Slovaklar müstakil bir devlet kurmağa karar verdiler (Baş tarafı 1 inci sahifede) Bu plân, bilhassa Slovak milletinin milli ferdiyetinin tanınmasını, Slovak lisanının Slovakyadaki resmi lisan olarak kabul edilmesini, bir teşrii Slo- vak diyeti ihdasını, mühtariyeti haiz bir Slovak hükümeti vücude getiril- mesini kabul etmektedir. Bu hükü- metin ve bu diyetin salâhiyetleri ve Prağ hükümeti ve parlâmentosu ile münasebetleri sonra tayin edilecektir. Rütenlerin vaziyeti Prag 6 (A.A.) — Muhtariyet taraf- tarı Rütenlerin bir delegasyonu, halk- çı Slovak fırkası bürosunun toplantı- sında hazır bulunmak üzere Zilina'ya gitmiştir. Halkçı Slovak mahafili, Rü- ten mebuslar tarafından plebisit le- hinde ecnebi sefarethanelerinde yâpı- lan dört teşebbüsten sonra halkçı Slovakların, muhtariyet taraftarı Rü- tenlerle olan münasebetinin her za- mankinden daha ziyade halisane Ol. duğunu söylemektedir. Dördüncü mıntakanın işga- line başlandı Berlin 8 (A.A.) — Ordu kumandan- Yığı, general Fon Rundstel'in kuman- dası altındaki Alman kıtaatının sa- bahleyin sant 8 de Bobeşüz ile Landek arasında yukarı Silezyanın eski Alman «çek hududunu aşmış ve Münih itilâ- fımda derpiş edilmiş olan 4 numarah Jaegerndrof mıntakasını işgale başla- mış olduklarını bildirmektedir. Prag 6 (A.A.) — «Çeteka ajansı res- men tebliğ ediyor:u Çekaslovak kıtaatı, şimali Moravya'daki dördüncü mınta- kayı tahliyeye başlamıştır. Tahliye işi yarın da devam edecektir. Bu sabah Çekoslovak kıtaları, eski hududlar üzerinde bulunan Levon Ko.| pe, Frivaldov Detrişov ve Albrehtis arasında bir hattı işgal etmişlerdir. Alman müfrezeleri, bu sabah saat 8 de eski hududu tecavüz etmişlerdir. B. Hitler işgel sahasını geziyor Berlin 6 (A.A.) — B. Hitler, bu 8&- bah hususi trenle şarki Saks'ın cenu- bunda işgal edilmiş olan ikinci mınta- kâda kâln Südet memleketine gitmiş» tir. Saat 8,13 te tren, Goerliç istasyonun. da durmuş ve saat 8,30 da hudud civa. rında kâin Loebo'ya doğru hareket et- miştir. Dresd 6 (A.A.) — B. Hitler, saat 10 da şarki Saks'ın Cermen - Çek hudu- dunu geçmiş ve general Bock kıtaatı- nın Bumburg civarında işgal etmiş ol- dukları ikinci mintakaya girmiştir. B. Hitlere general Bock ile B. Hen- Jeyn, general Kâytel ve yaverleri refa- kat etmektedir. Prieâlan 6 (AA) — Rumbug, Varnsdorf ve Friedlan'ı ihtiva eden ve Bohemyada Haida hattına kadar im- tidad eden ikinci mıntakanın işgali, birçok ârızalara uğramıştır. Bunun MEŞ'UM sebebi, yolların, çekilmekte olan Çek kıfaatı, kamyonları ve tankları tara- fından tıkalı olmasıdır. Çek kıtaatın- da kati bir teşkilât bozukluğu vardır. Kamyonlar ve tanklar benzinsizlik yüzünden yollarda kalmıştır. Kunnersdorf'tan ayrılan. bin kadar Çek askeri, nakil vasıtası olmadığın» dan tekrar bu yere dönmüştür. Ayni zamanda iki gündür aç bulunan Çek kıtaatı, Alman köylerini yağma et- mektedir, Fakat bu köyler işgal mın- takası haricinde olduğundan, halkın Almanyadan istimdadına cevap veri- lememektedir. Almanya, Çekoslovakyanın borcundan hisse almıyor Berlin 6 (A.A.) — Alman gazeteleri, Almanyanın Südet arazisini işgal et- mekle Çekoslovakyanın borçlarından bir kısmını üzerine alması fikrini red. detmektedirler, Nasyonal Çaylung, bu mesele-hakkında şöyle yazıyor: «Almanya, sadece Südet Almanları- run hukuki varisi olup Versay muahe- denamesinin hayal mahsulü olarak vü- cude getirmiş olduğu teşekkülün vari- rar ve ziyan tazmini mükellefiyetleri kendiliğinden sukut eder. Muhterem ajacaklılardan Dolfus - Şuşnig sistemi. nin siyasi borçları hakkında yaptıkla- rı gibi bu borçların üzerinden bir sün- ger geçmeleri hürmetle rica olunur.» Almanyanın mali mahafilinde Südet tasarruf sandıklarının Çekoslovak dey- Jeti istikrazlarının altı milyardan faz- lasını üzerlerine almak mecburiyetinde kalmış oldukları ileri sürülmekte ve Almanyanın bu meblâğa karşı alâka- sızlık göstermiyeceği işrap edilmekte- dir. Çek - Macar görüşmesi yarına kaldi Budapeşte 6 (A.A) — Reisicümhur Benes'in istilası ve Kabinede yapılan tadilât üzerine Çek hükümeti tara- fından müzakerelerin cumartesiye bi- rakılması için yapılan teklifi Macar hükümeti kabul etmiştir. Macaristan Varşovaya husu- si bir murahhas gönderdi Varşova 6 (A.A.) — Hariciye Neza- reli erkânından kont Czaki, Macar hü- kümetinin hususi murahhası sıfatile B. Beck'e mülâki olmak üzere buraya gelmiştir. a Mülkiye memurlarından bir kısmının maaşları arttırılacak Ankara (Akşam) — Dahiliye Vekâ- leti tarafından hazırlanmakta olan (Dahiliye Vekâleti taşra teşkilâtı ka- nun İâyihası) son şeklini almıştır. Lâyiha ile mülkiye memurlarından bir kısmının maaşları arttırılmaktadır. Lâyiha Meclise sevkolunmak üzere bugünlerde Bâşvekâlete verilecektir. KADIN Aşk ve macera romanı Nakleden: (Vâ - Lemanın çocukluktanberi fena terbiye, ruhunda belki mevcud olan iyi hassaların inkişafına mâni “olmuştu. Güzelliği hakkında müte- madiyen işittiği medihler, dalkavuk- Iuklar, eline geçen bol para, onun pek şımarık büyümesine sebep ol- muştu. Herkes tarafından nazlandı- .rılıyor; hiç bir kaprisine en ufak hir mâni zuhur etmiyordu. Onun nazarında vazife ve fedr- kârlık denilen bir mefhum mevcud bile değildi. Pek genç olmasına rağ- men hayatın bütün dalaverelerini, intrikalarım, girift aşk maâceraları- ni mükemmel surette biliyordu. Bu- na rağmen İbnülkasım paşaya var- mağa boyun eğmişti. İhtiyar ade- mın servetile daha mükemmel bir hayat yaşamak kaygusu, ona bu iz. divaci hoş göstermişti. O kendinden pek yaşlı olan bu | şahsiyeti asla sevmiyecekti. Sevmek şöyle dursun, şimdiden bir bakıma | nefret bile ediyordu. Onun emniyetle Nü) aldığı | Tefrika No. 28 yetle sahip olacağına emin oluşu kızcağızı fena halde sinirlendiriyordu. Sanki o, buna muvaffak olmak için, başKa erkeklerden ziyade ne yapabi- lecekti? Hiç!.. Aldanacak ve yalanları yutacaktı. Hattâ şimdiden yutmağa da lâyıktı! Bu düşüncelere dalmış bir halde, Leman, tekrar odasına girdi. Peneeresini kapadığı sırada, merdi- venin bir ayak sesile gıcırdadığını işitti. Biri, yukarı çıkıyordu! Âni bir fikrin tesirile, hemen kapi- sını açtı; elektriği yaktı. Sami Kemal, üst kat merdiveninin ilk basamağında hayretle dönerek genç kızı gördü. Bir şey söyliyecek oldu. Leman, yavaş sesle: — Sizinle konuşmak İstiyorum... Biraz içeri gelsenize... Erkek, saatin geç olmasına rağmen genç kızın kendisinden bir şey soraca- ğını sanarak, odaya girdi. Arkasından, Dili ez e ai se de sl değildir. Binaenaleyh iddin edilen za- | AKŞAM Alman Iktisad Nazırile B. 5 7 'Teşrinlevvel 1938 Şakir Kesebir arasında nutuklar irad edildi. (Baş tarafı 1 inci sahifede) Ankara 6 (A.A.) — İktisad Vekili Şakir Kesebir ve refikası tarafından Alman İktisad Nazırı ekselâns Dr. Funk ve refikası şerefine bu akşam Ankarapalasta bir dine verilmiş ve di- neyi parlak bir suvare takip etmiştir. Ziyafette aşağıdaki nutuklar teati edilmiştir. İktisad Vekilimizin nutku Ekselâns, Ekselânsınızı Alman hükümeti İk- | tisad Nazırı olarak Ankarada görmek | Türkiye Cümhuriyeti hükümeti için hususi bir memnuniyet vesilesi olmuş | tur. İhtiyar ettiğiniz bu zahmette mün- demiç dostluk mantsını tamamen tak- dir eden hükümetimin samimi his- | lerine tercüman olurken, şahsen duy- duğuni derin haz ve şerefi ifadeye müsaraat eyler ve kıymeti misafirle- rimiz olarak sizleri hürmetle selâm- | Jarım. i Memlekellerimiz arasında öteden- | beri mevcud iyi münasebetler daima mütekabil bir anlaşma ve müsdade- kârlık esasları dahilinde kuvvet bul- muştur, Bu zihniyetten mülhem ola- rak iki tarafın karşılıklı ekonomik inkişafını ve menfaatlerinin en doğ- TU ve dostane surette hal ve telifini istihdaf eyliyen çalışmaları bu vesile | ile ve büyük bir memnuniyetle teba- rüz ettirmek isterim. Ektelâns, memleketlerimizin hususiyet- leri ve iktisadi bünyesindeki farklar esa- sen bunlar arasında ötedenberi faal bir mübadele zemini ve imkânlarını yaratmış ve iki milleti iktisadi menfaatleri bakı- mundan daimi bir irtibat. hâline koymuş bulunmaktadır. Şimdiye Kadar normal bir seyir halinde inkişalım memnuniyetle mi ettiğimiz iki memleket ticari ve iktisadi münaşebellerinin bundan sonra da ayni müsait hava dahilinde ve daha elve- rişit şartlar içinde cereyan edeceğine şüp- he yoktur. Tahakkuk ettirmeye çalıştığımız eko- nomik: kalkınma işlerimizde Alman sana“ yölmiri i ve yakın alâkasını Jâyikile kte ve bu yolda iktisadi mü- naseböllerimizin feyizli bir surette yürü- yeceğinden emin bulunmakta olduğumu da ayrica ifade etmeliyim, Sayın “Bay Vekil, zâmanımızda Milletler arasi münasebellerinin inkişafı hususun- da alâkadar devlet adamlarının şahsi ta- nışıklık ve temaslarının ne kadar faydah olduğu malümdur. Bu itibarla ekselânsı- mızın memleketimizi lüfen ziyaret etmesi ve yakından görmüş ve tanımış olmasi ticari ve iktisadi münasebetlerimiz Üze- rinde İyi tesirler yapacak ve mevcud dost- Yuk bağlarını takviye edecek mesut bir hadisedir. Ekselânslarınıza Ankara seyahatin» de rafekat etmek suretile bize büyük bir haz ve şeref bahşetmiş olan çok ketlerinden dolayı, bayan Kesebirle birlikte borçlu olduğumuz minnet- tarlığı bilhassa arzeylerim.. Kadehimi Alman devlet reisi ekse- lâns Adalf Hitlerin sıhhat ve saadet- lerine, Alman milletinin refah ve taa- lisine ve madam Funk ile ekselânsı- nızın sıhhat ve şerefine kaldırırım. B. Funk'un nutku Ekselâns, Misafir sever yurdunuzda ve onun gü- zel, iz bırakıcı merkezinde gördüğümüz samimi hüsnü kabulden ve çok destane sözlerinizden dolayı, ayni zamanda zev- cem namına da, samimi ve derin şükramı- mı İfade etmekliğime müsaade buyuru- muz. Bilhassa biz Almanların, bugün ken- disile desiane münasebetler ve ayni za- manda etrafı ve mühim menfaat bağları tesis elmek istediğimiz memleketi, velev bir kaç günlük kısa bir yiyaret esnasında olsa dahi tanımak, meramlı-olduğu ka- dar nadir görülen bir muvaffakitle neti- celenen gayreilerile bugünkü Türkiyeyi cihanda çok muteber, kuvvetli ve iklisa- den sağlam bir devlet (o haline getiren siz, çok muhterem o meslekdaşlarımla ve bu memleketin diğer yüksek şahsiyetlerile bizzat temas edebilmek için Türkiye hü- kümetinin davetine icabet eylemek benim için bir şerrf olduğu kadar çoktanberi bes- lemekte bulunduğum bir arzunun dn busu- Müdür. Zira ben, de sirin gibi bay vekil, böyle şahsi tanışmanın faydalı olduğu hak- kındaki kanaatle meşbu bulunmaktayım. 'Ekselâns, memleketlerimiz arasın- daki ekonomik münasebetlerin meş- kür inkişafından dolayı beliğ ve vâkı- fane sözlerle memnuniyetini ifade bur yurdunuz, "Emin olünuz ki, Releh hükümeti de, memleketlerimiz arasında ananevi olan salim temeller üzerine taazzuv etmiş bulunan iş ve mübadele birli- ğini âtide dahi elinden geldiği mer- tebe takviye etmeğe ve derinleştirmie- ge azmetmiş bulunmaktadır. Cihan konjanktürünü bütün temevvücatına, muacciz para buhranlarına rağmen "Türkiye ile iktisadi iş birliği, 1933 ten- beri hacmi üç mislini geçen ve bu yıl içinde ise şimdiye kadar alınan neti- celere göre, ceman 1/4 milyar mark gibi muazzam bir yeküna baliğ olaca- ğı anlaşılan, mütemadiyen büyüyen bir emtia mübadelesine müncer ol muştur. Bu İş birliği böylelikle Alman- yanm harici iktisad siyasetinin sağ- lam ve esaslı bir âmili haline gelmiş- tir. Bu muvaffakuıyeti cihan iktiaadiyatına mal etmek için hiç bir sebeb görmiyorum. Bu mucibi memnuniyet inkişafı, evvel emirde memleketlerimizin tabii ve eko nomik yapılarında mündemiç biribirini tamamlama kabiliyetine ve milletlerimi- zin mütekapil menfaatleri icabı olan teşriki mesai arzularına medyun bülun- maktayız. Şüphe ve tereddüde mahal kal- mıyacak surette anlaşılmıştır ki, sağlam | bir milli ekonomiye dayanmak, dürüst bir itimat ve geniş bir zihniyetle tatbik olunmak şartile yeni ve cüretkirane mb- todlarla dahi ki, bu metodlar ilk iimat- sıslık zall olur olmaz filhakika hemen bütün memleketler mm kabul edil- miştir. Verimli bir suretie çalışılabilir. Bir müddet evvel Berlinde, Türkiye tarafından Hariciye Vekâletinin pek değerli genel sekreteri ekselâns Mene- muhterem madam Funk'a bu neza- |mencioğlunun vakıfane ve mücerreb ri-| yaseti altında cereyan etmiş olan mü- zakerat sırasında Türkiyenin Alman- yaya müracaatine şimdiye kadar en- i i gel olan bütün tahdidatın kaldırılma» ! sına muvafakat etmek suretile şüphe ve tereddüde mahal birakrmyacak su- rette anltnıştım ki, Alman piyasası Türk ihracatını kabule vasi mikyas- ta hazır olduğu gibi, Alman emtiası- nım Türkiyede satışının artması da sizin memleketinizin dahi kendinden mal satın alanın müşterisi olmak İs- tediğini ve her sahada ayni surette verimli olan Alman sanayii mahsul- lerini faydali bir surette kullanabile- ceğini göstermektedir. Başka milletlerle olan ekonomik işbirli- Eimizi sıklaştırmak istemekle diğer mem- leketlerin de salim bir rekabetini berta- raf etmek veya bu İşbirliği ile başka bir takım gayeler istihdaf eylemek gibi mak- sadlardan çok uzak bulunmaktayız. Zira, bükümetimin en bir arrusu ve milletlerin ümidi, başka memleketlerle ekonomik işbirliklerinin bir haset ve iti- matsızlık membaı ve bü münasebetle bir niza ve siyasi ihtilâf tohumu haline zelmesine meydan vermek değil bilâkis bunları Milletlere sulh, refah ve saadet gelirmiye hizmet ettirmektir. Türkiye devlet reisi ekselâns Kemal Atatürk'ün sıhhatine, Türk milletinin inkişaf vedalma yükselmesine, çok İ muhterem zevceniz bayanın ve ekse- lânsınızın şeref ve sıhhatine kadehimi kaldırıyorum. Vilâyetler idaresi umum üdürü Ankaraya döndü repren 5 (Akşam) — Bir müddet- tenberi mezunen İstanbulda bulunan Dahiliye Vekâleti vilâyetler idaresi umum müdürü B, Fazıl mezuniyetini bitirerek buraya dönmüş ve vazifesine başlamıştır. İngilterede terhis Londra 6 (A.A.) — Harbiye nezare- ti, buhran esnasında silâh altırıa das vet edilmiş olan ihtiyat ordusu efra- dının önümüzdeki cumartesi günü gece yarısı terhis edileceğini bildir. mektedir. Profesör Hulüsi Profesör Dr, Hulüsi Behçet Cağaloğ- Tundaki muayenehanesi Beyoğlu - İs- tiklâl caddesi Kanzuk İngiliz eczanesi yanında Güney Palas No. 1 e naklet- Bu akşam , Nöbetçi eczaneler Şehremini: Ahmed Hamdi, Kadıköy: Sadık, Yeldeğirmeninde Üçler, Üskü- dar: İskelebaşında Merkez, Heybeli- ada: Tomas, Büyük ada: Halk. Arnavutköy, Paşabahçe ve Anadoluhisarındaki çc- zaneler her gece açıktır. Sonra, gülerek, annesinin odasını işaret etti: — Bu akşam oraya gitmediniz mi? Mahud gecede kendinin de rol oy- nadığı sahneye, ilk defa olarak şimdi telmihte bulunuyordu. Bütün cüretkârlığına rağmen, Sâ- mi Kemal şaşaladı. Cevap veremedi. Genç kız, bir kanepeye olurdu ve yanını işaret ederek: — Buyrun şuraya... Yanıma... Sonra tekrar sordu: — Demek artık aranızda her şey bit- ti, öyle mi? Sami Kemal, mahcubiyetini yen. meğe çabalıyarak: i « — Lemancığım!.. Bu bahsi niçin | açıyorsun?... Bu hususta fikir yürüt. İ mek hiç doğru bir şey değil... — Fikir yürütmek aklımdan bile geçmiyor... Bana ne?... Annem mem- nun, SİZ razı... Bana söz düşmez... Ben, bambaşka bir şey konuşmak üzere sizi çağırdım. — Buyrun. — İbnülkasım paşayı nasil bulu- yorsunuz? — Çok kibar, çok asil, çok zeki bir şahsiyettir... Pek beğenirim... Şayanı hürmettir! — Canım, ocihetleri biliyorumu.. Fakat bir kadın gözile kendisini nasl Bilek ln — Çok ihtiyar bulmuyor musunuz? — Canım, değil... Elli yaşında, ân- cak! j — Peki beni?... Aramızdaki farkı düşünün... Hem yüzü de ne çirkin*... Üstelik te müthiş kıskanç olsa ge- rek... — Son noktadaki tahmininiz doğ- rü... — Hem ne kadar da kendine güve. niyor... Huyunu bilmeden, benim gibi bir genç kızın kalbinde aşk uyandır. mak iddiasında... Acaba o genç Kız vaktile başkasını beğenmiş mi, beğen» memiş mi, sormuyor bile... — Canım!.. Leman!.. — Olamaz mı?... Ben şunu tasavvur edemez miyim: Genç, güzel, kuvvetli bir erkek... Öylesini İstiyemez mi- yim?... İşte bu hayalimin hakikat ha. line gelmesini İstiyorum. — Maksadını anlıyamıyorumi Çapkın kız, muhatabına yüzünü yaklaştırarak, hararetli bir sesle sor- du: — Anlamadığınızdan emin isi- niz? Erkek bu nefesin sıcaklığı karşı. sında ürpererek; — Teman!.. Deli misiniz?.. Evet, delisin ve beni de çıldırtıyorsun!.. Genç kiz büsbütün sokuldu. — Daha iyi ya... Benim istediğim de. © GT is » Ak ğe si — Annem mi?... Ne olacak?... — Leman! İğlidi. Robdöşambrının açık yakasından göğsünün harikulâde biçimi görünü- i yordu. a Artık Sami Kemalin tahammülü kalmamıştı. Ateş gibi yanan dudaklarını kızın dudaklarına yaklaştırdı. Kolları o güzel endamı sardı. Gelin elbisesi ve ertesi gün takılacak olan mücevher- ler bu aşk gecesinin sessiz ve kimbilir belki de mütehayyır şahidi oldülar. Yorgun, sarılıp yatmış uyuyorlardı. Oda içindeki yan kapı açıldı. Rerika hanımefendi, kızının odasına girdi. Zavallı kadın, bütün gece uyuya- mamış, çok sevdiği bu küçük kızından İm azabını düşünmüştü. Bil hassa, yaşlı bir erkekle evlendirmek fenasına da gidiyordu. Şimdi, kizile başbaşa konuşmak arzusunu duyu- yor; yavrusunun da içinde bu hisler uyandise, onu teselli etmek istiyordu. Hem de kabahatini yakalıyan evlâ- dına samimiyetle söylemesi lâzım ge- len şeyleri yok mıydı? Sui misal ol- maktan korkarak, ona bazı nasihat. ler vermek mecburiyetini duyuyordu. Oda karanlıktı, ani Gelem ga