(Baş tarafı 1 nci sahifede) yük hatıraların vakarlı hislerile meş- bu duran yamaçlarında biriken insan en bep ayni şeyden bahsediyor İstiklâl savaşı ve Atatürk Kolordu komutanı general Tevfik "in gençlik ve halk kıtalarını sonra törene İstiklâl mar- #iile ve 2i merasim topu atılarak baş- landı. Ordu adına genç bir subay, genç- lik adına Ankara Hukuk fakültesin- den Hayri Aksoy ve İstanbul Üniver- sitesinden Ekrem Yiğit, halk adına da Afyonlu İlhan Açıkgöz heyecanlı söy- levler verdiler ve çok alkişlandılar. Müteakiben törende Cümhuriyet Halk Partisi ve Halkevlerini temsil £#den Sinop mebusu Cevdet Kerim İn- cedayı kürsüye çıkarak sik sık alkış- larla kesilen ve umumi bir coşkunluk Veren şu nutku söyledi: i «Muhterem yurttaşlar, Çok asırlardanberi dünya duru. | munda mühim rol oynıyan muazzam bir hâdise 16 sene evvel bugün bura- da Türk elile cihan tarihine yazıldı. Dünya tarihi kim bilir daha kaç asır bundan üstün, bundan azametli bir hâdise kaydedemiyecektir, Bu hâdise Türk kudretinin, Türkün ve intikamı- nım, 'Türk benliğinin eseri olan 30 | ağustos zaferidir. Kardeşler, biz yeryüzünün en eski bir milleti, en üstün bir ırkıyız.Tabia- tan emeği sadece arzı yaratmakta, be- $eriyete vücut verip yeryüzüne serpip bırakmaktadır. Bu bilkatı arayıp meys dana çıkaran, bugünkü medeniyete €sas ve hız veren biziz. Yeryüzü her #eyile daha kışır halinde iken kafası, dinamosu, dişi, tırnağı, kolu ve baca- ği âleti olan ecdadımız, Asya denen kaynağında, ilk medeniyeti kurdu. Her sahada, her vasıl olduğu hudu- dun dışında bir âlem arıyan coşkun- luk ve hızla her tarafa akmlarile dün- Yayı doldurdu, Arzın coğrafyasını çiz- di. Beşeriyeti kovuklardan ürküttü. Ona insan adını taktı. Tarih denen im, vasıl olabildiği mebdeden bugüne, kadar bunu böyle kaydediyor. Daha erisine gelince, ondan ötesinde Türk varmış deyip bırakıyor, * Asırlar geçtikçe akınlar, emekler, Savaşlar gücünü azaltıyor. Uyananlar ürküyor, korkuyor, mukavemet için birleşiyor. 'Teşkilâtlanıyor. Asırlar daha geçiyor. Bin bir tesir- le idare cihazı da bozuluyor, baş olan- ların ahlâk ve karakteri de değişiyor. Bu muazzam mazi ve haşmetten son- Ta yeryüzünün ana bir milleti olan Türkün bahtı bu suretle kararıyor, nihayet, bundan 22 sene evvel bütün hayat ve mukadderatı Çanakale açık- larında, Mondros denen ada önünde bir gemiye girecek kadar küçülüyor Ye daha sonra, kurduğu bu medeniyet âlemi içinde, kendisine en ufak bir hak bile tanınmıyor. Cağrafyasını çiz- diği bu arz üzerinde ona sanki bir Parça yer de çok görülüyor. İşte biz, o muhteşem devirlerden #onra, düştüğümüz mihnetli, felâ- ketli iztirap günlerinin ferdasında 30 Ağustos 1922 de Başkumandan mey- dan muharebesi zaferini yapıyor ve Yeniden hayata çıkıyoruz. Bir el, ta- Tihi sanki bir manivelâ ile çevirmiş gibi, hadisatın çarhımı çeviriyor ve bü korkunç cereyana birden yepyeni Ye ileri bir istikamet veriyor. Vatandaşlar, Bunu yapabilmek için bir tek esas Ve varlık lâzımdır, «Türk olmak» işte bugün şu anda 17 milyonluk bir mil- letin Türküm diyen her insanın bir Yücud gibi fahr ile, gurur ve beyecan ile kutladığı Zafer bayramı budur. Yurttaşlar, şimdi size kısaca, bu ci- han şumul hadisenin o gün nasıl ce- reyan ettiğini arzediyorum: Türk kahramanlığı Dumlupınara 25 ağustos akşamına kadar biriktiği Afyon dağlarının arkalarındaki dere- lerden 26 ağustos sabahı seller gibi taşarak yolcu olmu$tu. Hasmını zap- tedilmez sayılan müstahkem ve çetin meyzilerinde çelik ordularile iki gün içinde perişan eden Büyük Başku- mandan, 29 ağuslos akşamma kadar Afyon Belediyesindeki karargâhında müteakib safhaları tanzim ve idare ederek yüksek dehasile bu vaziyeti hazırladı. 29 - 30 gecesi o aldığı ra- porlardan hasım ordusunun aksamı asliyesinin imhasının tahakkuk et- mekte olduğunu gördü ve geceden icab eden yeni emirlerni de verdi. 30 ağustos sabahı gün döğarken cephenin umumi vaziyetini idare için garp cephesi kumandanı İnönünü Afyonda tavzif, Genel Kurmay Baş- kanı mareşal Fevzi Çakmak'ı de im- ha çenberinin şimal ve garbindeki kuvvetleri sevk ve idareye memur etti. Kendileri de iyi neticeyi alacak ve imha çenberinin şark, cenub ve garb kısmından hareket edecek olan birinci ordu mıntakasına hareket buyurdular, Saat 9 da muharebe meydanına geldikledri vakıt vaziyet Şöyle idi: İmha edici bir taarruz Cevdet Kerim İncedayı, erazi Üze- rinde iki tarafın durumunu tafsilâ- tile anlattı ve sonra sözüne devam ederek dedi ki: «Derhal kuşatmayı darlaştırmak ve imha edici bir taarruza geçmek emrini verdiler. Akşama kadar çok sert ve çetin bir savaş devam etti. Hasım ordusu her çarptığı istikams- tin tıkanmış, sökülmez bir halde ol- duğunu görüyor, çırpınıp duruyordu. Kahraman subay ve erlerimiz görül- memiş bir şecaatle fasılasız saldırı- yor, her yıkılıp şehit olanın kuvvet ve kudreti sağ kalanınkine katılı yordu. Akşam, güneşin batmasına bir saat kala, devlet kurmak ve millet idare etmekte olduğu kadar askerlik Sa- nalındada en büyük üstad olan Atatürk; meydan muharebesini ka ranlıklara bırakmadan tam neticeyi almak azminde olduğu için, bütün toplar, makineli tüfekler açığa sü- rüldü. Top, tüfek sesleri hududları devamlı bir uğultu içinde bırakıyor, şarapneller sonsuz bir şimşek “silsilesi gibi çıkıyordu. Bu sırada, bütün milletin iradesini kendinde toplıyan o Büyük Baş, ileri hatlara fırladı, hücum emrini verdi. 'Tam gün kararmıştı ki, düşman mev- zilerinde birdenbire çatırdı koptu ve biraz sonra her ses kesildi. Bu mesud olduğu kadar hazin karanlık ve sü- künet içinde yalnız birşey duyuluyor ve görülüyordu: «Türk neferlerinin çelik hışırtıları ve Türk süngülerile yıldızlaşmış ve yere yaklaşmış bir sema.» İşte 30 ağustos Başkumandan meydan muharebesi. Yurttaşlar, Biz bürada muayyen bir hasım or- dusunu mağlüp etmedik, biz burada bir daha dirilmiyecek şekilde ve bir ordu halinde teşahhüs etmiş, bizi yok etmeğe matuf dünya husumetini mağlüp ettik. Düşmanlara cesaret ve Çal (Akşam) — Çal kazası gençleri, spor ve temsil sahalarında muvaffa- kiyetle çalışıyorlar, Temsil kolunda çalışanı gençler, halka müsamereler ver- mekte ve rağbet görmektedirler. Yukarıdaki resimde gençler bir temsilde Börünüyorlar, kuvvet veren saltanat ve hilâfet ida- resini bütün kölülüklerile tepeledik. Bu zaferi, istiklâl ve inkılâbımızın temel ve kaynağı yaptık. Yepyeni ve en ileri bir millet olarak bu saytde yeniden hayata erdik. El sürülmez, kötü gözle bakılmaz bir vatan sırurı- nı bu sayede çizdik. Binbir fedakâr- ağın mahsulü olan bu zaferle gıpta edilir bir cemiyet olduk. Bu zafer, bi- zim aziz Cümhuriyetimzin mayası. dır. Bizim sevincimiz bundandır. An- cak, bunun için bayram ediyoruz, Ey aziz şehid, Türkün herseyden aziz bildiği istiklâle kavuştuğu gün, mağrur yaşamağa, sevilir ve sayılır olmağa başladığı 30 ağustos, senin de günündür. Tarih boyunca eşi ol muyan bugün, cihan tarihine senin alkanınla yazıldı. Yüce şehid, belli asker, Türk aö- keri Mehmed, her ana, her baba ev- lâdım diye seni biliyor. Seni bağrına basıyor. Kız, erkek her genç seni kardeş biliyor. Seninle öğünüyor. Ölü, cismin aziz Türk topraklarında, ru- hun temiz Türk gönüllerinde, ve inkılâp müessesesi olan C. H. P, milli programında seni Türk istiklâl ve inkılâbının ve Cümhuriyetinin kollayıcı ve koruyucusu diye öğüyor ve öğünüyor. Her şeye Jâyık olan kahraman ordu, sana sönmez sevgi ve saygılar sunuyoruz. , Atatürk, Çocuk, genç, ihtiyar, kadın, erkek gönüllülerimizin bütün saffet ve he- yecanile Dumlupmarda büyük eseri- nin huzurundayız. Her yanımız ga- zilerin o hatıralarile, aziz şehitlerin mukaddes ruhlarile çevrilmiş olarak sana sonsuz hağllık ve tazimlerimizi sunuyoruz. Sağ ol. Nutuktan sonra Bundan sonra merasim âmiri ge- neral Tevfik Özem, ruhlu ve değerli söylevini verdi, Hatipler, 16 sene ev- vel bugün tören yapılan yerde ve biz- zat ateş içinde harekâtı idare ederek savaşın kali neticesini istihsal eden Büyük Başbuğun adını anarken alkış ve yaşa sesleri çevrede Uzun ve heybet» li akisler yapıyor, ufukları çınlati- yordu, Topların dağları inleten gürle- yişleri devam ederken, bir tayyare fi- lomuz da cevelânlar yaplı ve âbideye Büyük Millet Meclisi ve Başvekâlet, Cümhuriyet, Halk Partisi, vilâyetler ve bir çok müesseseler adına pek çok çelenkler konuldu. Âbide, az zamanda göz alıcı çiçek yığınları içinde kal- mıştı. Askeri kıtaların, yüksek tahsil gençliğinin, izcilerin ve halk teşek- küllerinin yaptıkları geçid resmi çok parlak ve muhteşem oldu. Halkın 30 ağustosun büyük bübdlii kahraman başbuğa bağlılık hisleri ve minnet, şükran duyguları telgrafla arzedildi. 'Tören bittikten sonra Larihi ve milli hislerin coşkunluğu içinde Afyona dönüldü. Tren harp sahalarını yara rak gidiyor: Herkeste 16 sene evvek ki büyük vakalar, yeni olmuş gibi ta- 76 bir heyecan var, Sanki arz üzerin- de kilometreler katedilerek değil de, zaman içinde geriye gidilerek bir ta- rih yolculuğu yapılmıştır. Belediye, ordu, vekâletler ve vilâ- yetlerden gelmiş olen heyetler şere- fine büyük bir akşam 2ziyafeti vere- cektir. Afyonkarahisar, bugünün ak- şamını da heyecanla kutlamağa ha- zırlanmaktadır. Ankarada Zafer bayramı Ankara 30 (A.A.) — Bugün 30 ağus- tos Zafer ve Tayyare bayramıdır. İs- tiklâl ve milli kurtuluş tarihimizin bu şerefli günü bütün memlekette bü- yük törenle kutlanmıştır. Ankarada bugün sabah saat 8 den 9 a kadar Genelkurmay başkanlığın- da ordu adına bir kabul resmi ve sâ- at 9,30 da hipodromda askeri tören yapılmıştır. Törene tümen bandosu tarafından çalınan İstiklâl marşile başlarmış, garnizanun en genç Su- bayı tarafından, Cümhuriyet Halk Partisi ve Hava Kurumu namına ve müteakiben tümen komutanı tarafın- dan nutuklar söylenmiş ve merasim geçidi yapıldıktan sonra hipodromda» Xi törene nihayet verilmiştir. Bundan sonra Harbiye okulundan mezun olan subaylarımız önde muzika olduğu hal- de Ulus meydanına gelmişler, Ata- türk amtına törenle çelenk koymuş- lardır. em İM a ZAİKİŞLAİMI 1 .SIRIO 0: E Ennadiyülehli, Şişli - Pera muhtelitine 3 -İ yenildi Dört gün içinde üç maç yapan Misir şampiyonu Ennadiyülehli ta. kımı üçüncü maçını Şişli - Pera muh- telitine karşı oynadı. Duhuliye fintlerinin çok yüksek ol- ması yüzünden stadda pek az seyirci vardı. Şehrimizde bir spor organizas- yonunun muvaffak olamaması için, bil. hassa ay sonlarında, duhuliyeleri yük- seltmek en birinci çaredir! Hakem Şazi Tezcanım idaresinde başlıyan maça Mısır şampiyon takımı Şu şekilde çıktı: Aziz Fehmi - Kâmil Mesud, Ahmed Elvahiş - Murad Fehmi, İsmail Refet, Hüseyin Elfar - Elaşri, Rüştü, Muh- Şişli - Pera muhjelitinin on oyuncu, su Peradan yalnız. sol açık Şişliden ol mak üzere şu şekilde teşekkül etmiş- ti: ti: Mavropulos - Mesinezi, Hristo - Çi- çeviç, Etyen, Toto - Filipa, Culafi, Bu- duri, Bambino, Diran. Dört gün içinde üç maç yapan id- mansız Misir şampiyonu oyunun başın. da bir aralık parladı. Üstüste (birkaç akın yaptılar. Muhtelit kalecisi topu iki defa elinden kaçırdı. Fakat istifade ede- mediler, Kazandıkları iki kornerde de birşey yapamadılar. Muhtelit takım yavaş yavaş açıldı. Ortadan derinleme paslarla akınlar yapmağa başladılar. Filipa çok müsald iki fırsat kaçırdı. Culafi'nin sıkı bir şütünü kaleci ya- tarak tuttu. On yedinci dakikada Diran'ın dur- İ durmadan verdiği bir pası Filipa yaka. | Jadı ve Plâse bir şutle ağlara gönderdi. Mısırlılar bu golden sonra biraz da- *ha gayret gösterdiler, fakat bu da uzun sürmedi, yirmi sekizinci dakikada sağ- dan ve havadan gelen bir topu Mısır» Uuların sağ beki iyi hesüaplıyamadı ve Mısırlılar yorgundular Bugün maç yapan Pera « Mısır takımları bir arada atladı. 'Tam zamanında topu yakalıyan Bambino ikinci golü yapmağa muvaf- fak oldu. Hristo üstüste birkaç favul yaptı, Mi- sırlılar bunlardan istifade edemediler. Kırkıncı dakikada Diran'ın bir pası- nı beklerin arasında bekliyen Buduri yakaladı ve kalecinin tereddüdünden istifade ederek üçüncü golü de yaptı. Devrenin son dakikalarında Mısırlı. Jar lehine bir penaltı oldu. Fakat Enna- diyülehli oyuncuları bunu da kullana- madılar. Beklerden birinin attığı hafif bir şütü kaleci yakaladı. Devre (3-0) Mısırlıların aleyhine bit. ti. İkinci devre başladığı zaman Mı- sırlıların beklemedikleri bu neticeden dolayı sinirlenmiş oldukları görülüyor. du. Yavaş yavaş ağır basmağa başladı. lar, Muhtelit kalecisi birkaç güzel şüt kurtardı. Mısırlılar 13 üncü dakikada hâkimi. yetlerinin mükâfatını gördüler sağ iç, Sol açıktan aldığı bir pası güzel ve plâse bir şütle ağlara gönderdi. Yirminci dakikada Mısırlıların pa- zar günkü oyunda da kavga ederek ha kem tarafından çıkarılan santrhafları, gene kasdi bir favul yaptığı için oyun- dan çıktı. 23 üncü dakikada da hakem pek hak. hı olarak oyunun başındanberi favullü oynıyan Hristoyu saha kenarına gön- derdi. Sinirli bir hava içinde devam eden oyun Şişli-Pera muhtelitinin (3-1) galibiyeti ie bitti. Galip muhtelitin bütün oyuncuları muvaffak oldular. Diranın ikinci dev. rede oynatılmaması hata oldu. Dört gün içinde üç oyun oynıyan yor. gun ve esasen idmansız Mısırhların mağlübiyetini tabli görmek lâzımdır. Ulvi YENAL Finlândiya güreşçileri geldi Milli güreş Ankarada yapılacak Bugün şehrimize gelen Finlândiya güreşçileri Geçen sene Helsingfors'ta birinci karşılaşması yapılan ve bu sene Tür- kiyede ikincisi yapılması icap eden 3 senelik heykel müsabakalarma iştirak edecek Finlândiya milli güreş takımı dün Köstence tarikile şehrimize gel- miştir, Üç tanesi Avrupa ve diğerleri Finlân- diya şampiyonları olan bu güreşçiler Türkiyede biri milli diğer üçü hususi olmak üzere dört müsabaka yapacak- tar, Evvelce şehrimizde yapılacağı ilân edilen milli karşılaşmadan, son verilen bir kararla vaz geçilmiş ve milli tema» sın Ankarada yapılması karar altına alınmıştır. Finlândiyalı güreşçiler per- şembe günü Ankaraya hareket ederek cumartesi ve pazar günleri biri mili olmak üzere iki müsabaka yapacaklar. dır, Oradan İzmire hareket edecek olan Finlândiyalılar İzmirin takviye edilmiş güreşçilerile de bir müsabuka yaptık- tan sonra şehrimize gelecek ve bura- da da bir müsabaka yapacaklardır. İ | | ! i i