e : AKŞAMDAN AKŞAMA» Bu hadiseler “olağan,, değildir Fakat ayni sınıftan üç kişinin ayni eşkiyaca emelle birleşmiş olmaları anormallik tezahürlerile izah edilebi- fir mi? Bilhassa ki, arkalarında iki ih- tiyat caninin daha bulunduğunu da söylemişler... Her halde artık bu gibi vakaları şu veya bu çocuğun uzviye- tindeki bir bozukluktan ziyade onları yetiştirme şeklimizdeki bir noksanda aramamız icab ediyor. Yahut lâakal bunun böyle olduğundan şüphelen- meli, kanaatlerimizi yeniden gözden geçirmeliyiz! Düşünün: Üç çocuk ki - hayır, onuncu sınıftalar, artık çocuk sayt- lamazlar! - üç delikalı, üç erkek Ki, on sene müddetle tahsil ve terbiye bas- kısınıu altında kalmışlar; yine de böy- le müthiş bir cürmü, müştereken ya- pabiliyorlar. Öyleyse, evlâdlarımızı ye- tiştirme şeklimizin ve cihazımızın bo- gukluğundan da Allah rizasiyçin şüp- Bu şeklin bozukluğu - müteaddid defalar bu sütunlarda söylediğimiz gibi - çocuklarımızı, artık gemi azıya almalarından sonra mektebe kabul et- memizden ileri geliyor: Aile terbiyesi veremiyoruz; yavrularımızı bir çocuk bahçesinde büyütemiyoruz; evlerimiz. de oynamağa mahsus bir yerceğiz yok; mahallelerimizde park mevcut değil... Her türlü kötü tesirler altında evlâdlarımızın ahlâkı bozuluyor; on- dan sonra mektep... Pek az yorucu mektep hayatı esnasında da bhariçle sıkı münasebet mevcut... Öyle ki, © okşamalı, sıvazlamalı, pohpohçu mü- lâyim lerbiye şekli haşarılaşan ruhlar Üzerinde kâr etmiyor. Ve nitekim işte: On senelik tahsil ve terbiye bu kollektif cürmün işlen- memesine kâfi gelmemiş... Deve kuşunun başını gömüp «sak. landım!» sanması kabilinden bu ha- kikatı gizlemekte ne fayda vardır? Kötülük bu ketumiyetle tedavi edite- bilir mi?... Bu gibi gizlemelerden fayda varsa, her hangi çeşit hiç bir cinayet haberi ilân edilmemelidir. Değil mat- buata bunların aksetmesi, hattâ mah- kemeler gizli olmalıdır; çünkü diğer canilerin on sene lise tahsilleri de yok! O zaman da «ibret, tethiş» mese- leleri berede kaldı? Hakikat şu: On sene mekteplerimiz- de okumuş ve ayni sınıftan üç genç böyle bir eşkiyalığı yapabiliyor; ve bu, istisnai bir hadise değildir, heyhat!... Öyleyse, mektepten evvelki, mek- tepteki yetiştirme şeklimizden şüphe edelim; tahsilden gayenin şahadetna- me olduğu fikrini körpe dimağlardan silelim; yetiştirme şeklini yumuşata- — Köşedeki dilenci kı! mış baba!... B. A, — Argo dilini bırak da doğru konuş!... « e ... Eminönünde . ,“ a .. istimlâk işi Dükkân sahipleri konan kıymete itiraz ettiler Yıktırılan Valide hanı binasına bi- tişik olan ve Balıkpazarının sağ tara- fını teşkil eden 21 dükkân hakkında da İstimlâk kararı verilmiş ve takdir edilen kıymet mal sahiplerine bildi- rilmişti. Konulan kıymetlerde bina vergilerine yapılan yüzde yirmi beş nisbetindeki tenzilât ta nazarı dik- kate alınarak tebligat yapılmıştı, Mal sahiplerinden yalnız bir bayan bu kıymeti kabul etmiş ve istimlâk bo- deli için Belediyede muvafakat mek- tubu yazmıştır. Diğer bütün mal $a- hipleri konan kiymetlere itiraz etmiş- lerdir, Bunlar, yüzde yirmi beş tenzi- lât dahil olmaksızın istimlâk bedeli- nin hesap edilmesini istemektedirler, Belediyedeki Tedkiki itiraz komis- yonu, bu itirazları kanunsuz bulmuş ve itirazlarının reddedildiğine dair dün mal sahiplerine noter vasıtasile tebligat yapmıştır. Bunun üzerine mal sahipleri yâ ko- | yahut İ nan kıymeti kabul edecekler, reddederek mahkemeye müracant edeceklerdir. Diğer taraftan Balıkapazarı cadde- sinin sol kısmını teşkil eden ve Yeni- caminin önünü kapayan dükkânla- rın istimlâk bedelleri de tesbit edll- miş ve bu dükânların mal sahiplerine do tebligat yapılmıştır. inşaat işi 2000 kalfa imtihana tâbi tutulacak Bina inşaatını münhasıran inşaa mühendislerile mimarlara hasreden, kalfalara da nezaret hakkını veren talimatnameden sonra Belediye fen işleri müdürü B. Hüsnü Keseroğlu yeni bir talimatname hazırlamağı başlamıştır. Bu talimatnamede kal- İaların vasıfları ve salâhiyetleri tarif ve tesbit edildikten sonra bunların im- tihan edileceklerine dair de bir kayıt bulunacaktır, Karilerimizin fikri 10 senelik hazine borçları Cumhuriyetin 15 inci yıldönümü münasebetile bir çok mahkümların mifodileceğini gazetelerde okuyoruz. Çok yerinde olan bu kararı alkışla” mamak küfranı nimet olur, Bu meyanda aşağıdaki meselenin unutulmaması da bir çok vatandaş- ları sevindirecektir. Bazı kimseler 340 ve 341 senesinden hazine ve güm- gümrük #enesino ald bir borç şimdiye kadar adli mabakimde takibde iken mah- kemel temyizin bir kararı ile şürayı devlete geçmek Üzeredir. On sene Üzerinden geçmiş, her me sebeble ise tahsli edilmemşi ve derdesti muha- keme olan bir gümrük elâkası yeniden şürayı derlette başlıyacak ve belki tarafeynin lâyiha teatisi ve ihkakı hak İçin lâzim gelen sair me- rasimin ikmali için mutlaka daha bir kaç sene geçecektir. Binsenaleyh vatandaş azab çeke- cek; ve umulmas ki hazine neticede böyle eski alacakların takibinden bir gey elde edebilsin. Hülâşa bu gibi 340 ve 341 senesi borçları hazineye ve gümrük idaresine mühim bir şey İe- min etmiyecektir. Cumhuriyetimizin oilânının on beşinel yılı şerefine şöyle bir kanun kabul ediise çok isabetli olur kanas- tındayım: «Tahakkuk tarihinden iti- baren üzerinden on sene geçip te her ne guretle olursa olsun tahsil edilmi- yen hazine alacakları affedilir. Bu suretle hazine belki bir kaç milyon terkin eder, fakat bir kaç vatandaş azabdan kurtulur. Yüzde onunun dahi tahsili müm- kün olmıyan bir sürü meşkök slaca- Kın her sene defterden deftere dev- rinden de devlet kurtulur. Ankarada Aydın tüccarlarından Ahmed Rıza Çaldığı 9 altını lâğıma atmış Bundan bir buçuk sene evvel Sirke- Bir hırsız yakalandı cide bir hırsızlık yaparak ortadan kaybolan Münir adında biri dün ya- 'kalanmış ve Adliyeye verilmiştir, Tah- kikat evrakına nazaran Münir, bir bu- çuk sene evvel arkadaşlık ettiği Ra- Şehrimizde inşaat kalfalığı ya- | mazanın çok zengin olduğunu öğren- panların iki binden fazla olduğu tah- | miş ve bir gece Ramazan dışarıda bu- min ediliyor. Kalfalardan sonra inşa- lunduğu sırada Sirkecide bir otelde- at işçilerinin de zabıt altına alınaca” | ki odasına girerek ceketinin cebin- ğı ve ehliyetsiz hiçbir işçinin kullanıl- den dokuz altın lirasını çalmıştır. masına müsaade edilmiyeceği zik. | Ramazanın iki bin liralık kâğıt para- redilecektir, İşçilerin hüviyetleri ve | ları da yatağının altına serilmiş ol- vaziyetleri tesbit edilmekle beraber | duğundan, Münir bunun farkına va- imtihanları mensup bulundukları eş- | ramamış ve iki bin lira böylelikle kur- naf cemiyetleri tarafından yapıla | tulmuştur. caktır. Biraz sonra odasına gelen Ramazan Yeni talimatname Şehir meclisinin altınların çalındığını görünce bu işin teşrinisani toplantısında müzakere edilecektir. “20101088 0AUEEEAN EEE NANA 002240000 lum, sertleştirelim; her ne yaparsak yapalım; eli tabancalı genç gangs- terlerle bir daha karşılaşmıyalım..., Bunun için de evvelâ mevcut terbiye telâkkilerimizden ayrılmamız, lâakal şüphelenmemiz lâzımdır, Münir tarafından yapıldığını anlamış ve derhal otelden çıkıp Müniri buk muştur. Münir evvelâ suçunu inkâr etmiş, Ramazan üzerini aramak iste- yince o civardaki bir abdesthaneye girerek paraları lâğıma atmış ve çi- kınca kaçmıştır. Bir buçuk sene İzini kaybetmeğe muvaffak olan Münir nihayet yaka» yı ele vermiş ve dün Sultanahmed bi- Her halde, bu gibi hadiseleri cola. | YİnCi sulh ceza mahkemesinde sor- ğandır!» diye tevekkülle karşılama. | 2599 çekilmiştir. Münir mahkemede malıyız! Bunlar karşısında ne derece asabileşsek yeridir) (VA - Nüy Bay Amcaya göre... suçunu inkâr etmiş, fakat evrakta gös- terilen delillere istinaden hâkim ken- disini tevkif ederek Tevkifhaneye göndermiştir . Ayaspaşa mezarlığı arsası Evkaf belediyeye yüz küsür bin lira veriyor Belediye ile Evkaf arasındaki ihti- Jâfları halleden hakem kararile, Ayas- paşa mezarlığı arsalarından dolayı Evkaf Belediyeye 86 küsur bin lira ödemeğe mahküm olmuştu. Belediye, Ayaspaşada vaktile metruk mezarlık halinde bulunan geniş sahanın Evkaf tarafından satılarak üzerlerine bina yapılmasına itiraz etmişti, Hakem he- yeti, Belediyenin bu itirazını yerinde bulmuş ve satılan arsa bedellerinin Belediyeye verilmesine hüküm ver- mişti. Arsaların faizi de dahil olduğu hal- de yüz küsur bin liralık tutarı Evkaf tarafından Belediye hesabına icraya yatırılmıştır. Divanyolunda tamiri istenilen harap dükkânlar Divanyolunda oKaramustafapaşa türbesi karşısında bulunan bazı çü- rük ve eski dükkânların tamiri için bu dükkân sahipleri Belediyeye mü- racaat etmişlerdir. Bu müracaati ted- kik eden Belediye reis muatini B, Ek- rem Sevencanın reisliği altındaki ko- misyon, Divanyolunun alacağı müs- takbel istikametin teferrüatı B, Prost tarafından tayin edileceğinden, bu dükkânlar hakkında verilecek karar etrafında mütehassısın fikrinin alın- masını muvafık görmüştür. Elektrik çarpması Bir tramvay kontrol memu- runun elleri yandı Dün, Pangaltıda bir elektrikle yan- ma hadisesi olmuştur. Vatman Şerifin idaresindeki 145 numaralı Şişli - Tünel tramvayı, Har- biyeden kalkarak Şişliye gitmekte iken Pangaltıda birdenbire durmuş- tur. Bu âni duruş tramvayın üst kısmındaki bir telin kopmasından vukua geldiği cihetle, bu esnada ara- bada bulunan kontrol memurların- dan Sadeddin, tramvayın üzerine çi- karak tell tamir etmek istemiştir. Sadeddin, bu sırada, ana cereyan telini tuttuğu için çarpılmış ve bun- dan mütevellid âni sıçrayışla tram- vayın üzerinden caddeye atılmıştır. Vakaya polis elkoymuş, ellerinden yanan kontrol Şişli çocuk hastanesi- ne yatırılmıştır. Japonyanın Moskova elçisi Moskovaya gitti Bir müddettenberi Japonyanın Tür- kiye elçisi B. Takatuaninin misafiri olarak memleketimizde bulunan Ja- ponyanın Moskova sefiri B, Mamuru Şigemigo dün akşam Romanya yo- Mle Moskovaya gitmiştir. Beyoğlu Halkevinde bir resim sergisi açıldı Beyoğlu Halkevi şubesi kurslarının yetiştirdiği talebenin eserleri iki gün- denberi teşhir edilmektedir. Eserler büyük bir muvaffakıyet kazanmıştır. Sergi bir hata devam edecektir, korusun!..)... peden konuşuyorduk. Arkadaşımın tarıdıklarından biri geldi. Biz bitta- Yeni yerek: — Sakin sizi rahatsız etmiyeyim. başbaşa vermiş, her halde mahrem bir şey görüşüyordunuz. Eğer öyle ise ben mâni olmuyayım. Diye oturmak istemiyor gibi bir hareket yaptı. Havaiyattan bahsetti- gimizi, gizli bir şey konuşmadığımı- zi ısrarla temin ettik. Yeni ahbab garib bir tebessümle arkadaşımı işa- ret ederek: — Zaten, dedi, mahrem bir şey de olsa benden sır çıkmıyacağını bay (K...) çok iyi bilir. Bütün tanıdık. larım bu tabiatimi bildikleri için en gizli şeylerini bilo benden sakla mazlar, ahbab elimi sıkarken gülümsi- yaklaştırarak başını uzattı, boğuk bir sesle devam etti; — Bence, boşboğazlık kadar fena bir şey yoktur. İnsan duyduğu bir sırrı ölünceye kadar muhafaza etme- lidir. Şimdiye kadar nice nile sırla- rına vakıf olmuşumdur da ağzımdan bir tek kelime sızmamıştır. Meselâ; bizim eski komşu bay (B...) lerin or. tanca kızlarile karşı komşunun da- madı arasında geçen maceranın en gizli noktalarına bile vakıf oldum. Fakat bir yerde ağzımı açıp ta, ge celeri nasıl buluştuklarını, neler yap- tıklarını bir kimseye anlatmadım. Fakat, bay (S..) in damadı da y& man delikanlı ha. Haftada bir kaç gece, «dairede işim var.» diye evde kileri kandırıp çıkar. Bay (B..) nin kızı da, evdekiler uyuduktan sonra yavaşça savuşur. Biraz ötede İkisi buluşup otomobile atlarlar. O000oh, artık sabaha kadar vurpatlasın, çal oynasın, Bay (S..) damadından şüphelen- miş, benden sır çıkmıyacağını bildi- ği için bir kaç defa derd yandı. Ge- ne ben örtbas ettim. Kimseye de çıt- Jatmadım. O sır bende ölünceye ka- dar kalacaktır. Şimdi siz yabancı değilsiniz diye söylüyorum. Yoksa kafamı kesseler ağzımı açmam, Ben, serimi veririm de, sırrımı vermem. Bizim yeni ahbab söyledikçe heye- canlanıyordu. Bay (B...) lerin ken disine tevdi ettikleri mühim sırrı bü- tün teferrüatile anlattıktan sonra: — Siz yabancı değilsiniz. Sizden Söz çıkmıyacağını bildiğim için söy- Tüyorum. Teranesile daha bir çok kapıların ipini çekti. Bir aralık gene: «Siz ya- bancı değilsiniz.» nağmesile başka bir zavallıyı diline dolarken kalktım. Çok mühim bir işim olduğunu söy- liyerek müsaade istedim. Yeni ah- bab mağrur bir eda İle: — Sakın, dedi, işiniz çok mühim» se bizden saklamayınız. Çekinmeden söyleyiniz. Elimden geldiği kadar yardım ederim. Benden sır çıkmıya- cağımı tekrara lüzum yoktur sanı Tum. İnsan olan, ser verir de sir ver. mez. Teşekkür ederek ayrıldım. Cemal Refik an bölümi ae ie So e pda si LİK scl vin öbeğiğim ülkenin »