KT pm r .— ve ayara anl am Eahife © > Dörtyol mektupları Dörtyolda yıllık çalışma proğramı yapıldı Kasaba elektriğe kavuşuyor Modern bir mezbaha kurulacak Portakallar için bir ambalaj fabrikası, ıskarta portakallar için usare fabrikası yapılacak Dörtyoldan bir köşe Dörtyol (Akşan) — Dörtyol Çü- * kurovanın güzide kazalarından biridir. Coğrafi ve iktisadi ehemmiyetinden | başka, son zamanlarda gösterdiği ba- | yındırlık hareketile modem bir ka sabâ haline gelmiştir. Yakında Dörtyol elektriğe de ka- vusacaktır. Hazırlanan porje bugün- lerde Vekâletten tasdik edilip gele- cektir. Dörtyolun elektriği su kuvveti ile istihsal edileceğinden halkın 2la- bileceği bir fiatte olacaktır. Tesisata önümüzdeki aylar içinde başlanacak- tır Dörtyol belediyesi beş yıllık bir ça- İışma programı. tesbit etmiş ve bu program üzerinde hareket etmekte- dir, Beş yillik programa göre, kasa- bada modern bir mezbaha kurulacak, kasabanın plânı yapılacak, zarif bir belediye binası insa edilecek, kasaba- daki küçük park büyültülecek, kasa- ba yolları ıslah edilecek ve halkın be- | dit ihtiyaçlarını karşılamak için bir de sinema ve tiyatro binası kurula caktır. İktisadi işlere gelince: Dörtyol por- takallarının harice sevkirnde, amba- lâjların iyi olmaması yüzünden âlı- | cılar memnun kalmamaktadır. Bu- | İ | mun için kasabada bir ambelâj fabri kası kurulacaktır. Ayrca İskarta portakllar için bir de usare-fabrika- st tesis edilecektir. kalcıığa bu yıl daha büyük Nakleden: (Vâ — Nü) Seli Garajın yanındaki küçük Rus barı oda minimini bir şeydi, Kalaba- hk olunca, tütün dumanından gözgö- zü görmez bir hale gelirdi. Mümtaz kapiyi içeri nce, bu duman bulutu arasında etrafa baktı, Pey- man, ona yaklaştı; Acaba beni mi arıyorsunuz, be- yefendi? — Evet... hik. — Zarâr yok... Ekseriyet Rus... Şo- förler, işsizler... İvan da burada... Va- hid beyin bir atını satmak üzere pa- zarlık ediyor, — Feriha hanımın bindiği at mı? — Hayır... İhtiyar bir at... Ne yap- #inl.. Geçinmek belâsı.., Satıyor, ah- yor... Aradaki farklardan istifade edi- | yor... — Ben ona kolâyca para kazanacak bir iş bulursam... — A... Atiye hanımın çıtlattığı me- sele mi? Kız kaçırma işi mi? — Kaçırmağa henüz karar verme- dik, Baska bir çare arıyacağız, Fakat burası pek kalaba- İ* tkaibat sonunda bu Aşk ve macera romanı bir ehemmiyet verilmiş, gerek cinsle- rin ıslahı ve gerkese fazla mahsül alınması İçli her türlü fenni tedbir- lere müracaat edilmiştir, Bu yıl diki- len yeni fidanların büyük bir kısmı tutmuştur. Üç yıldanberi dikilen fi- danlar sayesinde önümüzdeki mev- simde mahsulün yüzde elli artacağı- na muhakkak nazarile bakılmakta- dır. Kasabada kültür hareketleri iktisa- di taraf kadar verimlidir. Dörtyol gençliğindeki okumz arzsusu, mevcut mekteplerin kifayetsizliğini anlamak- tadır. Kasabada daha beş ilk okulla, bir orta okul kurulması büyük bir ih- tiyaç halindedir. Vapurda " ankesiçilik Bundan bir hafta evvel Boğaziçine geceyarısı postası yapan vapurda mü- him bir yankesicilik vakası olmuştur. Vapurun tenha olan alt salonunda uyumakta olan Ali Rıza isminde biri- nin iç cebi kesilmek surelile 170 lira- | sı aşırılmıştı. Bay Ali Rıza zabıtaya | başvurmuş, Emniyet direktörlüğü ikin- ci şubesi de faili tamamen meçhul olan bu vaka üzerinde uğraşmağa koyul- muştu. Nihayet yapılan tahkikat ve yankesiciliğin maruf yankesicilerden Çopur Musta- fa tarafından yapıldığı tesbit edilmiş ve yakalanarak mahkemeye verilmiş» tir 'Tetrika No. 9 — Eyvah... Ya bana vaadedilen pe | ra? — Sen merak etme... Otur şuraya... - Dutun gidip İvan'ı çağırayım... Bir erkekle konuşuyorum diye fena fena bana bakıyor, Sizin kim olduğu- nuzu söyliyeyim. Çağır... Daha iyi olur... Ondan ne istediğimi de kendisine anlatırım, Peyman, İvan'a doğru yürüdü, Bu, iri yarı, kurmuzı saçlı, tıraşı uza- mış, seyrek bıyıklı, ayyaş kılıklı bir herifti, Türkçeyi, Rusların kendilerine mahsus şivesile konuşuyordu. Ağır adımlarla Mümtaz'ın masasına yaklaştı. Bir iskemleye çöktü. -— Satacağınız atı ben almak istiyo- rum, Rus, muhatabını süzdü ve ciddiyet- | le malını methe başladı: — İyi hayvan... Yaşlı ama, çok var koşmak... Bu hı ti müşteriye, yüksek fiatler | teklif etti, Mümtaz her şeyi kabul edi- yordu: — Fakat bir şartla... Yarın sabah ! erken geleceğim... Feriha hanım ata | İ dü çalar çalmaz. delikanlı yatağından | fırladı. Hemen giyindi. Dolabından bir 3 Nisan: 1955 İşçi apartımanları Nazilli fabrikasında çalışan işçiler için iki apartıman yaptırılacak İzmir (Akşam) — Nazilli basma fabrikasında işçiler için iki apartı- man inşa ettirilmiştir. Bu apartı manlarda 800 işçi ve aynca 16 aile aturabilecektir, oturabilecektir. çalışmaktadır. Bir kaç ay sonra Üç ekiple çalışmağa başlıyacaktır. Nazilli basma fabrikasının basma ve bezleri, sağlamlık ve desen itibari- le, diğer basmalara tercih edilmek- tedir. Bu seneden itibaren, fabrikaya lâ- ım olan pamuk, doğrudan doğruya müstahsillerden satın almacak, mu- tavassıtlar, ortadan kaldırılacaktır. Balıkesirde imar faaliyeti Balıkesri (Akşam). — Yeni hükü- met bınasının . yanında yapılmakta | olan maliye binasının . inşaatı ilerle- | mektedir. Bunu mütgakib adliye kıs- | mınıh (İş inşasına başlanacaktır. Hükümetin önü göhiş bir park hali- ne Konulüetiktri. “Şimdiden meyda- nın tesviyesine başlanmış, burada yapılacak iki büyük havuzun kazısı ikmal edilmiştir. Tavla ve iskambil Belediye | bu iki oyunu menetmek niyetinde Balıkesir o (Akşâm) o— Belediye baş hekimliği, oyun kâğıdlarının sıh- hi bakımdan mahzurlarını gözünü- ne alarak, bazı vilâyetlerimizde Ol- duğu gibi Bahkesirde de iskambil ve tavlanın yüsak edilmesi için be- lediye riyasetine teklifte bulunmuş- tur. Bu teklifi nazarı ehemmiyete &lan riyaset, bu işi, nisanda toplana- cak olan belediye meclisine havale etmiştir, Meclisin bu hususta müs- bet karar vereceğine muhakkak na- zarile bakilmaktadr. -Aiitapida kıymetli eserler bulundu Erzincan 2 (Akşam) — Cimin na- hiyesi civarında Altıntepede taş çıka- ran köylüler, yer altında taşla yapılı bir binaya rastlamlışlar, içinde öküz başlı heykel ile dökme bakır, kazan, su güğümleri, sehpalar, gümüş külçe- ler bulunmuştur. Tepe muhafaza altı- na alınmıştır. Bursada ( Akşam ) ın satış yeri «AKŞAM; gazetesi ve «AKŞAM neş- riyatı» Bursada münhasıran Atatürk «AKŞAM» tenglat yapılır. Sahibi Bay Emda müracaat. binmezden evvel, ahırda kendi hayva- nımı göreceğim... Saat beşte ben hayvanlara yem, veriyor... Siz ister o zaman gelmek var, — Pek âlâ, Mümtaz kalklı; çıktı. Arkasından İvan, «kâr ettim!» diye memnun mu memnun! Ertesi sabah, kurduğu zilli saat dör- şişe aldı. Üstündeki yazıya dikkatle baktıktan sonra cebine koydu. Çok erken olduğu için, civarda bir taksi bulması güç oldu. Konağa vardı- gı zaman bütün ev halkının uyuduğu | belliydi. Aralık olan ahır kapısından içeriye girdi, İvan, kolları sıvalı, hâj- İ yanlara yem vermekle meşgul... İ Mümtazı görünce, satın aldığı atın yanıma götürdü. Hayvan, yaşlı olmasi- na rağmen, hakikaten iyi bakılmış, sıhbatli, güzel... Delikanlı, Feriha'nın stını pek bö- ğendi. Hayran hâyran ona baktı, ok- şadı. Bu sirada, İvan'ın başka bir şeyle meşgul olmasından İstifade ederek cebinden çıkardığı şişenin muhteviya- | tini hayvanın yediği arpanın | döktü. Sonra, lâkayd adımlarla n'ın yanina giderek; İ — Haydi bakalım... Benim atı ha- zırlayın... Alıp götüreceğim! - a- Küçük Halil, Paşaderesin- de ieiriz öldürüldü Katil zannedilen Ali şiddetle aranıyor, cinağeti saklıyan yedi çoban tevkif edildi İzmir (Akşam) — Kemalpaşa | kazasının Ekmeksiz köyünde oturan keoçi çobanı 14 yaşında Halilin, kırda | keçilerini güderken başı taşla ezil- | mek suretile öldürüldüğünü ve beli | üzerine odun konörak cesedinin kıs -| men yakıldığını telgrafla bildirmiş. tim. Bu esrarengiz ve müthiş cina- yet hakkında şu tafsilât alınmışlır: Halil, her günkü gibi 28 martta keçilerini almış, Paşaderesi mevkli- ne doğru gitmiştir .Ogün çok şid- detli yağmur yağdığı için ağabeyi Ahmeğ, Halili aramağa çıkmış, fakat bulamamışlır. Bülün çobanlar, Ha- lili görmediklerini söylemişler, niha- yet AM adında birisi, dere içinde yüz üstü yatan bir cesed gördüğünü | Haber vermiştir, "Ahmed, dereye gidince kardeşi Ha- iin cesedile karşılaşmış ve jandar- malara haber vermiştir. Hadise ye- rindeki izlerden derede Halli ile meç- hul katil arasında bir boğuşma ol- duğu, Halilin bir müddet kaçtığı, fakat meçhul katilin kendisine yeti- rek taşla başına vurduğu ve onu yaraladığı anlaşılmıştır. Halil, başından yaralandıktan son- ra sırtındaki ekmek torbasını yere atarak tekrar kaçmağa çalışmış ise başı ezilerek yere dü- sovra beli üzerine odun akılmaı, işkence ile öldü- yığılarak rülmüştür. Yukarı Kızılca köyünde oturan Ali ile Halil ârusıdna cinayetten bir kaç gün evvel bir kavga olduğu, Alinin, Halili döğdüğü ve çalılar içi- ne attığı anlaşılmıştır. Cinayetin Ali tarafından işleni tahmin edilmektedir. Henüz y lanmamış olan Ali, aranıyor. Paşuderesi mevkiinde hayvatlarını otlatan yodisi erkek ve ikisi kadın 0i- mak üzere ddküz çoban vardır. Büğo- banlar hadise hakkında bir şey bilme- diklerini söylediklerinden cinayetin #ailini gizledikleri anlaşılmış ve hep- si de tevkif edilmiştir. Kemalpaşa (müddelumumiliğince hadise tahkikatına ehemmiyetle de- vam olunuyor, ği Ankara borsasının açılış töreni Ankarada borsanın açılış töreninden borsanın kordelâsmi kesiyor. Parasını şimdi tamamen teslim ediyo- Tüm. Ve sonra çıkarken sordu: — Feriha hanım her sabah ata bi- | ner mi?... Kuzum, nerelere gider? İ — Uzaklara yok gitmek... Çayırda var koşturmak... — Pek âlâ!., - diyerek Mümtaz, ak | dığı ata atladı ve kayboldu. Arkasından bakan İvan, onun İyi bindiğini görünce rusça: » dedi, *. | — Maladets! Feriha gözlerini açar açmaz, ilk söz olarak: — Peyman! Bana mektup var mi? - diye sordu. — Hayır efendim. Genç kız, meyus, başını tekrar yas- tıklara dayadı. O, sevgilisinden her | gün haber almak, her gün mektup al- | mak istiyordu, ! Hizmetçi kız; — Küçük hamm... Bu sabah at ge- zintisine çıkmıyacak mısınız? — Hiç canım istemiyor. — Hayır, hayır... Mutlaka çıkın... Hava alırsınız... Ben elbisenizi hazır. ladım bile... Çizmelerinizi de parlat- tım, — Hakkın var., Çıkâyım., Biraz ferahlarım. Feriha, yatağından kalktı Giyin- | yneğe başladı ve hizmetçisine tembih etti: #ki intiba, yukarıda Maliye Vekili — Geri döndüğüm vakit banyo ha- zır olsun. Ahırdan içeri girdi. Koşulmuş olan «Bora» yı okşadı, Kısrak sahibini ta- nıyordu. Başını uzattı. Âdeta hanı- mından iltifat bekler gibi bir hali var- dı, Fakat her zamanki gibi munis de- ği... İvan, genç kıza; — Ah, Ah... - dedi, - Ne olmuş bu sa- bah bu at.. Hırçın çok... Aksi çok... Binme siz küçük hanım... — Yok canım... Ne olacak?,. Sen ga- liba gece fazla Kaçırmışsın da her şeyi değişmiş görüyorsun... - diyerek, Feri ha, Bora'nın üstüne atladı. Bora, alıştığı yolda, hızlı hızlı iler- ledi. Feriha, bu gidişi, hayvanın saf hava yüzünden neşelenmesi sanarak dizginleri fazla kasmadı. Fakat Bo- ra'nın coşkunluğu anbean arttı, Bir- denbire çılgınca bir dört nala kalktı. Feriha korktu, Dizginleri çekti. Fakat artık hayvan büsbütün asa» bileşmişti. Bu tazyik onu çileden çi- kardı, Ağaçlar, yollar, Feriha'nın korkuy- la büyüyen gözleri önünde geriye doğ- ru, müthiş bir süratle kayıyordu. Ki zın şapkası başından fırladı, Bir aya- ğ üzengiden çıktı. Mahvolacağını hiş- sederek gözlerini kapadı, (Arkası var)