13 Eylül 1938 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6

13 Eylül 1938 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Ipek çoraplar Uzun müddet dayanmasi için ne yapmalı? Bütün kadınları düşündüren birbir. Jerile dertleşmelere sebep olan yegâne mesele ipek çorapları uzun müddet dayandırabilmektir, Çorabi yıkaması- nı bilmek dayanması için ne kadar mühimse, satın alırken iyisini intihap edebilmek te o kadar ehemmiyetlidir. Çorabın dayanması için günün her #aatinde giyilecek çorabın kalınlığını tayin etmek lâzimdır. Sabahları giyi- lecek ve yol yürünecek çoraplar orta kalınlıkta olmalıdır: 36 ya 40 incelik- te. Ziyaret için giyilenler 44-50 ince- likte, gece tuvaleti ile en inceler (100, 200 veya 1000 incelikte) giyilmelidir. Satın alınırken çorapların gayet yumuşak ve bilhassa ayağa tamam olmasına dikkat etmelidir. Küçük ço- | Tap ne kadar çabuk eskirse ayağa bü- yük gelen çorap da o kadar çabuk aşı- mir, Çorap satın alınınca bir iki saat suda bırakmalı, kuruduktan sonra giy- meli, Bu suretle giymeden evvel yıka- nan çorap iki misli dayanır. Satın alınan çorap daima iki çift eş olmalıdır. Bir teki yırtıldı mı diğerle- ri ile bir çift yapmak mümkündür, Çorap yıka'urken ilik sabunlu su içerisinde bir çeyrek birakmalı, el için- de sıkarak sirkeli suda çalkalamalı ve gölgede kurutmalıdır. Sirke rengini muhafaza eder, ipeği gıcır gıcır yapar, Bir leğen ılık su içe- risine bir çorba kaşığı sirke atılma- hadır, —— Rimelin akmaması için kolay bir yol Gözde rimel varken, her ne sebeple Olursa olsun, göz yaşarınca rimel akar, göz kanlanır ve yanar. Buna mani ol- mak için gözlerin yaşardığı hissedilin- ce, her hangi bir parça kâğıdı almalı, iki göz kapağı arasına sıkıştırmalı ve gözleri kapamalı. Bir iki saniye du- Tunca küğit gözdeki yaşı içer, kapak- lar açılınca göz kuru, rimel akmamış olur. Güç görünen bu kâğıt koyması gayet basittir ve cidden faydalıdır. Tencerelerin altını nasıl temizlemeli? Yemek pişerken tencerelerin altı umumiyetle kirlenir ve kararır tence- reyi ateşe koymazdan evvel, arap sa- bunu ile ovalayıp silmek kararmasına ve kirlenmesine mani olur. MEŞ'UM Aşk ve macera romanı Nakleden: (Vâ - Nü) yörler için ekose etek gene çok kulla- mılıyor. Bluzlar umumiyetle koyu renk ve düz biçimdedir. Birkaç model dercediyoruz: 1 — Lâcivert ve beyaz ekose etekle Jâcivert tayoör. Bu mevsim giyilecek ince yünlü ta- 2 — Gri fanilâ tayör: Bluzu kırmi- zıdır. 3 — Kahverengi üzerine sarı kareli yünlü etek: 'Tayörü kahverengidir. Bluzu daha koyu kahverengi ipekli. dendir. ayör modeli Z prn 4 — Mavi yünlüden tayör: Bluzu lâ- civert üzerine mavi çiçekli sürahtan yapılmıştır. : 5 — Bej rengi üzerine yeşil kareli ekose etekle daha koyu bej tayör: Eşarpı ve bluzu yeşildir. Çiçekleri uzun müddet dayandırmak yolu Çiçek mevsimi geçmek üzeredir. Va- zolarda çiçekleri uzun müddet dayan- dırmak için vazoyu odanın aydınlık yerine koymak lâzımdır, Pencere önün- de (güneşte olmamak şartiyle) duran çiçekler dik durur, Her gün vazonun suyunu değiştirirken çiçeklerin sapla- rını kesmeli, Suyun içine bir tutam tuz, yahut bir aspirin koymalı. Gece- leri vazoları serin ve açık havada bı- rakmalı. Çiçekler solmaya başlarsa bir iki saniye kadar kaynar suya 80- .kulan sapları, makasla kesmeli soğuk su dolu vazoya yerleştirmeli, üzerine vaporizatörle serin su serpmeli. Bu suretle bakılan çiçekler uzun müd- det taze muhafaza edilebilir. KADIN Tefrika No. 4 — Benim indimde senden iyi, sen- muhabbetini en büyük mevkilere de» gişmem... | — Demek beni bu derece seviyor» | T — Elbette. Bedi yerinden fırladı. Gözleri se- vinçle parlıyordu. Coşkon, hararetli bir sesle: zi — Ah, Cenan!.. Sözlerin nefsime karşı bana itimad verdi. Sen benim nişanlımsın, karımsın, değil mi?.. Bu coşkunluğun tesirinde kalan kız, gayriihtiyari: — Evet, - dedi. - Karınım!.. — Hiç bir şey bizi ayırmıyacak, Ce- nan, annen ısrar etse bile karşı dura- © caksın, değil mi?... — Tabii... Hiç şüphe etme... Senin olacağım, Bedi... Bak, göreceksin... — Söyle, söyle... Bu tatlı sözleri do- ya doya işiteyim... Kız saf bir endişeyle sordu: — Artık ölmekten vazgeçtin ya?.. — Geçtim, geçtim... Sana doya doya tapmak için yaşamak istiyorum... Er- keklerin en mesudu ben olacağım gibi, kadınların da en bahtiyarı sen ola- caksın... Görürsün... — Bediciğim! — Bak, nasıl güzel bir hayat yaşı- yacağız!.. Hep yanyana, bir vücud, bir ruh olârak ömür süreceğiz... Göz yaşları, sevinç, üzüntü, nemiz varsa hep yarıyarıya... Bir kalb, bir Bu yakıcı ve mest edici sözleri din- lerken Cenan sarhoş gibi olmuştu. Sevgilisinin yüzü yüzüne yaklaşmıştı. Nefesinin harareti saçlarını okşuyor- du. Başını delikanlının omuzuna da- Bedi kiza sokularak: — Karımsın... Karim olacaksın... » dedi. Dudakları genç kızın ağzına yapış- tı. Kolarile ince belini sarıyordu. Ce- nan sevgilisinin aşkına kanidi. Niçin onu üzsün? Zaten muhakeme edecek hali de kalmamıştı. O da seviyordu, itimad ediyordu. Hem ergeç evlenmi- | Cevizli ve kuru üzümlü makarna Makarna daime salçalı ve peynirli yenir. Lezzet değiştirmek için makar- nayi cevizli yemek, ve tatlı olarak pu- ding gibi kuru üzümlü pişirmek müm- kündür. Makarnayı her zaman gibi suda iyi- ce haşlamalı, Üzerine tereyağını, ya- hut sade yağını haşladıktan sonra pey- nir yerine havanda dövülmüş yahut makineden çekilmiş cevize bir az tuz karıştırarak tabağa konulan makar- nanın üzerine örtmeli, Tatlı puding gibi yenecek makar- nayı en ince cinsten &ıfır numara ola- rak intihap etmeli, hafif vanilyalı ve yecekler miydi? Dalgalar sahili lâtif bir morltile yalıyordu. Mağaranın içi kalın bir yo- sun tabakasile kaplıydı ve rütubet Asaba işliyordu... Cenan kendine geldikten sonra, kendisine bu çılgınlığı yaptıran erke. ği iti. Geçirdiği kâbusu silmek istiyor- muş gibi, elini alnına götürdü. Bir sâ- niye, korkak nazarlarla etrafına bak- ta, Kendisini muhabbetle ve hayretle seyreden Bedii süzdü ve sonra birden- bire acı bir feryad kopararak kaçma» Ea başladı. Delikanlı onu yakalamak istedise de yetişemedi. Kız, atına at- lamış, dört nal gidiyordu. Bedi, arkasından, dalgın düşündü: Bin bir plânla elde etmek istediği muvaffakıyete, böyle kolaylıkla, bir sinir zaafı yüzünden nall oluşu onu sevindirmekle beraber şaşırtmıştı. Sonra serin kanlılıkla omuzunu silke- rek: «— İlk oğlumun ismi Servetzade Reşid olur!» dedi. Aradan sekiz gün geçtiği halde Ce. nandan ses çikmadı. Bedi her gün ka- yalıklara gidiyor; belki gelir diye sev- gilisini bekliyor; lâkin nevmid dönü- yordu. Sık sık mektub yazıyor, fakat bir türlü cevab alamıyordu. Bu hal cesaret | Tavuğun genç olduğu nasıl anlaşılır? 'Tavuk satın alınırken genç olup ol. | #tarak telle çırpmalı. Nihayet ayrıca kö- madığını anlamak için ayaklarını mü- ayene etmek lâzımdır. Siyah ve beyaz ayaklılar sarı ayaklardan daha iyidir. Ayaklardaki pullar ince ve parlak olur- sa, hayvan gençtir. am amaa şekerli süt içerisinde on dakika kadar pişirmeli. Ateşten indirerek içerisine kuru İzmir üzümü ve gayet ince ke- silmiş portakal kabuğu şekerlemesi ka- rıştırmalı, Bir miktar sütle yumurta- yı bir arada çırplıktan sonra makar- naya dökmeli, yağlanmış kalıp içe risine doldurarak fırında veya bain - maride pişirmeli, Tabağa boşaltarak soğuduktan sonra ya krema yahut re- çelle yemeli. edemiyordu. O sıralarda sokakta, Reşid paşa ailesinin «Dayı bey» dediği miralay mütekaidi Cevdet beye Tasladı. İhti- yar adam Bedii görünce: — Vay, nerdesin oğlum?.. Hiç mey- danlarda yoksun! Köşkte nerakı âlemleri oldu... Ama artık bitiyor... — Neden bitiyor?... Bir şey mi oldu? — Yok, mühim bir şey değil... Refi- ka hanımefendinin küçük kızı rahat- sızlanmış. — Leman mı? — Eret... Bilirsiniz ya, hanımefen. di onu pek sever... Merak içinde... Da- ha iyi doktorlara göstermek için İs- tanbula götürecek... Şimdi seyahat hazırlıklarile meşguller... Cenan ha- nım da bu sefer birlikte gidecek diyor- lar... Bu son cümle, delikanlının betini benzini uçurdu. Kekeliyerek sordu: — Ya... Demek Cenan hanımda iyor? — Kati bilemiyorum. Fakat öyle bir rivayet var... Bir izdivac projesinden Bedi, büsbütün bozulmuştu. Yalniz kalınca asabiyetle söylendi: «— Hayır, hayır... Böyle bir izdivac olamaz... Cenan mutlaka bana varâ- caktır... Ne yapıp yapıp bu serveti el- de edeceğim... Hayat cüretkârların. dır!» » Koşarcasına evine döndü. Odasına eid “İk Moda haberleri Otuz, kırk sene evvel kullanılan şapka iğneleri gene kullanılıyor. Yalnız Şimdi iğneler eskisi kad. büyük ve uzun değildir. 4 Tayörün cebinden görülen mendil başlaki fötr şapkanın kur- delesinin renginde olmalıdır. X İnce yünlü elbiseler ve tayör- lere deriden aplikasyon modadır. * İpekli grogrenden tayör son- baharda çok giyilecektir. # Fötr şapka üzerine kurdele yerine muslin sarmak modadır. * Göğüse takılan büyük bir yap- ma çiçeğin ortasına elmas plâk #iştirmek (eammüm etmektedir, # Çizgili kumaşlardan gece ek bisesi çok yapılıyor. 4 Elbiselere grogren kurdele- den kemer çok yapılıyor. Suyu sterilize etmek Ankara, A. Lütfiye: 1 — Suyu steril. Ye etmek için lâakal on dakika fikır fıkır kaynatmak lâzımdır. Bu müddetten az kaynarsa mikropları tamamen ölmez. sarıya verip temizletiniz. z Hafif pandispan; Maçka caddesi, Nihal: dispanya şöyle yapılır: 100 gram un, 100 gram patates unu, 250 gram pudra şekeri, 6 yumurta, bir limonun rendelenmiş kabuğu, yahut toz halinde vanilya, 1 — Hafif pan- Şekerle vanilyayı yahut rendelenmiş 1- mon kabuğunu karıştırmalı. İçerisine kö- pürtülmüş yumurta sanlarını, unları, üş yumurta aklarını katarak ha- ffçe karıştırmalı, yağlanmış kerek orta fırında pişirmeli, ? — Vvdeudünüzün zayıflatmak istedi- Hiniz kısmına şu pomatia masaj yapınız: 3 gram iodüre de polasslum, 30 gram 4ode, 30 gram vazelin. Masaja uzun müddet devam etmelidir ki faydası görülsün. kalıba dö- Tırnaklardaki beyaz lekeler 'Tırmaklarda hasıl olan beyaz lekele- Ti geçirtmek için, şap eritilmiş, su içerisine bir kaç damla kâfurulu ispir- to damlatmalı, Bu su çerisinde beş on dakika banyo yapılan tırmaklardan lekeler pek çabuk zall olur, kapandı. Bir gazete aldı. Harfleri te- ker teker kesmeğe, sonra da beyaz bir kâğıd üzerine zamkla yapıştırmağa başladı. Bir saat uğraştıktan sonra şöyle bir mektubu vücude getirmişti: Hanımefendi, Siz ki eğlenceyi pek seversiniz, ya- rın üç buçukta sahildeki üç mağara- dan birincisi önüne gelirseniz çok güleceksiniz... Maamafih, keyfinizin tamam olması için yanınıza bir kaç ahbabınızı alın... Eminim ki ne siz, ne davetlileriniz boşuna vakit geçir- neye şahid olacaksınız!... Bu imzasız mektubun bilhassa mü- teakıb cümlelerinde istihza öyle ka- baydı ki, Refika hanım bunları oku- duğu zaman kendi muhitinden asla şüphe edemiyecekti. Sonra Bedi, her zamanki kâğıdla- ve Cenana hitaben de şu satırları ka- raladı: «Yarın akşam bir iş sebebile bir iki gün için İzmirden uzaklaşmağa mec- burum. Seni görmeliyim, beni affetti. ğini işilmeliyim. Allah huzurunda karım olduğun gibi insanlar huzu- runda da olacağını ağından bir kere daha duymalıyım... İçimde miltered- did bir acı var... Beni bu halimle yola çıkartma... Yarın üç buçukta, mağa- yamıza gel!» (Arkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: