k # Sah İncir piyasası nan 5,5 ve 10 hı kuruştan açıldı Açılış fiatı uzun münakaşalara sebeb oldu. » İzmir (Akşam) — Yeni senenin fik incir piyasası 29 ağustos pazarte- #i günü açılmış, satışlara ve ihracar ta başlanmıştır. Her yıl olduğu gibi #ncir piyasasının açılışı, bu yılda İzmir borsa salonunda yapılan top- lantıda uzun süren münakaşalara #ebebiyet vermiş, satıcılar, fiatin iki »evi üzerinden 10 ve 12 kuruştan açılmasını teklif etmişler, ihracatçi- Jar fiat teklifine yanaşmamışlardır. Bu vaziyet kaışısında toplanlıda bulunan vali B. Fazlı Güleç, müstah- sil lehine müdahale ederek: — İncirin satışını mağazalarda yâ- pılmaktan menediyorum, Bugünden itibaren üzüm gibi incir mahsulü de nümune üzerinden borsada satıla- caktır. Demiştir. Müstahsil ve ihracatçı lar arasında yapılan uzun görüşme- ler neticesinde müstahsiller fatin Vali satışların borsada yapılmasını emretti İzmir valisi incir piyasası açıl dıktan sonra borsadan çıkarken 9,5 ve 10,5 kuruş üzerinden açılma sıni kabul etmişler ve bu fiatler Üze- rinden piyasa açılmıştır. Toplantr da bulunan Tariş üzüm kurumu ve satış kooperalifleri umum müdürü Sinop mebusu B, Hakkı Veral müna- kaşaya karışmış, her sene piyasa 9 ve 10 kuruş üzerinden açıldıktan beş gün sonra incir fiatinin 5 - 6 kuruşa düşürüldüğünü, bu sene, alıcıların bunu yapamıyacaklarını, icabında üzüm kurumunun müdahale edece- ğini söylemiştir. Vali, piyasa açıldıktan sonra, incir mahsulünün borsada satılması için derhal tedbir alınmasını, hazırlıkların yapılmasını, borsa relsi B, Muzaffer İzmiroğluna söylemiştir. İncirin bor- sada satıldığı takdirde müstahsili Üzen vaziyetlerin tamamen zail ola- cağı söylenmektedir. İncir piyasası müstakardır. Platin daha yükselmesi de muhtemeidir, İngiliz kralının kardeşi Gluçester Dükü zevcesile beraber Mısıra gitmişti, Kral Faruk Gluçester dükile beraber görünüyor ZI Memleket dört turistik Uy mıntakaya ayrılıyor Bu mıntakalarda oteller, gazinolar, eğlence yerleri yapılacak, yollar tamir edilecek İktisad Vekâletine bağlı olarak ku- rulan yeni Turizm bürosu, memleke- timizde iç ve dış turizmin inkişafı İçin üç senelik bir plân hazırlamak Üzere tedkikata devam etmektedir. Hazırlanmakta olan üç senelik tu- rizm plânı dört mıntakada tatbik edi- lecektir. Birinci mıntaka İstanbul - Bursa - Kocaeli - Trakya, ikinci mın- taka İzmir ve hinterlandı, üçüncü muntaka Karadeniz sahilleri, dör- düncü mıntaka da Ankaradır. Bu mıntakaların turistik vaziyeti, tarihi yerleri hakkında alâkadarlara Sorulan suallere cevaplar gelmeğe baş- Jamıştır. Her dört mıntakada da bir- çok turistik oteller, büyük gazino va lokantalarla müteaddid eğlence yer- leri meydana getirilecektir. - Turistik mıntakalarda, yerine göre, deniz ve kara sporlarına da ehemmiyet verile- cektir. Bütün turistik yollar tamir ve muh- telif yerlerde av eğlenceleri tertib edi- lecektir. Nakil vasıtaları seyyahlar Için asgari flat tesbit edeceklerdir. Bütün otel, lokanta, gazino ve mey- cud eğlence yerlerinin fat Tisteleri gözden geçirilecek, turistler için âza- mi ucuzluk temin edilecektir, Yalnız hariçten gelen seyyahlara değil, memleket dahilinde seyahat edenlere de birçok kolaylıklar göste- rilecektir. Memleket dahilinde turis- tik hareketler uyanmasına bilhassa ehemmiyet verildiğinden grup halin- de sık sık seyahatler tertib edilecek- tir. Yeni fındık mahsulü Giresun (Akşam) — Yeni fındık mahsulü bugün Aksu vapuruna me- Zorba bir koca İzmir (Akşam) — Kemalpaşa ka- zâsının Ulucak köyünde Ali Sülün, tenbihleri “ hilâfına, istemediği ka- dınlarla tütün tarlasına giderek ça- aşan 50 yaşında karısı Emineyi döv- müş ve gıra tüfeğinin dipçiğile başın- dan ağır surette yaralamıştır, Suçlu Ali, yakalanmış, yaralı karısı hasta- neye nakledilmiştir. Elbise yüzünden cerh Beyoğlunda koltukçuluk eden Ke- mal ve Halil isimlerinde iki kişi bir elbise &lim satımı işinden kavga et- mişler, Kemal çakı ile Halili üç yerin- den yaralamıştır. Yaralı Beyoğlu has. tanesine yatırılmış, carih yakalan. mıştır. Yazan; Perihan Ömer Bir gecenin romanı ——— Tefrika No. 28 Üstlerinde toplanan yığınlarla naza- | dan çalmışım, ben de biraz Romalı ol- rın, ağırlığını hiç hissetmiyormuş gibi rahatça gerinerek kollarını, dağılan saçlarının altına yastık yaptılar. gittikçe yükselen berrak seslerile, şar- kı söylemeğe başladılar. Bunlar, en hissiz insanları bile coşturabilecek kadar canlı, aşk şarkıları idi. Artık, nihayetsiz gibi görünen mer- mer salonda, dolan ve boşalan kupea- ların hafif patırdısile sıcak seslerden, ateşli sözlerden başka bir şey dolaşmı- yordu. Herkes olduğu yerde, biribirine sa- Tılmış “dinliyordu. Siyah gözlü kadın Ve | da, içinde saklamağa uğraştığı bütün | korkusuna” rağmen, derin bir zevkle Yanağını, adamın muntazam fasıla- larla yükselen geniş göğsüne dayadı. Sonra yavaşça başını kaldırarak ya- nan dudaklarının bitmek bilmiyen iş- tihasile boynundan öptü, Petron, yavaşça sevgi na — Nasıl dedi, gene korkuyor mu- sun? — Evet. Fakat tar” inin kulağı. “vin kanın. muşum. Artık, her şeyde zevk bülü- yorüm. Korkuda, ıztırabda bile. Biribirlerini istiyen gözlerle, bakış- tılar. Petron candan gelen bir titreyişle: — Tüm kadınsın. Dedi. Herkesi, her şeyi unutmuş gibi idi- ler. Kadın, kollarını adamın boynuna doladı, kinibilir, kaçıncı defa olarak: — Seni seviyorum: Dedi. Petron ilk defa duyuyormuş gibi, halecanla gözlerini kapadı. Biribirle- rinin alevlenen nefeslerini içerek bir zaman kendilerinden geçtiler. “Yük- sek bir tahtın üstünde, sarhoş olmağa | başlıyan Neronun yanında bütün ih- sarsılarak, Petrona büstün sokuldü. | tişamile oturan Poppda, arkasına doğ- ru duran Ticelliusa dönerek, yavaşça: — Şunların haline bak; dedi. TTicelius, istihza dolu kahkahalarla gülerek söylendi: — Petronun âşıklığı, hakikaten gü- Tünç oldu. Son sözleri duyan Nevon, itiraz etti! — Bu katlar güzel bir kadın seven gülünç olamâz. Poppta hırsından, altın saçlarının dibine kadar kızarmıştı. Gülümseme. ğe çalışarak: — Fakat, bu kadın öyle güzel değil ki, dedi, — Güzel değil mi? Enfes, enfes.. Neron zümrüd saplı gözlüğünü kal- dırarak bakmağa başladı. Gözlerinde, aptalığa kadar giden bir hayranlık vardı, Ticellius, şimdi sararan Poppdaya doğru eğilerek ancak işitebileceği ka- dar hafif bir sesle söylendi: — Ben, vaziyeti tehlikeli görüyo. rum. Neron, bu kadını bir kere daha görürse, âşık olacak. Poppeanın yüzünde bir vahşet dal- gası dolaştı. Bir kaç saniye, camlaşan gözleri daldı. Sonra gene yüzü tatlı- Jaştı, Neronun bileklerini okşıyarak güldü: — Bu güzel kadını yakından gör: mek isterim. Hem, öbür geceki eğlence için de davet edeyim. Yavaşça yerinden kalktı, Jâkayıd adımlarla, etrafına bakımarak ilerile. di, iki sevgilinin yanıma yanaşınca durdu. Şen kahkahalarla gülerek, elindeki uzun - yelpaze ile Petronun omuzuna dokundu: — Petron, bune dalgınlık, güzel sevgilin, seni dünyadan uzaklaştırmış, bir şeyin farkında değilsin. Petron clddiyetle cevap verdi: — Augusta, o bana aşkı verdi, kar. On yedi er kek ve iki kadın Cenub kutbuna gidiyorlar Bir sene buz dağları arasında kalacaklar ve meçhul yerleri tayyara İle keşfedecekler Solda kâşif Welkins ile karısı bir Cenub kutbu, bundan 108 sene er. vel John Bristoe namında bir İngiliz bahriyelisi tarafından keşfedilmiştir. Cenub kutbunun sahası 11 milyon kilometre murabbaıdır. Cenub kut- bu, Buz adalarından mürekkeb olan şimal kutbunun aksine olarak maden- leri çok zengin bir topraktır.. Öyle bir toprak Ki, milyonlarca &enelik buz kütleleri ile örtülü bulunuyor. Bu on bir milyon kilometre murab- baındaki sahadan ancak birkaç yüz bin kilometresi meselâ Adelle arazisi gibi bazı yerler malümdur. Adelie arazisi, 400,000 kilometre murabbain- dadır. Bundan yüz sene evvel bir Fransız tarafmdan keşfedilen Adelie arazisi Fransaya aiddir. Cenub kutbunda bulunan zengin madenler, muhtelif memleketlerin servet peşinde koşan müteşebbislerini ara sıra celbediyor. Ezcümle bundan birkaç gün evvel Wyatt Barp cenubi kutba gitmek için cenubi Afrika. nın en ucunda bulunan Kaptana hareket etmiştir. Lincoln Elisworth, şimdiye Kadar yedi defa cenub kutbuna gitmiştir. Ellsworth arkadaşı Kenyon ile bera- ber; birdefa cenub kutbu üzerinde tayyare ile dolaştıktan sönra Orta dan kaybolmuş ve öldüğünü zannet- İ tlren iki ay süren bir süküttan sonra | 1936 senesi şubatında sağ olarak bu» lunmuştur. Elisworih zengin bir adam olduğu cihetle, meşhur küşif Amundsene de kutuptaki seyahatleri için para ver- mişti, Bu defa cenup kutbuna git- mekte olan Wyatte - Earp gemisini techiz eden de kendisidir. Bu gemi- de 17 müreltebat vardır, Bunlardan biri tabib, ikisi tayyareci, biri de tel siz memurudur, Gemide parça parça halinde biri büyük, öteki küçük iki tayyare vardır. Wyatt Enrp gemisi Pemambuk li- manından bir senelik erzak ve ku- manya aldıktan sonra Kaptauna uğ- rıyacak ve buradan da 30,000 iitre şılık ye versem Azdır. Poppöanın kahkahaları, hırçmlaş- mıştı. Petrontun sevgilisi ürkek gözlerle bir kadına, bir de adama baktı. Birden, bir alev parbyacakmış gibi, başını ge- riye doğru çekti. Poppda, bütün, yumuşak görünme- ğe çalışmasına rağmen, dik dik söy- lendi: —'Tuhaf, demek, aşka bu kadar hasrettin? Ve Romayı dolduran yığın- larla kadın, sana bunu veremedi, acâ- ba, hepsi çirkin miydi? — Hayır, zevk için güzel, — Ya, aşk için? — Fazla kirli. Poppda, boğuzını yırtan bir kahka- ha daha attı: — Bari, bir ilâhe gibi temiz ve gü- zel sevgilini yakından göreyim. Geriye çekilen kadına doğru iğilir- ken Petröna dönerek söylendi; — Bak, Neron sana işaret ediyor. Petron da, sevgilisi de gösterilen ta- rafa baktılar, Popp&a onların dalgın- Jıklarından istifade ederek boynunda- ki gerdanlığı çıkarıp kadının etekleri arasına sıkıştırdı. Petron, başını çevirerek hayretle: — Fakat Neronun işaret ettiği yok, dedi, Poppda omuzlarını silkti: — Bilmem, bana öyle geldi, gidip baloda sağda Lincoln Eilesworth yağ alacak, Ellswoth le karsı, HW bert Wilkins ile karısı buradan gemi” ye bineceklerdir. Hatırlardadır Wilkins Cenubi kutba tahtelbahir 18 Bilmek için bir tasavvur beslemiş v€ bu sefere muktazi sermayeyi bulmak için teşebbüste bulunmuştu, Wilkin$ bu teşebbüsün tahakkukuna intis#” ren Ellswortha bu tehlikeli seyah& tinde refakat etmeğe karar vermiştir” Güzelliğile meşhur olan ve bu cüret” kâr kâşif ile evlenmezden evvel mi ganniyelik yapmış olan zevcesi Lağj Susan kocasından ayrılmamak içif beraberce Cenub kutbuna gidecek” tir, Wilkins, Cenub kutbuna (gidecek olan Wyatt - Earp gemisinin yükle tilmesine bizzat mezaret etmiştir. Gemi, 22 eylülde iki kâşifi, karılar” nı ve İT mürettebatı hâmilen Kef” taundan Cenub kutbuna doğru yol çıkacaktır. Geminin 1 teşrinlevveld& kutub havalisinde Enderbyye var caktır. Elisworth ile Wilkins buradan tay” yare ile şimdiye kadar hiç bir ips nm ayak basmadığı 70,75,000 &£ lometrelik bir sahayı keşfedecekle* dir. Gemide bulunan tâjyate, hiç bif yerde tevakkuf etmeksizin 3,500 Ki" İİ lometrelik bir sahayı okatedebilir. Çoktanberi buzlar üzerinde uçmağf alışmış olan Lyinbâner ile Fressio€ namında kanadı iki tayyareci, bu$ havalisinde uçuşa mahsus levazım gemiye yüklelilnıesinde bizzat nez# ret etmişlerdir. Gemide mevcud kW çük tayyare ise büyük - tayyare € gemi arasında irtibat vazifesini gö” recektir, Küçük tayyarenin buzlü” üzerinde kayınağa mahsus, kıza tekerlekleri vardır. Binaenaleyh Cenub kutbuna gide” cek heyetin orada bir sene kalmasi için icab eden erzak, zehair vesaii€ temin olmuştur. Ellswortbun zevce” sile Wilkinsin güzel refikasının mü“ kemmel yemek pişirdiklerini söyl& mek icab eder. bir bakayım. Acele adımlarla uzaklaşıp Neronu? yanına oturdu. Birden elini boynun? götürdü ve bir çığlık attı; hâlecani? Nerona dönerek, bağırırcasına söyle” di: — Gerdanlık, gerdanlık!.. Ananda yadigâr Kalan, o kadar hürmet ederek sakladığın o kıymettar gerdanlık” Çalmışlar. Neron hayretle sordu; — Çalmışlar mı? — Evet... Ticellius lâkırdıya karıştı? — Fakat bu, Neronla alay etmek onun hatıralarını tahkir etmek ol” or. T Neron hiddetle bağırdı: — Ne cesaret! Ticellius devam etti: —o, alelâde bir mücevher deği Büyük Neronun anasından kalan. vi hatıra, âdetaonun bir parçası > Agrippiue Augusta, en muhteşem gi” lerinde, onu boynuna takardı. Neron yerinden fırlıyarak, gür #€“ $inin bütün kuvvetile haykırdı: — Bunu kim çaldise ölecek. Poppda ümidle titreyerek, Petro” Ja sevgilisini gösterdi. — Yalmz onların yanına gitti” bence o yabancı kadın çaldı. Ticelllus ortaya atıldı: (Arkası VET)