; i ; f ; ç 1 e a k Wi r. izsp Mİ A ok r) » 5 imi 2. 5 Mart 1938 Sigortaların teftiş ve mürakabesi hakkındaki kanun projesi Mili Reassurans genel direktörü B. Refi Bayar'ın beyanatı Milli Reassuran. Sn genel direk- törü ve Cumhu- riyet Halk Par- tsi (oo İstanbul İlyünkurul ge mel sekreteri bay Refi Celâl Bayar, üç ay de- yan eden bir Avrupa seyaha- flnden dün dön- dü; bir müddet Parti merkezin- de, parti işlerile meşgul (o olduk- tan sonra, Reassuranstaki bürosun- da muharririmizi kabul etti ve seya- hatile, «Sigortaların teftiş ve mura- kabesi» hakkındaki kanun projesine dair şu izahatı verdi: Bu seferki Avrupa seyahatim iş birliği yaptığımız şirketlerle temas Seyahatidir. Neticeden memnunum. Kanun ve kanun esbabı mucibe pro- jelerini okudum ve hattâ Avrupada Bigortalar muhitinde kanunun akis- lerini tetkik etmek imkânını da bu- labildim. Kanun projesi tamamen teknik #sasata istinat ederek yapılmıştır. Cidden bizim için çok lüzumlu ve hat- tâ yapılmasında geç bile kalınmıştır. Kanunun heyeti umumiyesi bir kül halinde tetkik edildiği zamanda istih- daf ettiği gaye teknik bir hesapla si- Bortalıların sigorta şirketleri nezdin- deki haklarının sigorta şirketi nez- dinde serbes olarak bırakılmaması ve bu hakların devlet tarafından memle- ket iktisadi bünyesine uygun şekil- de ve sağlam esaslarla milli kay- haklara yatırılmasını temin etmek- tedir, Bilirsiniz ki hayat sigortalarında bir sigortalı primini tediye ettiği ai- da muayyen bir zaman sonrası için #igorta şirketinden bir hak sahibi ol- duğuna dâir eline sigorta poliçasmı almaktadır. Bugün bir sigorta poli- çası yalnız şirketin imzasını değ Aynı zamanda da hükümetin bu ka- munda istihdaf ettiği gaye ile Türk Parası esasatma ve aynı zamanda da karşılığı tahtı temine alınmış bir mevzuat arasında bu vaziyet fevkalâ- de bir mahiyeti haiz değildir. Bizim sin ise esaslı bir ihtiyaç halindedir. Kanun projesinin teferrüatı bakı- ,mından henüz kati etüdlerimi yap- Muş değilim. Umumi bir görüşle ge- rek tatbikat bakımından, gerek icab Eden bazı nokatın ilâvesi zaruri ola- Cağı fikrindeyim. Mütehassıs arka- daşlarln esaslı şekilde tetkik ettikten Sonra hazırlıyacağım cevabi rapor Vekâlete takdim edilecektir. Yalnız derhal ilâve etmek isterim ki bu söz- B. Reri Bayar lerim hiç bir zaman kanunun ruhu» nu kritik mahiyetinde değildir. Aynı zamanda da sizi temin ederim ki Tür- kiyede çalışan bilumum sigorta şir- ketleri bu kanunun ruhuna hiç bir zaman muarız değildirler ve olamaz« lar, Zira söylediğim gibi-bu kanun tamamen teknik esasata istinad et mektedir, Kanun projesi bir bakımdan da memleketimiz döviz vaziyetine temas eden noktaları ihtiva etmektedir. Bo- nebi sigorta şirketlerinin senelerden- beri akdettikleri poliça karşılıkları- nın bir kısmı memleket dahilinde bulunmakla beraber diğer bir kısmi da ecnebi memleketlerinde plâse edil- miş vaziyettedirler. Bugün bu kanun projesi tamamen milli bir endişe ile hareket ederek hariçte kalan bu re- zervlerin memleket dahiline getirilme- sini icap ettirecektir, Memleketimizde ecnebi şirket lerden beynelmilel para krizi ve ne- ticesl bazı devletlerin döviz tekayyü- datı karşısında kanun projesinin icab ettirdiği şekilde, derhal harekete geçmeleri müşkül olacaktır. Ancak teknik esasata riayet eden ve normal çalışmayı kendisine prensip ittihaz eden şirketlerin de bu kanun projesi- tamamen tatbik etmekte büyük müş- kilâta uğramıyacaklarma da eminim. Türk şirketleri ise esasen Türk mil- M iktisadiyatına ayak uydurarak ken- di bünyelerini ona göre tanzim etmiş olmaları itibarile bu kanun projesi- nin derhal tatbikinde hiç bir müşki- lâta maruz değildirler. Esasen de bu kanun projesi ruhunu, kanun mey- cut olmadığı halde de tatbik etmiş bulunuyorlar, Bilirsiniz ki bundan iki sene evvel iflâs eden Feniks dö Viyen sigorta şirketi ve onun Türkiye muamelâtı için kurmuş olduğu Türkiye Mili şirketi memleketimiz sigorta akidesi üzerinde yaptığı tesir hükümetimizin aldığı tedbirler ve bize verilen esasaf dairesinde inhilâlden kurtarılmış ve sigortalıların ellerindeki sigorta poli- çaları sıfıra inmişken yeniden bir kıymet iktisab etmeleri temin edil- miştir. Eğer bu kanun projesi bu if- lâsdan evvel yapılmış olsaydı bu şir- burada bu iki şirketin iflâsından son- ra Mili Reasüransca yeniden kıymet haline konulan ve halkın bir tasar- rufu olarak kurtarılan sigorta ser- mayesinin bir milyon sekis yüzon dört bin yedi yüz on bir lira altmış kuruş olduğunu söyliyebilirim. Bu seferki seyahatimde muhtelif ecnebi memleketlerinden tekrar iş teminine muvaffak oldum. Mili Rea- süransın bu saha üzerindeki faaliyeti her gün geçtikçe icab ettirdiği seme- reyi vermektedir. Halk için bir kanser (sanitrı) açıldı Eminönü Halkevinde kanser hakkında istifadeli bir konferans verildi Dün akşam Eminönü Halkevinde Üniversite Tıp Fakültesi doçenti Dr. Kâzum İsmail tarafından kanser hak- kında çok mühim bir konferans veril- Miştir. Dr. Kâzım İsmail bu konleran- Sında geçen yıl hükümet tarafından halk için bir (Kanser Santrı) açıldı- ğını haber verdikten sonra, kanseri İlç devreye ayırmış, birinci devresinin en kabili şifa olduğunu, ikin- *i devrede kanser beyaz kan damar- larına ve asaba yayıldığı için şifa ih- İlmallerinin yarıya indiğini, üçüncü devrede ise siyah kan damarlarını Yayılarak gayri kabili şifa bir halde Beldiğini söylemiş ve ezcümle: — Bugün kanserin yegâne tedavi- 8İ, kanseri çıkarmaktır. Elimizde baş- ka bir ilâç yoktur. Bıçak, Tadyom ve töntgen.. bu yollarla tedavisinin en müsmiri yine bıçaktır. Buna rağmen kanserin sebebi henüz malüm değil- dir. 40 ile 60 yaş arasında kanserlile- re daha çok tesadüf edilmektedir. Kadınlarla erkekler arasında bir mu- sanın kanserden nasıl şüphe etmesi lazım geldiğini şu şekilde ifade et- miştir; — Vücudünüzün her hangi bir ye- rinde sert bir şişkinlik gördüğünüz zaman derhal doktora koşunuz. Kan- ser ilk devresinde katiyen iztirap ve ağrı vermez. Bunu görerek ehemmi- yet vermezseniz, ve o şişkinlik bir kanser başlangıcı ise, ilk devredeki şifa ihtimallerini kaybetmiş olursu- nuz, Yangın bacayı sarmadan (Kan- AKŞAM Amerikada mühim bir casus şebekesi meydana çıkarıldı Casuslar bir çok askeri plânlar, şifreler elde etmişler Nevyorktan bildirildiğine göre Ame- rika zabıtası şimdiye kadar meydana çıkarılanlardan daha geniş ve daha mühim bir casus şebekesini keşfet- miş, mensuplarından üçünü yakala- mıştır. Yakalanan bu Üç casus ara- dır. Fakat bunlar, casus şebekesinin asıl erkânı değil, tali bir takım men- suplarıdır. Amerika zabıtası, güzel manikürcü kadın ile arkadaşı Rumriğhin arka- sında başka şahsiyetler bulunduğu ve şebekeyi henüz yakalanmamış olan bir takım eşhas idare ettiği kanaatin- de bulunmakta ve tahkikatı o cihet- ten idare eylemektedir. Nevyork za- bıtası, bu hususla âzami ketumiyeti muhafaza ediyor. Bu ketumiyete rağ- men Nevyorkun pek maruf ve hattâ cihanşumul şöhreti haiz bir doktori- le diplomasi mahafilinde tannımış bir kadını daha tevkif ettiği söylen- mektedir, Daily Miror gazetesine göre casus- ların elde ettikleri o kadar mühim ve ciddidir ki, Amerika hükümeti bir takım askeri plânlarını, askeri şifre- leri ve umumi seferberlik plânlarını değiştirmeğe mecbur kalacaktır. Pa nama kanalmın müdafaasına ald Plânlar baştan başa değiştirilecektir. Long - İsland hava limanında yar pilması mukarrer büyük bombardı- man tayyarelerinin manevralâri bir- denbire geri bırakılmışlır, Bu askeri hava limanına mücavir bütün mun- taka, seferber hale vazedilmiş ve hangarlara giden yollardan hususi otomobillerin geçmesi menedilmiştir. Yukarıdaki havadisi veren İntran- sigeant gazetesine göre yakalanan ca- suslardan Rumrichin ayda Berlinden elli dolar maaş aldığını itiraf etmiştir. mevkufiyeti devam ediyor | Berlin 4 (A.A) — Rahib Nimoller, | ması mevzuubahis değildir. Ancak, resmi mahafil, mumeaileyhin serbes bırakılacağı tarihi tasrihten imtina etmektedir. Hükümet memurları, rahibin €36- lâmetini teminş için mevkufiyetini idameye karar vermişltrdir. GRES ERER EEE ENNE EEE ERE EEE EEE ser Sanir).ına Konşunuz. Orada para verecek değilsiniz. Ve unutmayınız ki yalnız Fransada senede kırk bin kan- serli ölmektedir. Kanser enstitümüz bu felâketin önüne geçmek için de- gllsa bile, hastalığı vaktinde önleme- ge çalışmaktadır, Ve bir kanserli mu- hakkak ölüme mahküm demek değil- dir, Kurtulanlar çoktur. KÖ İş Adamı!.. «Sarı konağı büyük bir tüccar al- miş... Yarın taşınacaklarmış!..» dedik- leri vakit bütün mahalle sakinleri ayrı ayrı sevindiler. Ayrı ayrı!.. Çünkü hepsinin sevinci başka sebeblerden doğuyordu: Genç kadınlar, yeni yeni elbiseler görebilecekleri için; ihtiyarlar tapta- ze bir dedikodu mevzuu çıkacağı için; erkekler darda kalınca borç para iste- necek yağlı bir kapı açılacağı için; kızlar tüccarın bir eli yağda, bir eli balda bir gelini olmak ihtimalile; de- likanlılar ise damadlık yolile hazır, kotarılmış bir ser- vete konuvermek MA hulyasile sevin diler!., Fakat en çok lerin mideleri bel- Ki biraz et, yağ yüzü görecekti. Yıllardanberi mısır ekmeği kırıntıları yemekten, zeytin çekirdeklerini yala- maktan bir deri, bir kemik kalmış- lardı!.. gözlerini açmış olacak ki arada sırada bir fare tutsalar hemen yalayıp yut- maz, bir kaç öğün idare eder olmuş- lardı!., kediler (e sevinse yeriydi!.. Biçare- Büyük harb senelerinin buhranı onların bile huylarını değiştirmiş, da en ağır başlı, en tok gözlü insanlar bile aç gözlü olmuşlar, hattâ sınır boylarında biribirlerini yiyorlardı!.. Mahalle halkı bayram gününü bek- liyen çocuklar gibi yarını zor ettiler!.. Daha sabah karanlığında - ne olur, ne olmaz! - bütün evlerin pencereleri 50- luk yüzlü, fersiz gözlü, avurdu avur- duna çökmüş, başörtülü, takkeli, kü- Jâhlı başlarla donandı!.. İrili ufaklı çocuklar, akşamdan kalan ekmek his- geleri ellerinde, kapı eşiklerinde gö- ründüleri,, LÂf değil, bugün mahalleye bir yeni zengin taşınacaktı!.. Güneş, daha köşedeki minarenin tepesini aydınlatmağa çalışırken çift atlı bir fayton köşeyi döndü!.. Soka- ğı bir baştan bir başa şakır şakır ge- çip sarı konağın önünde durdu. İçinden başları örtülü bir genç ka- dınla bir arab halâyık, bir de uşak kılıklı ağam çıktı, Kapıyı açtılar, ka- dınlar içeriye girdiler, adam dışarıda kaldı. Arabacı da beygirlerin başına yem torbasını takib uşağın yanına geldi, birer sabah cıgarası tellendirdi- ler. Hepsinin kıyafeti de kıyafetti ha- nil. Uşak mahalle eşrafından daha keli felli, arabacı muhtardan daha şata- | fatlı idi. Hele o arab halayığın ihtişa- mil, nıp eteklerine sarılırlardı!.. Aradan bir saat geçmeden sokak baştan başa yük arabalarile doldu. Çeşid çeşid arabalar!.. Hepsinde de dağlar gibi tepeleme yükletilmiş tür- Yü türlü eşyal, YARIM ADAMLAR Yazan ve resimlerini yapan: Cemal Nü&dir sam No. 19 Bahife 1 Mahalle halkı, hamalların kucağın- da arabadan eve taşınan sepetleri, gümüş, bakır takımlarını, avizeleri, yaldızlı konsolları, süslü endam ay- nalarını gördükçe biraz şeker, biras yağ alabilmek için birer birer sattık- ları eşyalarını hatırlayıp göğüs geçir- diler!., Yedi araba eşyanın konağa taşın ması öğleye kadar sürdü... Boş ârabalar, dört saat süren eğlen- celi bir piyesi alkışlar gibi tekerlekle- rini şakırdatarak uzaklaştılar. Sabahtanberi pencerelerdeh, bal- Tiril tiril ipek mantosundan taşan yumuk yüzlü, şişman bir hanımla içeri girdiler. Boşalan araba gırrri diye çekildi, gitti, Konağın kapısı bir tokat gibi soka- ğın suratında patlıyarak kapandı!., Yeni komşular mahalleye yalnız şan değil, can da verdiler: Z ." Iztırablarım kamçılıyan bu yeni komşuya hafif tertib içerliyenler bile oldu, İmza toplayıp mazbata yapma» yı, Babâliye istida vermeyi düşündü- ler... Fakat insan neye alışmaz kil.. gibi tereyağ kokusuna bile alıştılar! Ve öyle kıtlık günleri geldi, çatlı ki mahalleli, kuru ekmeğine bu kokula- ri katık ederek gününü gün etti!. * Sarı konağın yeni sahibi Hamza bey tam mânasile bir harb zengini idi, Onun adı harbden evvel mahalle def- ğanı bizzat vali B. Feyyaz Bosut yap- mıştır. Merkez heyetine seçilen on beş zat aralarından idare heyetine şu arka- daşları seçmiştir: Başkanlığa Sıhhiye müdürü B. Cemil Şencan, Asbaşkanlığa İnhisarlar müdürü B. Kemal Özman, Muhasibliğe B. Muzaffer Aykudalp, Kâtibliğe dişçi B. Bahtiyar Hüsnü Ers gin, Veznedarlığa B. Tahir Darıcalı, mamam a