Deniz aşkı Büyük 'Türk denizcisi Barbarosun dörtyüzüncü yıldönümünü kutlarken, kendi kendimize bir sunl soralım; — Denizi kâfi derecede seviyor mu- yuz? Cevab hazır: — Tabii!... Sevilmez mi? Evinde, Marmaraya yahud Boğaza nazır bir penceresi olmak... Yaz gün- leri bunu açmak... Püfür püfür poy- rüza göğsünü vermek... emar ma yanaştığını seyretamek... Ne iyi pılsaydı, biribirimizin önüne halil ke- silmeseydik, bu lâtif manzaralardan hepimiz nasip alırdık. Bundan sonra, İstanbul ve diğer şehirlerimiz buna göre ilerliyecekmiş, Deniz kıyılarına inen yollarımız ola- cakımış... Sahillerde yaşadığımız hal de tuzlu suyun nimetlerinden mah rum kalmıyacakmışız... Fakat... Bu kadarla mı kalmalı? Birçok Türk çocukları, Kastamonu- | Belediye otobüsleri! Tedkikat bittik- ten sonra sipariş » edilecek Belediyenin Avrupadan getirteceği otobüsler hakkında tedkikatta bu- lunmak üzere Viyanada toplanan beynelmilel temizlik kongresine işti- rak eden makine şubesi müdürü B. Nusret ile makine mühendislerinden B, Tarıkın memur edildiğini yazmış- tık. B. Nusret ve Tarık bugünlerde Londraya gideceklerdir. İktisad Vekâleti, memleketimizde otobüs ve kamyonların benzin vo mazot yerine havagazı ile işletilmesi için bir müddettenberi tedkikat yap- maktadır. B. Nusret ve Tarık, bilhas- lu iken, yani yalı uşağı değilken, de- | nizci olmak istidadını gösteriyorlar; ekmeklerini sudan çıkarıyorlar. Buna mukabil, - İstanbullular bu meyanda olmak üzere « pek çoğumuz Barbaro- sun türbesine karşı cidden mahcub vaziyetteyiz... Deniz!... Ezeli sunli kendi kendimize gene soralım: Kaçımız ondan hakkile isti- fade ediyoruz?... Kaçımız yüzmek, kürek çekmek, yelken kullanmak, ba- lik tutmak, bir metörü yürütmek bi. oruz ve bulutların mânasını, mar- tıların ve karabatakların dilini anlı- yoruz? Genç nesil, plüjlara rağbet etti; fa- kat kumsal pek kıyıdır. Kotracılığa heveslenenler var? Bu da engin sayıl. maz. Hiç olmazsa denizciliğin bu kada- nn, yalnız mahdud bir zümrenin marhariyeti olmaktan çıkarsak, tama- mile harcıâlem hale getirsek... $ı duha fazla alâka göstermek sureti- le Barbarosun ruhunu şad etsek.. Hattâ, ne bileyim, - gülmeyiniz - me- selâ şimdikinden daha fazla balık is. tihlâk suretile... Çünkü, böylelikle, neslimiz daha iyi gıda alacaktır; balık fazla satıldığı için, birçok vatandaş. larımız, daha çok denize çıkacaklar. dır. Biz İsviçre gibi bir kara memleketi değiliz. Her tarafımız denizler ile sarı- lıdır. Bütün saadetler gibi bütün teh- likelerde oradan gelebilir, Onun için, denizdeki gurub iltimalarına karşı ak- sam üzerleri kadeh çakıştırmak elbet. te kâfi bir denizcilik alâkası değildir! Denizi bambaşka şekilde, bambaşka ruhta sevelim... Kendimizi milli ananemize uygun olarak tam münasile bir denizci mil. let yetiştirmek için hepimiz denizin bir unsuruna merak sarmalıyız. Barbarosun şanına lâyık torunlar, ancak denizin her şeyine merak sar. mış bir millein içinden çıkacaktır. Oltaya yem takmasını öğrenmek bile denizciliğimiz nam ve hesabına güzel bir jesttir. (Vâ - Nü) mam Damadı dövdü Beyoğlunda Çiçekçi sokağında oturan bayan Marika, polise müracaat ede. rek, damadı Hhisto tarafından dö- güldüğünü iddia etmiştir. Polis, bu zorlu damadı yakalıyarak mahkemö- ye vermiştir; sa bu bakımdan tedkiklerde buluna- caklardır. Bu hususta verecekleri Ta- por, Vekâletin ittihaz edeceği kara- ra müessir olacağı gibi, belediyenin de getireceği otobüslerin benzin, ma- | zot veya havagazı ile müteharrik ol- malarını tercih etmesinde de âmil olacaktır. B, Nusret ve Tarik şehri- mize döndüklen sonra belediye do » İktisad Vekâletinin kararını alarak - otobüs şartaameşini tanzim edecektir. Mendil | yüzünden cerh Osman ve Neşet adlarında iki kişi bir mendil meselesinden kavga etmiş- iler, Neşet bıçakla Osmanı yaralamış- tır. Maznun Neşet dün Sultanahmed ikincisulh ceza mahkemesinde muha- keme edilmiş, Osmanın tahriki ile bu suçu işlediği sabit olduğundan 12 gün hâpsine karar verilmiştir. Tepebağı cinayeti Maznunun vekili kabahatin maktulde olduğunu iddia ediyor Topkapı haricinde Tepebağı deni- len yerde bir futbol meselesinden kav- ga tderek Sabahaddin adında bir genci bıçakla öldüren 16 yaşında Ahmedin muhakemesino dün ağır- ceza mahkemesinde devam edilmiştir. | Dünkü celsede maznunun vekili mü- dafaasmı yaparak: — Bu katıl hadisesinde müekkilin Ahmedin suçu yoktur. Vaka, ölen Sabahaddinin ağır tahriki netice- sinde olmuştur. Cinayetin müsebbibi ölen Sabahaddindir. Onlar hem mü- ekkilim Ahmedin elinden topunu al- mışlar, hem kendisini dövmüşlerdir. Müekkilim, bunun elinden kurtula- mıyatağını anlamış, gençlik heyeca- nının da tesirile çıkan kavgada mü- essif vaka meydana gelmiştir. Mah- kemenin adaletini bekliyoruz. Demiştir. Başka bir diyeceği olup olmadığı sorulan maznun Ahmed de: —- Bu işte benim kabahatım yok- tur, Beraetimi istiyorum. Demiştir, Mahkeme, evraki tedkik ederek kararını vermek üzere muhâ- kemeyi başka gün güne bırakmıştır. Düğünden ev evine dönerken Kadıköyde oturan Kâmil isminde biri, evvelki gece Kayışdağında bir ahbabının evindeki sünnet düğününe gitmiş, bir hayli rakı içtikten sonra geç vakit evine dönmüş, fakat tam evinin kapısına geldiği sırada düşerek yaralanmıştır. Polis, Kâmili tedavi al- tına aldırmıştır. Karilerimizin fikri Ada vapurlarında hava tertibatı yapılamaz mı? Bu serlâvhayı gören okurlarımız değil amma bu vaprların idaresi bel- ki yeni bir lüks istediğimiz yahut fazla bir konfor meraklısı olduğumu- za kali olacaktır. Halbuki; içimizde senelerdenberi sakladığımız bir acı ile söyliyelim ki, bahsetmek istediği- miz şey ne bir lüks, ne Amerikanvari bir konfordur. En basit şeklile bir sıhhat mesele- sidir. Fakat, nasi bir sıhhat mese- esi olduğunu anlamak için bu Ada vapurlarmın akşam ve sabah kala- balık zamanlarında içinde bulunmak lâzımdır. Düşününüz ki, beş altı üyz- den bine kadar insan kapalı bir kaç salona yanyana oturtulmuştur. Ve en aşağı bir saat bu şekilde have bunaltıcı dakikaları gittikçe dar yorucu olan bir seyahate çikmış- lardır. Hole, vapurun (aşağısında millet ceketlerini çıkarmış, vakalarını sök- ursm buram ter içinde pes- adamakılı ir ne yapacaklarını guldürleri.. İşte, sonbahardaki Ada seyahatleri aynen böyle günlerbe, hsftalarca de- vam eder. Ve nihâyet, bıkanlar ya- kasını kurtarıp kendilerini sahili se- lâmete atarlar" Eski Akay idaresi bu hall seneler- ce görmedi; fakat, yeni Denizbank idaresinin Uk mevsim olarak © vâkıf olacağı bu hale bir nihayet vereceği- ne kimsenin şüphesi yoktur. İstediğimiz şudur: Bu uzunca s6- ferli vapurlara taze deniz havasını alıp boşaltan tertibat koymak. Bu tertibatın nerede ise yüzüncü yüdörümü gelecek, biz bu yıldönü- münü beklemeden halka bu istirahat hakkını verelim! Ayın Cim Saçları ondüle makinesinde kavruldu Bayan Karolin berber aleyhine dava açtı Dün yine müddelumumiliğe öndüle makineleri yüzünden bir şikâyet vaki olmuştur, Davacı bayan Karolin adında bir kadındır. İddiaya nazaran bayan Karolin Beyoğlunda bir berber dükkânına giderek saçlarına, öndüle yaplırmak istemişiir. Fakat öndüle yapıldıktan biraz sonra bayan Karo- Jinin saçları yanıp kavrulmuş ve dö külmüştür. Bunun üzerine bayan Karolin bir istida İle müddelumumiliğe müracaat ederek hadiseyi anlatmış ve saçlarını yakmak suretle güzelliğini bozduğu için berberden davacı olduğunu bil | dirmiştir. Müddelumumilik bayan Karolini adliye doktoruna o gönder- miş, B, Enver Karan tarafından mu- ayenesi yapılmıştır. Bayan Karolinin saçlarını yakan berber hakkında ka- nuni takibata girişilmiştir. Taşla iki cerh vakası Haliç Fenerinde oturan Nezih is minde bir çocuk elindeki lâstik okla taş atmakta iken Nahid isminde bir çocuğun gözüne isabet ederek yara- lanmasına sebep olmuştur. Selimiyede oluran Mürüvvet ismin- de bir kadın da, kapısının önünü kir- leten Bürhan isminde bir çocuğun başına taş atarak yaralamıştır, Suçlu kadın yakalanarak mahkemeye veril- miştir. | Barbaros ihtifali yük denizcinin hatırası merasim- le anılacak Bugün büyük Türk denizcisi Bar- baros Hayreddin paşanın Preveze zâ- ferinin dört yüzüncü yıldönümü par- lak hir porgramla kutlanıyor. Bugün saat 10 da başlıyan bu ihtifal kara- da, denizde ve havada olmak üzere yapılacak. ve gece de büyük (Türk kahramanının şerefine şehir dona- nacaktır. Bu arada Kızkulesi, Şemsi- paşa, resmi daireler tenvir edileceği gibi, Berbarosun türbesi de Belediye tarafından gayet zarif bir şekilde ay- İ dınlatılacaktır, Bu maksadla kubbeye büyük bir beyaz fener, türbe kapısına da gemilerde olduğu gibi biri yeşil. diğeri kırmızı olarak iki büyük fe ner konmuştur. Bu suretle türbeye bir gemi manzarası verilerek tenvir edilec Merasime saat 10 da İstiklâl mar- şile başlanacak ve Ortaköyden Gala- ta limanına ve Marmaraya doğru İ uzanan bir deniz geçid resmi yapıla- caktır, Bu deniz geçid resmine her ve neviden deniz vesaiti iştirak edecektir. Deniz geçid resmine Yeşil- köy hava meydanından hareket ede- cek bir tayyare filosu da iştirak ede- cek ve İayyarelerden denize çelenk atılacaktır. Bugünkü merasimin en dikkate şayan noktasi şudur: Barbaros zamanındaki denizci kı- yafet ve silâhlarla mücehhez olan iki | deniz neferi türbe avulusundaki di- reğe Türk Yi çekeceklerdir. Haydarpaşa a Köprüsü İnşaata başlanmak için bütün hazırlıklar tamamlandı Haydarpaşada tren hattı üzerinde yapilacak olan fevkani köprünün in- şasına başlanmak için bütün hazır- lıklar tamamlanmıştır, Bu köprünün bir kısmı, bir taraftan Üsküdar cihe- inden gelecek olan tramvayların Hay- darpaşadan Kadıköyüne geçebilme- leri için eski geçid yerine muvazi ş€- kilde, diğer kısmı da Haydarpaşa ga- rından itibaren geçid köprüsüne bağ- Janacaktır. Bu inşaata başlanabilmek üzere toprak tesviyesine başlanmıştır. Bu münasebetle eski Haydarpaşa İstas- yonu binası, rovizörlük dairesi ve va- gon garajı kaldırılmaktadır. Bu işler ikmal edildikten sonra asıl köprünün inşasına bi başlanacaktır. Mezarlıklar tesisi için Bele- diye bütçesinde tahsisat Belediyenin, bu seneki bütçesinde mezarlıkların tesis ve tanzimi için 30 bin liralık bir tahsisat vardır. Bu paranın on bin lirası Zincirlikuyuda- ki asri mezarlığın tesisine sarfedile- cektir, Bu mezarlığın yapılmağa baş- lanan harici duvarları ikmal edildik- ten sonra mezarlıkta cenaze namaz- ları için bir mesçit, bir gasılhane, mö- mürin ve istirahat daireleri yapıla» caktır. Bu inşaat ikmal edildikten sonra mezarlığa umuma mahsus ce- Dazeler gömülecektir. Bu inşaat da iki ay içinde ikmal edilecektir, Bay Amca rıhtımda !.. #uyler urpertici Uvtumunu Yağmur bütün hızile boşanıyor. Daracık dükkân saçağının altında çamurlu su serpintilerinden korun- mak için sırtlarmı duvara yapıştır. muşlar, hararetli hararelil konuşu- yorlar:; — Nasıl oldu, işler biraz düzelmeğe başladı mı bari? — Ne gezer canım? Gittikçe arap merak ediyordum. Maamafih bu da- ha mühim. Hakikaten vaziyet fena, Ucu bize de dokunur mu dersin? — Orasını bilmem amma, alışveriş korkulur, Dumanlı kahvede pencere önüne sokulmuşlar, başbaşa gazeteye baka- rak münakaşe ediyorlar: — Çembörlayn de beceremezse bu karışıklığın düzeleceği yok. — Desene, gene muharebe korkusu baş gösterdi — Ne söylüyorsun yahu? Muhare- benin korkusu değil, kokusu başladı. Mahalle arasında karşılıklı evlerin pencerelerinden genç, ihtiyar bir sürü kadın başları uzanmış, her kafadan bir ses çıkıyor: — Avrupa memleketinde gene orta- Lık karışmış. Akşam bizimki biraz anlattı da aklım başımdan gideyazdı. — Vah vah. Yağmurlardan sel mi basmış acaba? — Ne seli kardeş, ne seli? Muhare. be kargaşalığı varmış, — Aman Allah muhafaza eylesin. Mübarek ramazan da geliyor. Şimdi muharebenin sırası mi imiş? Annesinin omuzuna tırmanarak kafasını uzalan afacan haykırıyor: — Teyze, bu iş sıra ile değil, para ile olur. Biri top sakallı, orla yaşlı; öleki kaytan bıyıklı, müstehzi bakışlı bir delikanlı, Tramvayın sahanlığında konuşuyorlar: — Harp gittikçe yaklaşıyor. Delikanlı ciddi bir eda ile omuzları- nı kaldırdı: — İmkânı yok. Katiyen harp ola- maz. Çünkü İngiltere henüz askeri hazırlığını ikmal etmemiştir. Top sakallı zat müstehzi bir tebes- sümle başını salladı: — Evlâdım. Ziyafet hazırlığı bile açıktan yapılmaz, Mer gün sokak aralarında saklam. baç, hırsız polis oynıyan çocuklar bile oyun şeklini değiştirdiler, Karşılıklı iki kısma ayrılarak değnekten atlara binip tahtadan tüfeklerle muharebe oyunları yapıyorlar. * Cemal Refik na Gazi köprüsü için iki romorkör geldi Gazi kâprüsünün müleshhidle ya- pılan mukavelesine göre, köprünün açılıp kapanma işind4 kullanılacak iki romorkör limanımıza gelmiştir. Bunların kabul muameleleri bu gün- lerde yapılacaktır. Bu romokörler, Galata köprüsünün açılıp kâpanma- sında kullanılan romorkörlere çok faiktir. En fena havalarda bile sula- rın cereyanına mukavemet ederek köprünün açılıp kapanmasını kolay- ca temin edeceklerdir. Bu romorkör- ler icabında Galata köprüsü için de kullamlacaklardır, Ruhsatsız avlaniyormuş Bektaş isminde biri, ruhsatiyesi ol- madığı halde, Kâğlhane tivarında avlanarak halkı heyecana verdiği ei- hetle yakalanmış, Beyoğlu sulh cezâ mahkemesine verilmiştir.