çin ahd. miştir. 8 ,B. DE makta ahale sir a siyas l 1, sadi a tatbik mukağ anyollar ilebilme akib eğ ve Fra ir,n Zi razi alık | #. ı üyon İr istikreğk m bors$” nl 7 17 Haziran 1988 ime “ AKŞAMDAN AKŞAMAx “Türk ananesinde spor Seyirciliğinin asaleti « Bazı Avrupa memleketlerinde stad- Yonlarda taşkınlıklar yapıldığını bi- “rim. Fakat «batıl makisum aleyh Mazi» diye eski bir düslur vardır. Garbin kötülüklerinin behemehal tekrarlanması lâzım gelmez. “Nitekim «yuhalıs, «çüşs lü spor se Yirciliğini kimse hoş görmüyor; hele * İskmeleri, yumrukları gençlerimize Yakışlıran yok! — Falanca memlekette de oluyor! > mazeretini kabul edemeyiz... © Doğrusu ben kendi hesabıma, mev- Gut spor neşriyatının bu haleti ru- önliyecek şekilde olduğunu İddia edemiyorum. Maalesef, ekseri “Yazılar, bir tarafı tutucu, ötekini bak ıdır. o Spor muharrirlerinin “ Şoğu klüpçülük yapmaktan kendile- © TİRİ alamıyorlar. İcab eden telkinde bulunmuyorlar.... İmzasını mahfuz tutan bir karim, ve © Bundan birkaç sene evvel, Edirne- MW yakın bir zengin köyde, sünnet dü- i münasebetile âdet olduğu üzere, © Pehlivan güreşi tertip edilmiş Davetliydik; gittik, #Orta»ya çıkanlardan iki pehlivan, ten mükemmel bir güreş yap- lar, Bahusus yeni yetişen bir ka- Mabalı pehlivan!.. Çelik gibi bir vücu- dü vardı, Karşısındakini yere vurdu- <8 2aman ben ve yanımdaki bir iki E lanbullu bildihtiyar alkışladık. Orada bulunanların hepsi bize ten- nazarlarla baktı. İçlerinde, warlayıcı sözler sarfedenler de bu- tanduysa da, bazıları: © — Yabancıdırlar; âdet bilmiyorlar... > *diye onları susturdu. z fin dene olduğunu yanımıza X Moklaşan meydancıdan öğrendik. Bu, Mlehrsul, beyaz sakallı ve mesleğinde N hürmet bir müsabık pehlivan» Nezaketle dedi ki: — Evlâdlar! Burası er meydantdır; “Ör meydanıdır!.. Bunda yenilen olur, Yenen de olur... El çırpmak kabadayı- “lu yakışmaz... Yenilenin gönlü kir” La Sakın bir daha yapmayın!.. Utandık, yerin dibine geçtik... Son- Milan düğün sahibi yanımıza geldi. © İKİ pehlinanı da getirdi. Biribirimizle lırdı. Yani yaptığımız hare- Ketten dolayı bir nevi tarziye verdik... tarziyenin millicesi, terbiyeli ", İşte milletimizin spor centilmenliği, - iği bu derece yüksektir, Havsa- almıyor: Bu güzel âdetleri bıraka- da yuhalar, tekmeler, kızıştırıcı, ici, tahkir edici makaleler yo- İn tutalım!?.. Bu ne zihniyet!.. Sanki bizim manevi kaynağımız bu © “Sİ ve necip Türk pınarı değil de ma- Mİ - yeşil kavgalarile biribirini kasıp ran bizans... «Tamamile ecdad ananesine dön- © MK! Edirne köylerinde olduğu gibi, *porcuları alkışlamadan seyretsek!.» j olmuyacak.... Bari şunun mütevassıt bir şekli- © Aİ bulalım: Alkış yine kalsın; fakat tezyif ıslığını tamamile afa- Telayalım... Yuhalarımızı, tekmele- Tünizi son defa olarak bizzat yuhalar VE tekmeler aleyhine kullanarak on- al kapıdışarı edelim... (Vâ - Nü) rlar boyaların mânası var ya bay Amca, vallahi çok Ecnebi profesörler Profesör Nissen Türk tabiiyetine | geçmek istiyor Üniversitedeki ecnebi o profesörler- den mühim bir kısmının kontratla- rı bilmiştir. Bunlar arasında vazife aldıkları tarihtenberi vücudlarından istifade edilen şahsiyetler olduğu gi- bi bazı profseörlerden de istifade edi- lemediği anlaşılmıştır, Maarif Vekâ- let, kendilerinden istifade edilenlerin kontratlarını yeniliyecek, ( diğerle- rinin yerlerine yeni profesörler getir- tecektir. Kontratları uzatılacak olan pro- fesörler içinde operatör doktor Nissen vardır. Profesörün kontratı bu seneden itibaren on yıl uzatılacaktır, Diğer taraftan profesör Nissen, Türkiyede bulunduğu müddet için- de memleketimize pek iyi duygularla bağlandığından Türk vatandaşları me- yanına girmek üzere tabiiyetini de- giştirmek için müracaat etmiştir. Fakat teşkilâtı esasiye kanununa gö- re bir ecnebi Türkiyede beş sene müs- temirren oturduktan sonra Türk ta- biiyetine geçebilir. Profesörün bu müddeti doldurması için daha bir sene geçmesi lâzımdır, Maarif Vekâ- leti, gelecek sene profesörün bu ar- zusunu yerine getireceğini kendisine bildirmiştir. Tarih dersi Liseler için 3 cildlik bir eser hazırlanıyor Birkaç senedenberi memleketimi- zin muhtelif yerlerinde yapılan haf- riyat neticesinde umumi tarihin sey- rini değiştirecek bazı yeni esaslar el- de edildiğini ve bu suretle meçhul bir takım noktalaın tavazzuh ettiğini gö- ren Maarif Vekâleti, mekteplerde oku- tulacak tarih kitaplarının yeni ted- kiklere “uygun bir şekilde yapılması- na karar vermiştir. Bu maksadla toplanan bir komis- yon, liselere mahsus olarak üç cildlik bir eser hazırlamıştır. Bu yeni eser, liselerde okutulacaktır. Yeni tarih ki- tapları ders senesine kadar basıla- caktır, Ortamekteplerde okutulacak tarih kitapları da liselerde okutula- cak kitapların hülâsasını teşkil ede- cektir. Vergi kayıdlarının iyi tutul- ması bildirildi Bina ve erazi vergileri vilâyetler idareli hususiyelerine geçtikten sonra memleketin birçok yerlerinden Dahi- liye Vekâletine birçok şikâyetler gel- miştir. Bu şikâyetlere göre, bazı şu- beler halkın verdikleri vergileri kayıd defterlerine . iyi geçirmediklerinden, mükelleflerden tekrar vergi istemek- tedirler, Dahiliye Vekâleti bu şikâyetler üze- rine vilâyetlere bir tamim göndermiş, vergi kayıdlarının mükemmel bir su- rette tutulmasını ve halkın şikâyet- lerine meydan verilmemesini alâka- darlara bildirmiştir. Haklı şikâyetler Gençtürk caddesi bu halde bırakılamez! C. 8, Y. imzasile aşağıkl mektu- bu aldık: Şehzadebaşının Kemalpaşa ma- hallesindeki Gençtürk caddesi on bir sene evvel yangın yeri iken bu- gün birçok aparlımanlarla dol muştur. Buranın parke kaldırım- ları hâlâ yapılmamıştır. Halbuki Gençtürk caddesi Aksaray ve di- ğer uzak semtlere gidip gelen ve- sallin kestirme yoludur. Yirmi metrelik bu yoldan fazla seyrüsefer sebebile tahammülüfer- sa derecede toz kalkiyor. Evlerimi- zin en üst katlarına, telli yemek dolaplarımıza kadar toz oluyor. Bu sicak yaz günlerinde pencerele- rimizi açamıyoruz; asap içinde yaşıyoruz. Geçen yıl birkaç tifo va- kası, bu sene de bir iki şiddetli hastalık zuhur etti. Hem mahalle halkının selâmeti, hem de bu işlek yolun yüze güler bir hale gelmesi için, Gençtürk caddesinin yapılmasını dileriz. Eski musiki eserleritoplanıyor İki komisyon bu iş için çalı. İstanbul konservatuarı, eski musi- ki eserlerimizi ziyadah korumak mâk- sadile 16 ncı asırdanberi Türk musi- kisinde kıymeti hâiz olan eserleri toplamağa karar vermiştir. Bu mak- sadla eski tekke şiirleri, mevlüd ayin- leri, naat ve ağırlar, halk şiltleri, koş- malar ve klâsik musiki eserleri top- lanacaktır. Mütehassıslardan mürekkeb iki ko- ! misyon toplanacaktır. Bu eserler tes- bit edildikten sonra plâklar üzerine alınacaktır, Bu plâklar iki bin sene bozulmıyacak surettedir. Sergi hazırlığı Şimdiye kadar 110 müessese sergide yer aldı 22 Temmuzda açılması kararlaştı- rılan onuncu ve sonuncu Yerli Mal- lar sergisi hazırlıklarına devam edil- mnektedir. Şimdiye kadar 110 kadar müessese hazırlanan plâna göre ser- gide paviyon yeri almışlardır. Bu sene sergiye çök rağbet vardır. Bu sene tehacümün artması, geçen sene Galatasaray lisesinde kapalı kalan yerlerin de açılmasını icab ettir- mektedir. Bu sene meklebin arka bahçesinden de istifade edilecek, orda da paviyon yapılacaktır. Sanayi birliği bu rağbeti göz önün- İ de tutarak sergide geniş mikyasta yenilkler yapmağa çalışıyor. Belediyenin otobüs işi için istikrazı Otobüs işletmek üzere Belediyenin yapacağı istikraz esas itibarile temin edilmiştir. Vali Atinadan döndükten Sonrs istikraz mukavelenamesini im- zalıyacaktır. Tramvay, tünel Satın alınma mü- i zakeresi teşrini- levelde başlıyacak İstanbul Elektrik şirketinin devir ve teslim muşmelesinin bu ay niha- yetine kadar bitmesi için şirkette bü- yük bir faaliyet görülmektedir. Nafia Vekili B. Ali Çetinkaya bir- kaç güne kadar şehrimize gelerek de- vir ve teslim muamelesi münasebetle Elektrik idaresinin alacağı yeni vazi- yet etrafında tedkikatta Obuluna- caktır. Diğer taraftan haber aldığımıza gö- re Tünel ve Tramvay şirketlerinin sa- tın alınma müzakerelerine önümüz- deki birinciteşrin iptidalarında baş- Fatihte on üçüncü mektep dördün- cü sınıf talebesinden ve Haydarda Bıçakçı Alâeddin mahallesinde 4 nu- maralı evde oturan on yaşlarında Ali Riza, on gündenberi tegayyüb etmiş- tir, Ali Riza, mektep tatilinde, Sirke- cide bir kurabiyeci dükkânında çalış- | mağa karar vermiş ve on gün evvel o dükkâna gitmek üzere evinden çık» | mıştır. Çocuk eve gelmeyince, ailesi kurabiyeciden sormuşlar, ondan da gelmediği cevabını almışlardır. Bunun üzerine zabıtaya müracaat edilmiş olup ikinci şube müdürlüğü alâkadar memurları çocuğun ne ol duğunu araşlırmaktadırlar, Polis karakolları Emniyet direktörlüğü bütün karakolları ıslah edecek Emniyet direktörlüğü, bütün po- lis karakollarını asri bir şekle ifrağa karar vermiştir. Bu karar tatbika- tından olmak üzere evvelâ Silivrika- | edilmişti. Dün de, Yeşildirek karako- lunun yeni inşaatı bitmiş ve bina, çinilerle tezyin edilmiştir. Bundan başka, Kumkapı merkezi- nin bugün bulunduğu bina sahibi; bu ay nihayetinde binanın tahliyesi- ne karar almış olduğu cihetle, Kum- kapı merkezi, ay başından itibaren Kadirga meydanındaki taş binaya nakledilecek, bilâhare de bu bina ye- ni şekle ifrağ olunacaktır. Küçükpazarda Kantarcılar komi- serliğinin bulunduğu karakol bina- sının, üzerine bir kat daha çıkılmak suretile yeniden inşası da kararlaş- mıştır. Ay başından itibaren de bu inşaata başlanacaktır. Ürken bir beygir bir çocuğu ağır yaraladı Cemal isminde bir seyyar ekmekçi te iken beygir ürkmüş, sağa sola çif- te savurarak koştuğu bir sırada Me- sud isminde beş yaşında bir çocuğa çarparak muhtelif yerlerinden tehli- keli surette yaralanmasına sebep ol- muştur, Mesud Beyoğlu hastanesine kaldı- rılmış olup, beygir sahibi hakkında lâzım gelen kanuni takibat yapılmak- tadır, Bay Amca boyacıda |. ... Kırmızı sahiden de insanı korku- tur, bir tuhaf yapar!... ... Mavi dinlendi! veriri... Pı karakolu yepyeni, bir şekilde inşa ( beygirile beraber Fındıklıdan geçmek- Sahife 3 (Ps seren | | “Tatlı kalbim,, , “Balıml,, “ Yahut , Yeryüzünde aile bağlarının en kuv- vetli olduğu yerlerden biri de mu- hakkak ki Türkiyedir, Bizdeki göze çarpacak derecede kuvvetli alle haya- tanı dünyanın bir çok yerinde bula- mazsınız. Fakat bizdeki kocaların ve kadınların biribirlerine karşı hare- ketleri, dünyanın hiç bir tarafındaki karı - koca münasebetine benzemez. Amerikaya gitmek üzere bindiği- miz Transatlantikle bir Amerikalı karı kocaya rasladık, İkisi de orta için iyice ahbab olmuştuk. Günlerce bu otatlı kalbim» ve «ba- birlerine sokuldukları pek nadirdir. Halbuki yeni dünyada bir eğlence ye- leri muamele arasındaki fark herhaf- de düşünülecek ve üzerinde durula- cak bir meseledir. B. A. — Bilâkis, sarı en ümit veren, renktir!... 4 Sahi mi?... B.A,—Sahiya, altının rengine baksana! Gi dü