27 Eylül 1938 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6

27 Eylül 1938 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sahife 6 i "2 .. .. .. Üzüm kürü (Son günler zarfında aldığımız bemen bütün mektuplarda, hep ay- ni sual soruluyor: Üzüm kürü nasıl yapılır? Bu mektuplara ayı ayrı cevap vermek sekiz on defa ayni geyi tekrar etmek demektir. Bunun için hepsine birden burada cevap veriyoruz). Üzüm kürünün vücude fevkalâde faydası vardır. Bununla beraber üzüm kürüne başlamazdan evvel aile doktorunun fikrini almak endoğru harekettir. Üzüm kürü üç türlüdür: Birincisi her gün yemeklerden evvel birer sal- kım üzüm yemektir. Sabah kalkınca 200 den 400 grama kadar üzümü ağır ağır yemeli, bir saat sonra kahvaltı etmeli. Öğle ve akşam ymeklerinden birer saat evvel gene 200 den 400 gra- ma kadar üzüm yemeli, Bu tertip üç dört hafta sürmelidir, şişmanlamak istiyenler için çök faydalıdır. İkinci kür tarzı haftada iki gün yal- hiz üzüm yemektir. Sabah kalkınca iki yüz gram, öğle yemeği yerine bir kilo, akşam yemeği yerine de 800 gram üzüm yemelidir. Başka hiçbir şey, yemek veya ekmek yememelidir. Pek tahammül edilemezse bir gevrek yenilebilir. Gün arası susandığı 74- man sıkılmış bir fincan taze üzüm suyu da içilebilir, Bukür tarzı üç dölt ay sürmelidir. Zayıflamak isti- yenler için gıdadan kesmeden birkaç kilo vermek kabildir. Üçüncü tertip, en müessir olanıdır. On gün veya iki hafta süren bu kür müddetince üzümden başka hiçbir şey yenilmez, Sabah kalkınca yarım kilo, öğle yemeğinde bir kilo, akşam yeme- ğinde de 750 gram üzüm yenilmeli- dir. Üzüm pek çabuk hazmolduğu için | ilk günler pek çabuk acıkılır, O za- man bir kahve fincanı üzüm suyu iç- mek lâzımdır. Bu kürü yaparken za- yullamak, veya şişmanlamak tehlikesi yoktur, Çünkü üzüm vücüdü temiz- ler, Astritik olanlara, karaciğerinden muztarip olanlara, albümini olanlara üzüm kürü faydalıdır. Safranın işle- mesine yardım eder. Üzümün faydalı olması için olgun, tatlı ve çürüksüz olması lâzımdır. Bu kürlerin iyi netice vermesi için üzüm yenilen günler açık havada uzun gezintiler; daha doğrusu yürü- yüşler yapmak elzemdir. Ayakkabıyı nasıl parlatmalı? Evde ayakkabı boyandığı zaman cllâ sürüldükten sonra on dakika ku- rumağa bırakmalı, fırça ile parlat- malı, sonra hafif nemli bir bezle sil- meli ve yünlü bezle parlatmalıdır. Ayakkabı fevkalâde parlar. MEŞ'UM Nakleden: (Vâ - değil. Belki de kendin el kapılarına dü- Kadın içini çekti: — Allah her ferdin rızkını verir, Öm- rüm oldukça bu öksüze bakmak boy- numa borç olsun! ? Çeteci, biran düşündü. Sonra başı- nı sallıyarak: — Filhakika söylediğin doğru... Ha- yat belli omazl... Belki de Allah bana ömür verir; işlerimiz düzelir; gene es- ki feraha kavuşuruz! Varsın Şermin aramızda kalsın... Harbin sonuna ka- dar bizimle yuvarlansın, dursun... Ba- kalım sonra Allah ne göslerecek?.. | Malik beyin konukomşu arasında «Güllür diye tanınan hemşiresinin yatağında yatan Şermin o sırada uya- narak, yastıklar arasından sevimli başını kuldırdı, Yanakları pembe pem- be, saçları altın gibi parlıyordu. — Güllü hale... MALI ariza «Dİ Ye seslendi, Kadın, Çocuğa doğru muna i Aşk ve macera romanı Nü) İK ZA Sonbahar modellerinde, manto ve dibiselerin garnitürleri (o ekseriyetle maile konulmuştur. Birkâç model dercediyoruz: 1 — Siyah yünlü manto: Lütr kür- künden yakası vardır, Ayni kürkten enli bir yol yakadan başlıyarak kalça üzerine kadar inmektedir. 2 — Koyu yeşil yünlüden sâde el- bise: Bluz ve etek mailen iliklenmiş- Çikolatalı kurabiye On sekiz, yirmi kuruşa satılan bir paket çikolatayı küçük parçalara kırarak bir kaşık su ile hafif ateşte karışlıra karıştıra erilmeli, Dört yumurtanın yalnız akinı bir tutam sofra tuzu ile sert bir köpük haline gelinciye kadar telle vurmalı, Yavaş yavaş akıtarak çikolatayı yu- murta köpüğüne karıştırmalı, Beyaz kâğıtlar üzerine birer kaşık koyarak dizmeli, Üzerine makineden geçmiş badem serpemli ve hafif fırında bir saat pişirmeli, Bu kurabiyelerin üzerleri sert, içle- ri kaymaklı olur. Boğaza kaçan kılçık nasıl çıkartılır? Balık yerken kazara bir kılçık yutu- lursa, ekseriyetle boğazda batıp kal- dığı hissedilir. Bir iki iri lokma ekmek çiğneyip yutmak bazan kılçığı indirir, Fakat bir iki yudum sirke içilirse kıl- çık derhal çıkar, KADIN Tefrika No, 18 döndü. İhtiyar adam hemşiresinin ar- kâsından bakarak, kirpiklerine toplâ- nan bir damla yaşı sildi. Ve sonra, O da miniminiye yaklaşarak, çocuğu öptü. Tıraşı uzamış yüzü Şerminin taze tenine batınca, kız, gülerek, şi- marık şımarık, erkeğin pos kıranta bıyıklarını çekti, Malik, kendi kendine: «— İyi ki ahkoyduk... Allah bize, biz ona... Hem belki rızkını da beraber getirir!» Diye düşündü. sss Feridunla Cenanın kurdukları aile kadar geçimli, imtizaçlı pek az yuva- ya raslanırdı... Almanyadayken, bu karı koca, her. kesin takdirini, hürmetini kazanmış- tı. Cenan şimdi kocasını gayet derin ve coşkun bir aşkla seviyordu. Bu his- si, erkeği tanıdıkça, yavaş yavaş kal binde büyümüştü. Feridunun nezaketi, dürüstlüğü, karısma karşı gösterdiği alâka ve hür- meti genç kadın üzerinde derin bir tesir uyandırmış ve onu, kocasına kars | 2 HD il tir. 3 — Akşam giyilecek siyah ipekli- den eihise: Kolları ve omuzları siyah danteldendir. Ayni dantelden bir an- tredö birkaç sıra bluz ve etek Üzerine konulmuştur. 4— Mor renk ince jerseden elbi- se: Belde toplanan drapesi üç yap- raktan yapılmış bir klipsle tutturul- muştur. Yakasında ayni yapraktan Yorgunluğu gidermek için Banyo suyuna bazı maddeler karıştırmalıdır Uzun gezintilerden avdet edince vü- İ cudü tamamile dinlendiren ve yeni bir zindelik veren yegâne şey banyodur. Tık su ile yapılacak banyodan daha çok faydalı olanı tarif edeceğimiz ter- tiptir: Bir değirmi tülbent, yahut savaş- pur içerisine şu sayacaklarımızdan birer avuç koymalı; 'Tefne, milisa, nane, lâvanta çiçeği, anason, biberiye, kekik, razyane.. Değirminin uçlarını bağlıyarak bir çi- Kın yapmalı, Fıkır fıkır kaynıyan bir tenecere su içine atarak bir çeyrek sa- i at kaynatmalı, çıkını el içerisinde e2€- rek suyunu çıkarmalı ve tenceredeki su ile banyodaki su içerisine boşalt- malı, Yarım bardak kâfurulu ispirto ilâve ettikten sonra banyo yapmalı. İnsanda katiyen yorgunluktan eser kalmaz. şı sarsılmaz bağlarla bağlamıştı. Fas kat bu zahiri saadetin altında bir ebe- di azap Cenanın kalbini kemiriyordu. Ah, neden vaktile o menhus herife raslamışlı da kendini beyhude yere lekelemişti ve şimdi bu son derece tak- dir ettiği, çıldırasıya sevdiği Feridu- na bütün samimiyetle ruhunu açamı- yor; daima ondan saklıyacak bir ta. rafı bulunuyordu? Bu üzüntü genç kadının neşesine hall oluyor; onu böyle dalgın ve me- yus gören Feridün ise, kendi kendine: «— Karımın bir düşüncesi var... Ga- Uba bana alışamadı!» Diyerek üzülü- yor, kıskanıyordu. Harp müddetince Cenanın düşün- celi halini vatanın uğradığı felâketle- re atfetmekle beraber, başka gizli bir derdi olduğundan da şüphelenmişti, Hele İstanbula gitmeğe karar verdik- leri zaman gösterdiği sevinç, erkeği büsbütün kuşkulandırdı. — Pek memnün oldun galiba? Genç kadın hissiyatını yenmeğe Çâ- balamadan: — Evet! - Dedi. - Çok, çok! Kızından daha kolay haber âlmak fikrile sevinirken, birdenbire, Kocası- na karşı manevi ihanetinden mahçup kalarak kekeledi: — Evet, momnunum... Çünkü an- nemle hemşiremi göreceğim gelmişti. Onlara kavuşacağım! Feridun, külbini mütemadiyen ke- pal başka bir klips vardır. 5 — Siyah krep marokenden elbise; Sağ omuzdan gelen pembe krepten bir eşarp siyah kadife kemer altından geçerek eleğin ucuna kadar inmek- tedir. 6 — Kahve rengi yünlüden kostüm: Kahve rengi astrakan kürkü tayör üzerine mailen konmuştur. Yakası ve düğmeleri astrakandandır. Nezleye karşı ilaçlar Son günlerin yağmurlu, rütubetli havalarında nezlelenenler pek çoktur. Nezleyl hafifçe geçirtmek için ilk ak- sırışta, taze tentür diyot bulunan bir şişenin açmalı, ve derin nefes alarak koklamalıdır. Tentür diyot Kokusu öksürtünce şişeyi kapamalı, Matlüp hasıl olmuş, nefes boruları de- zenfekte edilmiştir. Evde Lenlür diyot yoksa, iyi cins kolonya suyu, yahut kâfurulu ispirto koklamak ta faydalıdır, Amonyak koku- lamak ayni tesiri yapar. « Diker şapka salonu Ankara Çocuk Sarayı eaddesi Çocuk İ) Esirçeme Kurumu binası karşısında sahibi ve direktörü bayan Müzeyyen Diker son Avrupa seyahatinden av- det etmiştir. Beraberinde getirdiği san moda şapka örneklerini 1/10/93$ den ( miren kıskançlığın tesirile sarararak: — Doğru... Hakkın var... - Dedi, Harp, mütareke, milli zafer, biribiri- ni takib etti, Türkün silâh, konferans, | inkılâblar sahasındaki şanlı muvaffa- kiyetlerinden sonra bir gün Refika hanımefendi: | © — İzmire gitmek istiyorum! Epey İ zararlara uğramışım ama, ehemmiye- ti yok... Çiflikleri bir dolaşmak lâ zam... Köşke koydurduğum tamir de bitti, Bir kaç ay kalırız! Haygi, çoluk çocuk hep birden gidelim! - Dedi. Feridun bey: — Hay hay!.. - Diye cevap verdi. » Cenan muvafık görürse ben memnu- niyetle kabul ediyorum. — Bence de bir mâni yok. Leman söze karıştı: — O münzevi yerde sıkıntıdan pat- lıyacağız!... Bir Avrupa seyahatine çıksaydık dalia memnun olurdum... Garbdeki serbes ve eğlenceli hayatı Cenan, küçük kardeşinin Avrupayı görmek arzusunu değil, serbes hayatı özlemesini hayretle dinliyordu. I#- mana verilen terbiye tarzının çok bo- zuk olduğunu hissediyor; fakat fazla karışmak ta istemiyordu. Refikn hanım: — Orada da eğlence eksik olmaz, meraklanma yavrum! «- Diye şımarık kızını okşadı. - Bir çok ahbâblar davet edeceğim, Moda haberleri # Kürk mantolar, yumuşak ol- ması için ensiz yollara taksim edi- Terek krep jorjet üzerine dikilmek» tedir. Bu suretle manto vücudün biçimine daha iyi uymaktadır. X Kürk mantolar ekseriyetle bele kadar sıkı, aşağısı bol ve go- delidir. Xx Bu kış manşon çök kullanıla- caktır, X Siyah, kahve rengi ve lâci- verllen başka bu kış en fazla mo, mavi, zeytuni ve yakut kırmızısı giyilecektir. * Simli ve boncuklu işlemeler çok revaçtadır. A Kışın giyilecek elbiselerin etekleri kısa olduğu için kostüm tayörle ve mantolarla (getr) giyi- lecektir, Bunlar ekseriyetle jer- şeyden yapılacaktır. X Kürklen bolerolar modadır. 4 Elbise kolları siki ve uzun ya- pılmaktadır. # Kadije üe yünlü karışık, tül ile ipekli karışık elbiseler moda- dır. Deniz suyundan kuruyan saçlar Neriman, L.: 1 — Saçlarınızın deniz suyu ve güneşten müteessir olarak kuru- ması pek tabiidir. Buna karşı en İyi ilâç yağ banyosudur. Küçük ve derin bir kap içerisinde dört beş çorba kaşığı miktarı hintyağını ate- şe koyup ııtımız. Ilıktan biraz fazla sı- cak olünca başınıza döküp saçlarınızı masaj yapımız. Masaj yavaş, fakat bastı- rarak yapılmalıdır. Bütün saçiar ve Kök- leri iyice yağlandıkten sonra sıcak bir havlu ile başınızı güzelce örtünüz. Yarım saat sonra her zamanki gibi saçlarınız yıkayınız. 'Haftada bir bu tertibi yaparsanız çok faydasını görürsünüz. Hintyağı yerine zeytinyağı da kullanılabilir, fakat tesiri daha azdır. 2 — Kirpiklerinisin uzaması için her akşam yatarken şu pomattan (sürme çeker gibi) sürünüz: Asit gallik 1 gram, vazelin 10 gram, bintyağı 4 gram, lâvanta çiçeği esans 8 damla. Şurubun köpürmemesi için Büyük şişelerde muhafaza edilen şuruplar açıldıktan ve az miktar sar- fedildikten sonra saklanırsa ekseri- yetle köpürür ve ekşir. Kullanılan şi- şeye bir parça temiz ve saf tebeşir atı- lırsa köpürmenin önüne geçilir. Sonra, damadına dönerek: — Yeni hükümetin size verdiği va- zifeyi kabul ediyor musunuz? — Vallahi valideciğim, henüz mü- tereddidim. Ben biraz olsun vatanım- da kalmak istiyorum. İstanbulda ya- hud Ankarada çalışmak arzusunday- dım. Fakat âmirlerim beni gene hari- ce yollamağı muvafık buluyorlar. Ta- bil, neticede kabul etmek düşecek! Cenan böyle bir yeni seyahat ihti. mali karşısında fena halde üzüldü. O gizliden gizliye Kadriyi ve Pembeyi aratmakla meşguldü. Henüz hiç bir haber alamamıştı. Son çektiği telgra- fa da şu cevap gelmişti: Kadri ve ailesi bulunamıyor. Harp esnasında köy yanmış. İzleri belN değil, Bu feci haber genç kadını fena hal- de sarstı. Pembe ile Şermin nertler- deydi? Mutlak köye gitmek, orada iyi- ce araştırmalar yapmak istiyordu. Fakat vaziyet tehlikeli... Kocasının kendisini kıskandığını hissediyor. Bu İşi ondan gizli nasıl becerecek? İşte, İzmire gitmek, en büyük fır- sati,. Cenan, ihtiyar teyzesile çocuk- Tuğunu geçirdiği köşke girdiği zaman içini derin bir hüzün kapladı. Halide hanımın boynuna atılmağa, onun göğsüne sığmmağa ne kadar ihtiyacı vardı. Zaten o sağ olsaydı muhakkak ki Şerminin de izi kaybolmazdı. (Arkası var) ,

Bu sayıdan diğer sayfalar: