Tıp tarihi kongresi toplanırken... Eskiden hazımsızlığı salıncakta n senede ZUU dolandıran banker Dolandırıcı bankerin Karısı: “ Bende beş para yok, Mücevherleri ve paraları kendisine iade Si diyer sallanmakla tedavi ederlerdi.. “ Madem doktor değildin, niçin açtın yaremi ? Hasta gönlüm seni çılgınca severken ölecek...., Büyük Türk hekimi ve filozofu İbni Sina Beynelmilel Tip Tarih kongresi sene Zagrebde toplanıyor, Bu toplan- tıda hükümetimizi temsil etmek üze- Tıp Fakültesi Tıp Tarihi pro- t dün Yugos- Türk Tıp. tarihi son zamanlarda bütün dünyayı alâkadar BD Tıp tarihimiz çok mer yan safhalarla doludur. zamanlarda Avrupa ve Amerika tip âleminin henüz bir fante: lâkki ettikleri vaşk tedavisi» ında çok eskidenberi bilindiği rla meydana çıkarılmıştır. Bu itibarla profesör Sühey!) ile görüşmeği iayda'ı buldum. Bay Süheyl Ünver: arzettiğimiz şudur: Kongreye mevzi lardan biri de tıbbi mefhumlarla doludur. Bunları hemen hemen birer birer topladık. Türk şiirinde sayısız tıbbi mefhum- | Bm Görüyor sunuz ya, şiire ciği ha bunun gibi şiirde ve halk di- linde bir çok misaller bulabilirsiniz. «Gözümden kanlı yaşlar akıyor, «Seni gördükçe nutkum tutuluyor, «Söyle tabip, yok mu aşkın deyasie, «Aman doktor, canım doktor derdime bir ça- re..', em doktor değildin, niçin açtın yaremi?;, «Cerrah gelmiş yara- ları bağlıyor.» #Veremli kız... Yaprak dökümünü bekler..», «Sebi sevdim ses veli, öldüm gönül veremi...», hasta gönlüm. seni-çilginca severken öle- cek..i, oMüptelâyi derdi âşka Lokman hekim neylesin!» Daha bunun gibi ha- mütenahi hastalığa, doktora, ilâca, velhasıl tibba ait şiirler, şarkilar pek çoktur. Bunları birer birer topladık. Bundan başka halk dilinde de bir çok tıbbi tabirler vardır: «Ayağıma kara su indi.», «Dilimde tüy bitti., «Ödüm patladı», «Gözümün feri kaçtın. Bütün bunlar, halkın tıpla çok ya- kından alâkadar olduğunu göstermek» tedir, Ayni zamanda Tıp Tarihi enstitüsü direktörü olan Dr. B, Süheyl Ünvere Türk Tıp Tarihine dair bazı sualler sordum: Bizde tıp ne kadar eskidir? Tıbbın en eski olduğu yer Orta Asyadır. Bugünkü bir çok asri, yep- yeni tıp usulleri, Orta Asya Lıbbin. dan alınarak, ilmi bir şekle sokulmuş- tur. Bundan baş Anadolu da uzun müddet tıbba a k etmiş bir yerdir. Meselâ Bergamadaki büyük sı! mabedi buna en büyük delildir. B. gamadaki sıhhat mabedinin harebesi hâlâ durmaktadır. Ve burada uzun tedkikat yapılmasına başlanmıştır. Bu mabede girip tedavi olunan has- taların yazdıkları hatıralar bülun- muştur, İşte Markus Apellas isminde bir adam mabedde gördüklerini aşağı yukarı şöyle anlatıyor: «Hazımazlık beniiz'aç ediyordu. Bu mabedde vücudümü bana verilen nasihat üzerine toprakla uğdum. Sön- ra banyoya girdim. Yapılan vesaya Üzerine çıplak ayakla dolaştım. Bah» çede uztn uzun salıncakla sallandım. Süte bal karıştırıp içtim. Bir gün sütü bal karıştırmadan içmiştim. Bana Süte bal - karıştır ki sana ame) ersin!.. dediler. Derhal bunu yaps tım ve bana edilen diğer nasihatleri yerine getirdikten sonra iyi oldum. Görüyorsunuz ya eskiden kabızlığı, barsak bozukluğunu, hazimsizliği, sa Uuncakta sallanmak ve süte bal karış- | suretile tedavi ediyor- | tırarak içmek larmiş... Bu tedavi usulü uzun zaman bir çok milletler ve kavimler arasında cari idi. Bundan başka Türklerin ceddi olan Sümer'ilerde tababet çok eski ve mü- | tababete o kadar | himdi, Sümerliler ehemmiyet verirlerdi ki yazıları, bir takım harfleri bile tıbbi şekillerden ibaretti. Meselâ bazı kelime veya harflerin yerine kullanılan vücud aksamına ait resimler pek çoktur. Kadın göğüsleri ile birlikte mide resmi «hâmile kadın» demektir. Sümerler bir çok hastalık» ları su ve ateşle tedavi ederlerdi. Bugün bu usul en modem tababete girmiştir. Bundan başka Sümerliler banyolar, k ve soğuk kompreslerin tatbiki gibi bir çok tedavi usullerini bilirler ve tatbik ederlerdi. Bugün bunlar da en modern taba- İ bet usulleri arasındadır. Diğer taraf- tan Eti Türkleri bir çok ilâçları hazır- lamasını çok eskiden bilirlerdi. Battâ değil bir çok ilâçlar Etiler Milâddan 1200 sene evvel bira yapma» sını ve muhafazasını bilirlerdi. Bünları saklamak için yaptıkları Aydın hastanesine elli Mb tarihi kongresinde Türkiyeyi temsil edecek olan tıb tarihi enstitü. sü profesörü B. Süheyl Ünver toprak küpler meydana çıkmıştır.» Sonra bizde öyle büyük bir halk ta- babeti vardır ki bugünkü modem ta- babet bundan son derçee istifade et- mektedir. Halk arasındaki bazı usuller faydalı olduğu anlaşıldıktan Sonra asrileşti- rilmiş ve modern tıbbâ girmiştir. Almanlar halk tababetine çok ehemmiyet veriyorlar ve bunlann usullerini birer birer topluyorlar. Bu iş için Almanların bir de müesseseleri vardır. Bizde kuduz tedavisi için çok eski bir usul vardır. Kanlı ekmekle tedavi İ usulü., Hiç bir ilmi tarafı olmıyan bu usu- lün Eelçikada da cari olduğu anlaşılı- yor. Bizde çok €ski olâf bu tedavi bir çok medeni memleketlerde de görül- mektedir, — Dünyaya belsoğukluğu ve frengi İ gibi cinsi hastalıkların sonradan ârız olduğu söylenir. Doğru mudur? Hayır.. Bu iki hastalık beşeriyet- te pek eskidir. Hattâ Hamorabi kanu- nunda Bengu ve Siplu isminde iki hastalıktan bahsedilir, Bunlar frengi ile belsoğukluğudur. Hikmet Feridun Es yatak ilâve ediliyor . Yeni paviyonun açılış. töreni Cumhuriyet bayramında İcra edilecek j Aydın memleket hastahanesinin yeni paviyonu Aydın (Akşam) — Aydın memleket hastanesine elli yataklı yeni bir pavi» yon i edimektedir.Paviyonün in- $aalı yakında bitirilecek ve 15'inci Cumhuriyet bayramında açılma töre. ni yapılacaktır. Yeni paviyonla has- tane, bir karantine dairesi, röntgen dairesi, göz hastalıkları kısmı ve mü- kemmel bir lâboratuar kazanmakta- dır. Aydın memleket hastanesi, yeni inşaatla daha mütekâmil bir şekle gi- recek ve daha fazla halkın ihtiyacına cevap verebilecektir. Yukardaki re- simde hastaneye ilâve edilen paviyo- nun son vaziyeti görünüyor. On sene - içinde 200 milyon frank dolandıran İngiliz bankeri Tanfield Londrada mahküm olduktan sonra z€y- cesi Fransaya ilti- ca etmişti. Tanfi- eldin alacaklıları dolandırıcı banke- rin aşırdığı mil yonlaria zevcesine kıymelli o mücev- herler aldığını id- dir ettiklerinden İngiliz zabıtası bu mücevherleri geri almak için bayan TTanfieldi arama- ğa başlamış en açıkgöz sivil polis- lerini de bu mak- sadi Parise gön- dermişti. bü meseleyi yakından takib etmek ve dolandırıcı bankerin zevcesini de bu- | Jarak mücevherleri kendi rızasile ia- | deye ikna etmek için Parise gitmişti. Uzun bir araştırmadan sonra bayan Tanfield Paris civarında bir ahbabı- nın evinde bulundu. Fakat aranılan mücevherlerden ve paralardan hiç biri üzerinde çıkmadı. Genç kadın mücevherlerini kocasının akıbetini öğrenir öğrenmez, kendisine iade et- tiğini iddia etmiş ve demiştir ki: — Size her şeyi, muhteşem bir ha- yat sürdüğüm zamandan bugünkü felâketli günlerime kadar her şeyi en ufak teferrualına kadar anlatacağım. Kocamın servetinden ve bana verdiği mücevyherlerden hiç biri bende yok- tur. Bende o muhteşem ve mükellef maziden yegâne kalan Şey, bir kaç sandık elbise ve tuvaletten ibarettir, Kocamın bana vermiş olup bu ka- dar dedikoduya mal olan ve gayrimeş- ru bir. surette yanımda . sakladığım iddia edilen milcevherler, takriben on beş İngiliz lirasından fazla bir kıy- mette değildir. Bunlar da bir elmas gerdanlık, büyük bir zümrüd, beş pır Janta bilezik, ve saçlarımla korsajım- | da kullandığım bir kaç Klipsten iba- | rettir. Kocamın kolleksiyonunu yap- mağa meraklı bulunduğu bir kaç kıy- metli saatimizle altın bir kaç ağızlık ve sigara tabakamız vardı. Bütün bunları, kocama iade ettim. Gayrimeşru bir surette sakladığım. dan ve gizlediğimden bahsedilen altın ve paralara gelince, bunlar da 150 al- tin sterlinden ibaretti. Kocam, bir harb zuhurunda . Avrupada sıkıntı çekmemekliğimi temin etmek için bu Altınları satın almiş ve bana vermişti, Diğer taraftan noel yortularından biraz sonte kocama alacaklılarına ba. 71 tediyeldrde bulunmasını temin et. mek için bankadâki pafalarımı çek- miştim. Bu paraları da bakara oyu- Pariste bir ahbabının evinde bulunan bayan Tanfield Sendik heyetinden B. Poppleton da | nunda kazanmıştım. Çünkü ben bâ- kâarâ oyununda daima kazanıyordum. Kocamın mevkii sarsılmağa başladığı zaman kendisine mücevherlerimi iâde etmiştim. O da birisine terhin etmişti. Sureti Katiyede beyan ejerim ki, şimdiki varidat membalarım pek az dır, Sendikler bunu kolaylıkla tâhkik edebilirler. Şunu da ilâve edeyim Ki, bundan iki sene evvel kocamla bankada müş» terek bir hesabım olduğu cihetie, ko emrine açık bazı çekler imza» ştım, Bu çeklerin rakam-hanesi- ni böş bırakıyordum. Kocam da çek- lere istediği miktarı yazıyordu." İşte bayan 'Tanfleldin beyanatı bu- dur. Halbuki sendiklerin tahminine göre müflis bankerle karısının sakla» dığı paralar, 60,000 İngiliz lirasıdır. Bayan Tanfield dolandırıcı banker Je evlehmezden evvel Nevyork barlas rından birinde artistlik yapıyordu Genç kadının haftada kazancı 10 do. Jardan ibaretti. 1926 senesinde ban- ker Tanfleld ile evlenmişti, Banker'in karısı, kocasını çok sövdiğini ve mah kümiyetine rağmen kendisini sevme» ğe devam edeceğini, namus ve istika- metine emniyet ve itimadı bulundüs gunu söylemiş ve şunları ilâve etmiş» tir: — Başıma gelen bu müthiş felâket- ten sonra kendimi avutmak ve unut turmak için Fransaya gelmiştim. Hal- buki bu inzivagâlumda da beni rahat bırakmıyorlar. Talihsizlik ve felâket beni takib ediyor.» Bayan Tanfleldin bu tazallümüne 'rağmen alacaklılar doğru söylediği. ne inanmıyorlar ve kocasının dolan» âırdığı paralardan büyük bir kismini bir yerde saklamış olduğunu zanne- diyorlar. Londrada ve Pariste tahkf- -kata'devam edilmekte ve muhtelif bankâlârda araştırmalar yapılmakta dır. Genç kadının tevkif edilmesi ve İngilâreye gönderilmesi ihtimalin. deni kuvvetle bahsedilmektedir. Edirne (Akşam) — Lüleburgaz Devlet çifliğinde 12 Ağustosta açılan selektör makinist kursu devam ediyor Kurs, sonuna kadar Kırklareli vilâyeti Ziraat müdürünün muys olan selektörler başıma, köylere dağ; Gönderdiğim teriyor, reşimde kursa iştirak eden “tal ebeler Ziraat Müşaviri B. Şevket Arı ve İktisad Müşa e bitince hazır ve kurulmuş Umumi Müfettişlik İri B. Saftetle bir arada gö”