AKŞAM devrine geçen köylü tipi On Beşinci yılın meydana çıkardığı Ankara hakikatlerinden bir kaçı... Fransız gazetecisi ve kanadlı türk gençliği -Kara sapandan motör| | On beş yılın tarihini bir tek cümleye sığdıran bir ihtiyar kadın sözü: Burası yeni bir dünyaya benziyor! Büyük bayram merasimini zevk ve gururla seyreden on binlerce Ankarahdan bir grup A nkara stadyom ve hipodromu yapılırken, mimar Viyetti Violi, Şu suali sormuştu: «— Bu stadyom ve hipodrom, asga- ri üç yüz bih kişilik bir şehir içindir. Ankaranın nüfusu ne zaman bu ka- dar ol cek?» o i daha yeni nüfus sayımı yapılmamıştı ve Ankaranın nüfusu 14 bindi. Hipordom inşaatı bittikten bir sene sonra yeni nüfus sayımı ya- pıldı ve Ankaranın 122 bin nüfusu olduğd anlaşıldı Eğer mimar Viyetti Violi, on beşin- | ci yıldönümünde Ankarada bulun- saydı, bu hipodromun, belki kırk bini bulan kalabalığı almakiâ ne kadar zorluk çektiğini ve dolmaz zannedileri muazzam yeşil sahaların nasıl dar gel- diğini görecek ve şüphesiz ki, hay- ret duyacaktır. Fakat on beşinci yıl bayramında Ankaraya toplanan kalabalığın mik- tarı, yalnız mimar Viyetti Violi'yi de- | dil, bi t£ Ankaralıları bile hayrete düşürdü, Hipodromun tribünleri yir- mi bin kişiyi almak için yapılmıştı. İl Bu tribünler doldu, yeşil saha doldu | ve geçid yapmak için yalnız dar bir | saha boş kaldı o kadar... Bu kadar kalabalığın arasında ne Kadar çok ve ne kadar çeşitli intiba, ne kadar çok ve çeşitli tahassüs var- dır, diyeceksiniz... Hayır, hiç değil... On beşinci yıl merasiminde en büyük muvaffakıyet gençleri çalışma halinde Bu muazzam kalabalığın tek görüş ve kanaati, şu tek kelime ile hülâsa edilebilir: «— Hayranlık ve gurür!...» M atbuata mahsus olan tribünün en ün tarafında yabancı gaze- teciler yer almıştı: Türkkuşu gençle- rinin taburu geçerken, Fransız gâze- tecisi arkadaşına şu sözleri, ağzından kendi kendine dökülür gibi söyledi; «— Bunların geçen sene sayısı 50 kadardı. Bu sene dört yüzü geçiyor. Bu kadar sivil havacı, bizim Fransa da bile yoktur...» Diğeri şunları ilâve etti; «#— Fakat bunların hepsi buraya gelmemiş... Ayrıca birçok yerlerdeki merasime de İştirak etmişler. Eğer hepsini hesaplarsan bin kişi ede- cek...» On beşinci yılm meydana çıkardı- ğı Ankara hakikatlerinden birisi işte | budur: Bizim kafamızda bir hayal halinde yaşıyan havacı nesil, artık te- şekkül etmiştir ve göklere hâkim ol- ma zevki; başı dumanlı bir dağ tepe- sinden koparı kar parçası gibi, yere doğru indikçe azamelleşen bir çığ ha- linde büyümekte, çoğalmakta, geniş- lemektedir. İlk Türkkuşunun, Anka- ranın çıplak bir tepesi üzerinde nasıl kurulmuş olduğunu şimdi hatırlıyo- rum: İçlerinde kahraman Gökçenin de bulunduğu dokuz, on kişilik bir 1 l gençlik grupu, kızgın yaz güneşi veya dondurucu bir soğuğun altında, hiç yılmadan ve ümidsizleşmeden kanad- lanmağa uğraşıyordu. Bugün bayranımıza Türkkuşulu genç sayısı, y dört yüzü geçmişti. Beyaz kilot, ve bayaz iskarpin... Pa- lar için, birer edebiyat klişesi halinde söylenen «gökten düşen papalya» tabiri, on beşinci yıl bayra- mında bir hakikat olmuştu. Kız ve erkek yüzden fazla paraşütçü genç, tayyarelerden bembeyaz kıyafetlerile birer papatya gibi atladılar ve gök yüzü beyaz meleklerinin efsanesini hakikat yaptılar. Işte on beşinci yılın ney ) fu Ankara hakikatle- rinden biri budur... ayısı her halde iki yüzden çok fazla olan teyyareleri saymağa n bir genç bayana, ar- a, durmadan ve aralık» iştirak eden yalnız Anka- Şunlar» kelimesinin içine sıkışmış olanları bir bilseniz... Tank, motosik- let, zırhh otomobil, hülâsa; motör, motör, gene motör... Koca sahadan hafif bir mavi du- man ve benzin kokusu geliyor Kılıç bir devir, tank bir devir, ka- rasapan bir devir, traktör bir başka devirdir. Birisinde şark ve ortaçağ; diğerinde garp ve yenizamanlar ya- şar, Nüfusumuzun yüzde yetmiş altı- sının köylerde yaşadığını unutma dan, tankın ve motörün bir köylü ço- cuğu olan Melhmedciğin elinde kulla- nış derecesine bakarak bu iki yirmin- ci asır varlığına ne kadar intibak et miş olduğumuzu anlıyabiliriz. Dün, Ankaranın eşsiz hipodromunu dolduran motörlü kıtalarımız, bize bu intibak halinin tamamile gerçek- olduğunu isbat ettiler, Karsapandan tanka geçmek, de virlerin sında tahakkuk eden iler- lemeleri Mehmedeik, on beş yıl için- de bu asrın iki ucunu bir arada hir- leşfirdi. «Asrı bile sığdırdık» dövizini dün hipodrom meydanında, tankı v6 mötörü yılların itiyadı ve babadan mi- ras kalan bir meslek alışkanlığı halin- 169 elik güzel bir mahalle, bahçeli evler köcpaznlik Ankara, Cümhuriyetin on beşinci | yılında en büyük meselesi olan mes- ken buhranır yolunda mu- vaffak bir teşebbüsün, muvaffak ols muş bir eserine kavuştu: 169 evlik Bahçeli evler mahallesi kuruldu. Koo- peratif â rı kur'a ile ev i seçti- Jer ve ev bark sahibi oldular. İki sene evvel kurulan ve birçok güç safhalar sonra inşa edilen | anin en güzel bir i eçirdikte kuran Titaş firması, | 1 Teşrinisani 1938 mahallesi inşa halinde gelecek sene 169 evin nı 300 © dolduracak olan n geri kalan kısmı ya- yon iki yüz küsur bin lir ya malolmuştur, Yeni yapılacak olan kısımla beraber üç bu- çük milyon cayı bulacak Diğer inşa yılı üre gir ranı çeken Ankaralı! hayırlı olan bir faaliyet mev: * Haik bankası için İş bankasının | karşısında yeni bir bina yapılacaktır. Bina, şimdiki Eskişehir otelinin bu- lunduğu sahaya inşa edilecektir. l 4 Ankara Ziraat müh ü, Türk Ticaret V ası fabri la yapi- | lan arabaların plânlarını birçok vilâ- yetlerin talebi üzerine göndermiştir. Ziraat Vekâleti, çok pratik olan bu ii ik Zira- arabaların yapılm büy at kongresinde karar almak niylin- dedir, * Radyo neşriyatı için yeni pro m hazırlanmasına başlanmıştır. 7 nin son mem- lek, it seyahatinde tesbit ettiği ve top- ladığı seksenden jJazla Halk türküsü, Musiki muallim mektebinin korosu ta rafından okunacaktır. Ankarada Parti binasınm gece manzarası naam 11 a0 1 IM A TY de kullanan Aslan Mehmedin Kabili- | yetli bileğinde alkışladık, | On beşinci . en büyük ve bizi | mesud eden bir hak'kati de, bugünün medeniyeti olan makine kullanma zevkinin ve itiyadının, motör sesinin Türk köylüsünde bir müsbet itiyad halinde yerleşmiş olduğunu göstermk oldu, Şunu da düşününüz: Bü ayni | köylü, köyünün bozuk yolundan te- | sadüfen geçen bir kamyon sesini duy- | duğu zaman, ürker, korkar ve ona | hayretle balardı, On beşinci yıl bize, ordu mektebinin en güzel esr ve neti- cesini verdi. Kolordu komutanlığı yap- | miş olan bir mebusumuz, bir makine mühendisi bilgi ve gururu içinde tan- kı idare eden Mhmedciğe bakıp de- di ki: «— Biliyor mu | Orduda oku- | ma yazma bilen asker nisbeti yüzde çıkmıştır. 938 de, yeni Arap harf- | n son yılında bu nisbet, yüzde | n beşinel yl hakikatleri, sütun- lar değil, sahifeler dolduracak kadar zengin olarak geçti Bir mil süse / 1âl ve refahımız ii let hayatında öyle hâdiseler vardır Kİ, | bunların tezahürü için milli heyecan, müşterek his, ayni gaye için çarpan kalblerin bir araya gelmiş olması lâ- zımdır, Cümhuriyet bayramı, Türk İ milleti için bütün varlıkları bir araya toplıyan büyük bir gündür. Cümhu- riyetin on beşir şasına girdiği gün de bize birçok milli varlıklarımızın, teşekkül haline gelmiş olan birçok m Ji varlıklarımızın tezahürüne v oldu. Bunlardan her biri, bizim is ak birer teminattır. 'Törenden çıkarken, binlerce asker, binlerce izci, on binlerce genç, ihti” yar, çocuk, tek bir kelime ile millet; asi tabakasından bile, hafif bir to4 çıkartacak kadar toprağa tazyik y&” pan bir ağır kütle halinde Zafer ami” nin önünde top kadın, kendi kendine konusur gibi nyaya benzi” yor...3 Bu tek cümle içinde bütün on b& şinci yıl hakikatlerini bulabilirsini Yeni bir dünya yarattıki...