NEHİR Şimal denizile Balkanlar arasında 'Tuna ve Main ve Neser nehirleri ve Misi arasında açılmakta olan büyük kanal vasıtasile büyük gemilere mah- 8us bir yol açılacağı yazılmıştı. Alâka- dar Seyrisefain şirketleri ve müesse- eler şimdiden hazırlıklarını yapmak- #adırlar, Vestfalya ve Lippe İktisad odasın- da reis Dr. Hugo bu hususta birçok izahat vermiştir. Balkanlar ile şimal denizi rasındaki iç sular büyük seyri- #efain yolunun Almanyadaki mahreci Bremen limanı olacaktır. Bu suretle mezkür limana zengin YOLU bir hinterlând temin edilecek ve garbi 'Türingen sanayi havzası için bir mah- reç bulunmuş olacaktır. Bu merkezde- kl istihsalât çok ucuz olan nehir ve kanal yolu ile harice gönderilecektir. Balkan memleketlerinin zirai mah- sulâtı bu kanal vasıttasile Almanya- ya ve dünya piyasasına çıkarılacak- tır. Bu yeni yolun başlıca merhale. leri Viyana ile Main nehrindeki Wer- ra olacaktır. Mezkür kanal 1945 senesinde bite- cektir. Fakat şimdiden yeni Balkan - Şimal denizi yolu için her türlü terti- bat alınmaktadır. z Avrupa memleketlerinde doğum ve ölüm Avrupa memleketlerinin doğum ve ölüm vakalarına ald 1937 senesi ue | tistik hesaplarının arkası şimdi alm- mıştır. Bu malümata göre EA şimal memleketlerinde yani İngiltere, Danimarka, İsveç ve Norveçte doğum vakaları evvelki senelere nazaran bir miktar artmıştır. Fakni son senelerde izdivaçların ço- galması ile doğum vakalarının art- ması mütenasip olmayıp çok geridedir. iYalnız Fransada nüfus azalmakta de- vam ediyor. 1937 senesinde Fransada 1933 senesine nazaran doğum vukuatı yüzde dökuz nisbetinde azalmıştır. Bu müddet zarfında Almanyada doğum vukuatı yüzde 3i nisbetinde artmış- tır, Habeş harbi esnasında İtalyada te- vellüdat ehemmiyetli derecede azal- muştır, Ancak 1937 senesi ortalarına doğru doğum vukualının çoğalması eski tenakus fazlası ile telâfi edilmiş- tir. 1938 senesi Ilk yarısında İtalyada- ki doğum vakaları 1937 senesi İlk ya- rısına nazaran 33600 fazladır, İtalya hükümetinin, nüfusu çoğaltmak mak- sadile tuttuğu hususi siyaset bu teza- yüde mühim bir âmil olmuştur, Vefiyat vaziyetine gelince, sıhhi ko runma tedbirlerine son derecede rla- yet eden İsveç, Norveç, Danimarka ve Hollândada 1937 senesinde vefiyat nis- beti bir kat daha azalmıştır. Bu şimal memleketlerinden sonra Almanya ge- liyor, Şu kadar var ki bu hesap, Alman- yanın umumi heyetine göredir, Yoksa Almanyanın her biri İsveçe, yahut Da- nimarkaya muadil bazı mıntakala- rında vefiyatın nisbeti bu memleket- lerden fazla değildir, Bilhassa yeni doğanlar arasındaki vefiyatın azlığı itibarile Almanya, Avustralyadan sonra dünyanın birin- ci memleketi bulunuyor ki, berhayat doğan her yüz çocuktan bir yaşına varmadan vefa; edenlerin Almanya- da nisbeti yüzde 6,4 bulunuyor. Sıtmanın Sıtma yani mülarya hâlâ bütün beşeriyetin başında en büyük âfet bulunuyor. Bu hastalık daha ziyade Afrikada ve Asyanın birçok tarafla” rında tahribat yapmaktadır. Sıtmanın şiddetle hükmünü sür- düğü yerlerden biri de Şarki Afrika- daki Portekiz müstemlekesidir, Bu- rasının merkezi Lorensomarkesteki merkezi hastane müdürü doktor Soerio cenubi Afrika beynelmilel tıp kongresine dikkate şayan bir rapor l göndermiştir. | Sıtma her sene 2,000,000 insanın ölümüne sebeb olmaktadır. Kürrelar- zan iki milyar yüz milyon tutan umu- mi nüfusunun üçte biri bu hastalık- tan muztariptir. Her sene yalnız İn- giliz Hindistanında malaryaya karşı tahribatı mücadele için 80,000,000 İngiliz lira- sı sarfedilmektedir. Portekizli dokto- ra göre malaryayı nakleden sivrisi- nekler yani anopulların fevkalâde süratle türemekte olması mücadele- yi son derecede güçleştirmektedir, Afrikanın gniş salıalarında müca- deleyi yapmağa iktisadi imkân bu- lunmadığındarı mücadele şehirlere ve bunların varuşlarına ve İska edi- len yerlere ve Avrupalıların iskân | edildikleri mmtakalara hasredilmiş- tir. En ucuz ve müessir mücadele va- &ıtası göllerde, havuzlarda ve durgun Sularda sivrisineklerin sürfelerile bes- lenen balıklar bulundurmaktadır. Bataklık yerlerde dahi ökaliptüs ağaç- larını yetiştirmektir. Biribirini yaralıyan iki mevkufun muhakemesine başlandı Mevkuflar biribirinden davacı olmadık- larını söylediklerinden âmme hukuku namına muhakemeye devam edilecek — Biz Hacı İbrahimle beraber miş ve dün Sultanahmed birinci ce- ya mahkemesinde muhakemelerine lah birdenbire benim üzerime saldır- dı, Kendimi kurtarmak işterken ya- rTalandım. Bu vaziyet karşısında ben de onu karnından yaraladım. Fakat öldürmek maksadile vurmadım. Eğer isteseydim Abduliahı oracıkta kolay- ca öldürebilirdim. O sırada Haci İb- rahim de elinde bir sivri demir oldu- ğu halde bana hücum etmek istiyor du. Fakat benim Abdullahı vurdu. Bumu görünce kaçtı. - Diğer maznun Abdullah ise vakayı bahçede dolaşıyorduk. Karşıdan Yu- Suf beni görünce ortada hiç bir se beb yokken bıçağını çekerek üzerime hücum etti ve beni yaraladı. Karnım- dan aldığım yara çok ağır olduğun. dan can acısıyle bir kaç adım koş tum ve hastane merdivenlerinde dü- şüp kaldım. Ben Yusufa brişey yap- madım. Zeten benim biçağımda yoktur. Dinlenen şahidlerin bir kısmı ev- velâ Abdulahın Yusufa hücum etti- Gini, bir kısmı da Yusufun daha evvel bıçak çekip Abdullaha saldırdığını söylediler, Şahidlerden biri haplsha- neye nakledilmiş olduğundan mah- kemeye getirilememişti. Şahidler dinlendikten sonra Yusuf- la Abdulah biribirlerinden davacı ol- madıklarını söylediler. Bu taleb üze rine mahkeme hukuku âmme nam na muhakemeye devâm edilmesine ve hapishanede bulunan şâhidlerin evlenecek gençler hangi noktalara dıkkat etmelidir ? Amerikan üni versitelerinde genç kızlara ve erkekle- re evlenme dersleri verilmesine obaş- lanımışlır. «Ame rican Magazine» bu dersler müna- sebetile geçenlerde bir makale neşret- mişti. Bunun üzerine mecmua fazla izahat isteyen bir çok mektuplar al. dığından Amerikanın North Carolina üniversitesi sosiyoloji profesörü Gto- vese müracaatle bu hususta halkı ten- vir etmesini rica etmiştir. Profesör Groves de hulâsasını aşağıya yazdığı- mız makaleyi göndermiştir. İçtimal- yat profesörü bu nazik mesele hak- kında diyor ki: «Ana ile baba izdivac meselesi hak- kındaki süküllarının çocuklari tara- fından nasıl telâkki edildiğini işitse- ler utanırlar. Erkek ve kiz talebe ba-: na mütemadiyen Şöyle söylerler: «Anamla babamın benim artık büyü. düğümü kabul etmelerini isterim. Ev- lehmeden bahsedecek olsam bunun terbiyeli insanlar arasinda münâka- şa edilecek bir mevzu olmadığını an- latmak için bana derin bir sükütla mukabele ederler.» North Carolina üniversitesinde bir kaç senedenberi evlenme mevzuüna dair verilen dersler genç kız ve örkek- leri evlilik hayatına ait meseleler hak- kında sağlam bir bilgi ile techiz et- maliştir. Evlenmek ekseriya kur yapmakla başlamaktadır. Bir çok gençler, bir kız- la beraber gezmeğe başladıkları sa- man hayat arkadaşlarını bulmak için ilk adımı attıklarını idrak etmiyorlar. Bir kısım gençler de âkılâne düşünüp taşınacakları yerde âni kârarlarıni veriverirler. Delikanlının biri bir gün bana ge- lerek dedi ki: «Bundan bir sene evvel bir kıza angaje oldum. Böyle bir ta- ahhüde girişmeğe hiç ihtiyacım yok- tu. Fakat birbirimize karşı alâka gös- terirken ve lâtifeleşirken kızın evlen- memizin mukarrer olduğunu anladı. ğını farkettim. Kendisi sevimli bir kızdır, bununla beraber onun dünya- da en ziyade hoşuma giden kız oldu- ğunu kabul etmiyorum. Centimenliği muhafaza elmek için kendisile evlen- meğe mecbur olduğumu hissediyo- rum. Bu işin içinden kurtulmanın ça- resi yok mudur?» Bir angajmanın bozulmasına im- kân olmıyan bir vaziyet hasıl ettiğini biç zannetmediğimden delikanlıya dedim ki: «İzdiyacınızın bir hatâ öla- cağından emin bulunduğunuzu kızâ söyleyiniz. Hakikaten de bir hatâ ola- caktır. Sizin nazarınızda ikinci dere. cede kalan bir kızla münasebet peyda Izmir lisesi Kuruluşunun 50 nci yıl dönümünu kutlıyacak İzmir Erkek lisesi, 9 birinciteş- rin pâzar günü kuruluşunun 50 nci dönüm yılını kutlıyacaktır, İzmir kültür muhitini yakından ilgi- Tendiren bu törenin, parlak bir şekil- de kulanacağı hazırlanan zeriğin prog» ramından anlaşılmaktadır. 1887 de kurulan lise, bugüne kadar memleketi İdare edenler arasında yüksek mevkiler tutan bir çok değerli şahsiyetler yetiştirmiştir. Lisenin 50 nel dönüm yılını kutla ma işini üzerine alan «İzmir Lisesinde Yetişenler Kurumu» eski, yeni bütün üyelerine davetiyeler göndermiş ve bugün Üniversitede bulunan mezün- Jarının da iştirakini temin etmiştir. Amerikada Üniversitelerde gençlere evlenme dersleri verilmesine başlanmıştır. Bir profesör bu derslerin mevzuları ve kendisine yapılan bazı müra- caatlar hakkında şu yazıyı neşretmiştir ettiğinizden dolayı bir hatâ işlemişsi. niz, bu münasebeti kestiğinizden do- layı kız bir müddet meyus olacaktır. Fakat bir zaman sonra hareketinizin doğru olduğunu anlıyacaktır. Bizde onun birinci derecede kızlardan oldu- ğunu kabul edecek gençler de çok bu- Junacaktır.» Münasebet kesildi, kızın meyus ol- masından dolayı delikanlı üzüldü. Kız bir kaç hafta sonra başka bir gençle angaje olmuştu. Angajman, biribirini sevdiğini zan- neden iki tarafın bu sevginin devam edip etmiyeceğini denemesi için ya- pılmış nâmuskârane bir anlaşma tar- sında telâkki edilmelidir. Bir hatâ işlendiği, erkek veya kız tarafından farkedilir edilmez, angajman derhal feshedilmelidir. Şayed bu fesih kara- rinın yanlış olduğu bir zaman sonra meydana çıkarsa münasebeti yeniden tesis etmek kolaydır. Angaje olmuş kızlar ve delikanlılar gelip bana: «Nişanlıma ne gibi şeyle- ri itiraf edeyim?. Diye sorarlar, Ver- diğim cevap şudur: «Usulen hiç bir şey itiraf edilmemelidir. Nişanlınıza yalnız onur bilmesi lâzım gelen şey- leri itiraf ediniz.» Aşkin beraber her şeyi anlatmak arzusu uyanır. Angaje olmuş erkek. ler ve kızlar ailelerine ait bahisleri, mali vaziyetlerini ve buna benzer şey« leri ileriye sürmelidirler. Maziye it vakaları deşmekte hiç mânâ yoktur. Yeni bir hayat başlamak üzere bulu- nuyor. Bu hayatta muvaffak olmak için bütün gayretlerin sarfı lâzım ge“ lir, maziye alt itiraflar ise iyilikten ziyade fenalık doğururlar. Bazı kizlar araya Jâlifeleşme gir- mezse erkek arkadaş kazanamıyacak» Yarını zannederler. Fakat kızların ko- ca olarak kabul edebilecekleri en ki. bar delikanlılar lâtifeleşmeyi olsa ol- $a ancak tesadüfi surette yapmış olani kızlar arasından kendilerine zevce in- tihap edebileceklerini söylüyorlar. Böyle düşünen gençlerin kanaatin- Ce bir kız kendilerini alâkadar edecek kadar zeki ve cazibeli değilse öpüşme ile aldatabilir, fakat uzun müddet tutamaz. Onun için Kızlara şunu tav- “ir ederim: «Hududauz bir lâtifeleş- me sayesinde erkekleri cezbedebilir. siniz, fakat iyi bir koca bulamazsınız.» Bir çok delikanlılar bana müraca- atle; «Evlenmeden evvel diğer kadın- larla vakalar geçirmiş olursak daha Mülkiye memurları Terfi müddetini dolduran vali, kaymakam ve nahiye müdürlerinin liseteleri Ankara (Akşam) — Kaymakamlar arasında yeni bazı tayin ve nakiller yapılacaktır. Bu hususta Dahiliye Ve kâletince hâzırlanmakta olan liste bugünlerde kati şeklini alacaktır, Diğer taraftan terfi müddetini dol- durmuş olan vali, kaymakam ve na- hiye müdürlerinin listeleri de hazır. lanmış ve tasdik edilmek üzere Vekâ- let makamına verilmiştir. Listeler her sene olduğu gibi bu sene de Cumhuri» yet bayramında ilân edilecektir. neşriyat yapmakta ve bugünün üne- mini tebarüz ettirmektedirler. Kutlama günü olan 9 birinciteştin- de İzmir gi birer İzmir lisesi “mesi lâzım gelirmiş. Bu fikrin yanlış iyi koca olacağı muz söyleniyor, bu doğru mudur?» di- ye soruyorlar, Ha- yır, böyle bir şey doğru olamaz. An- süren bu fikre nazaran bir kız, bir veya daha fazla sene zarfında evlene. mezse nişanlısını kaçırmamak için onunla gayrimeşru münasebete giriş» olduğunu kızlarımıza anlatmaktan hali kalmıyorum. Aşkta nevmid olun- ca ahlâki kanunları bozmağa bile râzı oluyorlar. Kızlarımıza bu hare. ketin en tehlikeli bir hareket olduğu- nü bir çok vakalar zikrederek göste- riyorum, böyle münasebetlerden son- ra aşkın bilâkis soğuyacağını söylü- yorum. Angajmanda mühim olan şey, iki kişinin hayatta iyi arkadaşlık edip etmiyeteklerini öğrenmeleridir. Onun için ben angaje olmuş çiftlere boş Za- i manlarını daima bir arada geçirme. i lerini tavsiye ediyorum. e Bir delikanlı ile bir kız âkılânedü. | şünerek biribirlerini intihab etmişler ve iyiden iyiye yaşıyorlarsa bunlar biran evvâl evlenmelidirler. Kızlar erkeklerden daha ziyade üzüntülere katlanmağa râzı olurlar. Bazân kiz. lar nişanlılarını bana getirerek der. Ter kl: «Ben bir İş bulabilirsem üniver. siteyi bitirir bitirmez evlenmek isti. T Yoruz. Fakat nişanlım ikimizi de ge- çindirecek vaziyete gelinciye kadar beklememizi istiyor. Ne yapmamızı tavsiye edersiniz?. Ben bu müracaat. lerde bir iş bulduktan sonra hemen evlenmeyi tavsiye ediyorum. Maattecssü! bir çok gençler mali vaziyetlerini hesaba katmadan körü körüpe evlilik hayatına atılıyorlar, Öyle genç erkekler var ki mali vazi- yetlerini nişanlılarına anlatırken çok yüksekten atıyorlar. Öyle genç kızlar da var ki evlilikteki masraflardan bah. sederken pahalıya mal olan elbiseler. den vazgeçerek yalnız aşklarile yaşı. j yabileceklerini zannediyorlar. Bunu söylerken kendi kendilerine «Evlen-” dikten sonra çaresine bakarız, hele bir kere evlenelim!» diyorlar. Bir çifçinin bir at satın alırken gös- terdiği dikkat ve itinayı gençlerimi-# zin de evlenirken göstermeleri lâzım geldiğini ve beğenmeden, evlenmek. ten ise münasebeti kesmenin daha hayırlı olduğunu kendilerine anlat- mak kabil olsaydı ne iyi oturdu! Evlilik hayatına gelince buna dair kızlara diyorum ki: «Kocanızin ihti. yarlarım daha iyi anlamağa çalış- maktan geri durmayınız. Onun gös- terdiği sebebleri dinleyiniz, onları an- lıyacak ve onlara tahammül edetek kadar yükselmeğe gayret ediniz.» Kadın çorapları Dün bir toplantı yapıldı, bir ı ildi “e İpekli kadın çoraplarının sağlam- lığını temin maksadiic verilen karar- ları tatbik etmek üzere seçilen Koton. çorap encümeni dün de Mili sanayi e e e ei saisine devam etmiştir. ay için 3500 liralık tahsisat ayrılmış. tır. Mütehassısa ayda 500 lira kadar maaş verilebilecektir, Senebaşından itibaren 60 denyedeni aşağı çorap yapılmıyacaklır. Elinde müsait ipliği bulunanlar çoktanberi ince çorap imaline nihayet vermiş bulunuyorlar, Diğerleri için de sene- başına kadar mühlet verilmesi müs hasip görülmüştür. i Diğer an dün ge bir , de