AKŞAMDAN AKŞAMA m mmm Birini yaparken birini bazmiyalım İstanbul tiyatrosundan bazı artist lerin Ankara sahnesinde ve yeni Eti. mesut radyosunda çalışmak üzere hü- kümet merkezimize alınacaklarını; hattâ, şimdiden bir kaçının alındığını öğreniyoruz. Türk temaşa müesseselerinin adet ce bugünkü mahdudluğu elbet gayri tabiidir, Değil bütün millete hattâ koskoca bir şehre bir tek tiyatro az- dır. Her yerde türlü türlü seviye, çağ, zevk ve temayüllere hitab eden mües- seselerimiz o bulunmalıdır. Bunların her biri manevi duvarlarla da çevrile- mez. Elbette birinin unsuru, diğeri ta- ralından alınacaktır. Bu, bazan terfi ve terfih, bazan ayartma, bazan de maya şeklinde olacak: Acemi kuşların yanına iyi ötenlerin konulması ka- bilinden, mevcud sahnelerimizde ken- dini gösteren üstadlar, yeni eleman- ların başına geçirilecek... Nitekim Ankaraya da böyle maya- lık üstadlar zaten gitti: Raşid Rıva, Şadi, Ercümend Behzad... Şimdi dikkat edilecek bir şey var- dır. O da, yenisini yapalım derken, mevcudu bozmamaktır. On iki sene evvel İstanbul Şehir Ti- yatrosu on iki kişi ile işe başladı. Bu- gün seksen kişilik bir kadrosu var. Her türlü tenkidlere maruz kalarak çalıştı. Vodvil ve dram çerçevesini, Ertuğrul Muhsinin iddiasma uygun olarak ve azmi, çalışması sayesinde kırdı. Bay Muhiddin Üstündağ, bu yüksek sanatkâra inanmak ve her şe- yi onun - yalmız sanatkâr değil « aynı zamanda teşkilâtçı kabiliyetine de ter- ketmek suretile, aldanmamıştı. Şimdi şehrimizde, en ileri bir tiyatro şehri halkına bile iftiharla seyrettirilecek bir sahne vardır. Bu neticeye varmak için, bir sistem- le çalışılmış, yeni unsurlar yetiştiril- miştir ki kiymetli artist Ercümend Behxzadda tekâmülünü bu cihaz için- deki tecrübelerine medyundur. Şimdi Ankaradaki mayalık üç ta- nınmış ve tecrübeli artist, kendi bil. gilerini, görgülerini, teşkilâtçı kabili. | yetlerini hükümet merkezimizin sah- nesini canlandırmak için kâfi görme- li, bizim inandığımız gibi, kendi nefis- lerine itimad etmelidirler. İstanbul tiyatrosunda yetişmiş hazır unsurları çekmekten ziyade kendileri yeni yeni genç sanatkârlar yetiştirmek yolunu tutsalar, bülün memleket namına da- ha faydalı olur. 172 tane Halkevi ve bunların cidden kıymetli sahne kolla- rı var, Ben şahsen bir ikisini takdirle gördüm. Ankaranın ve diğer şehirleri. mizin sahneleri için buralar mükem- mel bir fidelik vazifesini görürler. On. | lar üzerinde çalışmalı; gözler onlara çevrilmeli... İstanbul tiyatrosunun bugün geniş samlan kadrosu bile, çok eserleri oynamak icab edince dar geliyor, Al manyaya tahsile giden Semiha Berk- soyun yeri hâlâ dolmamıştır. Sahne- den çekilen Ferihayı, hastalanan Me- leği ölen Kemal Küçüğü arıyoruz. Öy- leyse İstanbul tiyatrosu fazla unsur verebilecek vaziyette değildir. Bütün şehirlerimizin tiyatroları, sene evvelki İstanbul sah- iğneyle kuyu kazırcasına çalışmalı, uğraşmalı, yoktan var et- menin yoluna bakmalıdır. Bu tecrübe, bize, artistin ferden ne kıymette olduğunu da gösteriyor: Memlekette aranılan, kapışılan bir şerefli vatandaştır. Fakat başka tecrübelerden şunu da — Seni sinemaya davetimin bir s8- bebi de ucuzluktur Bay Amca... ŞEHİR HABERLERİ Istanbulun imarı B. Prost evvelâ tafsilât plânını hazırlıyacak Paristen tekrar şehrimize gelen $€- hircilik mütehasası B. Prost'un İs- tanbul ve Beyoğlunun tafsilât plân- larile Kadıköy ve Üsküdarın Nâzım plânlarını hazırlamak için çalışaca- ğını ve ayni zamanda Karabükte ye- niden tesis edilecek ş€ ile Bursanın imarı İşlerini de üzerine aldığını yaz- mıştık. Heber aldığınıza göre mütehassıs, muhtelif sahalardaki bu işlerini si- raya koymuştur. Hükümet Karabük- te tesis edilecek işçi ve memurlara mahsus şehrin biran evvel tesis | edilmesini istediğinden mütehassıs bu iş için süratle bir avan proje hazırlıyarak Sümer Banka göndere- cektir. Bu avan proje banka ve hükümet tarafından tedkik edildiği sırada mü- | tehassisi ta İstanbulun imarı işlerile meşgul olacaktır. Belediye, mütehassısın e gös! lüzum üzerine, ilk beş sened: cak işler hakkında hüküm caatta bulunmuş ve bu işlerin kaça mal olacağını bildirmiştir. Hükümetin bu mürgosatın hü- dud ve çerçevesi dairesinde imar ha- reketlerine o başlanmsama müsaade etmesi ve bu hususta mali yardımlar- da bulunabilmesi için şehir meclisi tarafından kabul edilen nâzım plânı esaslarına göre tafsllât projesinin Nafin Vekâletince tasdik edilmesi lip zımdır. İşte bu sebeplerden dolayı B. Prost evvelâ tafsilât plânını hazrlı- yacaktır. Mütehassısın bu işi en çok üç ay- da tama Üsküdi la nı da yapacağı tahmin ediliyor, Kadıköy ve Üsküdar nâzım plân- Yarının şehir meelisinin şubat, Ool- madığı takdirde nisan toplantısına yetiştirileceği de ümid ediliyor. Eminönü meydanı Bugün yeniden bazı binaların yıktırılmasına başlanıyor Eminönü meydanı için Valide hanı- Karilerimizin fikri Radyo ve spor Evvelce arasıra futbol maçları radyo veriliyordu. Geçenlerde şehrimize gelen Mısır futbol iaki- mile yapılan maçlar radyoya veril- medi. Bu gibi mühim maçlar memleket sporculuğunun yük- selmesinde mühim bir âmil olaca- Jından, Türkiyede mevcud en ehemmiyetli klüplerin yekdiğerile yapacakları maçlarla, Ankara ve İzmirden veya hariçten gelecek olan ecnebi takımlarla yapılacak maçların radyoya verilmesi husu- sunda kıymetli tavassulunuz is- tirhamında bulunarak bu bapta İstanbul Futbol ajanlığı le Radyo idaresinin nazarı dikkatini celbey- lemek üzere lütfen işbu pek haklı dilekçemin güzetenize dercini rica ederim. Şişli Bomonti caddesi No, 23 Feridun Kapman Yeni defterdar Evvelki gün Ankaradan İstanbula geldi Ankara 23 (Ak- şam) — İstan- bul defterdar ğına tayin edilen Maliye Vekâleti tahsilât müdürü bay Şevket Ada- " lan yeni vâzife- âine (başlamak üzere İstanbula hareket etmiştir. Bay o Şevket Adalan mülkiye mektebi mezun- Jarındandır. Ken- disi mülkiyeden çıktıktan sonra evvelâ idâre mesle- gine intisab etmiş ve pekkısa bir müddet idare mesleğinde kaldıktan sonra maliye mesleğine maliye mü. feltiş muavinliği ile girmiştir. Fran- sada staj yapan ve on sene kadar maliye müfetlişliğinde bulunan B. Şevket Adalan, yeni maliye teşkilât kanununun tatbiki sırasında Maliye Vekâleti tahsilât müdürlüğüne ta- yin edilmiş ve iki sene bu vazifeyi B. Şevket Adalan nın yıkılmasile başlanan hareket bu- günden itibaren ikinci safhasına gi- recektir, Bugün, Köprünün Eminönü tarafındaki her iki külübe ile, Valide hanı arkasına isabet eden küçük bir adadaki binaların yıkılmasına başla- nacak, ve bu iş süratle bitirilecektir. İşin bu ikinci safhasının da on beş gün içinde bitirilmesi mukatrerdir, anma biliyoruz: Artist ancak, bir heyeti umumiye içinde, kendi alıştığı grupta daha kıymetlidir ve caziptir. Arkadaş- larından ayrıldığı vakit, eski muvaf- fakıyetini gösteremiyor, eski rağbeti- ni bulamıyor. Hataya düşmiyelim. İstanbul tiyat- rosu en mükemmel kültür mücssese- lerimiz arasındadır. Onu bözmuyalım, Onun gibilerini kuralım. (Vâ - Nü) muvaffakıyetle ifa ettikten sonra şimdiki vazifesi olan İstanbul defter- darlığına tayin edilmiştir. B. Şevket Adalan, müfettişliği s- rasında bütün memleketi tanıması ve idarede ayrıca çalışması dolayısi- le çok iyi yetişmiş değerli bir mali- yecimizdir. B. Kâzım Gürkan gibi değerli bir defterdardan sonra ken- disinin İstanbul defterdarlığına ta- yin.edilmesi çok yerinde olmuştur. Bu vezifesini de muvaffakıyetle ba- şaracağından şüphe etmediğimiz B. Şevket Adalan'ı tebrik eder ve mü- vaffakıyetini dileriz. si. Yeni Defterdarımız B. Şevket Adalan şehrimize gelmiştir. , Haliç vapurları Belediye vaziye- tin aydınlanma- sını istiyor Haliç vapur münal denberi belediye tarafını edilmektedir. Bu üç yıl diye, şirketin senelerdenberi ihmal ettiği vapurlardan hemen hepsini ye- hibâştan tamir etmiş, harab iskele- leri âdeta yenilemiştir. Ancak tamir masrafı o kadar çok tutmuştur Oki belediye, | şirketle münakid mukavele mucibince kendi hissesine düşen parayı bile tamamen alamamıştır. Bittabi bu müddet içi de şirket hissedarlarına da temettü verilememiştir. Vapurların büyük mikyasta ta mirleri bittiğinden bundan sonra an- cak kalafat nevinden tamriler yapı- lacaktır. Fakat belediye, muallâk va» ziyetin: nihayet bulması ve şirketin hukuki vaziyetinin bir an evvel tayi- ni için İktisad Vekâletine müracaat etmiştir. Haber aldığımıza göre, İktisad Ve- kâleti, Haliç müna' tanın hiç bir Arızaya, uğramaksızın temini ve Üç sene içinde vapurların esaslı surette tamiri gibi muvaffakıyetli neticeler üzerine kati bir karar verilmenin zamanın geldiğini takdir etmiştir. Esasen şirket hissedarlarından çoğu da şirketin satılmasına taraftardırlar, Belediye, pek yakında şehirde oto- büs münakalâtını bizzat idare et- meğe başlıyacağından Haliç müna- kalâtı etrafında da kati bir karar vermek . Eyüb ile Eminönü arasındaki bü- yük sahil yolu açıldıktan sonra bu sahile vapur kalmıyacaktır, Ka ç yolu vapur seferlerine lüzum kalmıyacak, münakalât otobüsle yapılacaktır. Bu itibarla Haliç şirketi vaziyetinin bir an evvel halli lâzımgelmektedir. Garip bir vaka Ürken hayvan bir kapıyı kı- rarak kulübeye girdi Dün Feriköyde garip bir vaka ol muştur, Fuad isminde bir arabacı tek beygirli arabasile Feriköyden geçer- ken, yolda taş yığınları bulunan bir yere tesadüf etmiştir, Hayvan, bu taş yığını karşısında her nedense birden- bire ürkmüş ve gemi azıya almıştır. Fuad hayvanı zaptemeğe çok uğ- rTaşmış ise de muvaffak olamamış, bey- gir de bu sırada kâyışlarını kopara- Tak başıboş alabildiğine koşmağn baş- lamıştar. Eeygir başıboş bir hayli dolaşmış, kenar mahallelere kadar gelmiş ve Atmenuhi isminde bir kadının kulü- besi önüne gelince, bütün vücudile kapıya yüklenmiş, içeri dalmıştır. Ar- menuhi, hayvani görünce şaşalamış, feryad ederek kaçmıştır, zi Nihayet, hayvanı koğalıyanlar ye- tişmişler ve beygiri güçlükle zaptedip kulübeden dışarı çıkarmışlardır. Bay Amca sinemadal. | 3sar çarpaaaz || Radyo gürültüsü İstanbulda, bilhassa yaz mevsi- minde sokaklarda radyo gürültüsün- den geçilmez. Hattâ bazan garib bir şey oluyor. Sokakta yaya yürürken ayni şarkıyı başından sonuna kadar dinleyebilirsiniz. Tecrübesi kolay. İs- tanbul radyosu başladığı zaman $0- kağa çıkınız. Alaturka bir şarkı baş- lamış olsun. Yaya yürüyünüz, önün- den geçtiğiniz bir çok evlerde radyo ile ayni şarkı dinlendiği için dakika- larca yürüseniz hiç bir şey kaybet mezsiniz, Şarkının her parçasını, bi- tinceye kadar, yürürken dinleyebi- lirsiniz. Âdeta siz sokaklar arasında yürürken, şarkı da yanınızda Sizi ta- kib ediyor gibidir. Hele yazın, pazar günleri İstanbul sokaklarında radyo sesi ayuka çe kar, Paristen yeni gelen bir arkadaş ma sordum: — Oralarda ne var, ne yok? Güldü, uzaklardan avaz avaz ba- Fıran radyo seslerini dinliyerel — Sokaklarda radyo gürültüsü yok... dedi. Evet, yalnız Pariste değil, Berlin de, hattâ gürültüsile meşhur bir çok Amerikan şehirlerinde bile sokaklar- da güldür güldür radyo sesi işitilmez. Amerikada yalnız iki şehir bundan müstesnadır, Nevyork, Şikago... Vakia bu iki şehrin sokaklarında radyo sesleri işitilir. Fakat bunlar iş ve reklâm için konulan radyolar- dır. Nevyork ve Şikago sokaklarında avaz avaz bağıran radyolar bir çok şeylerin reklamlarını yaparlar. Çün- kü Amerika reklâm memleketidir, Fakat bir de geliniz, Amerikanın merkezi olan Vaşingtona uğrayınız. En kenar sokaklarında bile bir tek radyonun bağırdığını işitemezsiniz. Acaba Pariste, Berlinde, Vaşing- tonda, İstanbuldakinden daha mı ax radyo yar?.. Ne münasebet... Vakia İstanbulda da radyo pek çoğaldı amma bu şehirlerde olduğu kadar değil... fa çöp dökmek nasıl yasaksa, evdeki gürültüyü, radyo sesini dışarıya ta- şırmak ta memnudur. Radyo muhakkak ki güzel şeydir. İnsanı dünyaya, harici âleme bağlı- yor. Radyo tiryakiliği halkımuzn Av- rupadan, Amerikadan aldığı güzel bir itiyad, güzel bir zevktir. Fakat ba güzel itiyadı, bu güzel zevki fenalık» İ laırndan ayırarak almamız lâzımge- Nrdi, Niçin Pariste, Berlinde, Vaşington- da sokaklarda radyo gürültüsü işi- tilmiyor da bizde radyo gürültüsün- den geçilmiyor. Bir çokları radyoyu, radyosunun fazla bağırmasını âdeta bir meziyet, bir caka meselesi addediyorlar, Rad- yosunu akşamları balkonuna çıka- rarak bangır bangır bağırtanlar var... Bunlardan çekinmeliyiz.... "Hikmet Feridun B$ Kavga ve cerh şet isimlerinde iki arkadaş, o civarda Ziya adında birinin kahvesinde otu. rurlarken kavgaya tutuşmuşlar, Ne” şet bıçağını çekerek Osmanı omüzün- dan yaralamıştır, .. Eğer geçen seneki gibi olsaydı böyle bir daveti çok beklerdin seni... ... Şaka bir yana amma şu sinema ucuzluğu pek iyi oldu... ..« Darısı radyonun başına, sinema lüks eğlenco olmaktan kurtuldu artık... B.A. betti! .. — Neden?... : i B. A. — Pahalı olmıyan şey onları eğlendirmezde... — Buişte zenginler key- Çünkü, meselâ Vaşingtonda soka- Edirnekapıda oturan Osman ve Ne- i