nem 7 ” Bayraklı vapuru Karşı- al seferlerine başladı Almanyada yaptırılmakta olan Efes ve Sur yapa Bayraklıdan daha konforludur Yukarfa Bayrak, vapunanfu yazilan çay siyeteinün vel tie Belediye rek, aşağıda Bayrak yapuru İzmir sularında İzmir (Akşam) — Londradan 18.500 İnlelir lirasına satin alman Bayraklı vapuru, İzmir - Karşıyaka Arasında seferlerine başlamıştır. Ma, zotia işliyen ve yolcuların her türlü istirahati düşünülerek vaktile ona göre inşa edilmiş olan bu vapur (500) yolcu alacak büyüklükte, çift uskulru ve 13,5 mil sürartindedir. mlarına aldığı dav keleden hareket etmiş, ev (Bay- rikk) adile anılan İzmir - Karşıya- ka arasındaki Küçük Sayfiye köyü- ne gitmiş, Bayraklı halkı, kendi köy- | lerinin adını taşıyan bu güzel ve | Tâhat vapuru, uzaktan mendillerini ak karşılamışlardır. Vapur, selâm düdüğü öttürerek yoluna de- vam etmiş, sıra ile - Turan-ve Karşi geçerek körfezde yurun, Londradan getiri- lirken Manş denizinde geçirdiği ka- za, pe Bank İzmid şubesi müdü- Eli parçalandı | Onniğin vücudu şişti İ hayatı tehlikededir Kurtuluşta oturan ve o civarda bir demir fabrikasında çalışan Onnik dün İabrikada çalışırken kazaen sağ elini çarkların arasına kaptırmıştır. On- Biğin eli makineler arasında p Parçalanmış, baygın bir halde hasta- heye kaldırılmıştır. rli çarklar arasında Onniğin ya- Tâsına tetanoz mikrobu girm ihti- maline karşı hastanede kendisine te- İanoz aşısı da yapılmıştır. Fakat biraz anmağa başlamış, vücudü işiriştir... Vaka derhal riid- doktoru kendisini etmiştir. Orniğin ha; Müddetumumilik val kik*ta girişmiştir. İ Jayınca şimdi bu hatta işliyen (Kar- rü B. Haşmet Dülge tarafından an- latılmşıtır. Vapur, Manş denizinde hakikaten büyük (bir tehlike geçir- miş, pervaneleri kırılmış, dümeni bo- İ zulmuş ve nihayet karaya oturmuş- | fur. Fırtınadan sonra Beyon lima- nında tamir eğilen vapur, tekrar yo- la çıktıktan sonra Cebelüttarık bo- Zazından geçmiş, o sırada meçhul bir denizaltı gemisinin dur işaretile karşılaşmış, İngiliz kaptan, vapura son hızını vermek suretile bu tehli- keyi de atlatmış. Vapurda radyo ile gezinti ve ziya- fet devamınca güzel musiki parçala- rı dinlenmiştir. İzmirliler şimdiye kadar görmedikleri böyle konforlu, seri ve güzel vapura kavuşmakfan | çok memnundurlar. İ Almanyada Bremen tezgâhların- da inşa etlirilmekte olan Efes ve Sur vapurları 186 mayısta tesellüm edile- cektir. Bu vapurlar, Bayraklı vapu- Tuna nazaran daha kullanışlı ve kon- forludür. Evvelce bunlarda radyo tesisatı yapılması dü ülmetmişti, Bu tesisatın da-ilâvesi için İzmir De- niz Bank şubesinden Bremende vâ- Bu iki vapur, İzmire k Karışyaka seferlerine baş- şıyaka) vapuru İstanbula gönderile- Boğaziçi seferlerine Bayraklı vapuru, tahsis edilecektir yazın Foça ve Operet trupu Belediye Avrupadan bir operet trupu getirtecek Belediye, İstanbulda temsiller ver- mek üzere Viyanadan bir operet tru- pu getirtmeğe geçen kış teşebbüs etmiş- ti. Fakat Viyana operet trupu Paris- te bir angajmana girdiği için beledi- yenin teşebbüsü muvaffakiyetle neti- sememişti. Maamufih O belediye, #rosundan operet temsille- rini kaldırdığından Avrupanın maruf ir operet trupunu getirtmeği prensib tibarile karar vermiş ve Şehir tiyat- bir varidat temin edeceği tahmin e- diliyor. Operet trupunun Avrupanın ngi sınıf merkezinden getirileceği önümüzdeki sonbaharda beli ölacak- EE mi Amerikada keyif icin otomobil çalmak moda hükmüne girdi Eskiden at hırsızlığı yapmak ayıp sayılmazdı, şimdi ayni âdet, artık af- lar yavaş yavaş rioydanı otomobillere terkettiği için, Amerikada otomobil hursızlığı kendisini göstermeğe baş- lamıştır. Bugün Nevyorkta, Şikagoda, Bostanda ve diğer büyük Amerika şehirlerinde öyle adamlar vardır ki bunların yegine merakı otomobil veya otomobil aksamı çalmaktır. Bunlar nezaret altında olmadığını gördükleri her otomobili yağma eder- ler ve garajlara girerek otomobil ak- sami çalarlar. Bazan öyle vaziyetler hasıl olur ki bir otomobil sahibi tam otomobile bindiği zaman motörünün sökülüp götürülmüş olduğunun far- kına vararak hayret eder, Geçen mart ayı zarfinda yalnız Şikagoda kırk iki otomobilci otomo- bil aksamı çalmak töhmetile mahke- meye verilmiştir. Bunların kullandık- ları arabaların hepsi şuradan buradan çalınma otomobil parçalarından mü- rekkep bulunuyordu. Hırsızlar ara- sında dört kadın ve bir de banka di- rektörü vardı, Bu banka direktörü- nün il otomobili vardı ve İsterse üçüncü bir otomobil alacak kadar pa- raya da malikti, Fakat gerek bu ban- ka direktörü, gerekse dört kadın hır- sızdan biri olan mis Şeler sırf otomo- bl gangsterliği yapmak merak ve hevesile tanıdıklarının otomobillerin- den parçalar çalmışlardır. Mis Şeler mahkemede niçin hırsız- lık yaptığı hakkında sorulan suale verdiği cevapta bu suretle otomobil tekniğine vakıf olmak istediğini söy- İ Jemiştir. Mis Şeler zengindir, yirmi iki yaşındadır ve dikkati celbedecek Yakalanan hırsızlar ara- sında bir banker ve dört zengin kadın vardır. Bunlar keyif için dostla- rının otomobil parçaları- nı çalmışlardı. kadar güzeldir. Bütün bu güzel evsa- İma rağmen yine dostlarının ve hat- tâ nişanlısının otomobilini tahrip ederek parçalarını çalmaktan çekin- memiştir. Hattâ nişanlısı az kalsın bu yüzden büyük bir kaza geçiriyormuş. Kızı zabıtaya haber veren ve bu mü- nasebetle de nişanın bozulduğunu ona bildiren nişanlısı olmuştur. Muhakeme esnasında mis Şelerin 85 otomobili tahrip etmiş olduğu ve bu yüzden dört kişiyi ölüm tehlikesi- ne maruz bıraktığı sabit olmuştur. Muhakeme neticesinde mis Şeler dört ay hapse mahküm olmuştur. Zengin olan babası bundan başka kızı için 18,000 dolar zarar ve ziyan vermeğe mecbur olacaktır, Mis Şeler'in çaldığı parçalardan imâl ettiği otomobil bit- mek üzere bulunuyordu. Bu otomobil mahkemeye esbabı sübutiye olarak göster rilmiştir. Bundan iki sene evvel, dünyanın en uzun caddesi olan meşhur U. S. 401 geçmekte olan otomobilciler ihti- yat benzin tanklarının delindiğini ve mühim araba #ksamının kaybolduğu- nu görüyorlardı. Bu arabalar ekse riya yolun üzerinde durup kalıyordu. Her ns kadar zabıta bu otomobilleri tahrip eden hırsızları yakalamağa çalışmışsa da bir türlü bulmağa mu- valfak olamamıştı. Bilâkis bir taraf- temadiyen otomobil aksamını çak maktan vaz geçmiyorlardı. Nihayet bir mormon şehri olan Salt Leyk Siti civarında bir adam bir otamobilin ihtiyat benzin deposunu delerken yakayı ele verdi. Bu serseri derhal polis karakoluna götürüldü ve sika bir sorguya çekildi. Onun ver- diği ifadeler o kadar hayrete değer şekilde idi ki zabıta memurları bile evvelâ buna inanmak istemediler, Bu adam Sen Luj şehrinde Pork adında bir adamın hizmetinde bulunduğunu, Pork'un da U, S, caddesi üzerinde otomobil hırsızlığı yaptığını söyledi. İki gün surıra Pork ta Reno şehrinde yakalandı. Pork 17 yaşında bir otomobil ma kinisti idi, Bir çok fabrikalarda çalış- muşlı, o tarihten iki sene evvel ölen biraderi kendisine iki ev ve 200 bin dolarlık miras bırakmıştı. Pork bir müddet bu mirası yemekle ve hayatta mahrum kaldığı zevkleri tatmakla vakıt geçirmişti, Ondan sonra otomo- bilcilerin otomobillerinden parçalar çalmağa merak etmişti. Bu işl eyvelâ yalnız başına yapmıştı, fakat sonra iki adam daha tutmuş ve bunları da otomobil veyahut otomobil parçaları çalmağa memur etmişti, Maaşla ça- Mışan bu hirsiz yamakları çaldıkları parçaları getirip Porka teslim ediyor- lar ve Pork onlarla otomobil imâl edip satıyordu. Telefon makbuz- larında tahrif Suçlulardan B. Adil alâkası olmadığını söylüyor Abonalardan alman telefon tcreti makbuzlarında tahrifat yaparak es- ki telefon şirketine sid bir mikdar pa- rayı ihtilâs etmekten suçlu telefon şir- keti tahsilât dairesi şefi Adil ile tah- sildar Cemalin muhakemelerine ağır İ ceza mahkemesinde bakılmıştır. Muhakeme esnasında Adil suçu ta- mamile reddederek dedi ki: — Makpuzlarla benim alâkam yok- tur, Bu iş, tahsildarlarla veznedarâ aiddir, Makpuzların kim tarafından tahri! edildiğini de bilmiyorum, Al man sefarelhanesine gönderilen ih- parnamedeki yazı ile altında müdür namına atılmış olan imza da bana ald değildir. Şahidlerin celbi için başka güne bırakıldı. Balkan iktisad ve matbuaf kongreleri Yunan murahhasları çarşamba günü İstanbula geliyorlar Atina 2— İstanbulda toplanacak olan Balkan iktasad konseyine iştirik edecek olan Yunan heyeti murahhasa» Sı, 4 nisan pazartesi İtalyan bandıra- u Grimani vapurile İstanbula hare- ket edecektir. Yunan heyetinin başın- da üniversite profesörlerinden (OB. Seferiadis bulunuyor, Atina 2 — İstanbulda toplanması mukarrer Balkan matbualı kongre sinde Yunan matbuatını temsil ede- cek olan gazeteciler, pazartesi günü akşamı trenle buradan hareket ede cekler ve çarşamba günü sabahı İs- tanbula varacaklardır, muhakeme 200 kuruş aşırırken Ali isminde biri, Şirketi Hayriyenin Paşabahçe iskelesindeki bilet gişesi- nin camını kırarak iki yüz küsur ku- Tuş aşırmakta iken yakalanmıştır, Mustafa nezarethanede Yusufun parasını çaldığını inkâr ediyor Paralar maznunun üzerinde bulundu şahitler de bunu teyid ettiler Belediye suçundan dolayı polis müdü- riyelinde nezaret altında bulunduğu rada netarethanenin içinde Yusuf adın- da diğer bir mazmunun parasını çalan Mustafa adında biri dün adliyeye teslim edilmiştir. Mustafa dün Sultanahmod üçüncü sulh cem mahkemesinde muhakeme edilmiştir. Davacı, Kartalın Soğünlı köyünden Yu- su, mahkemede şunları anlattı: — Geçe bu Mustafa ile beraber polis müdüriyeti nezarethanesinde kaldık. Mus- tafa benim yanıma yattı. Sabahleyin kal- kıp yüzümüzü yıkamak üzere dışarıya çi- karken cebimdeki yirmi alta liranın Immış olduğunu gördüm. Derhal polisle- re haber verdim ve orada yapılan sraş- tırma neticesinde paraların Mustafanın üzerinde bulundu. “> Mustafa bu iddiayı inkâr ederek dedi ki. — Gece beraber yattık. Yanımızda başka maznınlar dA vardı, Sabahleyin kalktığımız zaman onlar benden evvel dı- şarıya çıktılar. Ben pezareihanede yalnıs kalınca yerde bir deste para buldum. Pa- raları alarak avluya çıktım ve orada nö- betçi olan, eskiden tanıdığım polis İbra himi çağırarak sahibini bulup vermesi için paraları kendisine teslim ettim. Şahid olarak dinlenen polis Abdullah da şunları anlattı: rinde bir gey yoktu. Yusufun paltosunun 1ç cebinde yirmi altı lira vardı Kendisi. ne, bu paraları bize teslim etmesini, gece kaybolursa mesuliyet kabul edemiyeceği- mizi söyledim. «Ben paralarımı muhafa- za ederim: dedi. Ertesi sabah yüzlerini yıkamak üzere avluya çıkardığımız sırada Yusuf, paralarımı çaldılar, diye bağıra- rak gelip boynuma sanıldı. Hadiseyi, ka- pi noktası polis İbrahim efendiye haber yererek maznunlara dikkat etmesini söy- ledim. Etrafı araştırırken mazmun Mus- tafa, bir aralık apteshanenin kapısından seslenerek polis İbrahimi çağırdı. Poliş İbrahimle ikisi konuşurlarken ben de git- tim ve Müstafanın fki elinde paraları görünce yakaladım. Elindeki paralar Yir- mi bir lira idi. Bunların Yazuflan. çah- nan paralar olduğunu anladım. Beş lira- #ıni ne yaptığını sordum ve zerin! ara- nu ve eskiden tanıdığı polis İbrahimle dükkünma göndermek İstediğini söyledi. Halbuki akşam Üzeri ceblerini aradığım zaman hiç parası yoktu. Suçlu Mustafa bu ifadeyi reddederek; - Ben parayı buldum. Polis İbrahime teslim ederken bu polis beni yakaladı. Dedi. Diğer şahdi polis İbrahim de va- kayı şöyle anlattı: — Mustafayı dışarıda bir berber dük- kânında görmüştüm. Akşam üzeri de ne- zarethaneye getirdiler. Ertesi sabah mü- düriyet kapısında nöbet beklerken polis Abdullah, bir maznunun parası çalındığı» nı söyledi, O sırada Mustafa apeshanş aralığından bana seslendi Yanına gitti. im zaman cebinden bir deste para çi- kararak: «Bunlar akşamdan cebimde kal- mış. Bu kadar paranın üzerimde bulun- masını İstemiyorum. Sen bu paraları al da Sultanahmeddeki bizim dükküna bi- rak» dedi, Paraları bana verirken polis Abdullah gelip yakaladı. Elindeki para yirmi bir lira idi. Sonra boş lira da ceke- tinin iç cebinde bulduk. Maznun bu ifadeyi de reddetti. Dün şahid, nezarethane memurlarından Mus- tafa da vakayı ayni şekilde anlattı. Hâkim B. Kâmli, yirmi altı flrayı sahi. Vi Yusufa teslim etti. verime pim ra çalmağı kalkışın Mustafa hakkında da karar vermek Üzere muhakemeyi baş- ka güne bıraktı. Kızılaya teberrü Ankara 2 (A.A) — Kızılay cemiyo- tinden; İstanbul tüccarlarından ve Türk tebaasından müteveffa Hristo Drs- gonis'in vasiyeti mucibince cemiyeti mize teberrü ettiği bin Türk lirası bu sabah ailesi tarafından cemiyete teslim edilmiştir. Bu insaniyetperver vatandaşın ruhunu taziz ederiz. Güyandaki menfasından anayurda avdet eden Mehmed Aliye temiyeti mizce 60 lira yardım yapılmıştır. Tokat havalisinde iskân edilen Ro- manya göçmenlerinden muhtaç on aileye 100 liralık tohumluk dağı. ker çi İİİ ez