıştır, gp Ayar müracaatı üze Haini idari gi İSTANBUL HAYATI Sözüm ona, görüştüleri Boyunlarınıa doladıkları şal sargı- ların uçlarını enselerinden şapkaları. rum altına sokmuşlar. Kalın paltola. rının yakalarmı kaldırmışlar. Ellerin. de kalın yün eldivenler, kollarında şemsiyeleri asılı. Çember sakallısı kı- inen kapısını açarak kenara — Zatâliniz şöyle buyutmaz mısi- miz, — Aman elendim, bendeniz şura cığa otururum. Oraya zatıâliniz buyu. rumuz. Nihayet karşı karşıya oturdular, Çember sakallısı yutkuna yutkuna sö- ze başladı: — Hiç unutmam, bir tarihte... Öteki uykudan uyanır gibi silkine. rek başını uzattı: — Ha... Evet efendimiz. — Buyurun efendim. Zatıâliniz bu- yurunuz. Zaten bendenizin arzetmek #tediğim şey mühim değil. — Estağfurullah efendim. Bendeniş birşey arzedecek değilim. Kıymetli sohbetinizden müstefid olmak arzu. sundayım, — Aman, estağfurullah, tevazü bu- yuruyorsunuz. Şey... Ne diyecektim?.. Ne ise... Hatırı âcizanemden çıktı, Garson karşılarına dikilince biri öte kine döndü: — Ne emir buyurulur efendim? Za- tıâlileri çay mi, kahve mi tenavül bu. yurmak arzusundalar. — İstirham ederim efendim. Arzuyu âlileri ne merkezde ise bendeniz de arzı inkiyada amadeyim. Beklemekten usanan garson dudak bükerek kendiliğinden seslendi: — İki çay yap... Bu defa da, masanm üzerine ko. nan çayların ikram faslı başladı. Kar- şılıkhı; «Buyurunuz efendim. Estağ- furullah efendim»ler uzadıkça uzadı, "Tabii ki çaylar da soğudu. Nihayet bardakları ikisi birden aldılar. Çayı içerken biri konuşmak için ağzımı açı. yor. Öteki hemen: «Evet efendimiz» diye gerdan kırıyor. Beriki derhal: «Es. tağfurullahsı bastırıyor. Bir saat kadar oturdular. Bir türlü hulüskârlıktan meydan bulup konu. şamadılar. Çay parası faslı yarım saat kadar sürdü. En sonunda gene kol kola ve- rip ikisi birden kapıdan çıktılar. Cemal Refik Taksim su deposu Belediye, emlâk şirketinin iddiasını varid görmüyor Belediye, şehrin bütün vakıf suları kanunla, kendisine intikal ettikten sonra, vakıf suların bütün tesisatına ve Taksimdeki su deposuna elkoy- muştu. Fakat Emlâk şirketi, bu su depöla- rının kendi arazisi dahilinde olduğu- nu ileriye sürerek depoların Belediye- ye intikal etmemesi lâzımgeldiğini ve kendisine âid olduğunu iddin et- mişti, Bu iddiayı tedkik eden Beledi- ye Emlâk şirketinin bu iddiasını reğ etmiştir. Esasen Emlâk şirketinin ak- siyonları Hükümet tarafından satın alındığından Belediye kendisine şir- keti değil, Maliye Vekâletini muhatap telâkki etmektir. Taksimdeki apte- sanenin kaldırılması ve Taksim mey- danının tevsi ve ıslahı münasebetile su deposu kaldırılacağından Belediye bu hususta Hükümetle bir anlaşma yapacaktır, Sabıkalı Sarı İhsan yakalandi Yere, para dolu zarf atmak süre tile bazı safdilleri avlıyarak, üzerle- rindeki paralarını aşıran ve yirmi 88- neye yakın bir zamandanberi manltas cılık yapan Sarı İhsan adındaki sa- bıkalı emniyet direktörlüğü ikinci şube üçüncü kısım memurları tara- daa SAbAlADi SA Si ayaza,