Kahire telgraf konferansında verilen kararlar sun münakaş sonra bazı kararlar verebilm rupa haricindeki mem lan muhabereleri: ğeri de Avrupa içindeki memleketler arasındâki muhaberelere aittir. Avrupa haricindeki memlekellere aid karar beş sene evvel Madridde top- lanan konferansta tayin olunan üc- in ibkasına aittir, Bu karara gö- ra kodlu yani muayyen remizler İle ya- ulan kısa telgrafların ücretleri açık isanla yazılanlar için verilen ücretle- yüzde altmışı nisbetinde olacak- iktisad âlemi için gayet telgrafların yüzde yetmişinden ziya- desi kodlu nevindendir. Ancak yüzde üçü, açık lisanla yazılmaktadır, Kala- nı da mektup telgrafı ve gayri mü#- tacel telgraflar nevindendir, Eğer kod- arın ücreti arttarılsa İdİ, reti âlemi için ağır bir dar- Açık lisanla yazılan telgrafların ücreti, yüzde sekiz nisbetinde azaltılmış ve bilâkis kodlu telgrafların ücreti yüz- de otuz bir nisbetinde arttırılmıştır. n altın frank esası üzere na aid eski bir karara İngil- nin altın kıymetini indir- dikten sonra itiraz etmişti. Bu sebep- ten telgraf muhaberesi İngiltere ya- unda tüccar menfaat | ticede iki tarafı telif kararlar verilmiştir. Şehir meclisi Hamamda yıkanan bir adam ne kadar su sarfeder ? Vali ve Belediye reisinin izahâtından sonra hamamlara| ucuz terkos verilmesi hakkındaki mazbata kabul edildi meclisi dün de toplandı. okundu, Yenide zere kavanin encümenine gö- | dü. Hamamlara verilecek terkos dağ söz alarak dedi ki; suları kesildikten amcıların vaziyeti müşkül- ardan bir kısmının gleri iğü sebepler makuldü, Bir kıs- ırsattan istifade etmek istedi. Fakat maksad ne olursa olsun ha- mamlara verilecek su parasından bi- raz tenzilât yapılması muvafıktır. Su bedeline yüzde eli nisbetinde belediyenin iştirâki talebinde de isa. bet olduğunu inkfir edemem. Fakat bunun için hamam masrafları içinde su unsurunu da gözönüne almak lâ- zımdır. Bir teneke su, 3 kurna su de- mektir. Bir adamı azami 10 - 12 kur- na yani 4 teneke su sarfeder, Beher teneke terkos suyu on paradır. Bu takdirde 4 teneke su kırkparadır. Bir | adamın sarfedeceği suyu 16 teneke farzetsek bile büyük bir yekün teş- kil etmez. Mamafih bütçe vaziyeti de gözönüne (almak lâzımdır. Bunun üzerine âzadan B, Fuad Fazlı bu tenzilâttan her hamamer nın istifade edip edemiyeceğini sordu. B. Mühiddin Üs$ edi ki: Belediye, bu sene bütçeye 10 bin irak tahsisat koydu. Bu para, fu- karayı parasız yıkatmak içindir. Bu paryı bu senelik ilk defa koyuyoruz. Bunu da nazarı dikkate alma rica ederim. Bundan sonra B. Hamdi Rasim, fik teklifinden ferağat ettiğini, ancak yar pılacak tenzilât için belediye riya. set makamına selâhiyet verilmesini teklif etti ve mazbata da kabul edil ala, | a Bundan sonra evvelce müzakeresi yapılan afişaj talimatnamesinin. ild maddesi daha kabul edildi. Daha bazı evrak encümenlere ha- vale edildikten sonra 938 senesi be- lediyenin masraf bütçesi fasıl fasıl o- kumarak kabul edildi. Belediye büt- çesi, encümenin teklifi üzerine riya. set makamının teklifinden 4835 lira fazlasilç 8,493,085 lira 50 kuruş ola- rak kabul edildi. Meclis bugün tek- rar toplanacaktır. Adapazarı çocuk bayramı Yukarıda hükümet erkân ve gürbüz çocuk mtsabakasna iştirak edenler, j aşağıda mektepliler Adapazarı (Akşam) — Çocuk bayramı Adapazarında büyük tezahüratia kutlandı, müsamereler verildi, gür çocuk müsabakaları yapıldı. $ - 6 ya ında olanlar arasında 3 yaşında İbrahim birinci, 4 yaşında Adnan ikinci, Dolonay $ üncü, 5 yaşında Fikret 4 üncü, Melek beşinci oldu. Derecelerine Göre 4, 3,2, 1 lira mükâfat verildi. lâ Ekrem ve 8 - 12 yaşında çocuklar arasında birinciliği Cumhuriyet okulundan Sühey- » 2 neiliği Sabihahanım okulundan Ayten, 3 üncülüğü Mustafakemal oku- ? ndağ tekrar söz l Hayvanlardaki zekâ derecesi hakkında bir Amerikalı âlimin yaptığı müşahadeler İnsan yeryüzü- nün en mütekâmil ve en zeki mahlü- ku olmakla bera- ber yapılışları iti- barile gayet basit olan ve yalnız sev- ki tabil ile hareket eden böcekler ve daha küçük hayvan- lar istisna edilirse diğer hayvanların da kendilerine mahsus bir zekâları olduğu şüphesizdir. Fakat bu zekâ, ne kadar ilerilemiş olursa olsun, hiç bir zaman insanlardaki dereceye yak- laşamamakta ve en anlayışlı hayva- yaşındaki çocuk zekâ. sından İleri geçememektedir. n ruhiyatı ile uğraşan Ame- min muhtelif hayvanla- Üzerinde yaptığı * şayanı dikkat neti. Evvelâ «aslan karıncas ilen bir nevi karıncaların ha- ı tedkik eden Âlim bu tedkika- tı esnasında şunu farketmiş: Bu ka- rıncalar dışarıda buldukları yemleri larıma alıp yuvanın başına kadar iar, Buraya geldikleri za» e takriben bir santimetre kalınca yemlerini ağızlarından bıra- kıp delikli dalıyorlar, Aradan bir müddet geçtikten sonra karınca- ların delikten dışarı çıktıkları ve biraz evvel bıraktı! yemi tekrar alıp yuranın içe: e soktukları görülü- yor. Amerikalı âlim aslan karıncaların bu âdetlerini öğrendikten sonra bir takib etmiş, yemi yuvanın d zaman u bulunduğu rden elli santim kadar uzağa çekmiş, Biraz sonra yu- vadan çıkan bıraktığı zekâsından tekrar yuvaya dalmış. Bu tecrübe yir- mi, otuzdefa tekrar edilmiş, Ka- rınca her defasında yeniden bulduğu ayni yemi doğrudan doğruya yuvaya sokmuyor, muhakkak yukarıda bira- kıp ayni hareketleri tekrar ediyor. Alim bu tecrübesile karıncalarda 2e- | kânın zerresi bulunmadığını ispat et- mektedir, Sevki tabil ile hareket eden hayran- lar tehlikelerden kaçınmayı katiyen bilmezler. Geceleyin mütemadiyen ışık etrafında dönen ve ekseriya aleve dü- şüp ölen pervaneler de bu nevi hay- vanlardandırlar, Alevin kendileri için ölüm olduğunu bilseler bile ondan uzaklaşmak ellerinden gelmez, Amerikalı âlim, tavuklar üzerinde yaptığı tecrübelerde bu hayvanların pek az zekâya melik olduklarını, teh- Hikeleri sezebildiklerini, hafta tavuk- lara renkleri ve üçe kadar sayı sayma» yı öğretmenin mümkün olduğunu iddia etmektedir, Meselâ tavuklara sayı saymayı şöyle öğretmiş: Uzun bir tahta üzerine müsavi ars- ıklarla mısır taneleri dizmiş. Fakat baştan itibaren bu mısır tanelerinden biri tahtaya yapışık, biri serbest, biri yapışık, biri serbest. Tavuğu tahta- zın başına getirince hayvan evvelâ sıra ile bütün musırları gagalamış, 'Tabfi yalnız yapışık olmıyanları yiye» bilmiş, ötekilerini çıkaramamış, Tec rTübe müteaddid defalar tekrar edil. dikten sonra tavuğun baştan itibaren yapışık musırları atlıyarak yalnız ser- best olanları topladığı görülmüş, Bu suretle ikiye kadar saymasını öğren- Tay. Bundan sonra âlim, mısırları tah» taya ikisi serbest, biri yapışık olarak dizmiş. Tavuk evvelâ değişiktiği fan ketmemiş, fakat bir müddet sonra öğ” renmiş, Baştan itibaren bir, iki sayıp serbest mısırları yuttuktan sonra Üçüncü olarak gelen yapışık mısıra dokunmamıya başlamış, Bu suretle üç saymayı da öğrenmiş, Fakat vakta ki mısırlar üçü serbest, ileri en zekisi şempanzelerdir man tavuk saçmalamıya başlamış ve bütün mısırları gagalıyarak hangisi yapışık değilse onu yemiş, fakat ta- vuğa dörde kadar sayı öğretmek müm- kün olamamış. Çünkü tavuk idraki bu kadar hesab üğrenmeğe müsald de- gilmiş. Bundan başka tavuklar uzun talim ve terbiyeden sonra biri açık diğeri koyu mavi kutulardan içi yem dolu olan koyu mavi kutuları renklerinden tarıyarak yalnız onların başına koş- mayı ve içleri boş olan açık mavi ku- tulara beyhude yere uğramamayı da öğrenmişlerdir, Mahlükat arasında en fazla zekâya nlar Şempanze may- at bunlardaki zekâ da şındaki ço arın zekâ- sı kadar bir şeydir. Bu hususta yap lan tecrübeler şunlardır İçinde bir Şempanze bulunan et rafı demir parmaklıkla çevrilmiş bir kafesin epey yüksek olan tavanına bir demet muz asmışlar ve içeriye de boş sandık bırakmışlar. Şempanze evvelâ muzlara yetişmek için günlerce sıçrar malar yapmış, yetişememiş. Tırman- mak İstemiş tırmanamamış. Fakat bir gün Şempanzenin kafeste duran boş sandığı muzun altına getirerek çıktığı ve bu s ymuşlar, kas içine de uzun bir sopa birak- Şempanze ev En anlayışlı hayvanın zekâsı bir yaşındaki bir çocuk geçememektedir. Karıncalarda zekânın zerresi yoktur. Tavuklar ancak üçe kadar sayı öğrenebiliyorlar. Hayvanların lardan kolunu W zatmak suretile muzlara yetişmeğe çalışmış; yetişe- memiş, kafesin içinde dört dön- möğe ve tekrar ko lunu Uzatamağa uğraşmış. Nihayei İr gün uzun Uzun düşündükten Son- ra kafesteki sopa vasıtasile muzu yör mına çekmeğe muvaffak olmuş. Fakat Şempanze gösterdiği bu zekâ eserlerine rağmen dalları kâfesin içe» e kadar giren bir ağaçtan bir dal koparıp bununla muzu çekmeyi bece rememiştir, Çünkü alet yapmak daha mürekkeb bir zekâya. ihtiyac göster- mektedir ki zekânın bu derecesi may» munda yoktur. Amerikalı âlim köpeklerin zekâsini da denemiştir. Bu! murabbaı geni yerden bir ir asmış, Üzerine ns et parpası koyarak bir köpeği camın ana getirmiş. Kö- pek eti görünce havlamıya ve tam al tma gelerek O işmek için heye- canla sıçramıya başlamış. Bulunduğu yerden saatlerce sıçramış, fakat hiç bir zaman kenardaki sandığa binip camın üzerine çikmayı akıl edeme- miş, Halbuki ayni tecrübeye sokulan bir Şempanze fle bir yaşındak! çocuk ca- mın üzerine çıkmak suretile yiyecek maddesini elde etmeğe muvaffak ok muşlar. Amerikalı âlim bu tecrübelerile şu neticeye varıyor: Bir hayvanım tekâ- safhası ne kadar kısa İse zekâs ır, İnsanlarda zekâ fazla» bebi tekâmülleri için lik bir zamana lüzum lığının yı on beş yirmi olmasıdır. Ş.E.R. Istanbulun imarı Yenikapı - Sarayburnu - Eminönü caddesi Istanbul tarafında açılcak büyük yollardan bir kaçını daha izah ediyoruz B, Prost'un açılması münasip gördüğü büyük cadde ve yollardan bir kısmını daha, mütehassısın hazırla. dığı nâzım plânına ve yazdığı rapo- ra göre izah edelim: 1 — Yenikapıda tesis edilecek Atatürk Esplandından itibaren deniz kenarını takip edecek geniş cadde, Bu cadde, Kumkapıdan, Sultan- ahmed camisinin arkasından denize doğru uzanacak sahada yapılacak arkeolojik parktan, Sarayburnundün uzun yol, buradan göri malı manzâra sahasında İstanbulun başlıca güzel ve cazibeli bir sahasını teşkil edecektir. B. Prost bu yolun istikametini tam bir hendesi zaruret ve icablara göre dümdüz çizmeği doğru bulmamıştır. Mütehassıs, güzergühda tesadüf edile- cek asarı atikayi nazarı dikkate al- mış ve bu eserlerin mevkilerine göre yola bazı Inhiraflar ve İstikametler verecektir. Bunun için mütehassıs, nâzım plina bazı işaretler koymuş- tur. Bu yol açılırken mütehassıs, Kumkapıda yeni ihtiyaçlara göre bir | iskân semti yapacaktır. Bu mahalle. nin haiz olacağı hususiyet, bilâhare tesbit edilecektir. B. Prost bu yol mü- Dasşebetile Sarayburnunda ve parkta bir takım meydanlar da açacaktır, Mütehasss, İstanbulun müstakbel büyük limanını Yenikapıda tesis et- mek üzere nâzım plânı hazırlamıştır. Yakat bu limanın tesisi gecikirse, Baraybumu ile köprü arasındaki muvakkat limanı gözönüne alan B. | Prost Anversle Esko nehri ve Bersi rıhtımları üzerinde olduğu gibi köp» rü ile Sarayburnu arasında alt kış- mi antrepo, üstü teraslı bir yol ya- pacak; bu suretle Yenikapıdan iti baren Sarayburnuna kadar uzana- cek bu geniş sahil yolu, Sarayburnun dan Eminönüne kadar böyle teraslı bir şekilde uzanacak ve Eminönün- den bu caddeye bir rampa tle çıkılan © "2 — Atatürk buluvarını Yedikule caddesine bağlıyan cadde. Bu yol, Aksaray meydanından başlıyarak Yedikule önünde açılacak büyük yola. bağlı olacaktır, Bu yolun deniz tarafında müteaddid açıklık Jar, yeşillikler, bahçeler bulunacak- tar. 3 — Yenibahçede tesis edilecek ter- iye parkına medhal teşkil (o edecek cadde. Aksaray meydanından sonra Yeni» bahçe terbiye parkından geçerek sup lara gidecektir. Bu yolun Aksaray le park arasındaki kısmının her iki tarafı geniş sahalarla tahdid edile cektir, Bu yol üzerinde bulunacak hi nalar, bahçeler içinde olmakla bera- ber, binaların arasındaki mesafe, altmış metre olacaktır. Bu yolun Mus radpaşa camisi etrafındaki kısmında ağaçlı bir saha tesis edilecektir. Bu caddeden kale dışına çıkınca, kale dışı şosesile birleşecek noktanın karşısında, burada tesis edilecek, ko gu yerinin medhali bulunacaktır.