Yüz sene evvel Avrupa KRALIÇE MARGO 1553... Navar kralının kızı Jan Albre dokuz aylık gebe. Bu üçüncü Çocuğu olacak, ne yazık ki ikisi öl- dü... Büyük baba sevinç içinde. İki çocukları öldü diye kızı ile da- madına mütemadiyen takaza ediyor ve kızına diyor ki: — Sen âna olmağa lâyık değisin, çünkü çocuklarına bakamıyorsun. Bu sefer gelip benim sarayımda d0- ğuracaksın. Eğer sözümü dinlemez- Sen, çocuğun gene ölür, ben de tek- Târ evlenirim... Torun sahibi olma- dan ölürsem gözlerim açık gidecek. Jan Aibrenin. kocası Antuan-dö Burbon #avaşta. Prenses babasının sözünü dinliyor, doğurmak üzere ba- basının sarayına gidiyor. Navar kralı 4 kânunvevvel 1553 te kızını karşılamak üzere Mon - dö - Marsana geliyor. 13- 14 künunü- evvel gecesi 4 üncü Hanri adile Fran- sa tahtına çıkacak olan çocuk do- guyor. Navar kralı kızına diyor ki: «Kız doğurursan mirastan ona bir şey bi- Takmam; erkek doğurursan ona bir altın kasa ile bütün malımı mülkü- mü bağışlarım» Oğlan doğunca büyük baba çok seviniyor. Kızına bir altın kasa ve- Yiyor. Kasada vasiyetname var... Jan çocuğunu kendi sülile besli- Yemiyor, sütü yok. Tam sekiz sütni- me tutuyorlar ve 4 üncü Hanri sekiz çeşit, sütle büyüyor. Jan Albre La Fer - e - Vandan şa- tosuna, Antuan Pikardiya savaşına gidiyor. Çocuk büyük babasile bü- yük annesi, 1 inci Fransuann kız kardeşi kraliçe Margritin yanında kalıyor. Navar krah 1555de öldü. Aibre Neraka yerleşti. Çocuğunun terbiyesini eline aldı... Sarp yamaç dara yalınayak, başıkabak keçiler — tırmanan çocuk onun çocuğüy- ML Hanri bir çınar gibi yetişti. 1558 dâ 2 nci Hanrinin daveti üzerine çocu- ğu Biva şatosuna götürdüler. Fran- sâ kralı bu gürbüz çocuğu o kadar Sevdi ki yanında alakoydu; oğlu ile beraber büyütmek istedi. Çocuğu 88- Yİp okşıyarak sordu: -— Benim oğlum olmak ister mi- sin? Çocuk babası Antuan dö Burbona büktı; — İşte benim babam! dedi. Bu çevab kralın pek hoşuna gitti, güldü ve dedi ki: — Mademki oğlum olmak istemi- yorsun, damadım olur musun? Çocuk göğsünü kabarttı: — Bunu isterim! dedi. İşte o tarihte Fransa kralı müs- takbel kraliçe Margo ile müstakbel kral Hanriyi nişanladı, Antuan dö Burbon, Ruan müuha- sârasında omuzundan yaralandı, öl- dü. Jan oğlunu iki sene daha Fran- sa sarayında bıraktı. 1 Şubat 1567 de oğlu ile beraber tekrar Po şehrine yerleşmek iznini aldı. Oğlunu Kon- de prensinin himayesine verdi... Ço- cuk 16 yaşına baslı. Yaman, afa- can, kabına kacağına sığamıyan bir delikanlı oldu. Konde prensi katle- dildikten sonra çocuk ordunun ba- şına geçli... Savaşa başladı. Askere kendini sevdirdi... 4 Haziran 1971 de Jan Albre öldü. 17 Ağustos 1571 de Margo İle Hanri- nin nikâhlari kiyılacaktı, buna ka- rar veridi, Evlendiler, Margo «yeryüzünün değil, gökyü- zünün güzeliydi> o kadar güzeldi ki bir insanın bu derece güzel olma- sına kimse imkân veremiyordu. Amma Hanriye varıncaya kadar dü- şüp kalkmadığı erkek kalmadı. Se viştiği erkeklerin listesini yazmak lâ- zamgelse cildler tutar, Ya Hanri?.. Hanri de uçarı çap- kınlardandı. Elinden kaçan kurtu- Izmirde bu yıl tütün rekoltesi 28,000 tondur Tütünler iyi fiatlerle satılacak, 16 milyon İzmir (Akşam) — Havalar kurak Gittiği için bu yılm tütün rekoltesi 8 bin ton olacaktır. Bu yıl tütünleri- Mizin iyi fiatlerle satılacağı anlaşıl- Maktadır. Çünkü yalnız Amerikan tütün şirketleri her yıl olduğu gibi bu Yu da 16 milyon kilo tütün alacaklar. kilo tütünü Amerikalılar alacak Bir çardakta köylü kadınlar tütün işliyorlar dır, Geriye kalacak 12 milyon kiloda diğer memleketlere, bilhassa Alman- yaya ihrac edilecektir. Bu sene, muh» telif mahsullerimizin iyi fizlerle ko- layca satılacağı, yiüstahsil ve tücca- rın menyaun kalacağı şimdiden kuv« xelle tahmin ediliyor. luyordu. Nerakta, eline geçirdiği her kadına iltifat ediyor, güzel çirkin, fakir zengin, asil, âdi demiyor, her kadının peşinden koşuyordu. koca (Nerakta kumandayı verdiler: «Kılıçlar kına kâlbler mey- dana!.> Sarayda işünüş ve sefahet gırla gi- diyordu. Öylesine eğleniyorlardı ki, paraları tükendi. Margo Paristeki konağını sattı... Satıp savuruyor, genç erkeklere yediriyordu... Reza- let ayyuka çıktı, Kralın kulağına da geldi. Fakat. karısını boşamıyordu. Onu elile öldürecekti. Falcılar söy- lemişti: eKraliçe 1574 senesi marti- nin 21 - 28 günlerinden bir gün ko- casının elile ölecek...» Hanri bu günleri bekliyor, beklerken de keyfi- ne bakıyordu. Margo kocesından tiksiniyordu. İyi tahsil görmüş, zarif, şen bir ka- dındı. Hanri kabasaba, görgüsüz, cahildi. Avdan gelip te bir gece ka- rısının koynunda yatacak olsa, Mar- go ertesi gün yatak çarşaflarını de- diştirtir, sarmısak ve ayak kokusuna tahammül edemediğini herkese söy- Günlerden bir gün Margo sevgili- si Şanvalonun evlendiğini duyunca kalkıp Fransa sarayına gitti. O git- tikten sonra Poya Hanrinin çocuk- luk arkadaşlarından birkadın geldi. Bu kadın Giş kontunun dul karsı Mari Anduandı. Seviştiler... Giş dukası işte o devirlerde gene Hanriye savaş açmıştı. Hanri dö- ğüşmekten yorgundu, parasızdı. Bu halde yegâne teselliyi Maride bulu- yordu. Ondan uzak yaşayamıyordu. Ne yazık ki, sevgilisi ile arasında düş- man orduları vardı. Mari Po kâşane- sinde mahsurdu. Nerak ta kuşatılmıştı. Toplar gür“ lüyor, gülleler . patlıyordu. Geceleri meşalelerin aydınlığında : vuruşuyor- Bir gece Hanri ata bindi, merdi- venli bir yoldan atını sürdü. Po kâ- şanesinin kapısına geldi, kapıyı çaldı. Seslendiler; — Kimo?. Cevab verdi: — Aşki Hanri kendini sevgilisinin kolları arasında buldu. Mari onu teselli etti, ona akıl ve bol para verdi, Han- ri o gece yemin etti: «Sulh olur ol- maz seninle resmen evleneceğim!» Gözden uzak kalan gönülden de uzak kalırmış... Hanri otuz altı ya- şında. Saçları kırlaşıyor. Verdiği sö- ze, ettiği yemine pişman oluyor... Esasen giriştiği harb de ona Mari je buluşacak zaman bırakmıyor... İlerliyor. Vuruşa vuruşa, döğüşe dö- güşe, düşe kalka, sözün tam mâna sile kanter içinde Paris kapılarına dayanyıor. Fransa kralı # üncü Han- ri ölüyor... Ya Margo?. Fransa kralı 3 üncü Hanri Margo- nun ahlâksızlıklarından, rezaletle- rinden tiksiniyor, onu koyuyor. Mar- go bir müddet Nerakda oturuyor, sonra Agene yerleşiyor, orada bir sa- ray kuruyor. Bu saray oyunu uzun sürmüyor, Matinyon Ageni zaptediyor, yakıp yıkıyor. Margo canımı zor kurtarıyor. Bir gencin atının sağrısına atlayıp kaçıyor. Yolda dörtnala giderlerken Mar- gonun perukası uçuyor. Bu gülünç halde Sarlayr geliyor... Ne parası, ne pulu, ne de çamaşırı var. Bir don bir gömlek kalıyor... Neden sonra başina bir peruka ile yağınadan ar- takalmış bir kaç sandık ele geçiri- yor ve annesi Katörin dö Medicisten meded umuyor. Amma o acayip ana, damadına, nüfuzunu çoğaltmak için Kristian dö Lorenle evlenmesini tavsiye ediyor, 4 üncü Hanri 1503 de Sen - Dö- nizde Fransaya hâkim oldu. 1599 da karısı Margoyu boşadı. Marge 1615 te öldü. Selâmi Sedes N Sinema yıldızı Sylvia Sidney evlendi Kocası her gece bir piyeste beraber oynadığı n İkinci İzdivacıdır Adlerdir, bu, artisti © Çevirdiği bir çok filimlerde çok şi. rin sinema yıldızı Sylvia Sidney, Lon« drada ikinci defa evlenmiştir. Yıldı- zın ikinci kocası, Luther Adler na- mında genç bir Amerikan aktördür. Genç yıldız, bu aktörle her akşam «Altından genç adam» unvanlı temsil. de beraber oynamaktadır. Syivia Sidney 28, kocası Adler de 31 yaşındadır, Binsenaleyh yaş itiba rile yekdiğerine çok uygundur. Syivia ilk defa olarak 1935 sene sinde Nevyorkta bir tâbi ile evlenmiş- ti. Bir senelik izdivaç hayatından sonra genç yıldız mahkemeye müracaat ederek kocasından boşanmış ve sebe. bini soran gazetecilere şu sözleri söy« lemişti; — Kocam, filimlerde çalışan adam. ları anlamıyor ve beni açıkça teşhir ediyor. Ben de kendisile uyuşamadım ve bu sebebden dolayı, boşanmağı mecbur kaldım. Sylvia Sidney bir çok yıldız arka- daşları hilâfına olarak hiç bir zaman haşin dıramlar oynamamıştır. Artiş- tin üç köşeli minimini çehresi ve yu- karıya doğru hafifçe çekik gözleri, daha ziyade hüzün ve teessürü ifade için yaratılmıştır. Onun yaradılışı da- ha ziyade hissi dıramlara yaraşır. Binaenaleyh hisli temsillerinde çok muvaffak olmuş ve büyük bir şöhret ve muhabbet kazanmıştır, Bu sene artistin çevirmiş olduğu «Son- Syivia Sidney süz yol. unvanlı filim, oynandığı memleketlerde emsalsiz bir muvaffa- kiyet kazanmıştır. Yıldız bir çok filimler çevirmiştir. Fakat artistin şaheseri telâkki edilen filmi, Madam Butterfly piyesidir. Syivila bu filme can ve mevcudiyet vermiştir. Başka bir artist, baş rolü oynasaydı, filim çok cansız olacaktı. Çifçilerle ilim adamları- mız arasında irtibat temini Zirai yenilikler ve modern çifçilik Akkol usulile köylülerimize öğretilecek İzmir (Akşam) — Ankaradan bura- ya bildirildiğine göre Ziraat Vekili B. Faik Kurdoğlu, zirai inkılâbımız için mühim tedkikler yaptırmaktadır. Cumhuriyet bayramında Ankarada toplanacak, büyük ziraat kongresinde çok esaslı ve mühim kararlar alıma. caktır. Fransızca Agriculture kelime. sinin türkçe (Kültür) ve (Ziraat) mâ- nasina olan (Agri) kelimelerinden te- Tekküp ettiği ve öztürkçeden âlınma bir kelime olduğu katiyetle anlaşıl- mıştır. Büyük ziraat kongresinde (Ziraat) kelimesi yerine özlürkçe olan (Agrikültür) kelimesinin bütün teşkilâtımızda kabulü için teklifte bu- Yunulacağı öğrenilmiştir. Çifçi ile ziraat ilim adamlarımız arasında (irtibat) bulunmadığını gö- ren Ziraat Vekilimiz, bu irtibatı da temin edecek, ilim adamlarımızın tes- bit ettikleri ziral yenilikleri en kolay bir şekilde çifçi arasına yayacak ve tatbik ettirecektir. Bu sule (Akkol) adı verilmiştir. (Akkol) müstahsilleri. mize fazla kazanmanın kolaylığını ve modem çifçilik usullerini öğretecek- tir. İzmir Kültür Parkında inşa ettiri- len Türkiyenin biricik Ziraat müzesi binası, Kültür Park ve Fuarin en mü- kemmel ve güze! eserlerinden biri ol- muştur. Ziraat müzesinin en kısa bir zamanda İstenilen mükemmeliyet ve intizamda hazırlanamıyacağı anlaşıl- Mış ve Fuar kapandıktan sonra tanzi- mine başlanması Vekâletçe kararlaş- tırılmıştır. Bu dalmi müzenin nasıl hazırlanacağı için mühim bir proje ve plân hazırlanmıştır. Müzede bütün mahsullerimizin mümüneleri, yaş meyvalarımızın resimleri, istihsalât ve ihracata ait mühim ve mukayeseli grafikler, . istatistikler bulunacaktır. Ziraat Vekâletinin müsaadeşile Zira- at müzesi binası, “bu söheki Fuarda Başka işlerde kullanılacaktır. Ayancıkta demir iskele yapılacak Denizbank müfettişi B. Hâmid Zingal müfettişlerile beraber iskelenin yapılacağı yerde tedkikat yapıyor Ayancık (Akşam) — Denizbankın pek yerinde bir teşebbüsü ile Karadeniz sahilinde müsait iskeleler yapmak üzere geçenlerde bir tetkik seyahatine çıkan Denizbank umum müdürü bay Yusuf Ziya Ayancığa çikip Zingal şirketinin 28. ma iskelesini tedkik etmiş ve Karadenizin büyük fırlınaları ile harap olan isini modern ve demirden bir r iskele yaptırılacağı» müfettişi B. Hâmid, tir. Denizbaz iskelenin inşası Zingal şirketi müfettişlerile derhal mahallinde ted- kikâta başlamıştır. Denizbankın bu kararı Ayancık h ğ a v d