AKŞAMDAN AKŞAMA Asri batıl itikadlara ihtiyaç var! En son numara modern bayanlar- dan «R...ve yolda rasladım. Kocasile beraber yürüyordu. Fakat erkeğin eli İki çanta... Meseleyi anlıyamadım, Adan şüp- heli şüpheli baktım. Esasen sağdan Boldan işitmeğe başladım ki, bu son devirlerde, kaba, hoyrat muameleli er. kekler moda imiş. Acaba bu zat da ka- balığı karısına hamallık ettirecek de- * Gene ne olur ne olmaz ben eski ter- biyemi bozmadan: — Müsaade ediniz... Taşıyayım! « Ye çantalara davrandım. İşte o zaman bakla ağızdan çıktı. Meselenin ne olduğunu anladım: — Fardo iyi imiş... Mahsus taşıyo- — Fardo mu?.. Meğer fransızca «yük» mânasına Olan kelimeyi kullanıyormuş!.. Filân- ca moda gazeteleri yazmış: Hollivud ar- tistlerinden bilmem hangi erkek bu Usulü çıkarmışmış. Şimdi bütün ka» dınlar tatbik ediyorlarmış. Yürürken elleri boş gilmyip bir ağırlık taşırlarsa zayıflamak, çevikleşmek için bire bir- miş bu!., Bayan bunları anlatırken, biz koca- #ile şimşek süratile bakıştık ve gülüm- Hollivud aktörü mutlaka sıcak bir havada bazı kadın arkadaşlarile gez- meğe çıkmıştı. Biçare, mekkâre kata- rma dönmüş olacak, Zira kadınların hepsi mantolarını, çantalarını ona Vermişlerdi. Artist bu hale fena halde İçerlemiştir mutlaka, İntikam almak İçin düşünmüş: — Ne yapayım, ne yapayım? Uçarı oğlan bulmuş usulünü... Er tesi gün bir sürü yüklerle kalabalıkta dolaşmış: — Niçin hamala vermiyorsunuz? Hizmetçinize ne oldu? - demişler, Bilgiç bilgiç gülümsiyerek: — — Fardo taşımak zayıflığa birebir- dir.. Çok faydasını gördüm... Çevikliği- Mİ ve muvaffakıyetimi buna medyu- num... Bu havadis, beş dakika içinde bütün Amerikada çalkanmıştır. Derken mü- lâkatlar, mecmualara imzalı yazılar, radyoda konferanslar, ve o günden iti- baren dünyanın her tarafında kadın- lar yüklendiler yükü!.. “ye İşte sinema âlemi, kedi olalı bir fare tuttu, İlk defadır ki, tezhibi ahlâka medar oluyor! Ah, yarabbi! Başka bir artist çıksa: — Kavrulmuş soğan kokusunu sin- dirmek deri için birebirdir... Ben bu- nun fevkalâde faydasını gördüm; onun İçin yemeklerimi kendim pişiriyorum! » dese... : Bir üçüncüsü! , — Gençlerle değil, çocuklarla İnsana neşe, can, ve tazelik verir... Bu- Mu tecrübe ettim... Hayır annelik şef- katinden dolayı değil, sırf bu sebeple Şocuklarıma bakıyorum... Onları dadi ellerine terketmiyerek kendim meşgul oluyorum... Bütün tazeliğimi bu usu- medyunum! - dese... sö Bu modern batıl itikadlar da elbette kadınlar arasında yer edecektir. Eski bir kitapta okudum: «Salı gü- nü hareket edecek gemide yer buluna- Elektrikli havuzlar Sarayburnunda ve Şemsipaşada yapılacak Cümhuriyetin 15 inci yıldönümü münasebetile yapılacak fevkalâde me- rasim ve şenlikler arasında şehrimizde- ki tenvirata bilhassa ehemmiyet veril. diğini ve bu hususta belediye elektrik işletme idaresi arasında bir anlaşma yapıldığını yazmıştık. Bu anlaşma mu- cibince elektrik idaresi, yapacağı tesi- satın devâmlı olmasını temin edecek- tir. Bu meyanda Sarayburnu İle Şem- sipaşada muhtelif renklerde ziya neş- reden ve elektrikle müteharrik büyük birer havuz yapılacaktır, Bu havuzun Muhtelif renk ziyaları şehrin bu taraf- Jara nazır yerlerinden görülebilecek ka- dar bariz ve parlak olacaktır. Bu ha- vuzların plânları belediye fen heyeti müdürü B. Hüsnü, fen müşaviri B, Hulki, imar müdürü B. Ziya tarafından hazırlanmağıa başlanmıştır. Bu plân- Jar, şehircilik mütehassısı B. Prost ta- rafından tasvip edilen proje esaslarına göre yapılmaktadır. Plânlar tekemmül ettikten sonra havuzların inşası bir müteahhide verilecek ve tenvirat tesi» salı da elektrik idaresi tarafından ya» pılacaktır. Salacak gazinosunda bir yaralanma vakası Vahdet arkadaşının bıçağını saklarken karnından yaralandı Evvelki gece Salacak plâj gazino- sunda garib bir yaralanma hadisesi olmuştur. Üsküdarda Atlamalaşında oturan ve bir müteahhid yanında ahçılık eden on yedi yaşlarında Ridvan ile arkadaşları Şükrü ve Vahdet hep bö- raber, gâzinoya gitmişler, oturup geç vakte kadar içki içmişlerdir. Bu esnada Şükrü ile Rıdvan mü- naşanya tutuşmuşlar ve Şükrü Rıd- vana ağır küfürler sarfetmiştir. Bunun üzerine hakarete maruz kalan genç, zabıtaya müracaat et miş, Şükrü de yakalanacağını anla- yınca; üzerinde bulunan büyük bir bıçağı Vahdete vererek saklatmak islemşitir. Vahdet bıçağı almak üze- re yerinden kalkmış, bıçağı almış, fakat bu sırad& dâ ayağı iskemleye takılarak yuvarlanmıştır. Bu yuvar- lânış neticesinde bıçak Vahdetin karnına saplanmış, Vahdet bu şekil- de ağır bir yara almıştır. Zabıta, Vahdeti tedavi altına ak dırmış, Şükrü ve Rıdvan da yâkala- narak tahkikata başlanmıştır. imaransanansns1s0as0ss 001 s0 AUUANANNA SAAEEEAIN muyacaktı, Çok yolcu birikmişti, İki üç muzip salı günü seyahatin uğur- suz olduğunu işaa ederek kendileri ra- hat rahat mevkle yerleştiler.» Bari esli kadar akıllı olalım. Doğ- rusu halkı kandırmak, bazen de iyi şey... «Dürugu maslahat amiz» kabilin- den!, (Vâ-Nü) ŞEHİR HABERLERİ Şikâyetler Böyle dükkâncılık olur mu? Bay Selim isminde bir sat, Ya- kacıkta et almak istediğini söylü- yor; Kasap, kendisine: «Biraz son- ra daha iyi et gelecek. 30 kuruşa kemikli, 40 kuruşa da kemiksiz dana veririm!» demiş, Bay Selim de kendisine itimad etmiş. 40 ku- ruş bırakmış. Yarım saat sonra dükkân sahibi kendisine sarıl bir paket uzatmış. «Ben ve ailem paketin içindeki- ni görmek istedik. Açtık. Bir de ne bakditm? Safi kemik! Adam ne dese beğenirsiniz? «— Bugün de kemikli külbastı yeyin! Ne çıkar! - dedi. «Biz paranın iadesini istedik, Yahut ta eti kemiksiz vermesini söyledik. Hiçbirine razı olmadı. Üstelik bizi dükkânından da kov- du. «Bu ne demektir? Yakacıkta bir nizam yok mudur? Esnafın böyle insafsız kısmı, alabildiğine hare ket ediyor!» Caddebostanı gazinosu değil, plâjı kapatıldı Caddebostanı plâjı, belediye era- mir ve nizamatına muhalif hareket ettiğinden dolayı belediyece üç gün kapatılmıştı. Plâjın kapatıldığı ya- zılırken yanlışlıkla gazinonun da seddedildiği yazılmıştır. Kapatılan gazino değil, plâjdır. Gazino kapatılmadığına göre hak- kında da hiç bir zabit tutulmamıştır. "Tashih ederiz. Inşaat ruhsatiyesi komisyonu Biz ğyerieii için B, Prostun mütalâası soruldu Şehircilik mütehassıs B. Prost İs- tanbul ve Beyoğlunun nâzım plânını hazırladıktan sonra şehirde yapılacak yeni inşaatın gerek plân esaslarına, ge rek yapı, yollar kanunu hükümlerine aykırı olmaması için belediyede rei3 muavini B, Ekrem Sevencanın Teisli- ği altında bir komisyon teşkil edilmiş- ti. Bu komisyon, yapılan müracaatlar içinde plân ve karun hükümlerine uy- gun ve bunlara tearuz etmiyecek olan. ları terviç etmekte ve ruhsatiyeler ver: mektedir. o Geçenlerde (Beşiktaşta Köyiçinde yapılmak istenen beş katlı . bir aparlıman için istenilen ruhsatiyenin plâna uygun olup ok madığı tereddüdü o mücib olmuş ve B. Prostun fikrini sormuştur. Mü- tehassıs, böyle bir binanın inşasın- da bir mabzur görmediğini bildirmiş tir. Bunu üzerine ruhsatiyesi veril miştir. Dün geceki otomobil kazası Vahan isminde birinin idaresinde- ki hususi bir otomobil, dün gece Şişlide evine gitmekte olan tramvay kondüktörlerinden Sadığın 'ayağına çarparak yaralanmasına sebebiyet vermiştir. Yaralı todavi altına alın- miştar, , Tramvay durakları - Yy. Beyoğlunda iki * » istasyonun yeri uv. ge değişti Tramvay istasyonları çok evvelden tesbit edilmişti. Vakıâ istasyon yerle» rinde bazı değişiklikler, ilâveler yapıl- mış, tramvay şirketi muhtelif makam- lar tarafından yapılan teklifler üzeri- ne yeni istasyonlar ihdas etmişti. Fakat hasıl olan yeni ihtiyaçlar üze- rine İstasyon yerlerinde yeniden tadi- lât yapılmasına lüzum görüldüğünden, belediye fen heyeti ile tramvay şirketi memurları birleşerek bütün istasyon- ların mevkilerini plân üzerinde ve ma- hallinde tedkik etmişlerdir. Bu tedki- katta bilhassa göz önüne alınan nok- ta, bazı istasyonlar arasındaki mesafe- nin çok kısa ve bazılarının da haddin- den fazla uzun olmasıdır. Kısa mes&- feli istasyonlar arasında arabaların motörleri sık sık durmaktan cabuk 26- delenmektedir. Hem bu fenni mahzu- Tun önün almak, hem de halkın men- faat ve ihtiyacını temin tmek için is- tasyonlardan bir kısmının yerleri de- Giştirilmiştir. Ezcümle Galatasaray ile Taksim ara- sında bulunan Galatasaray ve Parmak- kapı istasyonları kaldırılmıştır. Buna mukabil. Galatasarayda işaret me- murunun bulunduğu noktanın biraz gerisinde ve tam üç yol ağzında bir is- tasyon tesis edilmiş ve Parmakkapıda- ki istasyon yerine de Bursa sokağı önüne bir istasyon tesis edilmiştir. Bir iki gün içinde bu yeni istasyonların ye- rine işaret konacak ve arabalar bu ye- ni istasyonlarda durmağa başlıyacak- tır. Beyoğlu cihetindeki istasyonlar arasında başka mühim tadilât yapıl- mamıştir, Kalamıştaki ahırlar Kadıköy kaymakamlığı tara- fından kaldırılacak Şehir içinde inek ahir bulunması belediye tarafından menedildiği halde son zamanlarda Kadıköy ve civarında | ahırlar hakkındaki talimatname hü- kümlerine aykırı olarak bazı kimsöle- rin gayri fenni ahırlarda hayvan mü- hafaza ettikleri görülmüş ve Kadıköy kaymakamı altı tane ahır seddetmiş- tir. Kalamışta da bazı kimselerin etrafı tahtaperdelerle çevrilmiş bir arsada inek, manda ve diğer hayvanlar besle- dikleri görülmüştür. Bu hususta da Kadıköy kaymakamlığına şikâyetler yapılmıştır. Kadıköy kaymakamlığı, Kalamış, Fenerbahçe ve civarı gibi şeh- rin en mühim sayfiye yerlerinde bu- lunan bu gibi ahırları kaldırmağa ka- ti surette karar verimişlir. Marpuççularda yangın Marpuççularda Alacahamam müş- temişlâtından iki odalı ahşab bir bi- nadan dün öğle üzeri yangın çıkmış, bina kısmen yandığı halde söndü- rülmüştür. Yapılan tahkikatta bütün binanın yirmi iki bin liraya sigortalı olduğu anlaşılmıştır. Zabıta ve ifaiyece aleşin sebebi zu- huru hakkındaki tedkikat devam et- mektedir. Bay Amca İncesazda |.. Sahife $ Mektepler açılırken... Bu yakmlarda hergün İ bize soruyorlar: — Şu mektebe girmek istiyorum. Ne yapayım? — Çocuğumu filânea mektebe yer- leştirmek niyetindeyim? Ne zaman ve nereye müracaat edeyim? — filân mektebin kadrosu şimdiden dolmuş diyorlar. Halbuki oğlumu ora- z vermek istiyorum, Ne yapsam ac&- Gazetelere böyle mektepler hakkın. da fikir soran birçok mektuplar geli- yor, Mekteplerin açılma arifesinde bütün çocuk velileri ve gençlerin öğrenmek is- tedkikleri birçok şeyler vardır. Vakıâ bazı mektepler gazetelere ta- lebe kabul şartlarına aid ilânlar veri. yorlar. Fakat ilân verenler bütün mek. | tepler değildir. Liselerin, ortamektep- lerin ve bazı meslek mekteplerinin ka- bul şartlarını bu ilânlar arasında bul. mak mümkün değildir. Mekteplerin açılma zamanlarında di- ğer medeni memleketlerde olduğu gibi hareket etmemiz zaruridir. : Maarif hayatı pek çok ileri gitmiş memleketlerde mekteplerin açılma za- manında ne yaparlar? Maarif idarele- rinde bir «Talebe müracaat bürosus açılır. Bu müracaat bürosu bir kere her mektebin kabul şarllarını, alacağı ta- lebenin miktarını gazetelerde ilân eder. Bundan başka bu müracaat bürola- rına gelen bütün talebe velilerine genç- lere, her mektep hakkında izahat veri. lir ve hattâ talebenin gireceği mektep te ilk müracaat edeceği memurun İs mi ve odası bile söylenir: — Filân mektebe gideceksiniz. Filâm- ca kata çıkacak, şu numaralı odada, şu isimdeki memuru göreceksiniz... der- ler. Bu suretle mekteplerin açılma zama» nında kimse de şaşırmaz. Bu müracaat bürosu için öyle mas- rafa filân da lüzüm yoktur. Bunun için maarifde küçük bir oda ve iyi bir me- mur kâfidir birkaç kişi Hikmet Feridun Es a am mm Hiç bir esnaf muayenesiz kalmıyacak Belediye kanunu halkla temas eden bütün esnafın sıkı bir sıhhi muayeneye tâbi tutulmasını âmir bulunmaktadır, Şoförler müstesna olmak üzere bütün. esnaf belediye hekimleri tarafından muayene dilmektedir. Fakat bazı esna» fın muayene zamanını geçirerek bele. diye hekimlerine müracaat etmedikle. ri görülmektedir. Halkın sıhhi vaziyeti ile yakından alâkası olan esnaftan hiç birisinin muayenesiz kalmaması alâ- kadarlara emir verilmiştir. Bu arada halkla çok teması olan seyyar sebzeci, meğvacı ve emsali esnaf da gayet sıkı muayeneden geçirileceklerdir, İki kaza Galatada Kimsesizler Yurdunda yatıp kalkan ondört yaşlarında Asaf, evvelki akşam, Hezaran cadde sinden geçerken şoför Agobun idare sindeki otomobilin sademesine uğ- rıyarak yaralanmıştır. On beş yaşlarında Reşid isminde birinin idare ettiği bisiklet Bostancı caddesinde beygirle gitmekte olan Kâmil adında birine çarpmıştır. — Her yiğitin bir yoğurt yiyişi | ... Bunu, dün gece rüdyo ile oy- Yardır, derler bay Amca, meğer her | narken öğrendim. Fakat bir tanesi Milletin bir de konser deyişi varmış... , çok garibime gitti... İ - ad Mar İd siken dr çe ... Bir Avrupa İstasyonunda konu- şan bir kadın konsere ne dese beğe- nirsin?.. İmkânı yok aklına gelmez... halli öd öleli dav“ MN İL saci Ğİ e Dİ kerim, NE RAE İTİ ... Kanser, dedi, kanser! . Demek orada musiki -- Kanseri., dikk mik 0 m ii inin ink B. A, — Olabilir bayım!.. Her yer- de mutlaka baş ağrısı değildir yal. 4 ğe ai dd in