Trabzon mekfipleri Trabzonun mukavelesi içme suyu imzalandı Içme suyu tesisatına bugünlerde başlanıyor, belediye fındık kabuğuna narh koydu Trabzon (Akşam) — Şehrimizin asırlardanberi, çok mühim ve hayati bir derdi olan içme tuyu meselesi ni- hayet kati bir surette halledilmiştir. İçme suyunun inşaatı Bayındırlık Ba- kanlığınca ihalesi kendisine yapılmış olan şirketinin buraya gönderdiği sa- YAhiyettar mümessil fe Trabzon bele- diyesi arasında yapılan mukaveleler İmza edilmiştir. z Bu münasebetle belediye meclisi sa -lonunda yapılan toplantıda yeni bele- | diye azaları ve şehrin münevverleri ba- vr bulunmuşlardır. Törende evvelâ vali B. Refik Koraltan tarafından bir hitabe irad olunmuş, Atafürkün Trab- zona hediyesi olan bu ölmez eserin bü- yüklüğü ve memleketin sağlık hava- - sında yapacağı müsbet ve sonsuz tesir- sek bir belâgatle tebarüz ettir. ik Şefin adı anılırken hatip | ve dinleyiciler ayağa kalkarak saygı ile eğilmişlerdir. İçme suyu tesisatının inşasına bugünlerde başlanarak 445 gün sonra bu inşaat tamamen bitmiş olacaktır. Fındık kabuğu ihtikârı Muhitimizin en mühlın yakacak Mm.) tiyacını karşılayan fındık kabuğu Üüze- rinde kışın ve soğukların yaklaşması hasebile ihtikâr başlamıştır. Yaz mev- siminde lı onbeş yirmi kuruşa sa- tılan fındık kabuğunun fiati son gün.| lerde kırk beş elli kuruşa kadar satıl. | maktadır. Belediye bu ihtikâr karşı- sında fakir halkın hayati ve zaruri ih- tiyacı olan fındık kabuğunun dold ma masrafı dahil olmak üzere çuvalı. Da yirmibeş kuruş narh koymuştur. MEŞ'UM Satış kooperatifleri 'Yurdda zirai kredi meselesini ehem-| miyetle ele alan Cümhuriyet hükü- metinin Irşatlarile köylülerimize daha fazla kredi temini maksadile Trabzon vilâyeti dahilinde zirai kredi koopera- tifleri tesis edildiği gibi Trabzonun ye- gâne ihraç mahsulü olan fındığın de- ğerini arttırmak maksadile şehrimiz. de birde fındık satış kooperatifi kurul. muştur. Edirne belediye reisliği Edirne (Akşam) — Bugün top- lanan yeni belediye meclisi, eski baş- kan Şerif Bilğin'i tekrar relsliğe seç- miştir. Uzunköprüde elektrik tesi- satı bitiyor Edime (Akşam) — Uzunköprü elektrik tesisatı bitmek üzeredir ve bu ayın 11 inde törenle açılacaktır. Bu törene Trakya umum! müfettişi sayın general Kâzım Dirik, Trakya umumi! müfettişliği baş müşaviri ve Edirne valisi ile bir çok zevat davet edilmişlerdir. Bir taksi bir koltukçuya çar- parak yaraladı Şoför Artinin idaresindeki taksi, Beyazdda Çadırcılardan geçerken, koltukçu Ahmed isminde birine çar- parak muhtelif yerlerinden yaralan- masına sebep olmuştur. Şoför yaka- lanmış, yaralı koltukçu tedavi altına alınmıştır. yi ear | Amanyada tiyatrolar Son seneler zarfında büyük bir inkişaf » var Berlin 15 (Akşamı) — — San zaman- larda yapılan istatistikler, Alman ti- yatro hayalının muazzam inkişafını, tiyatro omüdavimlerinin arttığını, tiyatro ile meşgul olan şahıslar ade- dinin yükseldiğini pek bahir bir su- rette isbat etmiştir. Alman trolarında istihdam edi- len eşhasın adedi: 1932/13 1466/37 19081 24024 Umumi tiyatro idareleri 3174 Hususi tiyatro idareleri 814 Seyyar tiystrolar 72045 1012 1651/33 1936/37 Mesleki gruplar 1030 1380 (Opera ve operei) mü- ganmileri 1097 müganniyeleri Aktör Aktris (Oyun oynamak mecbu- Myetinde ( bulunmuyan) direktörler Musiki dirijanları Vekil ve süflörler Orketsraya intisab seden çalgıcılar Koro âzaları Dansör ve dansözler Müdüriyet birlikte teknik memurlar, İdare müstahdemleri ve memurları 2451 1490 522 Gi 19 Almanyada faaliyet halinde bulunan tiyatrolar: 1992/33 1686/37 119 - b Unümi tiyatrolar Hususi tiyatrolar Daimi grupları olmıyan tiyatrolar Bütün sene oynyan ti- yatro müesseseleri de dokuz ay oyni- tyatrolar. 7 56 “ . 7 3 » “ 6 tiyatrolar 1983/1986 ya kadar ye- niden yaptırılan, tamir edilen ve asri bir hâle sokulun tiyatrolar Açık hava tiyatroları Açik hava tiyatroları #eyirelleri Neşo vamtasile kuvvet iatihsali teşkilâtı tara- fından tiyatroya sevk edilen Almanların ade- di beş milyondan faz- Jadir, Sigorir edilen tiyatro mensüblarının adedi 4 202 520,000 1,600,000 4296 8000 Alman iyiatro feslivali haftası mü- nesebetile, Propaganda Nazırı doktor Goebbels irad ettiği nutkunda mec- buri sigorta kanulmak suretile ak- tör ve -aktrislerin ihtiyarlık zaman- lannın emniyet altına alındığını ilân etmiştir. Bu suretle büyük bir endişeden kurtulmuş olan tiyatro artistleri, büyük bir şevk ve neşe ile kendilerini sâye hasretmişlerdir. Mü- balâğa edilmeden söylenebilir ki, bu sahada Almanya tiyatroları pek bü- yük bir terakki göstermişlerdir. Z.B. (Opera ve operet) büyük | Altı aydan az oynıyan | Piyasa ve ihracat maddelerinin vaziyeti Piyasada, bâzı ihracat maddelerinin Üzerinde durgunluk olmak'a beraber, vaziyet umumiyet itibarile iyidir. Bil. hassa Ege mıntakasında kuru meyvâ ve diğer mahsullerin ihracatı gittikçe arimaktadır. Ege muıntakasından Ame- rikaya yapılan ihracat ta, Amerika ile iş yapan tacirleri memnun etmekte. dir. Çünkü Amerikaya Mracat yap- mâ imkânları arttıkça ithalât imkân- ları da artmaktadır. Fakat yapılan ih. racat, Ithalât ihtiyaçlarını karşılama» ğa kâfi değildir. Ankarada, Amerikan heyeti ile yapılan ticaret anlaşması müzakereleri henüz bitmemiştir. Mü. zakerenin takip ettiği safha hakkında da malümatımız yoktur. Herhalde iki taraf arasında ticaret münasebetleri. nin inkişafı için esaslı çareler buluna» caktır ümidindeyiz. setmek lâzım gelirse, Türkiye « Alman. ya ticaret münasebetlerinin arttığını başta yazmak lâzım... Son haftalar içinde Almanya ile olan ticaretimiz, bir ay evveline nisbetle iki misli art- mıştır. Diğer taraftan Türkiye < İtalya mü. nasebetleri de gün geçtikçe inkişaf et. dış ticaret bilânçomuzun ikinci mev- kii işgal etmektedir. Halbuki dış ti- caretimizde ikinci mevkli, Amerika İş- gal etmekteydi. 937 senesi İı rinde Amerikaya 19 milyon küsür li- tatistiklerin tamamı neşredilmemiştir. Böyle olmakla beraber, bu sene catım! 19 milyon Hrayı çök şüphelidir. İhracat maddelerimizin vaziyeti Hububat maddeleri — Piyasada ke. ten tohumundan başka diğer hububat maddelerinin vaziyeti (odurgundur. Buğday ihracatı yok denecek kadar Azalmıştır. İç piyasada da sarfiyatın azaldığı iddin edilmektedir. Bu yüz- den buğday flatleri iki hafta evvelki fiatlere nisbetle 2 kuruş daha düşkün- dür. Arpa ihracatı da azalmıştır. Yağlı tohumlar — Bugünlerde, pi- yasada en hararetli satışlar yağlı to- humlar üzerine yapılmaktadır. Bun- ların başında susam bulunmaktadır. Ekseriyetle alıcı, helva fabrikalarıdır. Kış başladığı için helva istihlâki pek tabil olarak artacaktır. Bu artış kar- şısında susam yağı yapan fal ia helva imalâthaneleri susam almak-| tadırlar. Maamafih Almanyadan da susam üzerine talepler vardır. Fakat bu taleplerin miktarı son bir bafta içinde azalmıştır. Keten tolumu en zi- yade İtalyadan istenilmektedir. Dokuma ham madde — Doku. | ma ham maddelerinden #iftik piyasası i hararetlidir. Alıcı memleketlerin bâ- Dış ticaret münasebetlerinden bah- l mektedir. İtalya, Almanyadan sonra, İ ralık ihracat yapılmıştı. Bu seneki is- | alar- | - Kaput bezi fiatleri şında Al ya bulunmaktadır. Ma- amafih Sovyet Rusya ticaret müme$- silliği de piyasadan ufak partiler ha- linde mal almaktadır. Kuru meyvalar — Yukarıda yazılı. gumız gibi, Ege mıntakasında Alı ya ve İngiltereye mühim miklarda üzüm ve incir sevkedilmektedir. Fındık mahsulü az olmakla beraber flatler de pek yüksek değildir. Fakat önümüzde fındık satışı için uzun bir mevsim yardır. Paskalya yortuları ve sensbaşı münasebetile, fındık satışla» rının hararetli bir devreye girmesi her sene görülen hareketlerdir, Fındık ta- cirleri de her sene mutad olan bu ha- reketlere intizar etmektedirler, Yağlar — Zeytinyağı rekoli nak. kında henüz resmi malümat yoktur. Maamafih rekoltenin az olduğunu iddia eden tacir spekülâsyon yapmak istediği de Diğer yağlara geline Urfa yağları için yeni Piatlerin gün geçtikçe yükselec: evvelce de tahmin etmiştik. Bu tal mamıştır. Trabzon uş arasındadır. Urfa lılar iy . Yunanistanda Konserve t iyiğmakl adı ye ar — Kavun mevsimi geçi. k meyvaların da pahalı oldu- nur, Karadenizin ucuz el saya geldiği için, elma fi- atleri biraz düşmüştür. Fakat Amas- ya elması toptan 25-30 kuruş arasın. j Bu nda İktisad Vekâleti Sündi fabrikatörleri Ankaraya iştir. Diğer taraftan Sümer- bank fabrikaları da, kaput bezi fia- tinin yüzselmeslie mücadele etme in bir ma daha büyük nektedir. — HM. A, KADIN Aşk ve macera romanı Nakleden: (Vâ » Nü) — Gaib bir kızın izini te etlir. mek Istiyorum. Bunu ek en kurnaz ve akıllı memurun kim? Her- halde Şevki, değil mi? Öyleyse söyliye- ceklerimi not et. Kendisine bildir. Fa- kat ağzını sıkı tutmasını da kendis'- ne tenbih et, Bu işin yayılmasını iste- miyorum. Bir taraftan bu arama hazırlıkları yapılırken, diğer taraftan Leman öf. kesine kapılmış bin bir tuzak kurar. Ken, Malik amca, küçücük evinde otur. muş; hemşiresi Gül hanımla ve ma- nevi evlâdı Şerminle gülüş! yörlardı. Adnanla annesi d misafirdi. Malik bey, neşi yordu ki: — Canım, benim hayır dediğim yok... Pekâlâ... Madem ki istiyorsu- nuz, düğün gelecek ây olsun!... Ma- şallah ço n yaşları müssid!... Fakat dâmad da artık paçaları sıva. malı, adamakıllı bol para kazanmağa E, tabi, yarın obürgün Kk... O zaman neşeli di- 'Tefrika No. 55 smmm. Delikanlı: — Vallahi Malik amca, size ciddi ola. rak söylüyorum... Şimdilik işlerim ge- yet iyi gidiyor... fazla resimdeki hürerimden para kazâ- nacağımı doğrusu eskiden tahmin et- mezdim... Dekorasyondu, afişti, meç- mualara kapaktı, epeyce çalışacak mevzu buluyorum; hamdolsun gittik. çe de kısmetim açılıyor. Hele bu son zamanlarda, bir salinenin dekorlarına tavanlarına angaje oldum; dört beş yüz lira gelecek. — Nerede bu? Adnan yerin ismini söj min: —A, evet! « dedi, » Gazetedeki rek: lâmlarda gördüm. Didar Hoşsesin oku- duğu yer... Malik amca: — Eh, eh... - dedi. - Aferin! haydi bakalım... Bu devirde her şeyden ev- vel lâzım olan, teşebbüs fikri... Açık gözlülük etmeli, çalışkan, girgin olma. lı, taştan ekmeğini çıksrmahi!... Barin een atilei” ince, Şer- Şehadetnamemden | — Aman Malik amca, sen hiç bizim için üzyime... İcap ederse ikimiz de ça- ışırız... Zengin olamayız belki amma, rahat geçinebiliriz!.. — Vay efendim vay... Şimdiden ge- lin güvey, kaynataya karşı cephe alı- yorsunuz öyle mi?... Gülüştüler. Gül teyze: — Haydi hayırlısı! dedi. - Ma. demki gençler kendilerinden emin, ba ri düğünün taribini tayin edelim. Ne dersiniz: Temmuzun ilk perşembesin- de... İyi mi? İki genç memnuniyetle bakıştılar. Şermin, şimarık şimarık, parmak- larile seydi: — Nisan, mayıs, haziran, temmuz... Adnan, dudaklarını bükerek: — Amma da uzak... Dört ay... di, — Canım, dört ay sayılmaz... mığ:a girdik miydi, iş bitti. Gül teyze, birdenbire delikanlıya sordu: — Ayoll Bu Didar Hoşsesi pek medhediyorlar... Sen yakından gör- müşsündür. Dedikleri kadar var mı? Şermin, ihtiyar kadına dönerek: — Bir ay evvel gidip beraber dinle. miştik ya, teyze. - de 'Tem- — Gittik amma, insan sahnede baş. ka, hayatta başkadır... TMetikan ba hir poskunl — Bir sabah dekorlar hakkında fik- rini sormak için erkenden evine git- tim. Boyasızdı; robdöşamıbrla beni ka bul etti. Cidden harikulâde bir kadın.. Hele sesinin ahengine diyecek yok... Malik amca, babayanı tavrile lâfı keserek: — Ne kadar güzel olsa, bizim Şermis nimiz kadar sevimli olamaz! Delikanlının yanakları mahcubiyet. le kızardı: — 'Tabil... Benim bir tanecik nişan- ıma kimse benzemez... Şermin, gülerek: — Vay Malik amca vây... Benim he gabıma nişanlımı o kıskanıyor... — Tabii değil mi?... Sen erkekleri daha öğrenmedin yavrum... Halbuki ben onların ne mal olduğunu bilirim... Bak bana Adnan, hayatta bir gün kı. zımı Üzecek olursan hesabını ben sa- na soracağım. Anlarsın ya! | o Amcasının bu tehdidi genç kızı kah- | kahalarla güldürdü. Neşe sâri bir şey- | dir. Şakalaşmalar arasında bu hâdise | de unutuldu. İ OO akşam Adnan evinde resimlerini İ röluş yaparken mütemadiyen Dijaz | Haşsesin hayali gözünün önünde te- cessüm ediyordu. Kendi kendine söylendi: — Of, aman! Bâna ne oluyor?.. Çıl- dırdım ER Fakat genç artiztin bari- rı yi kanlı: fena h | | 1. Bu hissinin nişanlısına karşı bir ihanet olduğunu düşünme den: «— Madem ki bu kadar hoşuma rit- ti onunla işi pişiririm! Bekârlık haş tımın son hatırası olur. Şerminin beri bile olmaz.» diye aklından g di. O günden itibaren tezyinata dair kir sormak vesilelerile sık sık Didarn evine gitmeğe başladı. Lâkin bütün ni- yetlerine, arzularına rağmen bir türlü açılamıyor, en ufak bir imada bile bu- Tunamıyordu. Genç kızın halinde, tav- rında, bütün hareketlerinde öyle cid- diyet, öyle kibarlık vardı ki, daima delikanlının coşkunluğuna sed çeki- yordu. Lâkin böylece sırf bir gençük hırsile başlıyan bu his gün geçtikçe müthiş surette artıyordu. Artık işlerile eskisi gibi meşgul olâ- mıyor; her akşam Didarı görme; dinlemeğe gidiyordu. Tablatile Şerr ni de ihmal etmiş oluyordu. Zavallı kızcağız, nişanlısının gittikçe artan bu lâkaydisini geziyor; gizlice, şikâ- yet etmeden, Gül teyze ile karşılıkit ağlaşıyorlar... Malik amca ise, homur homur homurdanıyotdu. Fakat deli kanlı bunların birine ehemmiyet bile rdu. Şimdi o, Didarı seviyor! n tesirile gözü birşey görmüs