A A A A a map Sahife 8 Bahçıvan — Bay doktor, yeni dik- | tiğim fidanda tomurcuklar peyda ol- | muş. Doktor — Benim odama çık dola- — Mektub bir kadın yazısile yazıl- Mış, okurken de kıpkırmızı kesildin... Ver bakayım onu. — Al ve bir daha da bana güöster- bı aç, orada bir şişe müshil var.. | me... Terzinden geldi son yaptırdı Onu al, içir, yarına bir şeyi kalmaz. Zin kostümün parasını istiyor, Kurtarırım Kari koca, deniz kenarında dolaşi- yorlardı. Kadın kocasına baktı: | — Şimdi ben' denize düşsem kur- | tarir mısın? Dedi, Erkek cevap verdi; — Küurtarmaz olur muyum. Sen bunu iyi bilirsin, ben her deli- tiği yaparım. İlâç — Doktor geceleri birkaç kere uya- niyorum. Buna bir çare yok mu? — Olmaz olur mu.. Şimdi bir reçe- te yazayım. Doktor, reçeteyi yazdı: — Bunu yaptırırsınız, her gece saat- te bir uyanıp birer kaşık içersiniz, Lokantada Müşteri garsonu çağırdı: — Sizin aşçı kadın saçlarını sarıya boyatmış değil mi? — Evet bay, kendisini demek. —— Hayır görmedim. Çorbadan çıkan saç teli sarı idi de. Cürüm | Hapse girmiş mahküma sordular: — Senin cürmün ne idi? — Bir kıskançlığa kurban gittim. — Kıskançlığa mu kurban gittin? — Evet, kalp para yapmıştım. Yap- tığım kalp paralar o kadar mükemmel- di ki hükümet kıskandı, beni hapse Attırdı. — Ben daima yeni ve şık elbiseler giyerim... Karşımdakini de öyle gör- mek isterim. hakaret — Dün bir gençle dansettim, sizin- Ie dünsederken bütün dünyadaki kKa- dınları kollarımın arasına almışım zannediyorum; dedi. — Zayıf olsaydın bu bir iltifat sar yılırdı amma, şişman olduğun için ha-| almak istiyorum. gördünüz İ karet telâkki etmelisin! siniz. Ağlıyan sarhoş Sarhoş, yere yıkılmış ağacın karş sında ağlıyordu: Ben ağlamıyayım da kimler ağ- Jasın. Karşıki meyhaneden çıkar çık- maz hemen yetişir düşmiyeyim diye tutardım. — Karşıki komşu da benim şapka- mm aynımı yaptırmış, — Şimdi benden başka bir şapka mı istiyeceksin? — Ne yapayım, başka tarafa ta- şınmak daha masraflı! Meslek sırrı Bayan, yeni gelen hizmetçiye sor- du: — En son çalıştığınız yerden niye çıktınız? — Meslek sirrıdır bayan mâzur gö- rün söyliyemem Münebbihli saat Bir Münebbihli saat alacaktı. Saat çinin gösterdiği saate baktı: — Bu saatin istenilen zamanda çal- ması için ne yapmalıdır? — Hafifçe sarsmak kâfidir. — Bu çarşaflar temiz mi? — Çok temizdir bayım, sizden ev- vel burada kalan ayda bir kere ha- mama girer, yıkanırdı. Lg — Annene bir mektub yazıp onu da buraya çağırsak... müddetince ağladı... İnşallah beraet eder- — Kanım, berget ediveririm diye mi ağlıyor?. — Doktorlar ona, dağlık yerlere gitmiyeceksin, dediler. — Bunu bilmeseydim, mektub yaza- olum da çağıralım, der miydim? Modeller Ressam, genç, güzel kadının resmi- ni yapıyordu. — Modellerin içinde sizin kadar hiç birini güzel bulmamışlım, Benden evvelki modelleriniz kim» lerdi? — Bir armud, bir elma, ve bir çöp arabası! Elinde bir tavşan vardı. — Bu tavşanı görür görmez hemen çektim, Dedi, sordular: — Tüfeğinin tetiğini mi? — Hayır, satın almak için cebimden cüzdanımı! Nişanlıyım , Çirkin erkek, esmer kıza söyledi: — Hani o sarışın arkadaşınız yok mu? — Var ne olacak? — Kendisine, benimle evlenir mi- sin? dedim, ben nişanlıyım, diye de- vab verdi. — Biliyor musunuz? Ben de nişan- Radyocu — Peşin mi, taksitle mi? Sorun İspirtizma yapıyorlardı. Kadın ölen kocasının Ççağırılmasını söyledi. Çağır- Dediler; kadın: — Sorun, dedi, ölmeden üç gün ey- du?. Öyle mi? Bir meraklı tren kondüktörüne sor- du: — Yolcu az olursa bu kadar çok va- gon takılır mı? — Hayır, o zaman vagonları azaltı- rz. — Ya hiç yolcu çıkmazsa, lokomo- tif yalnız başına gider öyle mi? Ölür Köpek alacaktı, Köpeği satan on lira istedi. — Bir küçük köpeğe de on lira is- tenir mi? Bari yarısı olsun! — İmkânı yok bayım, köpeği iki ye bölersem ölür, Olmaz mı? Bayan yeni hizmetçiye sordu! — Senin adın ne? — Gülsüm! — Ben seni İclâl diye çağıracağım. Eski hizmetçinin adı böyle idi. — Peki bayan, ya sizin adınız? — Neclâ! — Ben de sizi Ayşe diye çağırsam olmaz mı? Eski bayanımın adı böyle idi del Yemekte Yemeğe davetli, yemekte anlattı; vel aylık almıştı, paraları nereye koy- | gır. 9 Haziran 1938 ihracat maddelerinin vaziyeti, rekolte hakkında gelen haberler Son birkaç gün içinde piyasada bir durgunluk başlamıştır. Piyasanın ithalât İşlerle ouğraşan kısmında, durgunluk daha. ziyade hissedilmek- tedir, Bunun sebebi de şu suretle izah edilebilir! Bu mevsim ithalât en zi- yade yazlık mallar Üzerine olabilir, halbuki yazlık malların çoğu, geçen aylarda getirilmiştir. Bundan başka 15 temmuz 937 senesinden 15 nisana kadar devam eden müddet zarfında tenzilâtlı tarifeler tatbik edildiği için bu aylarda fazla ilhalât yapılmıştır. Bu İlibarla nisandan sonra devam eden aylarda ilhalât faaliyeti azal- mıştır. İhracata gelince, birkaç madde müstesna olmak üzere, yeni senenin mahsulleri henüz piyasalara arzedil- memiştir. Bu ciheli de göz önünde tutacak olursak, durgunluğu bu mev- sime mahsus tabi bir hâdise diye te- lâkki etmek lâzım gelir, Geçen haftada yazdığımız gibi, ihracat (tacirlerini bilhassa zahire tacirlerini alâkadar eden mesele re- kolte meselesidir. Bu sene rekolte ne kadar? Henüz bu suale kati olarak cevab vermek mümkün değildir. Havaların gidişi, ekseriyet itibari- Je mahsul üzerine iyi tesir yapmıştır, Böyle olmakla beraber Anadolunun birçok yerlerinde yağmura olan ih- tiyaç gittikçe artmaktadır, Trakyada buğday ziraati için yağmur beklen- mektedir, Yağmura olan ihliyaca rağmen, bu sene geçen seneye nisbetle'daha az mahsul almıyacağımıza emin olan- lar pek çoktur. Dokuma hüm maddeleri — Sovyet- ler, piyasadan mühim mikdarda tif- tik almaktadırlar. Birkaç güne kadar Jimanımiza gelecek olan bir Sovyet şilebi bu malları slacaktır. Flatler 106 küruşa kadar yükselmiştir. Diğer tarafdan, İngilizler de piya- sadan tiftik almak için hazırlıklar yapmaktadırlar, Bradforddan birkaç müessese, tiftik nevileri hakkında fiat sormuştur. En mühim tiftik istihsal mıntakası olan Kap'da mahsulün az olduğun- dan bahsedilmektedir. İngiliz firma- larının, piyasamızda mallarla pek yakından alâkadar oluşundaki sebeb de budur. Romanya, İtalyadan, tiftik üzerine pek ufak talepler vardır, Çek fabrikaları namına bir grupun da, piyasadan tiftik alacağı hakkında bir şayla vardır. Maamafih bu şayia tahakkuk etmese bile, tiftiklerimiz için, kâfi derecede müşterimiz var- Bilhassa Kap vaziyeti, tiftik ih- racatımızı daha müsaid bir hale ge- tlrecektir. Anadoludan çok temizlen- miş İyi mallar gelmektedir. Birkaç gün içinde piyasaya 53 bin kilo tiftik gelmiştir, Yapağı - piyasası da iyidir. En 2i- yade yerli fabrikalar piyasadan ya- pağı almaktadırlar, Fakat yapağı fabrikatörlerinin. şikâyetlerine bakı- lırsa, Anadoludaki yapağı sahipleri, ambalâj işlerine hiç ehemmiyet ver- Mmiyorlar.. Bazı yapağı balyelerinin içinde yabancı maddeler çıklığı gö- rülmektedir. Bu gibi maddeleri yak nız ihracat bakımından tedkik edi- yoruz. İç piyasadaki satışlarda da, bu gibi malların daha temiz ve daha itina ile hazırlanmasına dikkat et meliyiz. Bilhassa mahalli ticaret oda ları için, bunu kontrol etmek en mü- him bir vazife olmalıdır. Pamuk — Akala cinsi pamuklara, daha çok rağbet- vardır, Bilhassa Ro- manyadan bu cins üzerine talepler yapılmaktadır. Adana, İzmir, Mersin piyasalarında pamuk üzerine hara» retli işler vardır. Yağlar — Zeytinyağ fiatlerindeki yükseliş durmuştur. Bunun da sebe- bi zeytinyağlarına pek bol mikdarda pamuk yağı Karıstırılmağıdır, İkti- sad Vekâleti karışık zeytinyağ mev- zuunu halletmek için tedkikler yap- maktadır, Bu suretle zeytinyağına ne mikdar pamukyağı karıştırılacas ğı tayin edilecektir. Pamukyağından başka, diğer ne bati yağlar da zeytinyağına karıştır ruümaktadır. Nebati yağların evsafı bir nizama bağlanmadıkça, bu mesele- nin mahalli belediyeler tarafından da halledilemiyeveği anlaşılmıştır, Çün- kü her yerde belediyeler zeytinyağ formülünü başka suretle kabul et- mektedirler. Bazı belediyeler, zeytinyağına bir damla pamukyağı okarışlırılmasına tarfdar değildir. Halbuki bunu bir nisbet dahilinde kabul edenler de vardır. Bu Karışık vaziyette zeytin- yağ fabrikatörleri de şikâyet etmek- tedir. Tereyağ fiatlerinde ümid edildiği kadar düşkünlük © görülmemiştir. Trabzon yaylalarında kuraklıktan bahsediimektedir. Meyvalar — Turfanda karpuz İse! kenderiyeden gelmiş bir tanesi 80 « 100 kuruşa kadar satılmıştır. Mev- sim meyvalarından, her tarafta bol mikdarda tesadüf edilen çilek, 50- kaklarda 20 kuruşa kadar satılmak- tadır. İyi kiraza pek nadir tesadüf edil- mektedir. Bu gibi kirazların da ki- 1osu 25 - 30 kuruştur. R.A İlk arpa mahsulü piyasaya A getirildi Bandırma (Akşam) — Bandırma» nın Sığırcı köyü çifçilerinden Mehmeğ oğlu Hasan Tanyeli tarafından yetiş- tirilen ilk arpa mahsulü Bandırma piyasasına getirilmiştir. Bandırma ticaret odası arpa mahsü- lünü ilk yetiştiren ve piyasaya çıkaran bu çalışkan çifçiye emsaline numune olmak üzere bir pulluk hediye etmiş- tir. Çanakkalede badem fidanlıği Çanakkale (Akşam) — Lâpsekinin Umurbey nahiyesinde yapılacak ba- demlik fidanlığı için (200) dönüm arazi Ziraat Vekâletince satın alın- mıştır. Yakında faaliyete girişilecek- tir, ğ İzmir (Akşam) — Izmirde Kültür Parkta mühtelif eğlenceler tertib edil- mektedir. Bu hafta bir çiçek bayramı yapılmış, pek çok aileler bayrama İştirak etmişlerdir. Çiçek gecesi, gece yarısına kadar muhtelif müsabakalar, danslar ve çiçek muharebelerile geçmiştir. Çiçek bayramı çok nezih olmuştur, Fuar açıldıktan sonra çiçek, incir ve üzüm bayramları, daha geniş şekilde yapılar caktır. Yukarıdaki resimde çiçek bayramında iki küçük yavru görünüyor.