1 Teşrinisani 1938 AKŞAM Sahife eyoğlu Belediye dairesinin önünden Galatasaraya... nilen Be- kıvnlıp Eskiden Altıncı daire d yoğlu beledi n önünda mvay yolunu tutalım Soldnki üç beş yeni apartımanın bulunduğu yokuş başı, konük araba- larının hem mola, Hem de çekidüzen yeriydi. Arabacı ağalar orada bir lâh- za beygir soluk aldırır, Tozkopa- randan kopup gelmiş, anâfora çevi- rerek kupalara, faytunlara dolmuş temizlerlerd na ismini hâ- olan toz toprağ, Cadde, lâ taşıyor ntmayn, n çok mer dolu 1 tık, Az ileri- sinde, Haliç tarafımız boylu boyunca gene ölüler diyarı... Aşağısı Ters zalıların hi orada... Kürek mahkümlarının zincir şıkırtıları d 1870 te Bı yakıp ki lerle ran büyük j küsü bile çıkmıştır muş, devede ku! derlermi İşte bu Kabristan yolu boyu da 6 kadarı kurtulmuş ayol! bahtiyarlardan lıklı z sarmaklıkla edlerin ezor taş bir ikisi gene mevcud ı geçerken mermerlerdeki p şehadet getiren çelerini indirip kadınnineleri iyli atırls- Tünel dani v Yemi #akağının alt başında bodrumvari hir mahallebici dükânı vardı, Hâlâ ye rinde Bundan 30, 32 yıl evvel mağaza ya- naşması, berber kalfası, lokanta gar- & kılıklı Rum delikanlıları, Tekke sırasındaki şapkacı çırağı kızlarla bu İzbenin bölmeleri arkasında buluşür- lar, Kafa Kafaya âşıktaşlık ederlerdi Geçenlerde bir ıcağında yolum b tarafa düştü. Bir sardak su içmek için girdim. Gene i hal; başbi verenler gırla, Sokağın karşı köşesindeki beş altı katlı alâıet; o zamanlar Galalasa- ray lisesinin son sınıfı matematik muallimi Blanşonun eviyd Mösyö cenapları, ikt yayanlardan âkla b mi ukalâ; sahtevakar mı sahtevakar. Şakası yok, sıfırı dayayıvermede... Bakalorya imtihanlarında numara koparmağa yeltenenler evinin kapısı- Mı aşındırıp dururlar, saati yarım sarı Miraya, haftada bir kere, iki aycık ol- #un hususi ders aldılar mı, herifçioğ- (9) «Un söjour â Tambassade de France A Constantinople, Plon - Paris: 1902. mey nici erdi. k ad (Löson prive Tramvay yolundan kârşi kaldırıma geçelim ve biraz yürüyelim, Bahçe içindeki şeddadi mermer binada se- nelerce ecinniler to Tatlısu frenklerinde den mi, bilmem hangi ış derlerd te şu mer dağlara, taşlara talığına t kaç tane oynadı mi, yoksa ecne- anker kur« kezde hemen İlk yaptıran ve çopur görm Ondan alan ayni âkıbete uğramış. Da- ha sonraki sahibi hakeza Önünden her geçişte göze çarpar- dı, Tıpkı eski Adliyenin orta katında- ki Mebusan dairesinin eşi: Perdeleri şabrom şahrem; camları kir, pas için- de; bahçesini otlar, dikenler, aiyan- ırban dozlar bürümüş. Çiçekli diye çıkarılan şaylanın boş- Tuğu, kâşanenin bunca senedir mis gibi Ameri arethaneliği etmesile sabit ıkü (Novotni) nin ediliyor, içilip keyifler çatılıyor. Bina (Eroker) otelidir, Bir vakitler ne de netahi di Abdülhamid devrinde Yıldızda pat- lıyan bomba hâdisesine adı karıştığı için, önüne gelmeden öbür kaldırıma atlanır, mütareke senelerinde — İtilâf devletleri zabıtasına merkez olduğu sırala" yanına yaklaşırken karşıya ka- kırdı. uza devam edelim: Etrafta rok... (Perapalas) Beyoğlu- 43 yıl evvelki ve bugün-. | kü en cüsseli o! Karşısında anti- kacyar, halıcılar, tesimciler, Bunların arasında, şehrin en eski fotoğrafçılarından Gülmez biraderle- rin çömezi ve halefi (Apollon) foloğ- rafhanesi sahibi n syyahlara mah- sus bir şubesi vardı Aşil, mesleğinin ehli olduktan baş- ka şairmizaç ta. Müşterisini uyanık- ça gördü mü derhal resilasiyon gibi şiir okumada. Teofil Golye, La Martin, Viktor Hügo, elhak ezberinde Belediye bahçesinin duvarları son- radan biraz geriye alınmış, cadde farklı farksız genişlemiştir. Saçını sü- İngiliz sefaret binası önü ve Balıkpazarı ların | | oteli) Istanbul kazan ben kepçe! pürge ede ede acuzeleşen, hi da iş gören emektar halayıkların ayni olan Tepebaşı tiyatrosu, şehremini Ridvan almadır, Jah Hading, Sara Ber- nar gibi en yüksek artistleri seyretti- gimiz hir tarafa, bügüne bugün Şehir | tiyatrosunun hâlâ ora: şahid olduktan sonra söz bânisini rahmetle anmak gö rek Merhumu dile dölarlardı. Yok, kera- | het vakitleri bahçedeki hususi höcre- sinde dem çekermiş; yok Fransız ak- trisi madam Sandre Pakara tutkun- muş; yok genede gezer tozar, (Şev- kinle, hayalinle olur neşe bedidar) diye dilberlere şarkı güfteleri yapar- mış?... Ayıp mı, keyif ehli adam... Bahçe, o zaman da hıncahınç, Açık- | & taki sahnesi o vakit te vardı ve varye- teler yapılırdı. Şimdiki (Asri sinema) ve sabık Anfitiyatro da Ridvan paşa- dan yadigârdır. İtalyah Ka Fransalı Gon- n gibili trup gelir, operalar, er oynarlar, ortalık iğne atsan yere düşmez hal alırdı Orkestrada 40 kişi, sahnede kulisle- re kadar aktris ve aktör. Antre çey- rTeğe, sandalye 10 kuruşa, ön koltuk- lar da Mecidiyeyg. Gene caddeye çıkıp sira otellerin önüne varalım. (Bizler Beyoğlunda otel işletemeyiz) diyenlerin ağzını ilk tıkıyanlardan biri hiç şüphesiz bay Ömer Lülfi hemverimizdir. (Bristol kisinden âlâ idare ediyor işte (Karlman) pasajının (Bonmarşe) lik vaktinden başka bir yazımda bah- seğim Sağdan Doğruyola sapan Glavani sokağında çukurumsu, (Bartoli) adlı ro, at nba ıyunlar- n evvel iy rdan sonra uğra aralı hovardaların da mekânı. Kapı kapamaca balık istifi (Haçopulo) pasajı eski halinden bi- çak tersi kadar farklı değildir, İçin. deki en büyük dükkân biyanocu (Kel- | ler) inkiydi. Burada onun oğlu veya yeğeni, tığ gibi bir delikanlı vardı ki meşrutiyetin ilânı akiplerinde, şim- diki (Melek) sinemasının yerinde açı- Yan (Sketing Palas) ın şampiyonla- rından ayağına patenleri taktı mı şahin mi şahin? Seçme dilberleri, bilhassa mat- maâzel Çubukçiyan gibileri ellerinden | kavradı mi, saatlerce uç babam uç... Pasajın kiliseye sapan dönemecin- deki meşhur modistrayı unutmıya- hm En yüksek ve en gizli randevu yeri olduğu, Fehim paşun lunduğu ağız i al- kler de perdeleri ? bakar inik pencerelere kedi ciğer bi ba- karlarâı Gerisingri dönüp gene € talım. İngiliz elçiliği binası ve güzer- gâhı sittin sene İ ne ise gene ay- ni şekildedir, Sadnüzam Küçük Said paşanın Abdülhamide huruç ederek 15 İNCİ YI L Ankaradaki merasime âit intibal. 1 — Meclis reisi ve Başvekil meclise gelirlerken, 2 — Kış izciler, 3 — Hatayh mebuslar abide Ankara radyosunun -açılma resminde Meclis reisi, Adliye, ... esasen sa nsanEn dalıverdiği cümle kapısı, santimi san- timine ayni halde. Yoldan kıvrıliyoruz. Balıkpazarı boyunda da değişmiş, tek taşı kaldın- | ap yerine başkası konmuş nokta yok. Aynalıçarşı, karşısına düşen banker Zarifinin kapısında Tunus fesli, koca püsküllü, kırmızı kenli zenciyi hâlâ görür gi de ı orada Trigona yermiş, Ben Gala ay lis çıkışlarımda,. (Sinalko) denilen mey- ünde Nafıa Vekile A EAAEAEEEENESAEENSEAAEAEEASEEASABASANİ valı gazozu içerdim. On, on beş gü: evvel kızımla beraber girdik ve ayri köşde dondurma yedik... Dükkânda bir fazlalık varsa, od frijider dolabi... Sermed Muhtar Alus Yer değiştirecek kiracılara tavsiye! Akşam'ın KÜÇÜK İLÂNLA- Ri'nı dikkatle o z kendi- nize en elveri ırdu yorulma» bulabili *