AKŞAMDAN AKŞAMA Seyahat edenler parayı nasıl buluyor? Seyahate çıkanlara 25 Tira döviz ve- Tiliyor, Bundan defalarla gazetelerde şikâyet edildi; fakat gene de usul de Gişmedi, Şimdiye kadar söylenenler şunlardı: — Şayed Yunanlılar, İranlılar vazi- Yetinde olsaydık, bu usul pekâlâ idi Zira, bu Şark ve Garp komşularımızın Pek çok vatandaşı ecnebi memleket lerde iş tutmuşlardır. Hayatlarını ora» da kazanırlar; malları, mülkleri, ser- Mmayeleri, yerleşmiş akrabaları vardır. Binaenaleyh, İran ve Yunanislan şöyle düşünebilir; ai «— Tebeamdan biri pasaport istedi; dahilden para çıhartmamak şartile ve Feyim. Yirmi beş lira kadar ufacık bir meblâğ alsın; ilk ecnebi istasyona kadar bununla gitsin; ondan sonra ba- Şinin çaresine bakar... Hem, yurttaş- larımızın harice dağılması benim için faydadan da hali değildir. Çünkü ora" da kazanırlar, zengin olurlar; günün birinde eibette dausulaya tutulacak: | lârdır; servetlerini alarak geri döne menin kolaymı bulacaklardır... Nile kim binlerce nümune meydanda —. «Fakat bizim camiamız böyle düşü- nebilir mi? Kaç Türk ecnebi diyarlar- da köşebaşı tütüncülüğünden hahcılı- Ea, gazinoculuktan baukerliğe kadar İŞ tutmuş? | «Öyleyse, seyahate çıkmak isteyen İ Yurtlaşın eline 25 lira vererek onu YO- | la salmak külliyen mânasız bir usul... Hiç bir mucib sebeb'e dayanmıyor! «Vapurları doldurup memleketimiz- den giden binlerce insanın hariç ban- çinme ve öteberi alarak geri dönme pa- Fasını ne yolda temin ediyorlar? «En basit mantık şu cevabı verir: «Kaçakçılik X eg) Mn bir nizam ki, ka- tiyen milli bünyemize uygun değil; an- tak kaçakçılığa yol açıyor; gayri mil Mi yahud şibih milli unsurların dalave- Tesine sebebiyet veriyor; bunda niçin İstar edip durmah?..» e Bu usulün büsbütün fena olan bir Gihetini anlattılar. Kaçakçılık şu suretle yapılıyor! - de- - Meselâ A firmasının 10000 lira- hik mal ithal etmek hakkı var, Bir hile taşile birkaç dalavere kuşu vuruyor: Evvelâ, ecnebi memleketteki B fir- Masile mutabık kalarak, aldığı malı, faturada, kıymetinden daha pahahya Böstertiyor. Böylelikle, dışarda bir mik- Parası kalmıştır. Onu, buradan S€- Yahate gidenlere yüzde otuz fazlasile Satabildiği için, ithalât malmı da, pi- Yâsımızda, sermayesile hemen hemen başbaşa Bundan hasıl olan kendisile rekabet yolunu tutacak, yahud da ayni lığı o da yapacak! e Ne taraftan baksak zararlı —— milli bünyemize uymıyan şu tal kul nisbette bir para versek... Hattâ, nini etmeyiz amma, pasaport ver- Meği tamamile kaldırmak bile şimdiki Şeklinden daha mantıklıdır. e GENİ), Bayan Bedia Ferdi Şehrimizde bulunan Yunan B. Nezer şehir tiyatrosu artistlerin- den bayan Bedinyı, bir kaç Memek için önümüzdeki Eylülde tinaya davet etmşitir. — ( Oooahi İyi ki buraya geldik bat gk güzel şey YOK Şehirde temizlik .. - Her çöpçü 500 . ” metrelik bir kıs- » * mı temizliyecek ii iylik müfettişlerinden i şehrin B. Yaver ve B. İsmail Hakkı, $ temizlik vaziyetini yakından teğkik etmişler ve gördükleri noksanlaria anacak tedbirleri bir rapor de Be lediye reisliğine bildirmişlerdi. Bu üzerine şehrin temizliğini te- min edecek bazı esaslı tedbirler alın- r tamim ile slâkadarlara tir. Bu tamime göre her Beleğiye temi: maş ve bi bildirilmiş ökk ürgeciye v yö Yerkeğilecektir. Süpürgeci kendisine tahsis edilen sahayı sabah- tan akşama kadar mütemadiyen te- mizlemek mecburiyetinde buluna- caktır. Bu süpürgeciler onbaşılar tâ kı bir surette kontrol edi- rafından Si lecekler, onbaşılar mutlaka resmi | kıyafeti lâbis bulunacaklardır. On- başılardan bazıları süpürgecileri cid- di surette kontrol etmiyerek kahve hanelerde vakit geçirdiklerinden an başdarın temizlik işlerine ciddi su rette nezaret etmelerini temin etmek için bunlara ayrıca birer mubassır tayin edilmiştir. Bu suretle sokak ve caddelerin temizliği daha esaslı sU- lecektir. emme çöp arabaları haddi istiabilerinden fazla çöp almıyacak- lar ve çöpçüler de ellerine verilen oto- matik vesait ile çöp toplama ve yük- leme işlerini daha pratik olarak ya- pacaklardır. Halideyi üç yerinden vuran 2melg Carihin aklında bozukluk olmadığı anlaşıldı Bir müddet evvel Cibali fabrikasın- da beraber çalıştığı Halide adındaki kızı imam nikâhile kendisile evlen- memesinden hiddetlenerek sokakta tabanca ile üç yerinden , yaralıyan | amele Mehmedin muhakemesine dün ağır ceza mahkemesinde devam edil miştir. Bundan evvelki celsede maz- nun Mehmed bu cürmü işlediği €8- bozuk olduğunu id- mahkeme kendisini adlide müşahede altına aldır- üşahede neticesine dair adlinin raporu okundu. Rapor- İsi cezai ehliyetine tesir bir bozuk- edecek şekilde şuurunda i tuk olmadığı biliriliyordu. Maznu- nun m hazırlaması için üne bırakıldı. muhakeme başka 6 Yol vergisi Belediye tarafından yapılan teftiş- ler neticesinde bazi kemi lerde larla , bil Ki yol vergilerini Yol ta- metre uzunluğunda | | AKŞAM R HABERLERİ Haklı şikâyetler Bakırköyde Küçük- bağlarda elektrik Bakırköyünün bis mahallesi olan Ki lardaki evimin hemen önün- den belediyenin hattı geçtiği ve iki yüz melre yukınındaki bütün evler- de elektrik bulunduğu halde ben ve muhitimdeki evler, hâlâ petrol zşığile yaşıyoruz. Radyo kullanmaktan mah- Tumum. Cumhuriyet bayramlarında evimi cam fenerile aydınlatıyorum. Wekirik şirketi menfaatini istihdaf ederek, bu muhiti rubu asir zülmet- te yaşattı. Şirketin millete mal edildiği bugün gene elektriksiz yaşamağa, on b el Cumhuriyet bayramında evimi ge- ne cam fenerle aydınlatmağa mı mecbur kalacağım? Bu iztırab verici yaşayışı Iütfen alâkadar makamların gözü önüne koyunuz. Bakırköyünde Kartaltapede Küçük- af bağlarda 3 No, lı evin mutası Hava kurumu müfettişi Bari Gür Yaman hırsız Binlerce liralık eşya ve mücevher çalan İbrahim yakalandı Emniyet direk- , törtüğü ikinci şu- “© be memurları a- dam öldürmek- ten ve hırsızlık- tan müleaddid sabıkaları olan ; İbrahim Aslan | isminde bir az Jıyı o yakalamış- tar. Hapishanenin ii nden olan bu adam, son de- fa bir hayli e hemmiyetli hırsızlıklar yapmış, Tukat bir türlü ele geçmemişti. İbrahim Aslanın son yirmi gün içinde yalnız halı ve mücerher çal- mak için girdiği yerler sunlardır: Mecidiyeköyünde o Zingal şirketi müdürünün köşkü, Şişlide tüccar B. İbrahimin apartımanı, Nişantaşında Bulgar konsolosunun oturduğu apar- tıman dairesi, Kurtuluşta Fırıncı Ömerin evi, Şişlide İktisad Vekâleti âmirlerinden B. Asafın aparlımanı buradan binlerce lira kiymetinde hırsızlık yapan İbrahim, şimdi bun- ları nerelere sattığını birer birer an- latmakta ve bu noktadan tahkikat derinleştirilmektedir. İbrahim Aslan Ruhsatiyelere aykırı inşaat Bazı mühendis ve mimarların Be lediyeden aldıkları İnşaat ruhsatiye- sine aykırı olarak inşaat yaptıkları, yahud mesuliyetleri altında bulunan inşaatı fenni bir surelte mürakabe ve kontrol etmedikleri görülmüştür. Bu gibi hareketlerin şehirde yapılan inşaatın Belediyenin takib ettiği esaslara muhalif olduğu görüldüğün- den gerek ruhsatname hilâfında hö- rekel eden, gerek mesuliytini üzerle- rine aldıkları inşaatı kontrol ölmiyen mühendis ve mimarlara bir sene müddetle yeni inşaat için ruhsatiye Mahalle sokaklar! Eski Parke taşları ile döşenecek Cümhuriyet Halk Partisi vilâyet, kaza ve nahiye kongrelerinde son senelerde yol inşası için ortaya ko- nan dilekler, Belediyenin elinde kâfi mikdarda tahsisat olmadığından t- mamile tahakkuk ettirilememişti. Belediyenin iki senede yapacağı 507 bin liratik yeni yollardan çıka- cak eski parke başları tali derecedeki sokakların inşasına tahsis edilecek» tir, Belediy bu sokkaları seçmek için parti kongrelerinde ileri sürülen di- lekleri göz önüne almış ve eski taş- lardan yapılacak yolların cedvelini bazırlamağa başlamıştır. Bu yolların cedveli tanzim edildikten sonra bun- lar inşa edilecektir, Ancak bu yollar, Belediye tarafmdan doğrudan doğ- ruya inşa edilecek, bir müteahhide ihale edilmiyecektir. İki çocuk boğuldu Amavudköyünde kasab İraklinin çırağı on yedi yaşlarında Hıristo, Be- bekte Çamlıbahçe denilen yerden denize girmiş, yüzmek bilmediğinden suların cereyanına kapılarak boğul- muştur. Cesedi zahıtaca araştırılmak- tadır. Beşiktaşta oturan On yaşlarında Mehmed Ali, Odun iskelesinde yıkan- mak üzere denize girmiş, bu de yüz- mek bilmediğinden (o boğulmuştur. Mehmed Alinin cesedi bulunmuş, Â- ilesine teslim eğil ir, Almanyada sanat mektepleri kongresi Kongreye / iştirak edecek muallimler bugün yola sıkıyorlar Almanyada yakında toplanacak mesleki sanat mektepleri kongresine iştirak için Heyeti Vekile kararile in- tihab edilen muailimler bugün yola çikacaklardır, Muallimler şehrimize gelmişler ve yol hazırlıklarını yapmışlardır. Bun- Jar şu zevatlır: Ankara ticaret lisesinden bayan Rebia, İsmetpaşa kız enstitüsünden müdür bayan Ayşe, Ankara Sanat mektebinden B, Ekrem ve B. Nihad, Konya sanat mektebinden B. Ali Rıza, ve B. Nazmi, Ankarâ İsmetpaşa oenstitösünden B. Sa id, İstanbul sanatlar mektebin. den B. Celâl ve bayan Halide, Aydın Sanat mekltebinden B, Naim, Diyar- bakır Sanat mektebinden B. Sühe- yil, Elâzığ Kız enstitüsünden bayan Menkıbet, bayan Melâhat, B. Yakup, Bursa Sanat mektebinden B, Meh- med ve B. Hayri, İzmir Sanat mek. tebinden B. İbrahim, En güzel di Mağazasından bulabilirsiniz. DEKORASYON Sahife 3 SOHBE Notlar ı İLHAM — Paul Valery sadece il ham sayesinde, ne yaptığını kendi de pek farkına varmadan bir sanat hari- kası vücude getirmektense düşüne- rek, ne yaptığını bilerek çalışmak şartile eserinin orta halli kalmasına razı olduğunu söyler. Bazı şairlerin eserlerinde güzel mısrağların tesadü- fi olduğu pek bellidir, şair onları san- ki kendine rağmen yazmıştır. Zaten © güzel mısrağlardan evvel ve sonra gelen çirkin ve lüzumsuz parçaldar o güzellikten tam bir vevk almamıza maniğ olur. Paul Valöty'de ve üstadı Stephane Mallarmö'de böyle bir şey görülemez; onlar «her tesadüfün dı- şında» çalışır ve eserlerinde gerçek- ten mısrağ olmuyan bir tek satır yok- tur, «Her tesadüfün dışında...» Ahmed ji Hamdi Tanpınar'ın bir manrumesin- den aldığım bu sözü Paul Valöry ve Stöphane Mallarmâ gibi Yahya Ke- mal Beyatlı da söyliyebilirdi. Şiirle rinde tesadüfün mahsulü olan, kendi- si tarafından uzun urun düşünülüp hazırlanmadan gelmiş bir tek güzel mısrağ yoktur; bütün zenginliklerini gönlünden, şuurun kavrıyamıyacağı derinliklerden değil, iradesinden, ze- kâsından çıkarmıştır. O, hiç bir za man, kelimenin âmiyane manasile bir şair olmamıştır, bir söz <simyakeri- dir», Bunun içindir ki onu dalma an- cak bir zümre, söz sanati aşıkları se- vecek, büyük kütle ondan belki hiç bir zaman zevk alamıyacaktır. Bir şarkısını, «Bendim geçen ey sevgili! sandalla denizden» şarkısını bestele- miş, söylüyorlardı. Hayret ettik! Bü- yük kütle de hayret etmiş olacak ki rağbet etmedi, çabucak unuttu. “ AZ.ÇOK — Az nerede biter? Çok nerede giter? Tayin etmiyorlar. Yah- ya Kemal'in az yazmasını bir kusur gibi gösterenlerin sadece kemiyete itibar ettiklerini söylemiyeceğim; bi- liyorum ki öyle değildir. Cildler dolu- İ su manzumeler çıkarmış şairleri, kü- çücük bir divan sahibi olan Naili'ye yok'tan bahsolunabilir. Yahya Ke- malin şiiri de, kelimenin bütün inten- sitö'si ile var'dır. Şiiri gerçekten seven hiç kimse bilmiyorum ki onun manzu- melerini ezberlemek ihtiyacını duy- muş olmasın, Şiir için varlık da böyle hafızalarda yaşamaktır. Yahya Kemal şimdi istese çok ya- sar, her yıl kırk elli manzume çıkara- bilir mi? Zannetmiyorum; çünkü ar. tık Zihin itiyadlarını hasıl etmiştir. Fakat tâ gençliğindenberi bir daha bozulmuyacak, kusursuz muısraği söy- lemek hevesini duymasa idi o da her- hangi bir şair gibi velüd olabilirdi, Nitekim şimdi pek nadiren şiir söyli- yen Ahmed Hamdi Tanpınar vaktile böyle değildi: daha kolay, daha sık yazardı. Kendisini eski haline bıraksa idi o da şimdiye kadar bir iki kitab çı- karırdı. Fakat © kitablarn koyacağı (Devam: 4 üncü sahijede) Nurullah Ataç uvar kâğıdlarını Lütfen bir kere görünüz, Beyoğlu. İstiklâl caddesi, hizi!” 5 ... Halbuki şurada oturup suyu sey- retmek daha zevkli!... ğ B. A. — Hele bu suların bir günen uzak köylerimizi bile elektrikle nur-