Eskide, re kaç Sene evvel minimini aş a Zamanlar beni okşardı; hoşu- a Yiyecekler verirdi; boynuma ağlar pirelerimi ayık “w Beraber oynardık... Ö bel ben güya onu arar gibi ya- > <Arar Gibi yapardım di- m Zira ilk nazarda onun nerede ii Mu farkediyordum. Sonra onu Mi zaman, penbe - üstü, » penbe burnumun > “m “perek cicicici isim- * — Beni sinin yay, Memi, im cici köpeğim!... Anne- Tüsu,.. Bobiciğim!... Bir ta- vi a gezmeğe gö- i v4 Sus, örülmüş, en a en bir kayışı boynuma ta derğik, yim “lan güzel yerlere gi- İrmaklardı, toprakları rahat rahat İstediği, Ve istediğim yerlerde, krgi, > Noktalarda durur, beni bek- Bütün ev benim malikânem gibiy- yere girer, çıkardım, Yemek salona, hamama... söy limda ânneliğim çırilçıp- nu gi Sa Suyun içine dalardı. Ben Şredetdim. İlk seferinde öyle ; Eğmiştim ki, 0, halime baka- ÜŞtÜ. Ah, ne mesud zaman- Bülm; Zamanlar! Sonra 40 geldi, hayri hiç İDA gitmedi sevmedim. * Kokusu » O, köpekleri sev- Derhal anlaşılıs Zi zaman artık be- ul dlünmadı. Doğ- ME mp Aya elimi öpmeğe kalk. bürn, üyle, benim penbe Uam ÇİN öptükleri gibi deği... Sönee e. Bitmek bilmiyordu... Kapıyı ei dada dışarı kovdular. en Yalnız kaldın, apattılar. Koridorda o i Bitegi <P İtibaren adam bizde kaldı. ah, ânneliğim bana: « Pakap <İRİ öp! - dedi, temiyo, gsedim.. Zaten o da pek beri Byad | Ya... İşte o zamandar- benim için tamamile de- mi yıka, eler, şimartmalar, pireleri- lacak ez hepsi bitti! Efendim Yordu, gf boyuna ayağıma basi- Üsteğiy, piş 4 yaptığına eminim!... Min Da İanzir köpek, hep bacakları Ünyor, üda dolaşıyor! - diye ba- yn banyo odasından da sozu İstedim. Beni yakalayıp ik sı Kül Uyun için sokmaz mı? Az boğuzu, Ann, elim Yordum! © artık de ses çıkartmadı! Yok Sevmiyor, Doğrusu çok diğ yi €Yse, rai Bu Mary Şükür ki evde Mari var. ee aşığı yı- e m büy, lardan kovulduğumdan- Günümü mulfakta geçi- fi beri iri cak, Yalı oğrusu!... Her zaman duğu ç,, MZ fena bir şey varsa taş Yer soğuk... Ayaklarımın İlk yep Or. Fakat Mari banp bir vas- dl, rağ ne bir yas: kaşkaşı OK malikânem oldu. Ba- ti çi geliyor, Havlı- Arag, rkutmakla eğleniyo- Meri Eei, Sırada parkeleri parlatan Onu hiç sevmem. Çünkü Ş ür getiren adam da Sevmiyorum amma, değil, ; “ İri # EEE Hf .R nefret ediyorum, merdivenlere kaba- Pürge ile beni kova- UğunU bilmiyorduma ısırmak istiyor; çekiniyorum... e ; E zg İE fi 3? 1 ii | Yapıyor. Her sabah Kasaba, balıkçıya, *ğe bayılıyorum, Misk Hem orada arkadasım © Biçimsiz bir hayvan, Yassı suratlı! İlk gün. ii ray Fakat şimdi - Orada Bitmekten çok hoş- değin, Ona 506 biri var; Malsa- ŞOK şeyler söylü- Or. Kızar- 1 ; fi # pi £ Ni HH Li anneliğim beni çok se. | «Mutfaktan kapı dışarı atıldım.» Mesele işte! Dün o genç kasap eve geldi. Mari ile ben yalnızdık, Et filân getirmek için değil... Eli boştu... Ko- nuşmüağa başladılar. Herif kızı güldü- Tecek şeyler söyledi. Sonra yine Ma- ricik kızardı. Bü, epey sürdü, Kendi kendime: — Neye geldi? - diye soruyordum. Sonra ellerile birşey yaptı. Bizim Mari bağırdı. — Yapmasana... Simon! Yardım etmek sırası geldi zannet- tm. Homurdanmağa, dişlerimi termeğe başladım. Havladım,* havladım... Fakat ne detsiniz; Mari kızıp ta baria bir tekme atmaz mı? Yok, öyle canımı çok acıtacak gibi değil amma, hem attı, hem söylendi. — Sussana, be aptal!.. Vallahi garip! Hayatta anlaşılmıyacak ne işler YAK... Uzun müddet yine konşmaya de- vam etti, Ve herif onu kolları arasi- na aldı ve annel yorsa o da Mariyi öyle öpmeğe bas- ladı. Onlar da beni kapıdışarı attılar, Şimdi mutfaktan da mahrum, ko- ridorda oluruyorum., Aman Allahım! Halim nice olarak! Rahatımı bulmuştum. Şimdi yeni bir yer aramalı! mi öteki nasıl öpü- Nakleden: Hatice Süreyya 1 — Erzurum civarında sıradağlar, 2 — Tavan askısı - Ateş tutuşturmağı yarıyan yağlı çam göbeği, 3 — Ateşi tutmağa yarar - Oyun takımı 4 — Saz ayan - Kesir, 5 — Bir içki - Köle. 6 — Kırmız - Bir maden - Uzak nidas. 7 — Musiki yazısı - Iswz ve mamur o)- mıyan yer. 8 — Âbide - Büyük çadır. 9 — Namus - Nüve, 10 — Başında saç yok - Valide. Yukarıdan aşağı: 1 - Parayı çok seven. 2 Şikir - Yeni okka - R. K. üynen. 3 « Ekşi meyva - Bayat değil 4 — Tekâir - Dem. $ — Operatörün bıçağı, $ — Sonuna «ls konursa maskara olur. 7 — İntikam - Çehre, 8 — Yalancının attığı — Meşrubatın €n | koyusu. 9 - Bir İneyva -Ayadın alt kismi, 10 — İsim - Amerikamn meşhur kanal, Geçen bulmacamızın hali: Soldan sağa: ” 1 1, 2 — Üye, Buit, 3 — Viraj, Öz, 4 — Aheste, 5 — 'Vopuk, Ki | 8 — Eda, Tüneme, 7 — Ra, Ki VE LU, Pit, R.S, 9 — Kısa, Testi, 10 Akağa, Reis Yukarıdan aşağı: | 1 — Süveter, Ka, 2 — iyi, Odalık, 3 — Strapa, Isa, 4 — Ahu, AR, 5 — Objektir, 6 — Ga, Ümit, 7 — Rint, Noter, $— At, Eken, Se, 9 — Amorti, 10 — Ezine, Sis. Ev, apartıman, köşk, sayfiye kiralama mevsiminde AKŞAM'ın KÜÇÜK İLÂNLARI kiracılar ve bina sahipleri için En emin, en süratli ve en ucuz vasıtadır. 3 defası 100 Kuruş Güzellik mustahza- ratını tecrübe eder- seniz, artık başka hiç bir marka mustahza- ratı kullanmak iste- meyeceksiniz; çünki, COTY güzellik mustahzaratı size mm GüzELLİĞİ damn GENÇLİĞİ dem caziBEyi - temin edecektir. RUJ-PARFÖM-PUDRA-FLAKSAK kel MEŞHUR FRANSIZ MARKASI EVROZI iş, nezle, grip, romatizma, nevralji, kırıklık ve bütün Dn derhal keser. İcabında günde 3 kaşe alınabilir. Tarihi Deniz Romanı Yazan; İskender F. Sertelli Tefrika No, 50 Saidin bindiği gemide, Saidi öldürmek isteyen bir gemici vardı. Bu adam bir gece hançerini çekti ve... sabırlı olmanı — Biraz tavsiye ederim, Kozmo! — Sabırlı olmak mı? Yedi yıl bek- ledim.. kardeşimin öcünü almak için bundan daha fazla beklenir mi?! — Ne yapmak fikrindesin? — Öldürmek... — Yazık ölür, Kozmo! — Kime yazık olur? — Bize.. ve Palusa.. — Para âlamıyacağınızdan mi korkuyorsunuz? — Öyle ya. Çoktanberi böyle bir av düşmemişti elimize. — Bu âvın etini hiç biri mezsiniz! Yarm yiye- o Palusu öldürüp bu gemiye sahip olur ve size bir para vermez. — Palusu öldürür mü dedin? — Şüphe yok. Ve sözlerime inan! Araplar, bütün gemileri böylelikle ele geçirmişlerdir. Yarin Arap sularına vardığınız zaman, birdenbire etrafı- mızı Arap korsanların sardığını göre- | ceğiz. İşte Said © zaman kudurmuş bir aslan gibi kükreyerek, başımıza geçecek. — Fakat, Said merd bir adama Onu Gab 1 kurtaranla- in yarısını eğin! va- emiko bile kırk yılık işinden vazgeçerek Kaleyi terketti, — Semiko, Bizanstaki oğlunu gör mek hülyasile herşeye katlanıyor. Fakat, ne yazık ki, o da aldanıyor. — Niçin aldanıyor, Kozmo? Bizan- sa gitmiyot miyiz? — Hayır. nereye gittiğimizi bir kaç gün sonra sen de anlarsın! ... Kumsalda geçen bir gece.. O geceyi 'Tunus kıyılarında 15512 bir kumsalda geçirdiler, Kozmonun kini uyanmıştı bir kere. Arkadaşına: Saidi geberteceğim... Diyordu. Kozmonun arkadaşı, Sa- idden para almadan bu cinayetin işlenmesine laraftar görünmüyordu. Geminin sahibi Palusa gelince, o, Saidle dostluğunu flerletmişti. Gabesden uzaklaşalı henüz yirmi saat bile olmamıştı, Semikeo: | — Aman, biraz şarap bulalım. Diye bağırıyordu. Yirmi yıldanberi bütün ömrünü Gabes kalesinde şarap içmekle geçiren ihtiyar gardiyan O gece şarap içmediği için uyuyama” mıştı. Said Suriyeye gitmek için, Ke- falonyalı korsanın kulağına icab eden talimatı vermişti. Semiko Bizansa gidiyorum hülyasile yaşıyordu hâlâ, Kozmo arkadaşından cesaret göre- meyince, Said aleyhinde bir daha kimseye bir şey söylemekten çekin- mişti. Kozmo kendikendine: — Bu fırsatı Allah düşürdü bir ke- re elime, diyordu, eğer Saidin canini cehenneme (ogöndermezsem, bana Allah da güler, Ve kini uyanan gemici © gece bu işi yapmağa, elini kana boyayamağa karar vermişti, Kozmo ondan ötesini yordu, Palus onu sağ bırakacak mıydı? Kozmo bunları düşünecek kadar muhakeme ve muvazene sahibi bir adam değildi. Bu muvazenesizliği yüzünden bütün ömründe bir kaç adam öldürmüş ve korsanlıkla yaka- sını kurtarmıştı. O gece Palus, Arap korsanile gemi- nin üstünde konuşuyordu: — Kaç yıldanberi denizlerde dola» şıyorsun? — On dört yıl oluyor. — Semiko Bizansa gideceğini söylü- yor. Halbuki sen bana Bizanstan hiç bahsetmedin? — Semiko Bizanstaki oğlunu gör- mek istiyor. Ben de kendisine vadet- tim. Fakat şimdi değil, — Niyetin var demek yine Bizansa gitmeğe — Şüphesiz, — Gabese nasıl düştün ? — Bu, uzun bir hikâyedir. Venedik- düşünmü- yaktılar, adamlarım boğuldu. esir aldılar, — Neden Vencdiğe götürmediler, yahut forsalar arasına vermediler? — Kim bilir? Senato beni idama mahküm etmiş, fakat idam etmemiş- ti. Gabes kalesine sürmesinin de baş- ka sebebleri olsa gerek... v — Arap gemilerinin sayısı gittikçe çoğalıyor diyorlar. Kabileler birleşe- rek - yine eskisi gibi - bir Arap dev Jeti kurmak istiyorlarmış. — Nereden duydun bunu? Bir, iki ay önce Mesinada idim. Oraya Arabistan sularından gelen bir korsan söyledi, Hattâ Araplar «Bi- zans3 1 bile muhasara etmek niyetin- de imişler ... — Sadece muhâsara mı? Yoksa zaptetmeğe de niyetleri var mı imiş? — Orasını bilmem amma, Arabis- tan sahillerinde mühim bir kaynağ- ma varmış. Bu kaynaşmanın elbette bir muayyen hedefi olacak, — Sen, kaç yıldır korsanlık yapı yorsun - Akdenizde? — Çocukluğumdanberi ,.. — Hayatından memnun piusun? Kozımo omuzumu silkti: — Hayır. Beş on yıl önce denizde çok Kazanç vardı. Sahilden sahile in. san kaçakçılığı yaparak dehşetli para, kazanıyorduk. İ — Ya şimdi? — Soygunculuktan başka bir iş kalmadı. Said gözlerini yere indirdi. Kendi- kendine konuşur gibi mırıldandı: — Bizanshları sever misin? — Kral Mihail İznikten Bizansa geldikten sonra, Rumlara işkence yapmağa başladı. İki kere Bizansa | uğradım. Birinde kumaş, diğerinde | şarap götürdüm. Himaye görmedim. Kral harbe hazırlanıyormuş.. dut& madım, döndüm. Ben, yalnız karnı mı doyuran adamı severim — Kiminle harbetmek isliyormuş Eral? — Kendisini tanımıyan bazı prens lerle... ; Said, Palus gibi yıllarca korsanlık j yapmış bir deniz kurdunu elde etme yi düşünerek: — Bizimle beraber çalışmak ister misin? ? Diye sordu. l Palusun gözleri ışıldadı: ve — Sizinle çalışmak rw? i — Evet, Mademki kamını doyuran ağama sadık kalıyorsun! Bizim ka- dar hiç kimse senin karnını doyuras maz! e — Ne yapanm ben sizinle? ği — Bir donanma düzüyoruz. Sen de bir geminin kaptanı olarak donan- mamızda hizmet alırsın! — Ya adamlarım... Onlar ne ola” cak? — Onları da abtız, eğer seninle“ birlikte gelirlerse... idir — Ben cehenneme gitsem, hepsi“ peşimden gelir, Fena bir teklif değil bu, Hele biraz düşüneyim... t — Düşün, Palus! Ve bu dakikada başına talih kuşunun konduğunu unutma! Kozma, korsanların konuşmaları. nı dinliyodu. Kendikendine: 4 — Ne yaman adam! Palus gibi bir deniz kurdunu bile kandırdı, ve Diye söylendi. Kozmonun dahâ | fazla beklemeğe vaktı yoktu, Güzle- rini intikam hırsı bürümüştü. Bir kaç adım İleriledi.. şimdi Saldin arkasında duruyordu. nefes bile almıyordu. Bir- denbire belinden « Beni ; bu kadar korkmuş, ne de bü derece sarsılmıştı. Közmonun yalnız eli de- ğü, dizleri de titremeğe başlamıştı. O gece bu işi yapamıyacağını anlır g