SIYASİ İCMAL: Ingilterenin anlaşma müzakereleri İngiltere İtalya ile Akdeniz mese- İsleri ve bahusus bu denizin Şark havzasını büyük devletlerin harb ha- Rrliğı sahnesi hâline Koyan Kıbrus Bdasındaki İngilizlerin ve Rodos ve Leryos adalarındaki İtalyanların tah- kimatını durdurmak işi üzerine an- laşmak için müzakereye başlamasına kati karar vermiştir. B. Mussolini ile bu müzakereleri memur İngilterenin Roma bilyük elçisi lord Perih lâzmgelen talimatı Londradan alarak İtalyanın merkezine dönmüştür. Müzakereler önilmüzdeki haftaya yapılacaktır. Diğer taraftan İngiltere Almanya Ül de anlaşmak için müzakerede bu- lunmağı tasmim etmiştir. Şimdiden Berlinde B. Hitler ile İngiliz büyük elçisi arasında uzun temas ve istim- 2aç yapılmıştır. Anl İngiliz - Alman Müzakereleri Londrada yapılacaktır. İngilterenin Almanya ve İtalya ie biran evvel müzakere edip anlaşma- ğa çalışması yalnız İngiliz Başvekili- nin şahsi fikir ve arzusu mahsulü değildir. Asyada beynelmilel siyasi vaziyetin esasından değişmekte olma sı İngiltereyi Avrupadaki gailelerden biran evvel kurtulmağa sevkediyor. Şöyle ki Japonya asi Çinin Şark eyaletlerinin işgalini ikmal ederek bir taraftan iç Moyolistandan ve'di- ğer taraftan asıl Çinden orta Aiyaya doğru ilerlemekte olmasından endir şe eden Sovyet Rusyası evvelce nüfuz ve hükmü altına aldığı dış Mogolis- tana ilâveten şimdi Şarki Türkistans kâmilen siyasi hâkimiyeti altıma al- mış ve buradan Tibete ve Kansuya doğru sokulmağa başlamıştır. İngiü- tere, İngiliz cihan devleti camiasinm temeli olân Hindistanın kura hudu- du kâmilen büyük bir devlet tara- fından sârılmakta olmasından son derecede endişe ediyor. Bunun için Avrupadaki vaziyetin biran evvel dilzelmesini istiyor. Feyzullah Kazan Hakkı Halid Lebe'nin cenaze merasimi Merhum dün ihtifalât ile ebedi medfenine tevdi edildi Eski Darphane müdürü kimyager Hakkı Halid Lebe'nin vefatını evveli Bün teessürle yazmıştık, Merhumun Cenazesi dün Yeşilköydeki evinden kaldırılmış, Bakırköy kabristanında» ki medfenine defnedilmiştir. Cenaz8- de Yeşilköyün Türk ve yabancı bütün tanınmış simaları, merhumu seven Ve fezailine meftun olan pek çok gü- zide rovat bulunmuştur. Cenazeye kamyonlar dolusu çelenk gönderi miştir, Hakkı Halid Lebe'nin vefâtile mem- Teket çok kiymetli bir evlâdını kay- etmiştir. Merhum Âdeta canlı bir Ansiklopedi idi, Hiç bir bahis yoktu ki bu hususta salâhiyetle fikir beyan #tmesin. Hakkı Halid, eski Sultani (Galatasaray lisesi) mektebini bitir. | dikten sonra kimyagerliği Avrupada tahsil etmişti en adan olmakla beraber edebi malümatı genişti. BU- hassa Fransız edebiyatma ald bütün €serleri okumuştu. İktisadi ve mali meseleler hakkında da çok iyi fikir- leri vardı i Merhum iyi bir sporcu idi. Ava son derece merakı vürdi. Ak saçlarına Yüğmen av mevsimi gelince çiftesini nlır ve av arkasında saatlerce dola” Şirdı. İyi yelken kullanır, iyi yüzerdi, Hakkı Halid Lebe bütün mânasile Münevver, geniş kültür sahibi, çok ©kumuş ve okuduğunu iyi hazmet- MİŞ bir zattı. Aynı zamanda iyi bir Salon adamı ve Fransızların bon cau- Sür dedikleri tarzda tatlı konuşan, Meşeli bir zatı. Onunla konuşmak Mükikâten bir zevkti, Merhum Avrupada tahsilini bitieiğ Beldikten sonra Darphaneye kimya- Ber sıfatile girmiş, sonra Darphane Müdürü olmuştu, Büğünkü munta- Yam Darphânenin esâsim Hakkı Ho- NA Lebe kurmuştu. Darphane mü- Gürlüğünden sonra mali ıslahat için Belen ecnebi mütehassısların yanm- dk çalışmıştı. Son zamanlarda Aslan to şirketinin fen müşaviri idi, Merhum on beş gün evvel soğuk Alış ve tutulduğu satürrleden kur- iyarak 65 yaşında vefat etmiş- © Kendisini tanıyan hetkes bu acı ID karşısında göz yaşları dökmüş- : Ailesi erkâhına tekrar taziyeleri- ii Sunarız. B. Beck Romaya gidiyor şova 5 (A.A.) — Beck ile refi- Romaya gitmek üzere dün ak- ke çat 23,10 da Varşovadan hare- etmişlerdir. General Perahimgı slaağym hg son 5-(A-A.) — Pershing'in sıh- Vaziyeti gittikçe iyileşmektedir. Moskovadaki muhakeme (Baş tarafı 1 inci sahifede) "Tuhaçefski mayıs bidayetinde ku- mandanlıktarı azledilerek az bir müd- det sonra idam edilmiş ve bütün plânlar akim kalmıştır, Moskova 5 (A.A.) -— Hâvas ajansı nın muhabiri bildiriyor: Moskova mahkemesi esnasında Ra- kovski cürmünü itiraf etmiştir. Maz- nun 1933 senesi eylülünde Kızılhaç kongresine iştirak etmek üzere Sov- yet murahhas heyetinin başında Tök- yoya gittiği zaman kati surette Gir susluğa atıldığını söylemiş ve Piyata- kof tarafından yazılan bir mektubu 'Yurenef'e verdiğini ilâve etmiştir. Bu mektupta Troçki lehinde pro- paganda yapmak üzere lâzım olan pa- Tayı bulabilmek için Mançuri şimen- diler hattının Japonlara satılmasın- dan istifade etmek lâzım geldiği bil- dirilmekte idi. Rakovski, bir Japon Kızılhaç gemi- sinde mühim Japon şahsiyetlerinden birile görüştüğünü ve bu zatın Japon menfaatlerinin Troçkistlerin menfa- aile bir olduğunu beyan ettiğini söy- lemiştir. Bu sözler üzerine celse tatil edil- miştir, Rozenhots'un itirafları Moskova 5 (A.A) — Bugünkü mu hakemede, eski harici ticaret komi- seri Rozenhots, komiserliği zamanın- da Almanya ve Japonya lehine ola- râk Sovyet harici ticaretini münta- zaman baltalamış, olduğunu söyle miştir, Rözenholtzin itiraflarına göre 193$ de Moskovâdaki bir ecnebi diplömat vasitasile Troçkiye 300 bin dolar ve ondan sonra da her sene 110 bin do- Jar göndermiştir. Staline karşı hazırlanan sülkasd 1938 mayısında Lonârüya taç giyme merasimine giden mareşal Tuhacoo- vekinin avdetinde yapılacak ve bizzat ihtilâli mareşal idars edecekti. Rozenhotz nihayet Stalini bizzat öldürmek niyetini kurmuş oldüğünu söylemiştir, Moskova 5 (A.A.) — Mahkemede itiraflar sırasında Rakovkskin daha 1924 de Londrada büyük elçi iken İngiliz istihbarat bürosu hesabına çalıştığını ve bizzat Tröçkinin de 1926 den itibaren ayni istihbarat bü- rosu hesâbına çalışmış olduğunu söy- ledikten sonra 1927 den #tibaren Fransız endüstrisi hesabına da casus- Tük yaptığını ve Troçkiye verilecek para mukabilinde Fransızlara Rus- yada imtiyazlir temin eylediğini ifa- de etmiştir. Sibiryadaki menfâsından döndük- ten sonra Râkovski tekrar Troçkinin emrile İngiliz casüslarına hizmet et- meye başlamıştır. Bu işde Kendisine Ledi Marlel Paget delâlet etmiştir. Ledi Paget diplomatik mahaflide çok tanınmış bir bayandır. Papaz Niemoller Berlin 5 (A.A.) — Pastör Niemol- ler'in merede mevkuf tutulduğuna dair sorulan sualleri polis çevabâız bırakmakta ve bu bapta en ufak bir işsrette bulunmamaktadır, Kabına sığamıyan ve bahriye zabitiyken papaz olan garip bir adam: Niemoller Son günlerde Berlinde Nlemoller adında bir papaz muhakeme edilmiş” tir. Bu muhakeme yalnız Almanyada değil, dünyanın her tarafında merak ve alâka uyandırmıştır. Bunun sebe bini anlamak için Suçlu papazın kim olduğunu bilmek lâzımdır. Martin Niemoller 14 ikincikânun 1802 tarihinde Westpalya'nın Lippr- tadt şehrinde doğmuştur. Daha kü- çük yaşta iken deniz işlerine alâka göstermiş ve bahriye zabiti olmağa karar vermiştir. Nlemoller bahriye etmek istiyordu. Fakat Alman donan- ması müstahkem limanlardan dışarı- ya çıkmıyordu. Bu hareketsizlik genç Niemoller'in fena halde canını sıkı- yordu. Bunun üzerine arzusuna ka- vuşmak için denizaltı gemilerine gir- meğe karar vermiş ve bir müddet staj yaptıktan sonra tahtelbahir kuman- darı olmuştu, Niemoller küçük tah- telbahirile denizlere dehşet veriyor- du. Bir çok vapur batırmış, bir çok madalye ve nişanlar almışti. Adı her- kes tarafından biliniyordu. Niemoller harbin sonuna kadar tah» telbahir kumandanı olarak çalıştı. Fa- kat bir gün sulh yapılınca bütün Ak man harb gemilerinin, bilhassa deniz. altıların teslimi lâzım geldi, Kendisi- ne bu hususta emir verildiği zaman: — Ben böyle emre itaat etmem.. £ Almanyanın elinde bir deniseltı ge- cevabını verdi ve tahtelbahirile orta. (o misi kaldı, Niemöller'in tahtelbahiri.. dan kayboldu. İştebu süretledir ki Çek Başvekili (Baş tarafı 1 inel sahifede) Çok uzun zamandan beri, totali- ter devletlerin reisleri seslerini yük» seltiyorlar ve örtada bunların yüksek- ten atan sözlerini reddedecek hiç bir cevap yoktur. Hodzanım serbes konuş- ması, Almanların mübalağalı ihtiras- ları hakkında kendilerine de söz dü- şen devletlere örnek olabilir. Över gazetesinde bayan Tabuls şöy- Je yazıyor: Hodzaninı utku şimdiye kadar bir Başvekilin söylediği nutukların en ce- #aretlisidir. Hiç şüphesiz Berlin, bir Başvekilin kendisine bü Kadar enerji ile cevab verdiğini görmeğe alışkın de- ğildir. Pariste, nutkun hasıl ettiği te- #ir çok büyüktür. Çek milletinin Avru- Pada mevcut en cesaretli millet oldu- Hu mütaleası bir kere daha teyid edil- mektedir. Çekoslovak matbüati tasvib ediyor Prağ 5 (AA.) — Çekoslovak parti. leri, Hodzanın nutkunu müttefik bir surette komünist Rude Pravodan «Mukadde- rat bizi müdafaaya mecbur ederse, nihayete kadar kendimizi müdafaa et- mesini bileceğiz» diyen müfrit sağ ce- nah Narodni Novinyye kadar bütün matbuat, bu beyanatın ehemmiyetini Alman gazetelerinin mütaleaları Berlin 5 (A.A.) — Bütün gazeteler, Çekoslovakya Başvekilinin Alman - Çekoslovak münasebetleri hakkında yaptığı beyanata dair tefsiratta bulu- nuyorlar Berliner Lokal Ariçayker, güzetesi diyor ki: Yapılan bütün vaidlere rağmen Sus det Almanları, kendi Gopraklarında i- cabı veçhile yaşamak ve çalışmak hak- kından mahrumdurlar, Böyle bir va- ziyetin daima bir reaksiyon tehlikesi vardır. Ve hududlardan dışarı aksş- der, Buna binaen, B. Hitler bu tehii- keyi göstermekle ancak barışa hizmet etmiştir, Nlemoller gemisini kurtarmakla beraber artık harb bitmişti, bununla bir iş göremezdi. Sonra Almanyada altüst olmuştu. Genç bahriye zabiti geçinmek için kendisine bir iş arama- Ea başladı. Amelelik etti, tarlalarda çalıştı. Fakat bunlardan bir zevk ala- madı, Bu sırada harb hatıralarını yazmak aklına geldi. Altı ay uğraşarak hati- ratım hazırladı ve neşretti. Nlemok ler'in kitabı büyük bir muvaffakıyet kazandı, yüz binlerce nüsha satıldı. Bu sırada Münih'de nazi hareketler ri başlamıştı. Hitler fırkasını kuru yordu. Nlemoller derhal Münih'e koğ« tu ve nazi fırkasına yazıldı. Fakat bü rada çok kalamadı. O, mütemadiyen hareket istiyordu. Beklemek mizacına uymuyordu. Eski tahtelbahir kumandanı gemi $iz, işsiz, can sıkıntısı içinde kalıncs felsefe ve ilâhiyata merak sardı. Ni- hayet denizlere dehşet salan bahriye zabiti papaz oldu. 1930 senesinde Ber- lin'in Dalhem kilisesine girdi. Burada bir kaç sene silik bir papaz vaziyetin- de kaldı. Günün birinde nazilerle kili- se arasında ihtilâf çıkınca defhal şiddetli vaazlara başladı. Ve nihayet bu yüzden tevkif edildi. Nicmaoller eski bir deniz kahramanı olmasaydı kendisine hiç şüphesiz ağır ceza verilecekti. Fakat mahkeme 7 ay hapsini kararlaştırdı. Mevkufun, bu müddeti doldurduğundan, serbest bi. rakılması lâzım geliyordu. Halbuki hükümet bir taarruza uğramaması için tahliye edilmemesine kara? ver- miştir. Bu suretle Nlemoller şimdilik mevkuf kalacak demektir. Tevkihanede Lâz Yusufu vuran Arap Halilin muhakemesi Arap Halil, bu suçundan dolayı sulh ceza mahkemesince 35 gün hapse mahküm oldu Tevkifhane içinde bir yatak yözün- O zaman sorgusu yapılmak üzete İstanbula Kapopino vapuru» nun kaptanı Perfetti burada bir müd- det tevkifhanede kalmış ve o sırada yatmak üzere dışarıdan bir de yatak getirmiştir. Sorgu hakkında lâzım gelen mua- mele yapıldıktan sonra serbes bırakı- lan kaptan Perfetti tevkifhareden çi- karken yatağını orada bir katil sü çundan mevkuf bulunan Arab Halli adında birine emanet olarak bırak- mış ve sonra aldıracağını söyliyerek çıkıp gitmiştir. Aradan bir müddet geçtikten sonra gene adam öldütmek suçundan tev- kifhanede bulunan Lâz Yusuf adında biri Perfettinin yatağını Arab Halilde görmüş ve yatak hoşuna gittiği için bunu Arab Halilden istemiştir. Hall yatağın kendisine emanet olarak ve- rildiğini söylemiş, Lâz Yusuf almak için ısrar etmiş, bu yüzden aralarında kavga çıkmıştır. Kavga esnasında LÂS Yusuf birdenbire Arab Halilin yüzü- ne bir tokat vurmuştur. Tokattan ca» nı yanan Arab Halli de nasılsa tevkif- hanede peyda ettiği bıçağını çekerek Lâz Yusufun karnına saplamıştır. Derhal hastaneye kaldırılan Lâs Yusuf tedavi edilerek iyileşmiş, fi katil suçundan mevkuf bulunan Arab Arab Halil suçunu itiraf ederek dedi