a © i . “ , : # <A 1938 AKŞAMDAN AKŞAMA A Eli işe yatkın insanlara muhtacız Beş altı arkadaştık, Kimimiz doktor, kimimiz avukat, kimimiz coğrafyacı ve muallim... Ve ben, gazeteci... Tatlı tath konuşup dururken an- sızın, elektrik cereyanında bozukluk oldu, Bir tahta sökmek, tesisattaki bo- rukluğu düzeltmek, sonra birkaç ren- de darbesile tahtaları düzelterek yer- lerine mıhlamak lâzım geliyordu. Hiç birimiz beceremedik. Birimiz başparmağın ezdi, Öteki tahtaları bozdu. Üçüncüsü az daha kontakt Yüzünden yangın çıkarıyor- du Dördüncüsü cereyana yakalandı. “eşincimiz ve altıncımız ise: — Vallahi, benim böyle şeylere ne aklım erer, ne elim yatar! Bir ehlini çağıralım! tavsiyesinde bulundu, Düşünün: Beş altı münevver... Mektep gör- müşler... Hem de ekserisi âli mektep... Yani cemiyet onları on beşer on altışar sene yetiştirmiş, hazırlamış: — İşte artık tamam oldunuz! Mü- kemmelsiniz? » diyerek hayatın orta plamaları var... Halbuki gene en basit hayatın icap ettirdiği en küçük, en zaruri şeyleri ya- pamıyorlar... Yapamıyoruz! Bu, tahsil şeklinin (insanları haya- ta yetiştirmek, hazırlamak şekilleri- MİN) bozukluğuna delâlet etmez mi7? e Galiba şimdiki maaril, bu noksan- larımız, düşünerek çocuklara bir ta- kım pratik bilgiler öğretiyor. Bunlar Demek düşünce doğru da tatbikat- tn aksanmış... Ben öyle zannediyorum ki - ve pek çoklarının da bana taraftar olacağına kaniim ki . mekteplerimizden çıkan herkes, çivi çakmasından destere kul- lanmasına, lchimlemekten dam aktar- mağa kadar en iptidai ve mübrem ih- #iyaçlara tekabül eğecek derecede bir meleke sahibi olmalıdırlar. Marangozluğun, tersiliğin, çilingir- liğin, demirciliğin, bahçıvanlığın » use ğ vaz geçtik - en basit, ve her- kes tarafından başarılabilir kısımları er reyyan vay gençleri arasında, ya- bud konuda komşuda, bir de sunuz biri bunların hepsini kendiliğin- den öğrenmiş. «Her işe eli yatıyor ma- şallah!» diye takdir ediyoruz. Zira kümes yapıyor, duvar badana- Byor, bozulan kilidleri düzeltiyor, ağaç- buduyor ve saire... Muhtasar, müfiğ bir öğretme şeklile mektep mezunu bu şekilde yetişe- mez mi? O zaman elbetle evlerimizin de, sokaklarımızın da, bahçelerimizin de manzarası bambaşka olur. Hattâ, dahası da var: Öğrenme esnasında, bü- tün sınıf talebesi, kendi evlerini dola- er, el birliğile tamir ederler, gacırdı. Yan merdivenini, tüten ocağım, akan amını, gacırdıyan kapılarını hale yo- la koyarlar... İste geniş bir tatbikat sahası! Şehirlerimizin ve evlerimizin umu- Mi manzarasını bir lâhzada değiştire- “ek usullerin başında da bu gelir sanı- Yım.. Hem ilerliyen sanayi hayatımız eli yatkın, tahsilli vatandaşlar lâ- Sam değil mi?, iü (Vâ-Nü) Ucuzluk Verilen kararlar dünden itibaren tatbik ediliyor Sümer bank tarafından hazırlanan ucuzluk projesinin tatbikine dünden itibaren başlanmıştır. Sümer bank fab- rikalarile diğer milli fabrikaların müş- tereken kabul ettikleri ucuzluk pro- jesi giyecek eşyalarında bir hayli ten- zilât yapılmasını icap ettirmiştir. Dünden itibaren erkek kumaşları ve | hazır elbiseler yüzde 15, kadın kumaş- ları yüzde 10-15, kadın, erkek kun- duraları 7-10, çocuk ayakkabları 10-15, pamuklu kum. saraciye eşya» sı 10 ve tuhafiye de yüzde 10-20 ara- sında ucuzlamıştır. Tenzilât en çok tu-! hafiyededir. Bir çocuk kuyuya düştü, fakat kurtarıldı Feriköy Çobanoğlu sokağında otu- ran Rifat isminde birinin yedi yaşın» daki çocuğu Hikmet, dün evin mutfa- ğında kuyuya düşmüş, zabıta tarafın- dan kuyudan çıkarılarak tedavi altı- na alınmıştır. Buğdaylarımız Standardizasyon nizamna- mesi hakkındaki tedkikler bitmek üzere Buğdayın standardize edilmesi için bir nizamname hazırlamak üzere Tica- ret odasinda yapılan çalışmalar bit- miş gibidir. Evvelce hazırlanmış olan proje esas şeklini almaktadır. Seçilen komisyon bugün son toplantısını yapa» cak ve hazırladığı esasları tacirlere bil direcektir. Bu münasebetle pazartesi günü ticaret odasında bütün zahireci- lerin iştirakile bir toplantı yapılacak- tır, Pazartesi günü öğleden sonra da ar- pa standardizasyonu işile meşgul olun- mağa başlanacaklır. Bu maddeye aid standard nizamnamesinin kısa zaman- da hazırlanmasına çalışılacaktır. Ar- padan sonra tiftik ve yapağı standar- dizasyonu ile uğraşılacaktır, İhraç maddelerimizin kontrolu için yeniden genç memurlar alınacaktır. Dört kaza Evvelki akşam şehirde muhtelif na- kil vasıtaları kazaları olmuştur: 1 — Kuruçeşmede oturan Leon is- minde biri, Tünel meydanında, vat- man Kemalin idaresindeki tramvayın sadmesine uğramış, yaralanmıştır. 2 — Harbiyede oturan Saide ismin- de on iki yaşlarında bir kız, Harbiye te- vakkuf mahallinde tramvaya binmek- te iken bir otomobil çarpmış, şoför kaçmıştır. Yaralı kız, çocuk hastane- sine kaldırılmıştır, firari şoför aran- maktadır, 3 — Ragıb isminde birinin idaresin- deki yük arabası Kasımpaşâda üç yaş- larında Hakkı isminde bir çocuğa çarp- mıştır. Arabacı yakalanmış, çocuk te davi altına alınmıştır. 4 — Beyazıdda oturan otuz beş yaş- larında bayan Cevriye, Sultanahmedde tramvaya binerken tramvayın birden- bire hareketi üzerine düşmüş, başın- dan yaralanmış! K. A, — Üüüüdülüüüüüüüdüü ... Haklı şikâyetler Bozuk rezolar Beyoğlundn Olhangirâp Havyap 59- kağını denilebilecek (derecede kesilerek santleres Okuranlıkta kalı- yoruz. Esasen bu sokakta cereyan tevziati o kadar tuhaf bir şekilde ve bozuk olarak tesis edilmiştir kı, diğer evle- rin cereyanları muntazaman verildi- #i halde ancak yedi, sekis ev olan bizler daima karanlıkta kalıyoruz Her halde eski şirketin bundan ha- beri var ki ielefonin müracaat edin- ce bir kap saat sonra memurlar ge- lerek sokak başındaki bir elektrik direğinde bazı tamirat yapıyorlar, Ve o zaman lâmbalarımız yanıyordu. Bu, bir deği, boş deği, ayda biş çok defalar tekerrir ödiyor. Eğen hastalık mütemadiyen tamir edilen elektrik direğinde ise bunu kökün- den sağlam bir şekilde hallederek bu hadisenin önüne geçilmelidir. Eğer elektirik tevziatında bir bozuk- luk varsa bunun icabına bakılmalı- dır. IŞehrimiz elektrik tesisatının bazı rezolarında bozukluk olduğu öteden- beri malümdur. Bu bahsedilen yerin da onlar arasında olduğu anlaşıı- yor. Elektrik idaresi bu bozuklukları mümkün mertebe süratle wlah cde- cektiri Gocuklarını sokakta bırakan baba Mahkeme tevkifine karar verdi Sirkecide bir otele gelerek misafire- ten bir gece kalan İbrahim isminde bir adam, ertesi sabah erkence üç ço- cuğunu sokağa birakarak kaybolmuş- tu, Zabıtaca yapılan tahkikat ve taki- bat neticesinde bu adam, dün yaka- lanmıştır, İbrahim, Günser, Yüksel ve Yücel isimlerindeki üç küçük çocuğu- nu, onlara bakacak hali olmadığı için sokağa bıraktığını ftiraf etmiş, zabıta tarafından dün öğle üzeri adliyeye tes- Tim edilmiştir. Müddeiumumilik İbrahimi, asliye dördüncü ceza mahkemesine vermiş, suçlu, mahkemede, karısından şüphe- lendiğini, evvelâ onu Ereğliden İstan- bula gönderdiğini, sonra da kendisinin çocuklarla birlikte kalkıp geldiğini, fa- kat boşta ve hiç bir geliri olmadığı için çocuklarını bakamıyacağını anlıya- rak bunları sokağa bırakmağa mec- bur kaldığını söylemiştir. Mahkeme, İbrahimin suçunu sabit gördüğü için kendisinin tevkifine ka- rar vermiştir. Belediye İktisad müdürü Belgrad, Bükreş ve Sofyaya gitti Vali ve Belediye relsi B, Muhiddin Üstündağın refakatinde olarak Ati- naya giden belediye İktisad müdürü B. Asım Süreyya, validen aldığı mezuni- yet üzerine Atinadan Belgrada gitmiş- tir. B, Asım Süreyya Belgraddan son- ra Bükreş ve Solyayı da ziyaret ede- cek ve bir haflaya kadar şehrimize gelecektir. İklisad müdürü, Balkan pa- yıtahtlarında belediye iktisad işlerinin nasıl idare edildiğini tedkik edecek- tir. Büüünülüüülüünüdü ... | Eğlence yerleri Ucuz tarifelerin tatbikine başlandı Kaymakamlarla sinema, tiyatro, ga- zino, bahçe gibi eğlence yerlerinin sa- hipleri arasında yapılan yeni tarifele- rin dünden itibaren tatbikine başlan- mıştır. Belediye mürakipleri ucuzluk esaslarına ne dereceye kadar riayet edildiğini muhtelif semtlerde kontrol edeceklerdir. Bilhassa yarın pazar ol- duğundan belediye müfettiş ve müra- kiplerile belediye zabıtası memurları sayfiye yerlerindeki gazino ve bahçe- leri kontrol edeceklerdir, Eğlence yerlerinden alınan kazanç vergisindeki ten>flât ile damga, bele- diye ve darülâceze resimlerinin yüzde 28 den yüzde ona tenzili hakkındaki kanun 15 temmuzdan itibaren tatbik edilecektir. Bu kanun da tatbik edil- dikten sonra eğlence yerlerinde yapi- lacak ucuzluk yüzde elliye baliğ ola- caktır, 15 temmuzdan itibaren belediye da- rülâceze kontrol teşkilâtının vazifesi- | nenibayet verilecektir, Dört cerh Yaralılar hastaneye kaldırıl- dı, tahkikat yapılıyor Evveki gece Sirkecide bir birahane- de içki içmekte olan Hayri ve Tahsin isimlerinde iki kişi arasında bir alış veriş meselesinden kavga çıkmış, Tah- sin bir aralık eline geçirdiği su şişe- sile Hayriyi başından yaralamıştır. Kasımpaşada oturan dokuz yaşında Yusuf ile on bir yaşında Faruk, bul- dukları bir paranm taksimi mesele- sinden uyuşamıyarak kavga etmişler, Faruk eline geçirdiği büyük bir taşla Yusufu başından tehlikeli surette ya- ralamıştır. Polis Yusufu Şişli çocuk hastanesine yatırmış, Faruk da yaka- lanarak hakkında icab eden kanuni ta- kibata girişilmiştir. Feriköyde oturan Yaşar, Ali, Yani ve Riza bir kadın meselesinden kavga etmişlerdir. Kavga sonunda Al! yüzünden, Ri- za da elinden bıcakla yaralı olarak bulunmuş, bunlar tedavi altına alın- miş, Yani ile Yaşar da yakalanarak haklarında lâzım gelen kanuni mua- meleye tevessül edilmiştir, Heybeliadada Durmuş ve Mustafş isimlerinde iki işçi bir alacak mesele- sinden kavga etmişler, Durmuş, Mus- yaralamıştır, devresine girmesi münasebetile Anka- rada bulunan mebuslardan bir kısmı evvelki gün şehrimize gelimişlerdi. Dün de Ankaradan gelen trenlerle me- buslarımızdan diğer bir kısmı daha şehrimize gelmişlerdir. Esnafın sıhhi muayeneleri müddeti bitti Esnafın sıhhi muayeneleri için veri» Jen müddet bitmiştir. Muayeneye gel- miyenlerden 2.5 lira para cezası alına cak ve bunlar derhal muayeneye sevk- edileceklerdir. B. A. — Peki ne istiyorsun, söyler... © K.A: — Canım sirirenel Teni SOHBET: Notlar ı KEMİYET, — Dünyada belki en zt şey, kemiyete iğlibar etmemektir, Fi lan muharririn kıymetsizliğinden il tediğimiz kadar emin olalım, karşım Za yirmi beş, otuz cild kitab çıkarme kendi hükmümüzden şüphe etmemel bir neviğ hürmet duymamak kabil o muyor. İçimizden: «Bu adam bu kadı çalışmış, uğraşmış, büsbütün de kı metsiz olmasına imkân var mi?» diy ruz. Çalışmağa, gayret sarfına ehe: miyet vermemek insan oğlunun elinden gelmiyor. Fakat çok yazmak, çok eser çık; mak daima çalışkanlık mı gösteri Bilâkis, çoğu zaman tembelliğin kendisidir. Yahya Kemal'in beş be; lik bir gazelinde, bilmem kaç bin rağlık falân mersiyeden (kimseyi sin lendirmemek için isim söylemiyoruni daha fazla çalışma, gayret bulund ğu muhakkaktır. Keyfiyet, tekâsüf miş kemiyettir diyorlar. Bu sözün bi tün hakikatini, kudret'ini anlam için bizde Yahya Kemal'in, Frenk Stöphane Mallarmö'nin eserini düşü; mek kâfidir. Çok yazanların büyük bir kısmı te bel adamlardır: sayıfa doldurmak içi akıllarına, daha doğrusu kalemlerin ucuna her gelen mısrağı yazıverir; yıfa dolunca da: «Çok şükür işimiz tif» diye sevinip keyiflerine bakar Zihinleri mısrağları veya cümleleri saatlerce, günlerce uğraşmamıştır. N temadiyen yazmaları da zaten bir nd | B. A. — Git karşım ta üzerinde durup uzun uzun dü mek zahmetinden kurtulmak içindi Öyle uzun manzumeler, öyle koca ri manlar biliriz ki sırf ovakit geçirme için yazılmıştır. Vakit geçirmek, tes bellik etmenin bir müteradifi değil dir? Evet, kemiyete iğtibar etmemek ç zordur; fakat bu müşkili yenmek, AYRILIK, — «Sen herkesten & düşünmek hevesindesin, bunun herkesin beğenmediğini övüyor, bej diğini de yeriyorsun. Samimi değils mahsus yapıyorsun» demişlerdi. — Belki, dedi; fakat bunun aksi kabildir, yani herkesin bana inağ lan eseri beğenip filân eseri mesi, Bu sözümü bir gurur, nal tezahürü diye karşılamayın, «herk dediğiniz topluluğun benim naçiz şi Zeniyorlarsa dört kişi değil, bir ki yılırlar, «Daima «herkes. diyorsunuz; fa «herkes» i bir kişiye indirmek kı Mademki bir fikir var, karşımı: < rin hepsini de bir kişi sayabiliriz.» Sonra ilâve etti: — Hayır, yanılıyorsunuz, dalma mimiyim ve kimseye inad olsun d fikir yürütmüyorum. Birçok eserle, ki sizlerin onları beğenmemize ha; ediyorum.» (Devam: 13 üncü sahifede) Nurullah Ba sml a ai