16 Mayıs 1938 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3

16 Mayıs 1938 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

16 Mayıs 1938 AKŞAMDAN AKŞAMA Hem kolay, hem güç! Eski muharrirler, bir mevzua baş lamak için evvelâ bir arabca dua ile kelâma ağaz ederlermiş. Elyazısı ki- tabların hemen hepsi ve her mevzu- da olanı böyledir. Bir hikâye mi anlatacaksın: Mutlakr bir padişah lâzım, Hem de yalnız başına değil: Sülâlesile birlikte... Üç oğlu olacak... Olmadı mı? Dervişe müracaat; bir elma, yarısını hükümdar, ötesini zev- cesi ve kabuklarını Kamber tay yi- yecek., Bilmem ki içinde padişah, şehza- de olmıyan mevzu mevcud muydu? Yalnız bizde değil, garbde de öyle; matüralizme gelinceye kadar, bütün klâsiklerde, hattâ romantiklerde ay- ni çeşmi; Yüksek mevzular... Şimdi işler bir bakıma fevkalâde basitleşti: Günlerden bir gün, bir gazetenin mürettibhanesinde hava- dis sahifelerini bağlıyan arkadaşlara nezaret ediyordum. Öte taraftan mü- rettiblerden biri dedi ki: — Çocuklara mahsus sütunda on satırlık yer açık kalıyor. Bunun mu- harriri gitmiş. — Fazla yazı bırakmamış mi? — Bırakmış amma, uzun şeyler. Bu gediği kapatmağa uymuyor... Siz kısacık bir şey yazsanız. — Peki! - dedim; kalemimi yont- mağa ve ayni zamanda düşünmeğe başladım. Şu satırları yazdım: «Çoçuklar! Ekseriniz kaleminizi avucunuzda yontarsınız. Fakat bu #yi bir usul değildir, hem eliniz kir. lenir, hem de kesilebilir. Onun için kalemi - ucu kendinize çevrilmiş olarak - masanın üzerine yatırın, sol elinizle üzerine bastırıp iki yana ha- reket ettirerek sağ elinizle de çakıyı kullanın. En iyi yontmak usulü bu- dur'» Tesadüfen kalemi yontmamdan bu mevzuu çıkardığımı gören arka- daşlarım, alay ettiler; — Sinekten yağ çıkaracaksın ne- redeyse... Ve içlerinden birinin aklında kak mış; bu hadise üzerinden seneler geçtiği halde geçen gün bana hatır- — Yazayım da görürsün, İşte, yazıyorum... ” Karilerim ve dostlarım: — Oh, yaşıyor bu fıkracılar! - di- yeceklerdir. - Dört bir tarafları balık dolu bir derya, kendileri de balıkçıl Daldır daldır! Marsilyalının avlama» $ı kabilinden çıkar. Fakat dikkat ha! Her gün bu sa- hifelerde okuduğunuz yazları yar mak o kadar da kolay bir iş değil! Zira, ŞE Su tesisatı Şehre verilen su mikdarı arttırılacak Sular idaresi, bugünkü vesait ve t6- sisatile yirmi dört saatte şehre 38-40 bin metre mikâbı arasında Su akıt- maktadır Bu miktar, şehrin bütün ihtiyaçlarını karşılamadığından -ev- velce yazdığımız gibi. otuz bin İngi- iz lirasına İngiltereyo yeni bir terfi makinesi ısmarlanmış ve bu makine- nin birçok parçaları şimdiden gelmiş- tir, Terfi makinesi Terkos gölünde ku- rulacaktır. Bunun için göl kenarında yeni bir bina yapılmaktadır. Makine- nin kurulması sonbaharda ikmal edi- | lecek ve Cümhuriyet bayramında İşle- meğe başlıyacaktır. Yeni makine, günde yirmi bin metre mikâbı su ve- | recek kudrette olacaktır. Bu suretle | şehre akıtılacak su miktarı, 58-60 bin metre mikâbi raddesine çıkacaktır. Yeni terfi makinesi işlemeğe başlar dıktan sonra Beyoğlunun Taksim ve Şişli gibi bazı yerlerinde geceleri su- yun kesilmesine hacet kalmıyacaktır. Maamafih şehirde yeni binalar yapıl- dığı takdirde bu yeni tesisat da kâfl gelmiyecektir. Müstakbel ihtiyaçları karşılıyacak ikinci bir su şebekesinin l yapılması bir milyon liralık bir pa- ranın sarfına mütevakkıftır. Fakat halihazırda bu masrafın sarfına lü- zum yoktur. Sular idaresi yeni terfi makinesi yerins konulduktan sonra Terkos gölündeki bazı makineler için ihtiyat makineleri getirtecektir. Eminönü meydanı Yıktırılacak 30 parça emlâkin sahiplerile temas edilecek Eminönünde yıktırılmakta olan Vaj- de hanının arkasındaki 30 parçadan ibaret emlâkin istimlâki için mal sa- hiplerinin adresini tesbit etmek üzere polisin yardımına ihtiyaç görülmüştü. Bu emlâkin mühim bir kısmı birçok hissedarlar elinde olduğundan hisse- darlardan her birinin adresini bularak kendilerine tebligat yapmak çok güç- tü, Polis, bu hissedarları bularak tebli- gat yapmıştır. Şimdi belediye, tebligat yapılan bu mal sahiplerile temas ede- rek istimlâk muamelesini ikmal ede- cektir, Bu itibarle Valde hanının yık- tırılmsaı bittikten sonra arkadaki ada- nın da hemen yıktırılmasına başlana- caktır. HİR HABERLERİ Karilerimizin fikirleri Su parasını kim vermeli: Kiracı mı? Ev sahibi mi? re dağıttığı kâğıd- ihtarlar vardı: yan musluk, üç ayda an eder. Boruda ufacık ene üç ayda doksan kü- sur lira zay! edebilirsiniz. Demek sular idaresi bile ziyan, israf olmasını İstemiyor. Zira, ilk nazarda eçok su harcanırsa bu müessesenin faydası- nadir!» diye sanılmasına rağmen, bu zan doğru değildir. Bilâkis, şimdi mevcud ri- hazdan geçecek su daha fazla mikdarda Ailenin istifadesine arzolunursa, terkos kullanmak bütün hemşerilerimizin W- yadları arasına girerse daha iyidir. Buna mâni olan bir âdetimiz vardır: Su parasının ev sahibleri tarafından ve- rilmesinin şehrimizin teamülleri arasına girişi, Her apartımanın ber dairesine gö- re sant mevcud olmamasından bu böyle oldu. «Herkesin ayrı sânli olsun, kiracılar kendi su paralarını versin. Her afle kendi su masrafını görecek olursa suyun israf edilmemesine daha dikkat olunur! di- yenlere bazı kiracılar itiraz edecek- lerdir. Fakat bunlara hatırlatmak lâzım- dir ki ev sahibi, nasil olsa su da düşünerek kira alır. Yani, israf ettikleri suyun da bedelini bizzat kiracllar ver- mettedirler, Onun için gerek ev sahiblerinin, gerek kiracıların, derek cemiyetimizin menafli her binanın gnüşterek bir su santi olma- masında, beğ ailenin müstakil bin su saati kullanmasındadır. Şimdiden son- Ta bütün tesisatı buna göre yapmalı, fır sat ve imkün nisbetinde eski büyük saat- leri de küçüklerile değiştirmelidir. İrad sahiblerinden: N. P. Inşaat komisyonu Mahiyetinde tereddüd edilen talebler komisyondan geçirilecek Sular idaresi B. Prost'un şehir meclisince kabul edilen nâzım plânıa bir tearuz teşkil et- memek üzere muhteviyatında tered- düd edilen inşaat taleblerini tedkik ve ruhsatiyelerini vermek için belediye re- isı muavinlerinden B, Ekrem Seven- canın reisliği altında Belediye fen, imar, harita, yollar, inşaat müdürlerinden mürekkep bir komisyon teşkil edildiği- ni yazmıştık. Fen işleri müdürü B. Hüsnü Keseroğlu'nun gösterdiği lüzum Üzerine teşkil edilen bu komisyon bu- günlerde ilk toplantısını yapacaktır. İnşaat talebleri şimdiye kadar inşaat ve imar şubeleri tarafından tedkik edi- lerek plânları muvafık görülürse ruh- satiyeleri verilmekte idi. Bu usul ipka edilmekle beraber, yapı ve yollar kanu- zinhar alıngan bir Marsilyah şahıs dos- nunun tatbikini temin eden talimatna- tunuz olmasın... Belki «bizi balıkçıya benzettin!» diye kızar.. Dahası da Yar: Olur a, balıkçılar bu satırlardan alınıp «bizim mesleğimizi tahkir edi- yorsun! Fena şey mi ki buna Mar- silyahlar almacak'» derler. Hem tıkracılığı böyle basit bir iş diye gös- terdiğim için belki de meslekdaşla- rımı gücendirmiş olurum... Çok dostu, çok münasebeti olup ta yazı yazmağa kalkanları mahud cam- bazlara benzetirim: Hani burunlarının üzerine kocaman bir ağırlık almış- lardır, hem onu devirmiyecek, hem de yerdeki mâninlara çarpmıyacak- lar... Biz de, hem mevzuun müvaze- nesini kaçırmayıp, hem de kimseyi gücendirmiyeceğiz... Gücenenlerin pek çok olduğunu, karilerimiz, gaze- telerde sık sık çıkan «tavzih, tekzib» mektublarından ve meselâ Bursada- ki avukatların defalarca İstanbulda oynanan bir piyese itiraz etmeleri gibi misallerden tahmin edeceklerdir. Kısacası: Mevzu bulmak, hem ko- Jay, hem güç.. Sakın bizim fıkracı- lık mesleğini istihkar etmeyin.. Ve asıl mesele: Ne olur, ey muhterem insanlar, biraz geniş, biraz müsama- hakir, biraz gocünmaz, gücenmez soyundan olun! (Vâ - Nü) me hükümlerile tamamile telif edilmi- yecek inşaat talebleri gelmektedir. Ko- misyon bu talebleri tedkik edecektir. Meselâ şehrin bazı semtlerinde şehir plânına göre muayyen irtifa ve eb'ad- dan yüksek bina yapmak memnudur. Fakat eskiden mevcud olan ve içi yan- dığı halde dört duvardan ibaret kalan bir bina -bulundüğu sokağa göre- plân- da tesbit edilen irtifadan yüksek ise bu bina sahibinin yeniden binasını yap- tırmağlı hakkı ve salâhiyeti olacak mı- dır? Komisyon, plânın tesbit ettiği za- ruretlere göre bu gibi talebleri is'af ve- ya reddedecektir. ! binaların istimlâki için Belediyece ted- | benin tedrisat kadrosunu teşkil edecek! Ortaköyde imar Camiin etrafında güzel bir meydan yapılacak B, Prost tarafından hazırlanan nâ- zım plâna göre ilk beş senede on yedi milyon lira sarfile yapılacak imar fa- aliyet ve hareketlerinden bahsetmiştik. Evvelce kaydettiğimiz işlerden başka Boğazın Rumeli sahilini süsliyen Orta- köyde iskele yanındaki caminin de et- rafı tanzim edilecektir. Caminin etrafında bir takım çirkin binalar, gazinolar ve kulübeler vardır. Bunlar istimlâk edilerek buraya gü- zel bir meydan vücude getirilmesi ve caminin bütün güzelliğile meydana çı- karılması kararlaştırılmıştır. Buradaki kikat yapılmağa başlanmıştır. Bu ted- kikat neticesinde istimlâk bedelinin ka- ça mal olacağı anlaşılacaktır. Ortaköy camisinin etrafı açıldıktan sonra Şirketi Hayriye de buraya yeni bir iskele yapacaktır. Mühendis mektebinde Tedrisat müddeti 5 seneye indirilecek Yüksek mühendis mektebinin ted- risat müddeti üç sene evveline gelince- ye kadar beş buçuk sene iken bilâhare altı seneye çıkarılmıştı. Maarif vekâleti, altı senelik müdde- ti çok bulmuş ve tedrisat müddetini beş seneye indirmeğe karar vermiştir. Bu karar, önümüzdeki ders yılından itibaren tatbik edilecektir. Mektebin tedrisat müddeti beş sene- ye indikten sonra altı senelik tedrisaf programı beş seneye sığdırılacaktır. Ancak mektep beş seneye indirildikten sonra bu müddetin kaçıncı sınıftan iti- baren tatbik edileceği henüz belli de- gildir. Bundan başka elektrik ve makine mühendisi yetiştiren mektebin elektro- mekanik şubesi de bu seneden itibaren iki kısma ayrılacaktır, Elektrik ve ma- | kine mühendislikleri arasında ihtisas bakımından münasebet mevcud ol- makla beraber, diğer memleketlerde ayrı ayrı yetiştirilmektedir. Memleke- timiz iktisadi ve fennj sahalarda gün- den güne feyizli inkişaflara mazhar ol- duğundan mesleğinde esaslı surette yer tişmiş elektrik ve makine mühendisle- rine ihtiyaç görülmektedir. Mühendis mektebindeki elektromekanik şubesi- nin iki kısma tefrikinden maksad, bu iki sınıf mühendisleri daha çok ihti- sas sahibi olarak yetiştirmektir. Memleketimizde harp sanayli mü- hendisi yetiştirecek bir şubeye de ihti- yaç görülmektedir. Maamafih bu şu- eleman bulunmadığından hariçten mü- tehassis profesörler getirtmek lâzım gelecektir. Bununla beraber harp sa- nayli şubesi mühendisliğinin tesisi he- nüz kati bir karar altına alınmamış- tır, Harp sanayii mühendisi yetiştir. miek için ya yüksek mühendis mekte- binde yeni bir şube açılacak, yahud. Mili Müdafaa Vekâletine bağlı müsta- kil bir müessese kurulacaktır. Sahife $ İSTANBUL HAYATI Meğer güneş değişmiş! Şimdiye kadar yazı, kışı benim gibi İstanbulun ayni köşesinde geçiren bir ahbaba, bu sene eşten dostan sayfiye hastalığı sirayet etmiş. Telâşla kolu- ma girdi: — Çoktanberi seninle bir gezinti ya- pamadık. Haydi, bu pazarı da beraber geçirelim. Şöyle bir Boğaziçi gezinti- İ si yapalım, Sayfiyeye çıkmak istiyo- İ rum, Bir ev bakalım. Yapurda da hep sayfiye hülyaların- dan bahsetti, Her hafta yaka silkeceği misafir akınlarını unutarak; birkaç ay gürültüsüz, asude bir hayat geçirip istirahat edeceğini ballandıra ballandı- ra anlattı. Boğazın Anadolu kıyısında bir iske. leye çıktık. Çarpık kaldırımlı, dolam- baçlı sokaklardan dolaşa dolaşa bir hayli yokuşlar tırmandık. Kırık bir bahçe kapısının üzerinde yağmurdan mürekkepleri akmış bir kâğıd asılı «Yaz için kiralık hane. Tafsilât almak üzere hane derunundakilere müraca- at oluna.» İçeriye girmeğe hazırlanır- ken kapı açıldı. Bir genç kız elinde su kovalarile çıktı, Evi sorduk. Ürkek bir tavırla gülümsedi: > — Evet, dedi, Kiralıktır. Biz oturu- yorduk amma, bu yaz adaya gideceğiz. Ev sahibi üst katta oturuyor. Girip gö- özebilirsini Kendilerinin kaça oturduklarını sor- duk. Genç kız korka korka etrafına İ bakınarak elini ağzının kenarına koy- du: — Doğrusunu isterseniz, biz şimdiye kadar ayda dört lira kira veriyorduk. Fakat bunu benden duymuş olmayı- nız. Velâkin, bu sene ev sahibi kirayi Yaşh bir kadın, baş örtüsünü çenesinin ucuna doğru çekerek aralıktan başını uzattı. Evi tutmak istediğimizi söyle- Siz düzelteceksiniz,, meyvayı yarı ya. rıya böleceğiz, Ayda on iki lira icar ve- receksiniz. Kendi malınız gibi rahat ra- hat oturursunuz, Fakat şurasını da pe- Şin söyliyeyim ki, çoluk çocuk istemem. Ağaçları harap ederler, Kiranın çok pahalı olduğunu söy- ledik, Kadın müstehzi bir kahkaha attı: — Bir defa şu güneşe, şu havaya ba- kınız. Nefes aldıkça insanın gözü, gön- Tü açılıyor. Böyle yere on iki lira çok olur mu? söyledik: — Bu güneş, bu hava o zamanda vardı. Bu sene kira niçin farketti Dedim. İhtiyar kadın garip bir vazi- yette dudak büktü, bomurdandı; — Sizin dünyadan haberiniz yok. — Bay Ziyayı çoktanberi görmü- Yorum bay Amca, vefat mı etti?... B. A. — Hayır, amma, yüz bin lira Mirasa kondu!... — Siz sağ olun!. Onun üç oğluda vardı: Habib, Lebib, Edib!... onlar ne oldu?... B.A Sorma bayım, Habib e) mancı oldu... ... Lebib de fütürist ressam oldul... — Edip?...

Bu sayıdan diğer sayfalar: