16 Mart 1938 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6

16 Mart 1938 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sahife 6 ——— AKŞAM 16 Mart 1938 Greta Garbo nihayet »vlenmeğe karar verdi Kendisinden yirmi üç yaş büyük olan bir adamı tercih etmesinin sehedi nedir ? Meşhur sinema yıldızı Greta Garbo- nun Stokovski adında bir şef dörkesir e evleneceğini geçende, yazmıştık. Greta ve Btokovski şimdi İtalyada bulunuyorlar. Napoli civarında Ra- vallo adında küçük bir köyde birlikte oturmakta, bir taraftan da düğün ha- sırlıkları yapmaktadırlar. Senelerdenberi münzâvi bir hayat yaşamış, bir çok izdivaç tekliflerini ni dikkati celbetmiştir. 1909 senesin- de, henüz 27 yaşında iken Çinçinati operasının orkestrasına şef tayin edil- miştir. Bir müddet sonra Mis-Olga Samarof adında aslen Rus olan bir kızla evlenmiştir. Bu izdivaçtan bir kız çocuk dünyaya gelmiştir. Stokovski 1923 de Fladelfiya opera- nin orkestrasına şef olmuş ve karı- olan karısı Nevyorka git Evening Post gazetesinin anki Maaş olmuştur. 826 da Stokovski' dünyanin en ta- mınmış musiki üstadlarından biri ol- muştu, O sene Nevyorkta zengin bir kızla evlenmiştir. Bu izdiyaçtan iki kz çocuk doğmuştur ki bugün biri 10, diğeri 6 yaşındadır. ç Btokovski orkestra şefi olarak sene- de 75 bin dolar maaş aldığı gibi kon- serlerden, plâklardan da bir bu kadar gitmiş ve Paramunt şirketile bir mukavele imzalamıştır. Bu mukavele mucibin- e bir çok filimlerin musiki kısımlari- Je meşgul olmuştur. Üç ay evvel ikinci karısı müracaatle boşanma davası açmıştır. Bebeb olarak «manevi işkenceyi ile- Tİ sürmüştür, Mahkeme kadını haklı bulmuş ve boşanma kararı vermiştir. Bu karar mucibince çocuklar kadının yanında kalmıştır. Aile Aldı, cebine koydu: — Haydi gidelim, üşüyüp hasta ola- caksın, Gi gek yea m jun elini tut e ittu, öptü ve koşarak Jor) da yavaş yavaş yürlüyerek, dü- şüne düşüne içeri girdi. Karısile Laroş gitmişti. Kalabalık dağilıyordu. Baloya kimse kalmıyacak- ta, bu anlaşılıyordu. Süzanı gördü, kardeşinin koluna girmişti. Onadoğru geldiler ve ilk kadrili Kont dö Latur - İvölerile be- raber oynamasını rica ettiler, Şaştı: — O da kimdir? Süzan imalı bir tavırla: e yeni ahbabı dedi. Roz kızardı; — Neye böyle söylüyorsun Süzet, © bay benim ahbabim olduğu kadar Ga senin ahbabın. — Ben anlarım. Roz darıldı, yanlarından ayrıldı. Dü Roy genç kızın dirseğinden tut- tu ve tatlı bir sesle; — Beni iyi dinleyiniz, siz! sevdiğime emin misiniz? — Evet Güzelim. Tefrika Ne, 11 Stokovski, Greta Garbo ile Holli- vulta tanışmıştır. Çok sık görüştükle- rinden evlenecekleri hakkında epeyce zamandanberi Şayialar dolaşıyordu. Şimdi bu şayialar tahakkuk etmiştir. Düğünün 23 martta yapılacağı söyle- niyor, Greta Garbo 18 eylül 1905 de doğ- muştur, Şu halde 33 yaşında demek- tir. Acaba artist kendisinden 23 yaş büyük olan bir adamla neden evleni- yor?.. Söylendiğine göre Greta pek genç iken bir erkeği sevmiş ve bu adam sonra ölmüştür. Bu sevdayi unutamamış olan Greta şimdi genç bir adam yerine yaşlıca bir erkeği kendisine hayat arkadaşı seçmiştir. “ Gemlikte ağaç bayramı Gemlik (Akşam) — Kazanın yakı- nında ve içindeki küçük, büyük bütün yolların iki tarafına ağaçlar dikilecek- tir. Bunun için lâzım gelen tedbirler alınmıştır, Martın yirmi birine pa- zar günü bu dikme işine tahsis edil- miştir. O gün halk ve okulluların işti- rakile ağaç bayramı yapılacaktır. Dostu — Bana itimadiniz var mı? — Var. — Biraz evvel söylediklerim hatırı- nızda mı? — Neye dair? — Evlenmenize, daha doğrusu va- racağınız adama dair. — Evet. — Şimdi bana söz verir misiniz? — Vereyim ama neye dair? — Sizinle evlenmek istiyenler olur- sa bana sormadan, bana danışmadan sakın cevap vermeyin. — Peki — Bu aramızda sir kalsın, anneni- ze, babanıza bir şey söylemeyin. — Söylemem. — Yemin eder misiniz? — Yemin ederim. Rival telâşlı telâşlı geldi: — Babanız sizi baloda bekliyor, Kız: — Haydi Güzelim dedi. Jorj reddetti, düşünmek için yalnız kalmağa ihtiyacı vardı, bunun Için de bir ayak evvel gitmek istiyordu. Karı- sını aramağa başladı. Büfede iki ya- bancı erkekle şokola içiyordu. Onların isimlerini söylemeden kocasını onla- Iranda yeni bir bez fabrikası İnşaat bitmek üzere, makineler kuruluyor Tahrandan bildirildiğine göre İran Şahı Ashrafta büyük bir bez fabrikası inşa ettirmektedir. Bina kısmı yakın- da bitecektir. Yalnız cam, çatı kısmı 22500 metre murabbadır. Bina Ye makinelerin kurulması Alman firma- ları tarafından iki sene gibi kısa bir zamanda yapılmıştır. Fabrikanın çatısı, İran iklimine en muvafık olan ve Almsnyanın Esslin- gen şehrinde bulunan dünyaca ma- Tüf. J. Eberspaecher firması tarafın- dan macunsuz cam çatı olarak yapıl- mıştır. Ayni firma, Ereğli bez fabrika” si ve Bursadaki Merinos fabrikasının da mecunsuz cam çatı kısmını da İn- şa etmiştir. Şaniabadda da bu tarzda büyük bakır ve Babolda iplik fabrikalarının da ayni tarzdaki. Inşaatı İlerlemek” Samsun şehir kulübü açıldı Samsun (Akşam) — Samsun şehir Kulübünün açılış töreni yapılmıştır. Merâsimde vali B. Fund Toksal, vali muavini B. Orhan Güvenç, fırka ku- mandani, kulüb âzöları ve şebrin mümtaz zatları hazır bulunuyorlardı. Törene istiklâl marşile başlandı. Kulübi reisi B. Hüsnü, kulübün maksad ve gâyeletini tebarüz ettiren bir söylev verdi ve nutkunu, kulübün açılması hususunda kıymetli yardım- ları görülen vali B, Fuad Toksala te- şekkür ederek bitirdi. Buna vali kısa bir nutukla rouksbelede: bulundu. Bundan sonra davetlilere kokteyl ik- ram edildi. Davetliler dans ve muh- telif eğlencelerle geceyi geçirdiler, Yenişehir kulübü güzel binası, mo- der mefruşat ve tertibatı ile cidden Samsunun nezih ve temiz bir mahfell olmuştur. Kulübün her türlü ihtiyaca elverişli şık salonleri, okuma ve oyun odaları olduğu gibi mükemmel! dene- cek bir de büfesi vardır. Kütahya valisi iii döndü Kütahya (Akşam) — Vilâyete ad bazı işler için alâkadarlarla temas et- mek üzere beş gün evvel Ankaraya gi- den valimiz Sedad Erim iki gün evvel şehrimize avdet etmşitir, Gemlikte bando takımı Gemlik (Akşam) — Halkevi ar kolu bir bando takımı teşkili için hararet- le çalışmaktadır. Bugüne kadar ikiyüz liraya yakın para toplamıştır. İyi bir muslim bulunmuş ve nisanın “yirmi üçünde işe başlanması için tedbir alın- mıştır. ra takdimetti, Biraz sonra sordu: — Gidelim “mi? — Gidelim. Kocasının koluna girdi, yürüdüler, Madölen sordu: — Patron nerede? Ona Allaha 1s- marladık diyeyim. — Lüzum yok. Bizi baloya alıkoy- mak istiyecek, ben sıkıldım. — Sahi, hakkın var, Yolda konuşmadılar, Odalarına gi- rirlce Madölen daha peçesini çıkarma- dan gülümsiyerek: — Sana bir sürprizim var dedi. Jorj keyifsiz homurdandı: — Nedir? —BiL — Düşünmem bile. — Öbür gün senebaşı. — Evet, — İşte senin hediyen; biraz evvel 'Laroş verdi. Elmas kutusuna benziyen küçük siyah bir kutu uzattı. Jorj lâkaydane açtı, içinde Lejyon Donör nişanını gördü. Jorj biraz kızardı, sonra gülümsedi, dedi ki: — On milyonu tercih ederdim, bu yan yi Soğukluğuna kızdı: de tuhafaın... Artık hiç bir bu cürümden 20 gün Dün sabah ad- Biye koridorların- İğ da heyecanlı bir firar vakası ol muş. Antakyada amcasını öldür. mek suçundan mevkuf bulunan ve altı ay evvel katli (o Abdullah ile berâber Tev. kifhaneden kaça- Tak Adanada ya- Kalanan Tevfik, ağır ceza mah- kemesinde omü- Kaçmak isterken hakeme edildik- o yakalanan Tevfik ten sonra mahkemeden çıkınca kaç- mak istemşise de ikinci katta yaka- lanmıştır. Tevfiğin firarı şöyle olmmuş- | tar: Amcasını öldürmek suçundan maz- nunen yapılan muhakeme celsesi biti- rilerek muhakeme başka güne bırakıl- dıktan sonra Tevfik, muhafız jandar- manın önünde muhakeme salonundan çıkmıştır. “Tevfik jandarmanın önünde gider- ken birdenbire hızla fırlamış ve kaç- mağa başlamıştır. Firar hâdisesi derhal her tarafta du- yulmuş, koridorlardaki Kalabak bi- ribirine karışmış, polis ve jandarmalar İ düdük çalarak Tevfiğin arkasından ve önünü kesmek üzere diğer merdiven- lerden koşuşmağa başlamışlardır. Tevfik merdivenlerden koşarak ka- çarken bir iş için adliyeye gelmiş olani Osman adında bir bahriye askeri ar- kasındani koşmuş ve merdivende Tey- fiğin pantolonunun paçasından yaka- lamıştır. Fakat Tevfik çok hızlı koş- tuğu için Osman birdenbire zaptede- memiş ve kendisinin de ayağı burku- üştür. Terfik de bu fırsatta kurtarıp gene kuğrnağa baş- lanmıştır Önüne geleni ite kaka delicesine koşarak merdivenlerden ikinci kata inen Tevfik bu defa da icra reisliğile müddelumumiliğin bulunduğu kori- dora dönmüş ve karşı merdivene kaç- mak üzere icra reisinin odasının önün- den geçerken kapıda duran kapıcı İb- rahjmle karşılaşmıştır. İbrahim, Tev- #iğin kaçtığını anlamış ve birdenbire kenara çekilerek hizla koşan Tevfiğe bir çelme takmıştır. Bu çelmenin tesi- rile Tevfik yüzü koyun yuvarlanmış, hafifçe kolu zedelenmiş ve gerie sürat- le yerinden kalkarak biltün hizile mer- divene doğru koşmağa başlamıştır. O sırada adliye karakol kumandanı Kam- ber onbaşı diğer merdivenden koşup şeye memnun olmuyorsun, — Bu adam ancak borcunu ödü- yor. Bana daha çok borcu var. —“Benin yaşında bü-nişana sahip | olmak güzel şey. | Jorj kutuyu şöminenin üstüne koy- | du, bir müddet ışıldıyan yıldıza bak- | sonra kutuyu kapadı, omuz silke- k yattı 1 kânunusani tarihli resmi gazete. bay Prosper - Jorj Dü Roya hidematı bergüzidesine mükâfat olarak Lejyon Donör nişanının Şövalye rütbesi ve- rildiğini yazdı. İsmi DÜ Roy diye ya- zılımıştı. Jorj nişandan ziyade buna sevindi. Bu havadis yayıldıktan bir saat son- ra patronun karısından bir mektup aldı, Jorju o karısile beraber yemeğe davet ediyordu. Bir müddet tereddüd etti, mektubu ocağa attı, sonra Ma- dölene: — Bu gece yemeğe Valterlerdeyiz dedi. Karısı şaştı: — Sahi mi?.. Hani bir daha onların evine ayak basmıyacaktın? Jorj mırıldandı: i — Fikrimden caydım. Patronun karısını husus! kabul sa- lonunda yalnız buldular. Siyahlar giy- miş, saçlarını yuvarlanmış, bu hal çok yaraşmıştı. Uzaktan ihtiyar, yakın- dan genç görünüyor, dikkatli bakılın- Adliye koridorlarında Mera ali bir takip Amcasını öldürmekten suçlu Tevfik kaçmak isterken yakalandı Cürmümeşhut mahkemesinde muha muhakeme edildi, hapse mahküm oldu önüne çıkmış, arkadan da müddeiumur minin kapısındaki mübaşir Refetle adliye polisi Ref! nişlerdir. Mü- başir Refetle polis Refik derhal Tev- İği yakalamışlardır. Tevfik yakalandıktan sonra cürmüs tarafından sorgusu yapılmış ve firar suçundan dolayı muhakemesi yapılmak üzere, cürüm işlerine bakan asliye dördüncü ceza mahkemesine teslim edilmiştir. Mahkemede ne diyor? Tevfik, cürmümeşhud mahkemesine de reisin suallerine şu cevapları vers miştir: — Evvelce buruda askeri dikimha- nede makasdarlık yapıyordum. Hiç bir şeyden haberim olmadığı hâlde Antak- yada-amcamı öldürdüğümü iddia ede- z g a g gı g a2 g g Eİ E rek üzerime iftira attılar. Haksız yere tevkif edildim, Hiç tanımadığım kim- seler aleyhimde şahidlik yapıyorlar. 'Bu haksız mevkufiyete tahammül ede- miyordum. Evvelce bir defa tevkiha- neden “kaçtım, Adanada yakalandım. Bugün de ağır ceza mahkemesinde muhakemem bitip çıkarken gene kaç- mağa karar verdim Mahkeme, bu firar suçundan dolayı Tevfiğin yirmi gün hapsine karar vermiştir. Ağır cezadaki muhakeme Tevfiğin. Antakyada arıcasını öldür” mek suçundan maznunen muhakeme" sine dür ağır cezü mahkemesinde de- vam edilmiştir. Muhakeme esnasında Tevfiğin ahnüsi evverle kardeşi Reşad da gelmişler ve dinleyiciler ara” Bu celsede, halen Süriyede bulunan Tevfiğin akrabasından Nedime adın: daki kadının mahkemeye gönderdiği #stida okundu, Nedime bu istidasında, Tevfiğin annesi Münevverin aslen Er» meni olduğunu, vaktile Suriyede Agop adında bir Ermeni ile beraber yaşadı- ğı sırada Tevfiği dünyaya getirdiğini bildiriyordu. Tevfik bu iddalara itiraz ederek: . — Hepsi yalandır. Annem de, b&- bam de, ben de Türküz. Antakyada bi” ze Ramazan oğulları derler. Benim â8- ker kaçağı olduğum, amcamı öldürdü” ğüm hakkındaki iddialar da tamamile yalan ve iftiradır, Bu cihetlerin tah- kik edilmesini isterim, dedi. Mahkeme, gerek Nedimenin istida” sındaki iddiaların ve gerekse Tevfiğin * hakikaten Antakyada bu cinayeti işle“ Yip işlemediğinden mahallinden tah- * kikine ve gelmiyen şahidlerin çağrı * masına karar vererek muhakereyi başka güne bıraktı. ca bakışlara güzel bir tuzak'teşkil edi” yordu, Madölen sordu: — Yaslı mısınız? Mahzun cevap verdi: — Hem evet, hem hayır. Kimsem ölmedi. Ama hayatın yasını tutacak çağa geldim. Bugün ilk gününü kut- adım. Bundan böyle kalbim yas tu- tacak. Dü Roy düşündü: «Acaba karari © kat'i mi2.» Yemek hayli neşesizdi. Yalnız Sü- zan durmadan konuşuyordu. Roz dü- şünceli görünüyordu. Gazeteciyi teb- rik ettiler. Yemekten sonra giderlerken konu" şarak, gülüşerek, salonlardan geçip kış bahçesine doğru yürüyorlardı. DÜ Roy geride patronun karısile yürü yordu, Kadın kolunu tuttu, usulca: “Pei ny ay s n 8 a ia ? E h , a >...» ON Şa ÇENE Zİ e tel G0 Se — Size bundan sonra hiç bir şey” den bahsetmiyeceğim. ama gelip görün... Sizsiz yaşamak imkânı yok. Bu işkenceyi tasavvur oedemezsiniZ. Bütün gün, bütün geöe, tenimdesiniz, canımdasiniz, kalbimde, gözlerimin içindesiniz. Sanki bana zehir verdiniz de, içimi kemiriyor. Sizin için artık ih“ tiyar bir kadından başka bir şey olm&” mağa razıyım, Bunu göstermek İçİn de saçlarıma pudra sürdüm, Ama ge Winiz, gelip beni görünüz. (Arkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: