| 15 Mart 1988 AKŞAM Büyük Millet Meclisinde dünkü müzakereler Askeri ve mülki tekaüd kanununun 48 nci maddesi değiştirildi * Orta okul öğretmenleri kursuna devam eden mual- limlere kurs müddetince maaş verilip verilmiyeceği meselesinin müzakeresi geri bırakıldı Ankara 14 — Büyük Millet meclisi | bugün Hilmi Uranın başkanlığında | toplanarak rüznamesinde bulunan maddelerden 'Türk parası kıymetinin Korunması hakkındaki (Okanuna ek kanun lâyihasını müstaceliyet kara- rile müzakere ve kabul etmiştir. Bu kanun ile «Türk parası kıyme- tini koruma hakkında meşrölunan | 1567 numaralı kanunun 6 mcı mad- | desinde yazılı olup 2100 numaralı ka | Nun ile iki sene ve 2686 numaralı ka- Run İle daha üç sene müddetle tem- did edilmiş olan müddet, hitamı ta- rihinden itibaren daha üç sene müd- detle temdid» edilmektedir. Rüznamede bulunan askeri ve mül- ki tekaüd kanununun 48 inci mad» desi şu şekilde değiştirilmiştir: «Yetim maağı birinci derecede 2eV- Ceye ve evlâda, bunlar bulunmadığı takdirde ikinci derecede dul ana, muh- taç ve malül zevç ve babaya tahsis Olunur ve bunlara yetim denilir. Memurlar vey mütekaitler ikinci dereoede bulunan istihkak sahipleri” | nin birinci derecede müstahaklar arasına konulmasını bir beyanname ile taleb eylemek hakkını hâizdirler. Ancak bu yolda beyanname veril- Memiş olsu dahi muhtaç olan dul ana İle malül veya altmış beş ve daha zi- yade yaşta bulunan muhtaç babaya talebleri üzerine birinci derecede ye- tiler arasında maaş tahsis olunur. Masş tahsisi için zevç veya baba- ların yaşlarının altmış beş veya daha Ziyade olması veya her kaç yaşında Olursa olsun maişetlerini tedarik ede- Miyecek derecede malül bulunması Ve her iki takdirde tahsis kılınacak Müaşa muhtaç olması lâzımdır. Altmış beş yaşına vusul nüfus kay- diyle, malüliyet, mahallince istihsal | kılmacak raporun sıhhat ve içtimai Muavenet vekâleti veya sıhhiye işleri dairesi tarafından tasdikile, muhlaç- lık, kendisini yeya beslemesine mec- bur olduğu aile efradını infak edecek kadar irad, servet veya kazancı olma- dığına dair mahalli hükümet idare heyetince verilecek mazbata ile tahak eder.» Lâyihada öz türkçe kelimeler ve isticar kontratlarile frağ ve İntikal ilmühaberlerinin ve nüfus hü- Cüzdanlarının bedel mukabilin- de satılmasına &ld kanunun birinci Müzakeresinde Ziya Gevher BUM söz Alarak, lâyihanın bazı maddelerinde- ki yabancı kelimelerin bütçe encü- Meni tarafından öz türkçe kelimeler İle ifade erlilmiş olmasından dolayi 18 teşekkür etmiş ve encüme- MİN bu hareketini kanun lâyihasının büttn maddelerinde görmek istediği- hi ilâve etmiştir. Neticede Ziya Gevher'in teklif et- Şekil nazarı dikkate almarak bir İ tiği defa daha gözden geçirilmek üzere bütçe encümenine verilmiştir. Müzeler dühuliyesi 18 ören yerlerini ziyare Sdtnlerden alınacak ücrete sid kanu- — müzakeresinde ise söz alan Mi- Aydın -Trabzon», - müzelerin bir de kültür hayatı bakımından &hemmiyetine işarte ederek tek- in Ücretlerin 25 kuruş olarak İt edilmesini istemiş ve bu mek- Sata bir de takrir vermiştir, Ünen mazbata muhar- cevapta, teklif edilmekte — ücretlerin esash (tetkiklerden Yatak tesbit edilmiş olduğunu söyli- genel tatil günleri için bu üc- kin 25 kuruşa indirildiğini, bundan İs #lelumum mektebler tatebesin- den, m erat İle subaylardan iyle toplu halde gelen Hal- we Bibi kültür kurumları üyelerin: vesiireden ücret al Nüve eyi ınmıyacağını > , W İzahattan sonra Mitat Aydın'ın takriri reye konmuş ve reddedilmiş- tir. Ortaokul öğretmenler kursu Ortaokul yetiştirmek alan Ziya Gevher Etili, bir ihtiyaç ve lüzumu üzerine kendilerinden or- tamekteblerde istifade edilmek Üze- re açılan bu kursa devam edecek olan musllimlere kursun devamı müdde- kursa devam edenlere ayrıca maaş verilmemekte olduğunu, teklif edilen kanunla bu kursa devam eden ve edecek muallimlerin burada geçire- cekleri müddetin terfi hizmetlerine zam edilmesi gibi bunlar lehinde bir hükmü ihtiva eylediğini kaydeyle- miş ve bu muallimlere maaş verilme- sinin bugünkü vaziyet içinde hususi idarelerce mümkün olamıyucağı zan- nında bulunmuştur. Dahiliye encümeni mazbata mu- harriri Şükrü Yaşıt -Çanakkale- de, kursa devam eden muallimler yerine hususi idarelerin esasen başka mual- lim layin etmek ve onlara maaş ver- mek mecburiyetinde bulunduklarına | göre ayrıca bunlara da maaş verme- | lerine maddeten imkân bulunmadı- ğını izah eylemiştir. Ziya Gevher Etili, bu teklifini hu- susi idarelere yükletmeği düşünme- diğini ve onların vaziyetini esasen yakından bildiğini söyliyerek, bunun. umumi bütçede temin edilmesinin mümkün olabileceğini işaret etmiş ve bu hususta Maarif Vekilinin ne düşündüğünü sormuşlur, Ziya Gevher Etil'nin bu talebi üze- rine kanunun müzakeresi rahatsız- lığı dolayısile İstanbulda bulunan Maarif Vekilinin dönüşüne bırakıl mıştır, Gine bugünkü toplantıda birinci müzakeresi yapılan bir kanun ilede hariçten satın alınan buharlı ve mo- törlü gemilerle memlekette yapılan mümasilleri için getirilecek eşyanın gümrük resminden istisnası kabul edilmiştir. Kamutay çarşamba günü toplaha caktır. Bir otomobil bir arabaya çarptı, arabacı yaralandı Bakırköyünde inekçi Hasanm ya- nında çalışan sütçü Hüseyin, beygirli arabasile Aksaraydan Beyamta doğru çıkmakta iken, ayni istikamette iler- liyen bir taksiye çarpmış, beygirler yaralanmış, bu sırada Hüseyin de müvazenesini (kaybederek düşmüş, muhtelif yerlerinden yaralndığı gibi iki dişi de kırılmıştır. Şoför de savu- şup gitmiştir. Vakaya müdahele eden polis, yaralı Hüseyini Cerrahpaşa hastanesine kal- dırmış olup, meçhul taksi şoförünün hüviyetinin aydınlatılmasına çalışıl- maktadır. Samatyada Ağahamamı caddesin- den geçmekte olan bir taksi de Halit isminde birinin arabasına (çarpmış, beygirlerden birinin ayağının kırima- sına sebebiyet verdiği için yakalan- miştır. Belediyeler ve mahalli ida- reler bankaları Ankara 14 (Akşam) — Belediyeler bankası genişletilecektir, 60 milyon lira sermayeli mahalif idareler ban- kası kanunu projesi hazırlanmıştır. Meclise verilmek üzeredir, Hayvanlar vergisi Kanunun bazı maddelerini değiştiren lâyiha Meclise verild” Ankara 14 (Telefonla) — Hayvan- lar vergisi kanununun bazı maddele- rinin değiştirilmesi Kakkındaki kar nun lâyih; Büyük Millet Meclisi- ir, Bu Jâyihaya göre, Me- rinostan 20, tiftik keçiden 25, koyun- dan 30, kıl keçiden 40, sığırdan 60, mandadan 70, deve ve domuzdan 100 kuruş sayım vergisi alınacaktır, At, katır ve eşekten evvelce de yaz- dığımz gibi sayım vergisi alınmıya- caktır. Kanunun esbabı mucibe lâyihasm- da zikredildiğine nazaran bu hayvan- lardan alınmakla olan vergilerin mik» darı 2 milyon 600 bin lirayı geçmekte idi. Hükümet bu suretle yeni sene büt- çesinin bu faslından bu mikdar bir tenzilât yapmış bulunuyor. Gene bu lâyihaya göre, hayvan vergisi mükellefiyeti her yılın gir- mesile ertesi mali yıl için başlar. Ma- Mi yıl girdikten sonra ecnebi memle- vanların tahakkuk eden vergileri Üzerinden yüzde 10 kadar zam yapı Jacaktır. Erzurumun kurtuluşu Bu mesud gün'dün candan tezahüratla kutlandı Erzurum 14 (A.A) — Erzurumun kurtuluş yıldönümü eşsiz tazahüratla kutlandı ve yaşandı. Şehir baştanba- şa donandı, asker kurtuluş gününü temsilen yürüyüş kollarile şehre gir- di. Hükümet konağı önündeki direğe şanlı bayrağımız İstiklâl marşı ile çe- kildi, söylevler söylendi. Törene vali, generallar, bütün su- baylar ve memurlar, okullar, kesit halk kitlesi katıldı, Çok muntazam bir geçit resmi yapan askerleriğiz heyecanlağ salkişlandılar. Belediyede tebrikât kabul olundu. Gece fener alayları yapıldı. Bütün Erzurum bir tek kalb gibi yıldönümünü candan kutladı. Hayırsever bir vatandaş Zonguldak 14 (A.A.y — Zonguldak- ta 60 bin lira sarfile yeni bir lise binası inşa etmeği vadeden tüccar Mehmed Ve yeni binayı inşaya başlamış- Çatalca cinayeti muhake- mesine Çatalca civarında bir koyun mese. lesinden çıkan kavga neticesinde İs- maili tüfekle öldüren Ekremin mu- istemiştir. Maznun Ekrem cinayeti tamamile inkâr ederek cinayetin vuku buldu- ğu saatlerde kendisinin köydeki kah- vede olduğunu ileri sürmüştür, Karar verilmek üzere muhakeme başka gü- ne bırakılmıştır. Bir otomobil bir tramvaya çarptı Maçka - Beyazıt hattında işliyen 130 numaralı tramvay evvelki gece Şişhane caddesinde ilerlemekte iken sağ tarafından önüne geçmek istiyen meçhul bir taksi otomobilile çarpış- mış, gerek otomobil, gerek tramvay hasara uğramıştır, Vatmanın âni bir freni tehlikenin daha büyümesinin önünü almıştır. Kazaya sebeb olan taksi kaçtığı için zabıtaca aranmaktadır. Bir otomobil bir çocuğa çarptı B. Ayetullahın idaresindeki otomo- bil Sipahıocağı - önünden geçmekte iken, Piruzağada oturan avukat B. Eminin oğlu 14 yaşlarında İlhans çarparak yaralanmasına sebebiyet vermiştir. Çocuk tedavi altına alınmış, yapı- lan tehkikatta, İlhanın bir tramvay- dan âni olarak otomobilin önüne at- ladığı tesbit edilmiştir. Yazan: Sermed Muhtar Alus Sahife 7 'Tefrika No. 4 NANEMOLLA Geçen tefrikaların hulâsası: Bundan 62 yıl evvel, bir mart gecesi, Güllü Ağobun Gedikpaşadaki (Osmanlı Tiyatrosu) hmcahınç dolmuş 19, 20 yaşlarında, derbeder Balli, narin yapılı bir genç.-tiyatro kapısındaki Jân- lama dalıyor. O gece kumpanyanın birin- cl sınıf aktrislerinden Küçük Karakaşya- nın menfaatine bir Üübiyatı fevkalâde) var. Erkin harbiye binbaşılarından Ma- nastırı Rıfat ve Hasan Bedreddinin (Delile) dramı... Rus kadanaları koşulu gıcır gir bir fayton, yıldırım hızıyla gelerek kapıdan i delikanlıyı çiğniye- Küçük Kârakaşyan ayarında bir dilber senin gibi İpipallah sivri kü- lâh serserilere sümüğünü atar mı aptal?. Delikanlı hâlâ orada, yerinde ve gene ermeni şiveli bir 565: Elinde bastani, bastoni, basloni, başmda Gezerim meyhane, kerhane, Kâhtane, hep senin İçla Tiyatroda gelsin alkışlar, yaygara- lar — Yaşa Büyük Çaprast!.. — Bravo, Çaprasteiyan evival.. — Şada bris ahbar!... Mabeyinci beyin gözlerini kan bü- rümüş. Nuh deyip peygamber demi- yor, oda yerinden adımını gtmi- yor... Bağırtısına devamda: cart curt, bana, benim gibi bir ada- ma da afl ha?... Geçti Bolunun pa- zarı. Baban olacak dızgallı nalları dikti, cehenneme kütük oldu. Delikanlının sesi çıktı: — Ağaını topla, ölmüş babamı ara- ya karıştırma namussuz, rezil!... Bet, beniz giderek sarı ten olmuş olan Pembeten, tıkanırcasına: — Vay ben namussuz, rezil ha?. Yağız ne duruyoruz, fırla, hakla şu- nu!.. dedi. Gür ve heybetli bir sayha ortalığı çınlattı. — Bu kalabalık ne?.. Bir cinayet mi var? Meşhur seryaver, Pehlivan Halil paşaydı bu. (*) Yağız Hamza hemen faytonun ya» nına seğirtti. Avucunu göğsüne ya pıştırarak selâmı bastı: ; — Merhaba paşam... — Ne var Yağız, burada da bir bi- çak miçak oyunu müu?... — Bir şeyeikler yok paşam, Beygir sürücüsü iki kopil soğuktan çivi kes- Halil paşa babacan adam: — Böyle yerde, bu donun üstün. de, hem de gece yarısı, güreş olur mu a canım?.. Allah mahfazana Ço- cukların bir yeri sakatlanır!. dedik- ten ve: — Güreşin de yolu erkânı, tuzu, biberi var. Hani davul zurna, hani zeytinyağı kazanları?... diye lâtife de ettikten sonra: — Yağız, yürü gidelim! dedi. Arsaya girdiler. Mabeyinci Pembe ten Eşref beyefendi, seryaveri görür görmez, bilmem mesine sapan taşı kirişi kırmıştı. Hamza, Pehlivanla yanyana biraz gitti, — Paşam, dedi, bana müsaade, Ga- zinoda birini -bekliyeceğim! Paşa, gözünü kırptı: — Kimi?... Asalıyı mı? (**) dan değiliz. Gaca delâverelerini ken- Halli paşa; — Yamansındır bel... diye Yağı. zın arkasına hatırlıca bir avuç in- dirdikten sonra ayrılıp yürüdü. Hamza, dört-tarafına bakınıp du. Gazinonun önünü, tiyatronun et rafını, duvar boylarını arasin dur sun, yok ta yok... Lâhavleyi çekerek, içinden kantar. ları savururken bir (pissst!...) Bu pist nereden geliyor biliyor mu- sunuz?... Tatlıkuyu camisinin kar- şısındaki duvarın köşesinden; do nanma gecelerinde tiyatro donatıldı- ğı vakit, dış kapının önüne kurulan, üstüne fenerler asılan sundurmanın