(9 Temmuz 1938 AKŞAMDAN AKŞAMA , isyan : aze günlerde İstanbul gazetelerinde taşlar radyomuzdaki bir olayı isyan halinde: bu? - diyorlar, - Mikrofo- € bir ses, rumca olarak: adyo İstanbul!) diye başlı. Yor; söyl Söylüyor, söylüyor; serk, kdr rkadan da s4 meslek; hâdiseden gı — Nedip Alima Bali kan matbunt t eldi. Küle oplantısı Ne üllür şubesinde ben de Azadım. gö e, şimdi kendimi bir Yorum. rmek mecburiyetinde hisseği- O zama Mişti, $u mealde kararlar veril İyem Siyasi mukadderatı birleş- dan yı, çi VE dost milletleriz. Aramız- olduğu. uyar. Menafiimizin beraber iş biraz daha fazla an- değildir. ea yoruz. Ancak bu kâfi hidiğim,, bin uzak milletlerini ta Shelter yekdiğerimizi kültür mayı. tanımalı ve halkımıza » Şayed birimizin bir mü- ye biz de Mü : bilen memieketlerimi Dö di, > olamalıyız... Balkan ahvali- in, çıkarmalıyız... ilh... baronun gelen sesler bü se- li ik bir dostum anlatıyor: dir — Şehir tiyatrosu 90 kişilik SDilcagi olarak Alinaya giti. Oranm Hak, hisler evvel, mikrofonu aça- Hürkee, takdim etti. Sonra ben geçtim; Miyan «Allo, allo! Burası Atina “Yahut, ?€ başladım. Heyetimize, dale iza Dimize Verdim. Mei ide burada kalabalık bir Yunan iyor, ilerine cemileyi indi May Dn neler de onlar, mikrofamı. başına ge ha gg hoş görmemeli?.. Wele larında şikâyez "için matbuat sütun- etmeli? m evlerine gitmiştik. Sofrada az yemek ye- çok yiyor, ba , fazla ikbal ediyor. ev Sahili IŞ a imiyet göste. su vi s3 i (ömür depoları Kuruçeşmedeki evlerin istimlâki düşünülüyor Kuruçeşme kömür depolarının tem- yiz mahkemesi kararile kaldırılması icab ediyor, Bu hususta dün malümat vermiştik, Şehircilik mütehassısı B. Prost'un plânile İstanbul limanı ger- çi Yenikapıya nakledilecektir. Fakat Yenikapıda bir liman inşa edilinciye kadar şimdiki limanm muvakkat li- man halinde yerinde kalması zarüri görüldüğünden Kuruçeşme kömür “maları icab etmektedir. şı yapılacak iş, Kuruçeşmedeki evle- rin istimlâki olacaktır. Esasen bu ci- het evvelce kararlaştırılmış ve Kuru- çeşmeye asri depolar inşası, muaz- | zam vinçler alınması için İngiltere deki Gibs müessesesi mühendislerine tedkikler yaptırılıp plânlar hazırla” tılmıştı. Yenikapıda liman kurulma- si uzun senelere ihtiyaç yösterdiğin- den tahmil, fahliyede sürat temini için Kuruçeşmede yeni tesisata biran evvel başlanmak üzere İstimlâkin Zâ- rüri olduğu neticesine varılmaktadır. 'Temyizin kararı bu hususta acele edilmesine lüzum gösteriyor. Çam limanı Bir iskele yapılması için tedkiklere başlandı Yürükeli plâjında olduğu gibi Hey- beliadada Çam limanında da bir is- kele yapılması için tedkiklere başlan- mıştır. İskele meydana geldikten son- ra adalar arasında işliyen vapur Çam llmanına da uğrıyacaktır. Çam limanınd bir iskele yapılma- smı Heybelladada oturanlar da arzu etmişlerdir. Köprü İle adalar arasın- da işliyen vapurlar Çam limanına uğramıyacaklardır. Ancak Heybeli- nin Çam limanı kısmına geçmek is- tiyenlere bazı kolaylıklar göslerile- cektir. Bu cümleden olarak köprüden Hey- Deliye gelen vapur saatlerine, adalar arasında işliyen vapurun Heybeliden hareket saatleri imkân nisbetinde uydurulacak, böylelikle İstanbuldan gelenler Heybeli iskelesinden aktar- ma ile doğrudan doğruya Çam lima- nma gideceklerdir. Mesud bir nikâh Bay Ali Kilıç yeğeni Berin Kılıçla Yüksek Ticaret mektebi talebesinden B. Enver İnselin hikâhları dostları huzurile dün Beyoğlu nikâh daire- İ sinde akdedilmişlir. Tarufeyne saa- det dileriz. Y Muallim mektebine girecek talebe; * o * Muallim mektebine bu sene gire- cek olan talebenin müsabaka imti- hanları 1 eylülde yapılacaktır. İmti- hana ortamekteplerden «pek iyis ve «iyi» derecede mezun olanlar" kabul edileceklerdir. ... Astmlısından, barsak, cilt hasta- sından tut da rümatizmalısına kadar her derde deva sularının, yeryüzünd İ depolarının bulundukları yerde kal- | Temyiz mahkemesi kararına kar- | ,AKŞAM ŞEHİR HABERLERİ Haklı şikâyetler Tek başına kalan bir hasta Tophanede kunduracılık eden Halid isminde biri, deyneklerine dayana dayana matbaamıza gel di. Bir i#kemleye güçlükle otura- rak anlattı; —a Cumarlesi günü, tophane- deki dükkânımda, ispirto tutuş- masile bacaklarımdan yandım. Be- ni Beyoğlu haslanesine Kaldırdı- lar, Orada panstman ve satre yap- tıklan sonra bıraklılar. Ben tek başına bir adamım... Ayağımın pansımanlarile uğraşamıyacağımı söyledimse de dinletemedim. Şim- di ayağım kangren olmak tehtike- sinde... Ne yapacağımı şaşırdım!» Direğe çarpan motösiklet İçindekiler arabayı bırakıp kaçmışlar! Zata, evvelki gece garib bir kaza tahkikatına el koymuştur. Gece yarısına doğru Sirkecide dev- riye gezen zabıta memurları, bir tramvay direği dibinde yan sepeti bir tarafa, kendisi bir tarafa gitmiş bir motosiklel, görmüşlerdi, Motosik- | Jet üzerinde yapılan tedkiklerde tramvay direğine pek şiddetli çarp- mış olduğu ve bu şiddelli sadme ile sepetli molösikletin ikiye ayrıldığı tesbit, edilmiştir. Gerek molör, gerek sepetin içi araş- tırılınca, az evvel içinde iki gencin bulunabileceğine dair ayak izleri, bir de zarif ağızlık bulunmuştur. Tilhakika az sonra cadde üzerinde bir otelde çalışan birisi, polise müra- caat ederek, motosikletin direğe bü- tün süratile çarptığı esnada gözleri- le, gördüğünü, içinde çocuk denebi- lecek iki şahıs olduğunu söylemiştir. Bu adam, bu iki çocuğun, kazayı mü- teakib birer tarafa kaçtıklarını da ilâve etmiştir. Bu motosikletin, hüviyeti malâm olmıyan iki çocuk tarafından kira- lândığı ve bu şekilde bir kaza yapıl dıktan sonra ele geçmemek için kaç- takları > Yalnız sepstle motosikletin birbi- rinden tamamen ayrılacak derecede şiddetli bir sademe vukua gelmesin- den çocukların yaralanmış olmasına da ihtimal verildiği cihetle zabıta bunların hüviyetlerini tesbite uğraş- maktadır. Ticaret odasında çalışma saati Ticaret odası İle noterlerin de saat sekizden on dörde kadar çalışacak- larını yazmıştık. Bu münasebetle ti- caret odasında müstacel işler için on dörtten sanra birer nöbetçi me- mur bulunacağı yazılmıştır. Bu ha- ber doğru değildir. Ticaret odasında dn saat on dörtte çalışmağa nihayet İN il .. Bu görülen modern tesisat, rahat şu Eminönü meydanı Tramvay rayları geriye çekilecek saha genişliyecek Valde hanının yıkılması münass- betile burasının belediyece tesviyesi- ne karar verilmiştir. Han arsasının önünde ve Eminönüne kadar işliyen tramvayların durduğu yerdeki piya- de kaldırımı daha geriye alınmak su- retile meydan tanzim edilecektir. Tramvay hattı da meydanın yeni va- ziyetine göre değişecektir. z Tanzim projesiğ bütün meydanın açılmasından sonra bu sahanın âla- cağı müstakbel ve kati şekli göste- ren nâzım plânın esaslarına göre ha- aırlanacaktır. Ancak Eminönü meydanının s8 viyesi şimdiki vaizyette mi kalacak- tır? Bu hususta imar şubesinin mü- talâası alınacaktır. Eminönü mey- danı tamamile açıldıkta nsonra mey- danm biraz daha yükseleceği mu- hakkak görülüyor. Valde hanı arsasının tanzimi mü- nasebetile yapılacak mevzii plâna gö- re Valde hanı önündeki tramvay hattı geri çekileceğinden meydan biraz daha genişliyecektir. Yeni hat, yakında yıktırılacak olan Balıkpazarı ağzındaki dükkânların bulunduğu sahadan geçecektir. pt nini Bir balkon çöktü Üstündekiler kazayı yarasiz atlattılar Dün sabah, Küçükpazarda bir mucize kabilinden çok hafif savuştu- rulan bir kaza olmuştur; Altmış beş yaşlarında Arif çavuş torunları on yedi yaşında Fatma ile, dokuz yaşında Neriman ve sekiz yar şında Şadanı yanına alarak, zemin- den dokuz metre yükseklikteki bir balkona kahvaltı sofrasını hazırlat- muş ve beraberce kahvaltı etmeğe başlamışlardır. Aradan kısa bir zaman geçmiş, ahşab balkon olduğu gibi çökerek hepsi dokuz metro yükseklikten ye- re yuvarlanmşılardır. Büyük bir hüsnü tesadüf eseri olarak ne Arif çavuşa, nede Neri- man ile Şadana bir şey olmamıştır. Yalnız büyük kız Fatma, belinin ağrımakta olduğunu söylediği cihet- le Haseki hastanesine yatırılmıştır. Şirketi Hayriyenin gezinti Şirketi Hayriyenin cumartesi gün- leri tertib ettiği gezinti postalarının ikincisi bugün yapılacak 71 ve 74 nu- maralı vapurlar öğleden sonra 15 da- kika ara ile köprüden hareket ederek biri Anadolu, diğeri Rumeli sahilini takiben Boğaza gideceklerdir. Şirketin gezinti postaları bu sene geçen seneden daha çok rağbet gör- mektedir. Geçen hafta yapılan İlk tenezzüh seferlerinin çok kalabalık olması yaz ilerledikçe rağbetin daha dâ artacağını göstermiştir. Akay İş- letmesinin mehtab gezintileri de önümüzdeki haftadan itibaren baş- lıyacaktır. w. Fakat buraya gelenler dakik bü: ka eğlence istiyorlar(.: İyi arama'bir kür yerinde sirkler, çeler oi- SOHBET: Söz sözü açar ” MODA, — Dâha birkaç yıl önce ho- şumuza giden, bütün kuvvetimizle sa- rıldığımız, hakikatin tâ kendisi diye kabul ettiğimiz bazı fikirleri bugün an- cak gülümsiyerek hatırlıyoruz, Meselâ uzun uzun, sütunlar ve cildler dolusu münakaşalara sebeb olan şu «Öz şiir - Poösie pure» davası. Bir moda idi, geçti. Hâlâ onunla meşgul olmak bize, ne bileyim? meselâ siyah şeridli veya kordonlu gözlük takmak kadar tuhaf geliyor. Niçin? Gözlüğün yanından sarkan kurdelâ veya şeridi zevkin kabul ede- miyeceği lüzumsuz bir şey saydığımız gibi öz şiiri de aklın almıyacağı garib bir iddin diye mi karşılıyoruz? Hiç şüp- hesiz hayır; onda bir bakikat tarafı bulunduğunu artık biz değil, dünkü en şiddetli muarızları bile inkâr ede- mezler, Fakat onlar, o davanın haklı olan tarafını gördükleri gibi biz de hak- Siz olan tarafını sezmeğe başladık. Her nazariye gibi, bediği vakıaların her isa hı gibi o da, bir noktayı aydınlatmak- la beraber etrafı büsbütün rulmete bo- ğuyordu, Vakınlar daima girift, muğ- Tâk; Hazariye ve izahlar ise dalma ba- sittir. Hiç bir nazariye, hiç bir izah, bir vakıayı teşkil eden bin bir, yani namik tenahi unsurun hepsini ihtiva edemez; ancak birkaçını, hattâ çoğu zaman yak nız birini aydınlatır. O birkaç veya bir tek noktanm seyrine doyduktan sonra mütecessis akil, öleki noktaları da görmek, anlamak ister, kendini onlar- dan bir veya birkaçına çevirir, demin taradığı sahayı farketmez olur. Külli anlayış, bütün unsurları kay- den gelmez; ancak sezgi (intuition) ile kabildir. Fakat insan oğlu, bütün ha- akla itibar eder; çünkü akıl parlaktar, karşıdakini iknağ edebileceği için nah- vete hoş gelir. i Sanatte bütün nazariyeler, izahlar, «mekteb» ler daima bir moda mesele- südir. — © halde onlara kapılmamak, iğ- tibar etmemek mi lâzımdır? — Öyle bir şey söylemedim. Moda- dan kaçınmak, bir «karabet.tir. Bilâ- kis modaya tabiğ olup zamanımızla dü- şünmeli, zamanımızla hissetmeliyiz. Her şeyin bir mevsimi vardır; her be- diği nazariyeyi, izahı da mevsiminde, bütün kudreti ile çiçek açtığı zaman- da tağmalıdır. İşin ta içini ararsanız belki eserlerin nazariyelerle, izahlarla, «mektebulerle bir alâkası onlara rağmen, onlara inad doğduğunu. görürsünüz. Fakat buna da pek bağ- giyi ve yaratıcı kuvveti tahrik ettiğini nı «BEN.» — Bir filosef: «Başkalan hakkındaki hükmümüz ne kadar ağır olursa olsun, onları yine kendimizden İyi buluruz» diyor, Şairlerden biri de: «Kendimizi başkaları ile mukayese e- dince şahsımıza iğtibara başlarız» der. il Bu iki sözü, biribirinin tam zıddı gi bi gözülkmelerine rağmen, uzlaştırmak hiç de imkânsız değildir. Hattâ biraz dikkat edilince ikisinin de aynı şeyi Söyledikleri görülür; «İnsan oğlu ken- dini beğenmez.» Üslübun, yani düşünme ve düşün. düklerimizi ifade tarzının, insanım ta kendisi olduğuna ne güzel bir misal!,, (Devamı 4 üncü sahifede) Nurullah Ataç v5 z