30 Temmuz 1938 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 4

30 Temmuz 1938 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Mahmud Hamza paşa Iskenderiyeye gitti Misafirimiz dün Yerli Mallar sergisini gezdi, > Mur sefaretinde ziyafet verildi Ahmud Hamza paşa Misir Kralı Faruğun Deniz yaveri Muhterem misafirimiz Mahmud Ham- aşa şerefine dün Mısır sefareti tarafından bir öğle ziyafeti verilmiş» tir. Ziyafette Vali ve Belediye reisi B. Muhiddin Üstündağ, Vilâyet ve Bele- diye erkânı hazır bulunmuşlardır, Amiral Mahmud Hamza paşa &i- yafetten sonra Yerli Mallar sergisini ziyaret etmiştir. Misafir Amiral, sergi komiseri B. Halid Güleryüz tarafın- Ekmekçi dükkânında iple adam öldürenlerin Müddeiumumi iddianamesini okudu, muhakeme maznunların müdafaası için başka güne bırakıldı Geçen sene Galatadn Kumbaracı yokuşunda ekmekçi dükkânında ge- | celeyin rakı eçerken Abdullah adında | birini iple boğarak öldürmekten maz | nun Ömer ve Bekirin muhakemeleri- | ne dün ağır ceza mahkemesinde de- vam edildi. Bu celsede müddelumumi muavini B. Remzi iddianamesini oku- yarak cinayeti izah ettikten sonra ezcümle dedi ki: — Her ne kadar maznunlar taam- müden adam öldürmek suçundan do- Jayı ceza kanununun 450 inci mad- desine göre tecziye edilmeleri talebile mahkemeye sevkedilmişlerse de yapı- Jan duruşma sonunda Ömerle Bekirin daha evvel Abdullahı öldürmeyi ko- nuşup kararlaştırdıklarına ve bu maksadla o gece Abdullahı ekmekçi dükkünına götürüp sarhoş etlikten #onra öldürdüklerine dair kâfi delik ler elde edilememiştir. İşsiz güçsüz ve haraçla geçinen Abdullah müte- addid defalar Ömerden para istemiş ve bazen da almıştır. Vaka gecesi de Ömerin ekmekçi dükkânında Ömer ve Bekir rakı içerlerken Abdullah ge- Küçük Gülhan ümidsiz bir halde hastaneye kaldırıldı Üsküdarda Şemsipaşa caddesinde olürün bayan Muzaffer, dün üç ço- cuğunu evde kendi hallerine bıraka- rak öteberi almak üzere sokağa çık- mıştır. İşte bayan Muzaflerin bu gaybubeti esnasında çocuklardan beş yaşındaki Gülhan, oynamak üzere çıktığı sekiz metre yüksekliğindeki bir balkondan düşmüş, muhtelif yer- “lerinden ağır surette yaralanmıştır. / Bayan Muzaffer eve dönünce, ço- cuğun ölüm halindeki vaziyeti ile karşılaşmeş “derhal zabıtayı haberdar etmiştir. Gülbes #eridsiz bir halde nümüne hastanesine yatırılmıştır. Okmeydanında ok atışları j yavılacak İ Okepor kurumu genel sekrelerliğirden! Kurumumuzca tertih edilen Ok alışları" Yerli Mallar sergisinde dan karşılanmıştır. Amiral evvelâ tayyare paviyonunu gezerek verilen Izahatı büyük bir alâka ile dinlemiş ye paviyon mümessilini tebrik etmiş- tir. Müteakiben cam adamı gördük- ri Elmahrusa yatile İskenderiyeye müteveccihen şehrimizden hareket etmiş vilâyet erkânı ve kumandan- Jar tarafından uğurlanmışlır, muhakemesi Wp o da rakı içmiş ve gene beşlira göndermesi için gönderdiği bir pusu- laya Ömerin cevab vermemesinden hiddetlenerek dükkânda kavga çi- karmış, diğer taraftan Ömerin evvel- ce memleketinde öldürülen kardeşi Halilin katlindu Abdullahın alâkadar bulunduğu şaylası da Ömerde, Ab- dullaha karşı bir husumet uyandır. mıştır. İşte bu tesirler allında o gece dükkânda çıkan kavgada Ömerle Bekir birleşerek müşlereken ve kâsden Ab- dullahı iple boğup ölüürmüşlerdir. Bu da yapılan tahkikat evrakı ve şa- hidlerin İfadelerile sabit olmuştur. Bu sebebler altında işledikleri bu ci- nayetten dolayı maznunlardan Öme- rin yaşının küçük olması ve Bekirin de evvelce bir hakaret suçundan do- Jayı üç günlük mahkümiyeti göz önünde tutularak her ikisinin de ceza kanunun 448 inci maddesine göre cezalandırılmalarını isterim. Maznunların müdafaalarını hazır- Jamaları için muhakeme başka güne bırakıldı. Kuyruk fiatleri Et fiatine tâbi olmıyacak serbesce satılacak Ete âzami flat konduktan sonra bazı Belediye şubeleri kuyruğun da et fiatile satılmasını ileri sürmüşler, kasapları bu mülalâa ile harekete mecbur etmişlerdi. Bazı Belediye şu- beleri de kuyruk salış fiatlerini ser- bes bırakmışlardır, Vaziyeti tedkik eden Belediye reis- liği kuyruk fiatlerinin et fiatlerine tabi olmadığını, kuyruk fiatlerinin yağ piyasasına tabi olduğunu bir ta- mim ile bildirmiştir. Bu suretle kuy- ruk fiatleri arz ve taleb knidesine ta- bi olarak müşteri ile kasab arasında tekarrür edecek fiatle satılacaktır. Alacak meselesinden kavga Üsküdarda Toptaşı caddesinde otu- ran İsmail ve Hüsnü isimlerinde iki kişi bir alacak meselesinden kavga etmişler, İsmail, bıçakla Hüsnüyü ba- caklarından yaralamıştır. Polis yara- hyı haştaneye - kaldırmış, İmali de — z GTA lp AKŞAM Korucu Fahreddinin katili mahkemede Katil, korucuyu öldürdüğünü Nuriyeyi de yaraladığını inkâr ediyor Silivride bir köyde Süleyman âdın- da biri bir kaç arkadasile beraber rakı âlemi yaparlarken Süleyman. sarhoş- Tukla tabancasını çekip havaya bir el ateş etmiş, silâh sesini duyân köy korucusu Fahreddin gelerek kendi- sine ihtarda bulunmuştur, Korucu Fahreddin o sarhoşların tekrar silâh atmalarına mani olmak maksadile karşılarına oturmuş ve hep beraber konuşmağa başlamışlar- dir. Sarhoşlar biraz daha içtikten son- ra bunlardan Süleyman büsbütün kendini kaybetmiş ve tekrar taban- Casını çekerek rasgele ateş etmeğe başlamıştır. Bu defa alılan kurşun- lardan biri karşısında oturan korucu Fahreddinin karnına isabet ederek öldürdükten sonra arka tarafta otu- ran Nuriye adında bir kızcağızıda yaralamıştır. Dün Süleymanın mevkufen muha- kemesine başlanmıştır. Son tahkika- tın açılmasına dair kâramamede Süleymanın, vazife esnasında köy ko- rucusu Fahreddini öldürmek ve Nu- riyeyi yaralamak suçlarından dolayı 'Türk ceza kanununun 449 uncu mad- desine göre ceza kesilmesi taleb edhi- yordu. Maznun Süleyman cinayeti inkâr ederek: — Ben kimseyi vurmadım, Koru- cu Fahreddinin öldüğünden ve Nuri- yenin yaralandığından da. haberim yoktur. Dedi, Şahidlerin © çağırılması için muhakeme beşka güne bırakıldı, Parmağını makineye kaptırmış nalıçeşmeğe oturan Koço, ken- disine âid bir tahtayı kesmek üzere, civardaki tanıdığı Pavlinin fabri sına gitmiş, orada bıçkı makinesine tahtayı yerleştirdiği bir sırada par- mağını kestirmiştir. Zabita, Koçoyu berayi tedavi -Alman hastanesine ya- tırmıştır. Sohbet (Baş tarafı 3 üncü dahifede) manzumelerin hepsinden memnun olmazdı. Şüphesiz Hahya Kemal de, Ahmed Hamdi de bir manzume üzerinde haf- talarca, aylar, yıllarca çalışmıyorlar. Gerçi bir manzumede değiştirdikleri üç beş mısrağ oluyor; fakat ekseriya bir parçayı bir iki günde tam ve ken- dilerince de kusursuz olarak çıkarı- yorlar. Bunun için onların tembellik ettikleri sanılıyor. Hayır, zihin faali- yel içinde... Seri halinde iş görmeme- ge, her parçaya ayrı ayrı çalışarak ona bir hususiyet vermeğe alışmış, kendi kendine onunla uğraşıyor. Mal- larmâ, Valöry, Yahya Kemal, Ahmed Hamdi, her mısrağı nazariyesi ile, €s- babı - mucibesi ile söyliyen şairlerdir. Onlarda bir manzume bir anın, bir tahassüsün az çok muvaffak bir ifa. desi değil, bir tasavvurun, bir idö'nin bir şekle bürünmesi, şeklini bulması: dır. m TESİR — Bir şairin, bir fikir ade. mmm büyük tesirinden bahsetmek, etrafında onu taklid edenlerin çok ol- duğunu söylemek değildir. Hatta bir bakıma tesir şahsiyeti uyandırmak demektir, taklide imkân bırakmaz. Biribirlerine hiç benzemiyen Verlai- ne, Mallarmâ, Rimbaud, kendilerine hiç bir hususta benzemiyen Baudel- laire'in tesirindedirler. Diyebiliriz ki Baudelüire'i taklide kalkmış olan Rol- linat, onu hiç anlamamış, onun hiç tesirinde kalmamıştır. Bugünün genç şairleri içinde hiç birinin Yahya Kemal'i taklid etmeme- si, onun tesirinin olmadığını göster- mez. Biliyoruz ki Yahya Kemal'den evvelki Türk edebiyat muhitinde şiir telâkkisi büsbütün başka idi, Ahmed Haşim de Teyfik Fikret'e benzemez; onun tesirindedir Yahya Kemal Rü- babı - Şikeste'nin tesirini kesti, etra- fındaki şairlere yeni bir görüş aşıladı, kendilerini o görüşle aramaya sevketti, O da, Ronsard gibi, zamane şairleri- nin ve muharrirlerinin en iyilerine: «Vows ötes tons yssus de ma Muse et: ie n Yahyayı Altı gün evvel Karagümrük civa- rında kavga ettiği Yahyayı bıçakla öldüren ciğerci Recebin muhakemesi dün ağır ceza mahkemesinde bitiril- miştir. Dünkü celsede Memduh adın- da bir şahid daha dinlenmiştir. Şa- hid Memduh da vakayı şöyle 'anlat- mıştır: — Akşam saat yedi buçuk sırala- rında Dırağmah yokuşundan geçer- | ken Receple Yahya da gidiyorlar ve yolda; «Bana niçin baktın?» diye münakaşa ediyorlardı. Receb, Yah- | yadan ayrılarak 30 metre kadar iler. | ledikten sonra durdu ve: «— Bana ciğerci Receb derler... Diye bağırdı. Bunun üzerine Yah- ya da yanına yaklaştı ve kavgaya tu- tuştular. O sırada karşıdan üç kişi | ile bir bekçi araya girerek bunları ayırdılar. Receb onlara: «— Biz iki arkadaşız. Hem kavga ederiz, hem barışırız. Siz karışmayı- niz» | Dedi, Birkaç adım daha ilerledik- ten sönra tekrar kavgaya tutuştular | ve Yahya, Recebe iki tokat vurup bir de sol ayağile çelme takıp yere yu- | varlamak istedi. Receb biraz sende- ledikten sonra hafifçe eğilerek Yah- yanın üzerine atıldı, O esnada Rece- | bin elinde bir biçak parladığını gör- düm. Birkaç saniye sonra da Receb elinde kanlı bıçakla Yahyadan ayrı- | up Dırağınan camiine doğru kaçmağa | Hapishane binası Komisyon azası, binanın ma-| hiyeti hakkında muhtelif fi- kirler ileri sürüyor Yerinde se Saruyı inşa edilmek üzere yıktır | hane binasının tarihi kiymeti olup vi- madığının tesbiti ve binanın yıkılma» sı muvafık görülmediği otakdird Adliye sarayı için yeni bir arsa inti- hap etmek için teşkiline karar verilen komisyon Vali ve Belediye Reisi B. Muhiddin Üstündağın riyaseti altın- da toplanarak konuşmuya başlamış- tır. | Komisyon Valinin reisliği altında | İstanbul müddelumumisi B, Hikmet Onat, Belediye imar şümesi müdürü, rü, Nafiafen müdü nüdürü, mimar Sedâd Çeti taş, mimar Asım, mimar Efdaleddin, mlmar Vedad, mimar Sedad ve tarih muallimi Mükrimin Halilden müte- şekkildir. Komisyonun bu toplantısında muh- ! telif fikirler ortaya atılarak âzadan | bir kısmı hapisiâne binasının, mi- mar Sinanın eseri olduğunu; bazıları | ondan daha evvelki devre aid bulun- duğunu, bir kısmı, 14 veya 15 inci asırdan kaldığını, bazı âza da bu bi- nanın mimar Mehmed tarafından darüşşifa olarak yapılmış bulundu. gunu ileri sürmüşlerdir. Fakat bü iddialar henüz vesikalara istinad et- tirilememiştir. Komisyon o mesaisine devanı ederek önümüzdeki çarşamba günü hapishane binasında tedkikat yapacak, diğer taraftan muhtelif yerlerden buna aid vesikalar araştı- nbp toplanacaktır. Neticede binatın tarihi kıymeti haiz olmadığı tesbit edirilrse derhal yıktırılmasına başla. nacaktır. Tramvay çarptı Taksimde Sıraselvilerde o oturan altmış yaşlarında bayan Adviye, Pe- rapalaş önünde kaldırım kenarında ilerlemekte iken bir aralık vatman Arifin idaresindeki 173 numaralı | tramvay sadmesine maruz Kalmış, yaralanmıştır, Yapıdan aşağıya yuvarlandı Mühendis mektebi omüdürünün 'Erenköyünde yaptırmakta olduğu bir binada çalışan Hızır isminde bir işçi, | ikinci katın bir beton kalıbının tah- * tasını sökerken müvazenesini kay- ! bederek düşmüş, muhtelif yerlerin- den ağır surette yaralanmıştır. öldüren Receb 6 seneye mahküm oldu Mahküm, kararı: “ Yaşasın Gümhuriyet adliyesi ve hâkimleri ,, seslerile karşıladı ! dianamesini Bir kişi öldü diğer biri de İ Jacak tesisat bugünlerde ihale olu” e el la Bü Hari niümune 30 Temmuz 1938 başladı. Yahya da sağ elini kamınm Üzerine bastırmış, sol elinde bir bi» çak olduğu halde sendeliyerek benim önümden geçti; s— Ben vuruldum. Dedi: Ondan sonra ne olduğunu bilmiyorum. Katil Receb bu şahidin İfadesine itiraz ederek şahidin yalan söylediği ni ileri sürdü. Bundan sonra müddej- umumi muavini B. Reşad Saka id-; okuyarak ağır tahrik göz önünde tutulmak suretile mez nun Recebin Türk ceza kanunurun 448 inci maddesine göre cezalandırı,, , masını İstedi . Mahkeme bir saat kadar siren Lir müzakereden sonra celseyi tekrar açtı ve katil Recebin 18 wne ağır hapse konulmasına karar verdiğini tefhim etti, Ancak Yahyanın tokat vurmak ve çelme takmak gibi ağır tahrikleri Receb hakkında hafifletici sebeb ma- hiyetinde görülerek ağır hapis ceza- s1 âdi hapse çevrildi ve bunun da üç- te ikisi tenzil edilerek altı sene müd- delle hapse konulması ve 3800 kuruş da muhakeme masrafı ödemesi karar. Jaştırıldı. Karar Receb: — Yaşasın Cümhuriyet adliyesi kanunları ve hâkimleri, diye bağır rak muhakeme salonundan çıktı. Sıçaktan ölüm tefhim edilince mahküm yere düşerek yaralandı Dün geok mevsimin. olduk Kumkapıda oturan alim rında Aristidi o civardan geçme iken fazla sıcaktan birdenbire fenâ- laşmış, yere düşerek bayılmış, biraz sonra da ölmüştür. Samatyada Pulcu sokağında otu- ran Pendeli de, Marmara cadd den geçmekte iken bunaltici sıcak nn tesirile fenalık geçirerek olduğu yere düşmüş ve bu düşüş esnasinda. başından tehlikeli surette yaralan- dığından zabıta tarafından Rum his- tanesine kaldırılmıştır. Yaşüzüm ihracatınn baslanıyor İzmir 29 (Telefon )— Üzüm kuru- mu ağustos ayındâ diş memleketlere başlıyacağı yaz üzüm ihracatı için hazırlıklarını tamamlamıştır. Üzüme © ler Urla ve Karaburun iskelelerinden grigorifik tartibatlı vapurlara yük“ lenerek İngiltere ve Basraya sevkedi © decektir. , Kâğıd ve Sellüloz fabrikala- rının su ihtiyacı Sabanca gö- lünden temin olunacak Ankara 29 (Telefon) — İzmitte ya © pılmakta olan İkinci kâğıd fabrika- sile sellüloz $abrikasının su ihtiyaci © Sabanca gölünden temin olunacak- tar. Fabrika ile göl arasındaki saha © 24 kilometre kadardır. Suyun gök | den fabrikaya getirilmesi için yap nacaktır. Bu iş için yarım milyon Ii © ra sarfolunacaklır. Kara sularımızda beş Yunan balıkçici yakalandı İzmir 29 (Telefon) — Çeşme kaz” sında Goni adası civarında karasul# rımızda kaçak balık avlıyan beş YUw nanlı bugün gümrük muhafaza tef” kilâtınca yakalanarak adilyeye ve miştir. Süleymaniye klübünün kongresi Süleymaniye Terbiyel' Medeniye dundan: Senelik kongre 8 ağuslor cun tesi cant 15 de Veznecilerdeki Yurd bini a arka

Bu sayıdan diğer sayfalar: