SARE Li i- se BEAFSEESEPE TREÇLİNAZ BE büs uf er. | ahi, ak ni © Mart 1938 #EŞAM Sahife 7 Fatihin gemileri nereden geçti? Şehrin imâr plânı yapılırken Fatihin gemilerini geçirdiği sahayı unutmamalı İstanbul - belediyesi fen işleri müdürü eski mektep arkadaşını Hümü Keseroğluna: Şehircilik mütehassısı B. Prost, gehre verilecek müstakbel şekli düşür Mürken, İstanbulun tarihi hüviyetine hürmet etmeği prensip olarak kabul etmiş; Aâbidelerimiz ve tarihi ya- Bârlarımız önünde büyük bir muhe İazakârlık göstermiştir: Mütehassısın hazırladığı plâna göre, açılacak mey- 'danlar, caddeler, parklar, inşa edile- Cek mebani ve tesisat, hep mazinin bu kıymetli vedlalarına göre tanzim edile €ek ve istikamet alacaklardır. Esasn tarihi ve bedii kıymetleri ba- kınından, etrafı tanzim edilecek, köh- | me, biçimsiz, çirkin binalardan tecrid edilerek meydana çıkarılacak büyük, küçük âbidelerimiz mialümdür. Ancak müsbet ve maddi bir iz gös- termiyen, fakat tarihimizin şanlı men- kıbelerine sahne teşkil eden sahaları, köşeleri de tedkik etmek, bunların üstlerindeki esrarengiz perdeyi sıyi- Tarak imar plânını bu bakımdan da Yenginleştirip dillendirmek çok Tü- #umludur, Bu büyük ve emsalsiz beldenin fet- hi, maziye karışan birçok şerefli ve Mühim hatiraların başında gelen en büyük bir hâdisedir. Cihan tarihihde uzun bir devri kapayıp yeni bir dev- Tİn açılmasına sebep olan bu büyük hâdise sırasında Türk zekâsını, azmi» Dİ ve nihayet teknik ilim ve kudretini gösteren en mühim nokta, 90 - 100 parça geminin Boğaz kıyılarından » kara yolile - Halice indirilmesidir. Şehrin mahsurlarını ummadıkları bir emri vaki İle yıldırarak (Bizans)ın #ukutunu kolaylaştıran ve emsaline pek az tesadüf edilen bu şehamet ve şeref dolu hâdisenin cereyan ettiği sa- bayı iyice tayin ederek, bu saha üze Tindeki kıymetli hatırayı canlandıra» cak tesisat yapmak, müstakbel imar Plânında ihmal edilmiyecek milli va- Bifelerimizden biridir. 'Tah gazetesinde B. Abdürrahman Adil Eren, ilk defa olmak üzere, bu mühim bahse temas eden bir makale meşretti ve benim yukarıda izhar et İlğim ayni temennide bulundu. Fakat B. Abdürrahman Adil, İstan- bulun fethi sırasında Ha'lce indirilen gemilerin Dolmabahçe - Pangaltı - Kasımpaşa deresi yolile değil, Topha- Dede Kılıç Ali paşa (Uluç Ali paşa) ca- Misi ve hamamı yerinden, Kumbara- «1 Yokuşundan ve İngiliz Kilisesi Önünden aşarak Halice indirildiğini İleri sürmüş ve bu istikametin tarihi hakikate mutabık olduğunu Bizans tarihlerine ve bu mehazlerden ilham Alârak mahalli bazı tedkiklerin mah- Bulü olan bir takım yeni ecnebi eser- lerle isbat edildiğini ilâve etmişti. Muharrir, Osmanlı tarih ve mehay- lerinin, gemilerin Dolmabahçe - Pan- Baltı istikametile Halice indirildikleri bakkında verdikleri malâmatı doğru bulmamakta, Kılıç Ali paşa - Kum- baracı Yokuşu yolunu «daha kısa ve akla uygun» görmektedir. Bizans mü- 'alarına aid malümatı Bizans Mehazlerinde aramak zaruri olduğu- Du teslim etmemek kabil değildir. Fakat İstanbulun Fatih tarafın- dan muhasara ve fethi için verilen ka» Yarlar ve alınan tedbirler, yalnız Türk “ephesine ald sefhalardan ibaret oldu- dan ve hüsusile bu tedbirlerden Mühlm bir kısmı, bizzat Fatih ile ma- İyetindeki pek az mutemedi tarafın- dan bilinerek gizli tutulduğundan, bu hoktalara aid hakikatler için ecnebi Ve Bizans mehazlerinde ayni vüsuk ve Mhhati aramak abestir, Bilhassat Bizanslıların otamamtle haberi ve malümatı olmaksızın, gemi- kara yolile Halice indirilmesi hâ- i, Fatih ve maliyeti tarafından Şok gizli tutulmuş, şehri müdafaa ile bulunan Bizanslılar, bu fey- tedbirden ancak Türk donan- Halice inmesi üzerine haber- olabilmişlerdi. Binaenaleyh gemi- i özeni ettikleri kara yolunun iş- ald tafsilâtı, bu son muha- Ararım diğer sahalarını günü günü- Gemilerin Dolmabahçeden Hallce ne kaydetmeğe muvaffak olan Bizans vakanüvislerinin (Vakayiname) lerin- de aramak abestir. İşte gerek Fatih devrinde yazılmış ol- sunlar, gerek bu mehazlerden mülhem olarak bilâhare telif edilmiş bulun- sunlar, bellibaşlı Osmanlı - tarih ve (vakayiname) leri gemilerin Dolma bahçeden Halice sevkedildiğinde itti- fak etmektedirler. Tarihi membalara eld bu tafsllât- tan sonra muhterem B, Abdürrahmen Adilin istinad ettikleri mehazlerin ka- naatleri hilâfına olarak, gemilerin Dolmabahçe - Pangaltı istikametini takib etmek suretile Halice indirildik- lerine dair daha bariz deliller ve izler de mevcuddur. Şimdi bunları birer bi- rer gözden geçirelim: Fatih, İstanbulu fethetmek üzere şöhri muhasara etmeğe karar verdiği zaman, seleflerinin muvaffak olama- dıkları bu büyük işi başarabilmek için gözü kapalı ve hesapsız hureket ötme- miştir. Fatih, Ürban namındaki Macar mü- hendisine şehrin muhasarası için bü- yük havan topları döktürdüğü gibi, diğer taraftan İstanbulun bütün is- tihkâmlarını tedkik ettirmiş ve bu ted- kikatın neticesine göre şehrin sur di- şı ve sur İçi plânlarını hazırlatmıştı. Şehrin kara surları son zamanlar» da tahkim edildiğinden, çok kuvvetli ve sağlam, deniz cihetindekiler, husu- sile Haliç sahilindeki istihkâmlar ol- dukça zayıftı. Şu halde yapılacak hü- cumun müessir olabilmesi için şehrin Marmara ve Haliç ağzı tarafından mu- hasara edilmesi muvafık görüldü. Fatih, Halice girmeksinzin şehri fet- hetımenin çok müşkül ve zamana muh- taç bulunduğunu anlamıştı. Diğer ta- raftan Sirkeci ile Galata arasındaki gerili zincirin de sökülüp atılması ka» bil değildi, Padişahı, yirmi parçalık bir filonun beş parçadan ibaret zayıf bir düşman kuvveli karşısında mağlöb olduğunu görünce, öfkesini donanma kumandanı Baltaoğlu Süleyman bey- den çıkardı: Süleyman beye yüz değ- nek yurdurarak azletmiş ve” yerine Hamza beyi donanma kumandanı ta- yin etmişti. İşte bu hâdisedir ki Fatihe yeni bir fikir telkin etmiş, gemilerin kara yo- ile Halice indirilmesi kararına mü- essir olmuştu. İkinci Sultan Mehmed, bu işi biz- zat kendisi idare etmeğe başladı ve Boğazkeseni (Rumelihisarı) Inşa eden mimar Muslihiddini de kendisine fen müşaviri'tayin etti, Mimar Muslihiddin, (Dolmabahçe- den itibaren Halice kadar, gemilerin seyrü hareketine her bakımdan en müsald olan, bir yol istikameti tayin etti. Derhal tesviye ettirilen bu yola döşenen tahtalar, iç ve kuyruk yağla- rile yağlandı. Bir hafta, on gün süren hazırlıktan sonra Fatih, gemileri bir gecede Dolmabahçeden Halice yüzdür- meğe muvaffak oldu. 'Tarihlerde sarih ve kati olarak gös- terilmiyen bu istikamet neresidir? Şimdi bu ukdeyi, tarih! deliller ve tek- nik sebeplerle çözmeğe çalışalım: Fatih, - evvelce işaret ettiğim” gi indirilmesi için takib eğilen yor bi - şehrin Haliç sahillerinden muha- sarasını temin edecek bu teşebbüsü gayet gizli tutmuştu. Bu hakikat göz önüne alındığı takdirde - B. Abdür- rahman Adilin dediği gibi - Kiliç Al paşa camisi yerinden, yani Tophsne- den ve Galata yamaçlarından intihap edilecek bir istikamet, derhal Bizans- hlarca haber alınacak ve bu teşebbüs, ittihaz edilecek mukabil tedbirlerle belki de akamete uğrıyacaktı. Fazla olarak, Kumbaracı Yokuşu - arazinin tabi! vaziyeti itibarile - çok dik ve meylilidir. Bu meyiile gemilerin | yürütülmesi - hemen hemer - imkân- sızdır. Bahusus o zamank! iptidai ve- | salti de düşünürsek... Halbuki Beşiktaştan Tophaneye kadar olan sahilden sırtlara kadar uzanan geniş sahada bu işe en elve- rişli istikameti bulmak güç değildir: "Tarihi mehazler, gemilerin ihraç nok- tası olarak (Dolmabahçe) yi mütte- | fikan kabul ettiklerine göre, gemilerin geçtiği saha, şimdi Dolmabahçe gaz- hanesinin bulunduğu dere ağzından başlıyarak Küçük Çiflik parkını ve bu- radaki bostanların bulunduğu arazi- Yi geçerek Nişantaşında Vali konağı caddesi üzerinde operatör B. M, Kema- lin (Emek) apartımanının bulunduğu ve Harbiye (Yedek subay okulu) ye- mekhanesile Eytam sokağı arasındaki sahanın son haddine kadar uzanan hafif meyilli istikamettir. Bundan başka elde ettiğim diğer deliller ile de maruzatımı teyid ede- bilecek mevkideyim: Abdülmecid Ni- şantaşında (Teşvikiye) (mahallesini tesis ettiği zaman, bir nümune mahi- yetinde olmasını istediği bu yeni sem- tin caddelerini, sokaklarını mümkün olduğu kadar geniş açtırmış ve (Teş- vikiye) mahallesinde yapılacak bina- lar için gayet muntazam ve geniş bir lâğım tesisatı da vücude getirmişti. Bu mecralar, Dolmabahçe - Vali ko- nağı caddesi arasındaki sahada bulu- nan bostanların arasından geçmekte dir ve elân mevcuddurlar, Sultan Me- cd, o zaman bu mecra İnşaatmın neza- retini başmabeyincisi Osman beye ha- vale etmişti. Töşvikiye mahallesinde ilk ev inşa ettirenlerden biri de bu zat- tı. Bilâhare bu zatın zevcesine anlaf- tıklarına ve Osman beyin zevcesinin de akrabamdan sözüne ve hafızasına itimad ettiğim birine naklettiğine gö- re, Abdülmecid, başmabeyincisine mecranın inşasına nezaret etmesini emrederken: — Fatih gemilerini buradan geçir. mişti, buna dair Topkapı sahllsara- yında bir de vesika görmüştüm.» Demiş. Adülmecidin zikrettiği sa- ray, Sarayburnunda, deniz kenarın- da ahşaptan bir bina idi ki 1270 hicri tarihinde yanmıştı. Abdülmecidin söylediği vesikanın bu yangında ya- nip yanmadığını bilmiyorum. Bundan başka meşrutiyetin ilânın- dan sonrü Sultan Reşad da - belki ba- basından aldığı malümata müstenid olsa gerek - Harbiye Nazırı Mahmud Şevket paşaya Fatihin Halice indirdi- Adıyamanda Halkevi binası törenle açıldı Kasabada imar faaliyeti göze çarpıyor yeni bir bükümet > Adıyaman Halkevinin açılma Adıyaman (Akşam) — Kasabamız, kaymakam B. Şevket İçöz'ün hilm- met ve gayretile Halkevine kavuşmuş- Havanın yağışlı olmasına rağmen evin açılış törenine kasaba halkı iştirak et- miştir. Törene, kaymakanı B. Şevket : İç- öz'ün bir nutkile başlanmıştır. B. Şev- ket Halkevlerinin memlekete ifa et- tiği hizmetlerden bahsetmiş ve büyük- lerimize teşekkür eylemiştir. Daha sonra söz alan gençler, güzel nutuk- lar ve şiirler okumuşlardır. Merasime öğretmen B. Talâtın kemanla çaldığı parçalar ile nihayet verilmiştir. Adıyamanda hararetli bir imar fa- aliyeti göze çarpıyor. Evvelâ bir hükümet konağı inşa edilmiş, caddeler ve dükkânlar mun- tazam bir hale getirilmiş, tam teşkilât- la bir okul binası ve fenni bir mezba- ha inşa edilmiştir. Adapazarı (Akşam) — Halkevleri- nin altıncı yıldönümü, yurdun her köşesiride olduğu gibi kazamız Halke- | winde de parlak surette kutlandı. 'Törene Halkevi temsil kolu başkanı Zeki “Tanilin hitabesile başlandı. Bu- | nu takiben gene temsil kolunun ha» arlâdığı (İtaat ilâmı) “piyesi büyük | bir muvaffakıyetle temsil edildi. Ha- | mrunun çok takdir ettiği bu piyes önümüzdeki hafta içinde gündüz ve gece olmak üzere gene temsil Kolu tarafından bütün halka ikinci defa konağı cinşa edildi töreninden bir enstantane Yeniden yapılmsaı gereken işler arr- sında, yeni bir belediye binası, hâl, elektrik ve su meselesi vardır. Çünkü Adıyamanın sülarının tamamen ki- reçli ve içmöğe #ülih olmaması birçok hastalıklara sebebiyet vermektedir. 60.000 nüfusu geçen bu kazada, yalnız bir ilkokul vardır. Bu yüzden bütün Adıyamanlılar birkaç İlkokulla bir de ortaokul istemktedir. Eski bir bina olan Halkevi, ilkbahar- da baştanbaşa ve yeniden insa edile- cektir, Kışın 4 ayında hayvanların bi- le zor gidipgelebildiği Adıyaman - Bes. ni şasesi de bu yıl ikmâl edilecektir. Yalnız bu yol üzerinde “(Göksu çayı üzerine yapılan betonarme köprüden başka) iki Büyük köprüye de ihtiyaç yardır. Adıyamanda, bir de trahom hastar hanesi vardır, Bu yuva, bu hastahğa âz bir zamanda hemen hemen sed çek- miştir. - Adapazarında bir temsil olarak terrar eğilecektir. (İtaat ilârmu)mı büyük bir başarile temali edenlerin ve idarecilerinin bir arada çekilmiş resimlerini gönderi- yorum. Resimde - €X) işarettisi “olan zat (Ertüğrul'Sadi Tek) dir; Kazamızâ haftada iki gece temsi!- lerini vermek üzere'iki buçuk aydan- beri gelmekte olan Ertuğrul Sadi Tek halkımızın sempatisini ve slâkasın: kazanmıştır. Sadi Tek aynı zamanda Halkevimiz temsil kolu. elemanlarile yakinen meşgul olmaktadır. söylemiş ve bu tarihi hatıranın bir eserle canlandırılmasını istemişti. Padişahın bu arzusunu yerine ge- tirmek istiyen Mehmud Şevket paşa, ayrıca tarihi tedkikat yaptırmış ve Sultan Reşadın verdiği malümatı di- ğer membalardan da tevsik ettirdik- ten sonra (Emek) apartımanının bu- lunduğu noktaya bir karakol binası inşa ettirmişti. Gerek karakolun cüm- le kapısının üstünde, gerek karakol sırasında bulunan bir kitabede Fati- hin gemileri buradan geçirdiğine da- ir sarih bir cümle yazdırılmıştı. Bir aralık bir süvari müfrezesi tarafından işgal, bilâhare de İtfaiye karakolu olan bu bina, B. M. Kemalin apartı- man yaptırmağa başlıyacağı zamana kadar mevcuddu. İşte arzettiğim bu sebep ve deliller- den sonra gemilerin başka bir saha- dan Halice indirildiklerine şüphe et- mek caiz değildir. göre, -bu gözönüne alan B. Proste, evvelâ Maçka, Valide- çeşmesi, Gümüşsuyu, gibi semtlere çok muzır tesirleri olan Dolmabahçe Gazhanesinin buradan şehir haricine naklettirilmesine lüzum göstermiş sonra da bu cidden emsalsiz ve güze! | vadiyi de bir (Luna park) haline ge- tirmeğe, Amfiteatr şeklinde tanzimi edilecek bir kısım arazide de bahçeler İ içinde küçük irtifalı villâilar inşa | edilmek üzere-bir avanprcje hazırla mağa başlamıştır. Bu güzel tasavvuru tasvib edip al kışlamamak kabil değildir. İstanbr Tun fethi gibi “muazzam bir hâdisey” kolaylaştıracak gemilerin yüzdürü! İ düğü bu istikametin böyle güzel bi proje ile tanzim ve imarı, bu tari? | hatıranın şerefile mütenasib çok Şe refli bir eser olacaktır, Böyle bir hatırayı da şu veya bu s* kilde canlandırmak, B. Preste'un 2. ki selimine terketmek en doğru i.: harekettir, eğime iLe ae