SİYASİ İCMAL: Avusturyada B, Hitler Almanyanın dahilinde | ve haricindeki Almanları siyasi ve | içlimat fikir ve akidede birleştirmek için milli sosyalist partisinin. progra- mi olarak kararlaştırmış olduğu esas- | ları nihayet Avusturyada da tahak- kuk ettirmiştir. İkinci bir Alman devleti bulunan Avusturya da Alman» | yada olduğu gibi B. Hitlerin partisi -| süratle vaziyete hâkim oluverdi. Fa- -| kat İtalyanın Orta “Avrupadaki bi- | yük nüfuzu ve burada bir çok müt- | tefiki bulunan Pransanın muhalefe- | ti ve İngilterenin müsaadekâr ölme | yan politikası Avusturyadaki milli | 3osyalistlerin ne intihap ne de darbei hükümet yoliyle hükümeti ellerine geçirmelerine mani olmuştu. Başta İtalya olduğu hâlde devletlerin mü- dahalesi tehdidi karşısında o saman henüz -lâyıkile. silâhlanmıyan Ak manya; Avusturyadaki tarajtarları- na müessir bir yardımda bulunama- muştı, Şimdi ise vaziyet değişmiştir. İtal- ya Orla Avrupadan ve bahusus Avus- turyadan elini çekmiş ve Almanyayı serbest bırakmıştır. Fransanın mevkii ve nüfuzu çok sarsılmıştır. İngiltere te Almanya fle dost geçinmek isti- yor. Diğer taraftan Almanya üç se- ne içinde silâhlanmasını ikmal ede- Japonya, Japonya oldu olalı simpa- ratorluk meclisi» dört defa toplan- mıştı. Beşinci içtimamı da geçen ay yaptı. İlk defa 1894 - 1895 Rus - Japon harbi için toplandılar. Bu toplantıla- rın üçüncüsünde Tokio, Ausyaya harb ilân etti, İmparatorluk o meclisi dördüncü toplantısında 1914 harbine girmeğe karar verdi. Bu seferki beşinci toplantıya impa- On senede 140 bin kilometre Yaya olarak devri âlem seyahatine çıkanların sayısı çoktur. Fakat bu Adamların başlarından geçen mâcera- lar hakkında hiç bir şey işitildiği yok- tur. Yaya devri âlem seyahatinde mu- vaffak olanlardan .biri Çekoslovak 'Boytekdir, Bu adam on sene yaya ola- Tak dolaştıktan sonra geçenlerde Transvalın Kap şehrine vasıl olmuş- tur. Böylek 1927 senesi bir temmu- Zunda yaya olarak devri âlem seyaha- ti yapmak üzere memleketinden çik- Mıştır. Şimidiye kadar 140 bin kilomet- re kâtetmiştir. Bu mesafe kürei ârzin Mmihverinden bir kaç misli fazladır. Boytek vasuti olarak günde 40 kilo- metre yürümüştür. Bütün dünya be- | lediyeterinin mühürlerini taşıyan ka- Yan kitabı bulunduğu yerlerden: haki- | katen geçtiğini “ispat “etmektedir. Boytek seyahati” esnâsında sattığı kartpostallar ve verdiği konferanslar Sayesinde hayatını kazanmağa mu- | vaffak olmuştur. Yaya olarak devri | Âlem seyahati yapmak herhalde $ıh- hat noktai nazarından çok faydalı bir rektir. Çünkü 52 yaşını bi ytek çok dinç ve genç görün- . —....0 5 ki değişiklik rek dünyanın tekrar en bü devleti olmuştur. | Almanyadaki son değişiklikler üze- rine orduyu tamamile eline alan B. Hitler, Avusturyanın mukadderali €- linde bulunan Başvekil Şuşnig'i nes- dine davet ederek ültimatom. şeklinde; Avusturya hükümetinin. dahiliye ve emniyet. ve emsali en mühim İşleri- nin mili sosyalistlerin - liderlerine tevdi edilmesi ve bunlara karşı yap lan takibata nihayet verilmesini v8 mevkujların salıverilmesini taleb et- miştir. Bu ültimatom verildiği zaman Al man orduları, yeni Başkumandanlık şefi General Keitel'in ve Çekoslovak- ya ve Avusturya hududlarındaki AL man orduları grupu yeni kumanda- nı General Reichenau'nun idaresi altındaki harekete hazır.bulundurul- muştu. Avusturya Başvekili, Cümhur-| reisi ve diğer erkân İle istişare ettik- ten sonra B. Hitlerin taleblerini ka- bul ederek derhal tatbik etmiştir. | Avusturyadaki Hitler partisinin. baş- lıca lideri Seiss şimdi Avusturyanın hem dahiliye hemde emniyet na- zırıdır. Şuşnig'in adamları müsteşar. Tıklara tayin edilmişlerdir. Avustur- ya artık Hitler partisinin eline geç- miş bulunuyor. Feyzullah Kazan rator Hirohita iştirak etmedi, üç mü- messil gönderdi. Mecliste imparatoru prens Kotobito Kamir, Hiroyasu Fus- himi, Faminaro Konoe temsil etti. Bunlardan birincisi 1895 - 1905 har. binin başkumandanıdır. 72 yaşında dır. İkincisi donanma amiralidir, 62 ya- Şındadır. Üçüncüsü başvekildir, 46 yaında- dır. Bir kütüphane neler anlatıyor Prag kütüphanesinin 2 milyon kita- bı vardır. Bir sene zarfında kütüpha- | ne 840 bin okuyucu tarafından ziyaret edilmiştir. Okunan kitapların büyük | kısmını edebi eserler teşkil ediyor. Ondan sonra seyahat kitapları; hatı- ralar ve tarihi eserler geliyor. En çok okunan hatıra, müteveffa cumhurreis Mazarikin hatıratıdır. Felsefe, ilim ve fen kitapları daha az okunmuştur. Yapılan bir istatistiğe nazaran bir se- ne zarfında kütüphaneden ödünç ki- tab alanların yüzde yetmişi erkektir. Meslek sahibi olan kadınların okuma nisbeti yüzde 13 dür. Amele sınıfı yüz- de 25 dir, memurlar ise yüzde 28 dir. Okuyucular arasında çocükların faz- la miktarda kitab okumağa karşı he- ves göstermöleri dikkati celbetmiştir. Bir sene zarfında kütüphanenin ço- cuklara mahsus olan kısmına müra- caat eden çocukların adedi 50 bindir, ödünç aldıkları kitab adedi ise 45 bin- dir, Kitapların en ziyade kânunüsani. de az ağustosta okunduğu da Luşrulunan istalislikten anlaşılıyor. İda geçirmek için Riviera uzun bir uyuşukluk devresinden sonra tekrar canlanmağa başladı Fransanın €8- nubundaki Nis gehri ve haralisi, kışın: havasının çok mutedil olma- sile (meşhurdur. Burada — sicaklık gündüzleri | ekse- riyetle 17 - 18 de- receden © aşağıya düşmez. Bu sebeb- le Umumi harbden evvel bütün dün- ya zenginleri kışı ilik bir hava için- de, bin bir türlü eğlenceler arasın- Riviera denilen bu mıntakaya gider“ di, Umumi harb s8- nelerinde Riviera- ya seyahat eden- lerin arkası kesil- di. Büyük oteller birer hastane hali- ne kondu. Fakat harb biter bitmez 7 derhal her taraf- $ tan bu mintakaya akın başlad. O kadar ki Nis şehri bir kaç misli büyüdü, civarındaki köy- Jer büyük birer şehir halini aldı. Bu hal dünya buhranının başladığı 929 senesine kadar sürdü. O tarihten sonra seyyahlar birdenbire azaldı. He- le 931, 932 senesinde Rivlera âdeta bomboş, cansız bir hal aldı. Rivleraya gidenlerin çoğu İngiliz. lerdi. Bunlar bir taraftan harice para gitmemesi, diğer taraftan frangın kıymetinin yüksek olması yüzünden memleketlerinde kalmağı tercih etti- ler, Altı yedi sene Fransanın cenu- bunda hemen hemen İngilizler görül medi, Pakat geçen senedenberi vaziyet değişti. İngiltere iktisadi buhrandan ve para sıkıntısından kurtuldu. Fran- gm kıymetinin düşmesi Fransada ucuzca vakit geçirmek imkânını te- min etti. Bunun üzerine İngilizler ye- niden Rivleraya akın etmeğe başladı- lar, Meşhur İngiliz muharrirlerinden Tuohy bu kış Nis havalisine giderek bu havalinin nasıl yeniden canlandı- ğını tetkik etmiştir. Muharririn tet- kiklerine göre Riviera henüz harbden evvelki parlaklık devrine kavuşma- mıştır. Fakat bir kaç sene evvelki ölü halden kurtulmuştur. Bir zamanlar burada Almanlara ve İspanyollara çok tesadüf edilirdi. Şimdi bunlar yoktur. Riviera İrigilizve Fransız ya- tağı olmuştur. İngilizler eskisi gibi Ziraat kongresi Dün ticaret odasında bir toplantı ; yapıldı Ticaret odası, Ankarada toplanacak olan büyük ziranl kongresine arzet- mek üzere bir rapor hazırlıyacaklır. Bu münasebetle tedkiklere başlan- muş ve dün de bazı sanayicilerin işti- rakile iki saat süren bir toplantı yapıl- mıştar, Dünkü toplantıda bilhassa sebze ve meyva istihlâki bakımından konserye- cilik üzerinde görüşülmüştür. Bu ara- da konserveciler bazı dileklerde bu- lunmuş, konserve imal ve istihlâkinin çoğaltılması için istihsal masraflarını azaltıcı tedbirler alınmasını istemişler- dir. Konserveciler bu cihetin temini için de bazı zirat maddelerden alınan vergilerin tenzil edilmesi lâzım gele- ceğini ileri sürmüşlerdir. Bu vergilerin en ehemmiyetlisi konservecilere göre müamele vergisidir. Dünkü toplantı: da konservecilerin bu dilekleri kongre- ye arzedilmek üzere tesbit edilmiştir. Ticaret odası tedkiklere devam ede- rek diğer zirai maddeler ve kullandık- ları sanayiin vaziyeti hakkında kong- reye İzahat verici raporunu tamamlı- yacaktır. Fransanın cenup sahilleri kışın bütün dünya zengin- lerinin râğbet ettikleri yerlerdi. Son senelerde iktisadi buhran yüzünden buraları ruevsiminde bom boş kalıyordu. Bu yüzden bir çok müesseseler iflâs etmişti. Son zamanlarda Riviearaya yeniden seyyahlar âkın etmeğe başlamıştır a Nis'de meşhur Promenade des o Anglals caddesi ve büyük oteller buraya akın ediyorlar. Fransızlara ge- Hince, yeni çalışma kanunları ameleye ücretli tatil hakkı verdiğinden bunlar tatillerini geçirmek Üzere grup grup Rivleraya gidiyorlar, Fransız amelesinin buraya rağbet gösterebilmesi sebebsiz değildir. Çün- kü şimdi Nis havalisi yüz senedenberi misli görülmiyen bir ucuzluğa maz har olmuştur, Frangın kıymeti düş- tüğü halde eşya, otel ve nakliye fiat- leri hemen hemen yükselmemiş gibi- dir. Bir İngiliz sarfettiği bir sterlinle frank farkından yüzde yüz kâr etmek- tedir. Evvelce iki İngiliz lirasına tut- tuğu odayı şimdi bir İngiliz lirasına tutmaktadır. Eşyayı da ayni ucuzluk- ta satın almaktadır. Fransanın diğer yerlerinin hilâfına Riviera otelcileri, eğlence yerleri sö hibleri, mağaza sahibleri flatleri asla yükseltmemişlerdir. Bunlardan baş- ka eskisine nazaran bunlar ecnebile- Te karşi daha cemilekâr ve nazik dav- rahıyorlar. Fransayı kasıp kavuran içtima! ka- rışıklıklar ve sermaye ve sây mücade- lesi eseri Rivierada gözükmemektedir. Patronu olsun amelesi olsun yalnız buraya ecnebi rağbetini artırmağı düşünmektedirler. Hava da gayet mü- said gitmektedir. Bütün kânunusa- nide ancak üç gün kapalı ve yağışlı geçmiştir. > Vaktile zarafet ve kibarlık merkezi Kral Zogu miş yahud eskileri asrileştirilmiştir. F. kontesle evlenemiyecek mi? Kontes katolik olduğu için Papanın izdivaca mani olacağı söyleniyor Vatikan mahafilinden. İngiliz ga zelelerine yazıldığına göre papalık makamı kral Zogu İle kontes Geral- dine Apponyi'nin evelenmelerine mâ- ni olmak istemektedir. Papa, müslü- man olan kral Zogu ile katolik olan kontesin evlenmelerine muvafakat etmek için aşağıdaki vesikaların her ikisi tarafından imzalanmasını şart koşmaktadır: Evlenme merasimi Roma kilisesi- nin kayıtları ve şartları altında icra edilecektir. Katolik gelin hiç bir zaman dinini değiştirmiyecektir. Doğacak çocuklar katolik. dinine | göre okutulacaklardır. Kontes tarafından papalık maka- mına verilen istida sekiz kardinaldan mürekkep bir heyet tarafından ted- rağmen evlenmeğe karar vermişler- dir. Kral müslüman ve kraliçe kato- | lik kalacaklar, doğan çocuklara islâm | terbiyesi verilecektir. | o Papa, bundan evvel de Bulgar krali Boris bir İtalyan prensesile evlenmek İ istediği zaman ayni şartları koşmuş, | kral Boris o şartları kabul etmiş ve | fakat doğan çocuklara ortodoks ter- biyesi verilmişti. | rün meğer rr