Sebzecilik: Çok tatlı sofralık soğanlar nasıl yetiştirilir? er bahçelerinde yetiş- : Tapkı diğer soğanlar gibi ye- HE ğe İ | mi şş F n i Ha dikkat etmek lâ- — Seni utanmaz seni!.. rı çıplak senil. olur rezalet mi?.. Yerin dibine geç- tim!.. Sen Clotilde kuluna sabır ver Tanrım... Bundan büyük ayıb olamazl. Söyledikçe coşuyor, coştukça ala- bildiğine kuruntuya kapılıyor, deliller tesbit ediyordu: — Verdiğim parayı ona yediriyor. dun ha?.. Demek bu aşifteye yediresin diye para veriyormuşum!.. Çok aşağı- ıkmaışsın!.. Bir türlü bulamadığı daha ağır bir kelime aramak için biraz sustu, sonra yutkundu, gırtlağını oynattı, balgam atacakmış gibi dudaklarını büzerek: — Domuz... Domuz... Domuz, dedi, ona benim paramı yediriyordun hâ... Domuz. domuz... Başka söyliyecek kelime bulamıyor, tekrarhıyordu: — Domuz... Domuz... Birdenbire arabadan sarktı, araba- canın koluna yapıştı: — Dur! Arabanın kapısını açtı, dışarı fırla» La Georges arkasından İnmek istedi ama Clotilde: «İnmela diye öyle bir bağınş bağırdı ki, yoldan ge- Seni baldı- Aklım almıyor!.. Bu | roy da, kepaze olmaktan çekindi, kı- mıldamadı. İyi ve nefis bir kaymak nasıl yapılır? Kaymak; tereyağı kadar sarfedilen, hazmı kolay besleyici, netiş bir gıdadır. Buna mukabil, nine: temiz, İyi ya- Hil akla leri ii ge vu ip kaymak yap. si ve Defi bir kaymak gu suretin ya olmakin beraber, midesi sağlam, kuvveti olanlar için, manda, koyun kaymağı da lezmetiidir. Kaymağı yapılacak süt güzelce süzüldük- ten sonra, ateşle kaynatılır. Süt kayna- ma emasında mütemadiyen karıştırılıp Ken küçük tepsilere doldurulup, kıvıl- külü ateş Üzerine konur, bir müd- det bu suretle tepsiler külü ateşte kalır. Üzerleri örtülerek 5 - 6 saat kadar ha- le Bu müddet zarfında sütte- ite bulunan diğer mad- Kısmını da beraber alarak, Üst tarafında, sz çok kalın bir tabaka ha- toplanır ve sathı geniş kapta kay- | suyun kısmı azami tebehhür , koyu bir kıvam kesbeder. tabakası biçak- pi Böyle kaymak altından, iyi ve nefis bir yoğurtun nasil yapıldığını, diğer bir yazımızla izah edeceğiz. anma parsellere bölünür. -30 santim aralıklarla parsellerde çiz- giler açılır, 3 - 4 santim derinliğinde çiz- giler içerisine ve B - 10 santim RAN ia arpacılar, el ile yerleştirilirler. Arpacıklar, çizgiler içerisine yerleştiri- rken başlarının yukarı gelmesine dik- olur. Arpasıklar, şubattan iiburen hemen tarlasına dikilmelidirler. Soğan tarlasın- da arpacıklar 8 - 10 santim boy atınsa takdirde soğanların bir çoğunun parça- lanmak ihtimali vardır. Bundan ie gün sonra, tirpitii ile bir çapa vurulur. Havalar kurak gider- bir de su verilir. Maamafih su ver- Mp geçenler etrafına toplandı; Du- Ciottlde cebinden para çantasını çi- kardı, fenerin ışığında bozukluk ara- dı, iki buçuk frank ayırdı, arabacıya | uzattı, çın çın ölen bir sesle; — Al dedi, para benden... Bu men- debur herifi de Batignolles'da Bour- sault sokağına götür. Bu, etrafına toplananların pek ho- şuna gitti. Bir bay: — Aşk olsun kârıya! dedi, Arabanın ta yanına sokulan tüysüz 'bir serseri, başını arabanın içine uzat- we tiz eearnni seslendi: Merhaba toökmakçı!., pe yola koyulurken herkes kah- kahayla gülüyordu. fırladın bakayım?. Meyva ağaçları: Genç ve yaşlı meyva ağaçları yerlerine ne vakit ve nasıl dikilir? Sonbaharda yerleri hazırlanmış, top- Fağı gürelee kirizma “edilmiş, sürülmüş €razide, meyva ağaçları dikilecek yerlere işaretler konarak, çukurları açilır.. Çu- kurlar açılırker 4)t toprak bir yana, üst toprak diğer tarafa ayrı ayrı konmalıdır. Çukurların, bugünlerde, havaların, mü- salt bulunduğu bir zamanda, açılmasına Fa da eli geliş yo yağı meysn ağaçları #idanları derinliği ve. ge- nişliği ağaç köklerinin, resmimizde gö- rüldüğü gibi, kolarlıkla, serbesçe gire bilecek ve bilâhare köklerin okolaylık- la sürebilecek bir şekilde açılmış olması Yazımdır. Ağaçlar dikilirken çukurun, üstünden gıkan toprağa bir mikdar çürümüş güb- Te veya kowposto - çürümüş ot veya yaprak çürüntüsü - ile karıştırarak, bu- nu köklerin olurmeağı mahalle koymalı, Üzerine, gene ayni tloprâktan doldurmalı- dır. Çukurun en üstüne de dipten çıkan toprak ile bir mikdar gene çürümüş güb- Te koymalıdır. Gene resmimizde görüldüğü gibi, açı- cak çukurlurın içerisine, ağaçlar diki- İ Hrken, ağaçlara desteklik vazifesini gö- fecek, rüzgürlardan sallırmasna mâni Olacak, birer kazık veya hereklerin kanma- #nı unutmamak lâzımdır. Konaeak ka- zığın sivri ucu, çiğ toprağa kadar gel- mek üzere, yukarıdan aşağı çakılır. He- Feklerin ağaç köklerinin yanından - kö- kü zedelememek şartile - toprağa gir- mesi icap eder. Bundan sonra ağaçlar bu hereklere bağlanırlar. Fidanların köklerine, dallarında yaralı olan kısımlar, diplerinden kesilmelidir. Köklerde yapılacık kaliyata mukabli ft- danların, ağaçların dallarında da buda- ma yapılması Hiameir. Dallar 6 - 7 Köz üzerinden budanırsa kâfldir. Ağaçları dikerken, biri, fidanı veya ağacı çukurun içine koyarak el ile tutar, dlğeri do kökler üzerine, kürekle toprak koyar. Binaenaleyh, ağaçları dikerken, behemehal ki kişinin bülunması lâzımdır. Dikmede en mühim mesele, aşi mahalli- nin toprak seviyesinden biraz yukarıda kalmasına dikkat etmektir. Gi dikilirken, kökler arasında kalmamıasma, toprağın o köklerin Dağ tarafına güzelce temas etmesine dik- Kat etmek lâzımdır. Bunun için de, top- rağı çukur içerisine koyan adam, toprağı el ile köklere doğfu koyup sıkıştırmalı- dır. Toprak evvelâ el ile, badehü ayakla sıkıştırılır. Bundan sonra üzerine bir te- neke, bolca su dökülür. Çukurun dışarı- sında kalan topruğın bir kısmı, çürümüş gübre ile karıştırılarak, resmimizde gö- rüldüğü gibi, yağmur sularının toplanıp ağacın köklerine gidebilmesi için, çuku- run üst tarafmda, fidanların, ağaçların matara daire şeklinde topruk bir çü- nak yapılır. Ağaçların dikilmesi bittikten sonra, yanlarını çakılan ağaçlara danların ne gekilde bağ. — Böyle sabah sabah meye sokağa — Sebebi mühim, Öyle bir borcum Yar ki, ödemezsem şerefimi ayaklar altına almış olurum. — Kumaş borcu mu? Evvelâ çekingilendi, sonra: başlanır. Ondan sonra, nisan onuna doğ- Soya fasulyesi nasıl bir nebattır İzmit, B. Hakkı: Soya fasulyesi hak- kımdaki sorgularınıza cevap veriyoruz! 1 — Boya fasulyesi âdi fasulyeye ben- er ve ayni fasiiedendir. Bu nebat mem- leketimizin bir çok yerlerinde, Karadeniz havalisinde Ordu, Rize, Trabzon hava- Maile, Trakya, Çanakkale, İzmir havali- sinde yetiştirilmektedir. Sizin İzmit muhitinde soya fasulyesi yetiştirilebilir, eraziniz müsaittir. Soya İasulyesi memleketimizin kiymetli ihra- "i maddeleri sırasına girmeğe namzed- ilde, azotlu maddelerce zengin, terkibinde yüzde 15 - 20 nisbetinde yağ bulunur. Misırlar arasına, dönüme bir kilo tohum ekilirse 15 - 25 kilo mahsul alinabilir. Boy fasulyesinin terkibini şu suretle hulâsa edebiliriz: Yağ xraddesi, yüzde 18 - 22, protoin - azollu maddeler - 50 - 40,nişasta 18 - 20, küul 4 — 6, sollülos 6 - 7, ru 6 10 nis- betinde bulunur, Bu nebat, musırin fasulye arasına eki- lirse 65-70 santim kadar boylanır. Martın on beşinden, nisan nihayetine kadar eki- Jebilir ve eylülden, teşinlevvel nihayet- lerine kadar kemale gelip Boya, yalnız başına ekilirse dönümden 150 - 200 kilo mahsul alınabilir. 2 — Soya fasulyesinden şu suretle İsti- fade edilir: Soya fasulyesinin yağ fabrikalarında hu- susi bir şekilde tasir edilerek yağını ahr- lar; geriye kalan küspesini de kuru- tarak öğütürler, misir wnle. karıştı Tarak” hayvanlara, bilhassa sağmal inek- lere verirler. Günde 1 - 15 Kilo verilirse, #t mikdarnı yüzde 15 - 20 nisbetinde çoğnitur. Hallâ, bunu buğday vera musr unile Karıştırarak Insanlar tarafından yeni- Jen kuvvetli bir ekmek yapılabilir. EKme- ğin taze olarak sarfedilmesi lâzımdır. Bazı yerlerde soyanın kilspesini kavu- rarak, bundan, kahve de Yaparlar. Soya bakaliye fasilesinden bir netlattır, kök- lerile. havadaki azottan istifade eder ve toprağı da kıdımen gübreler. Her toprakta yetiştirilebilir, fazla su- ya ihtiyacı yoktur. Müşkülpesent olmıyan. bir nebattır. Avrupalılar ezecümle Almanlar soyayı satın alarak memleketlerinde tasir edip yağından istifade ederler. Bundan mar- garin, vejetalin, diğer bir takım nebati tona yakın soyayı memleketlerine ederler. Romanya, Yugoslavya, Bulgaris- tan en mühim ihracat memleketleridir. Almanlar, son zamanlarda memleketimiz- den de soya almağa başlamışlardır. Veşiköy tohum isish istasyonu soya- nn teksir ve islahile uğraşmaktadır. Faz- Iâ izahatı oradan de alabilirsiniz. Soyanın beyaz, sarı nevileri makbul- dür, siyahı o kadar makbül değildir. Kanaryaların ötmemesinin sebepleri Ankara, B. Refet: Kanaryalarınızın şimdiye kadar ötmemesini hayretle kar- şlıyoruz. Bunun sebeplerini şu suretle bulâsa edebiliriz: 1 — Tümel erkek diye tefrik ettiğiniz dallarının birinci ve ikinci senelerde na- m) budandıklarını ikinci bir yazımla izah edeceğiz, Resmlmiz, açılan çukura ağacın ve yanındaki herekin, kazığın nasıl konul- Tuğunu, toprağın, toprak seviyesinden ne kadar yukarıda kaldığını göstermektedir. Bilâhare toprak, bir müddet sonra çö- künce meydana gelen boşluğa tekrar yan» daki topraktan koymak lâzımdır. Duroy hemen cevap veremedi — Bay... bay... bay Cerleville'e. — Bu zat nerede oturuyor?.. — Dur bakayım o ne sokağıydı.. Şey sokağı... Forestier kahkahayı bastı: — Sarı çizmeli Mehmed ağa sokağı değil mi?.. Benobayı tanıyorum azizim. Eğer razı isen sana verecek yirmi frangım var, daha fazlasını ve- Temem. Duroy lirayı aldı. Forestlerden sonra kapı kapı dolaş- ta, bütün tanıdıklarına başvurdu, sa- at beşe doğru seksen frank topladı. Daha iki yüz frank bulması lâzım- dı, buna imkân görmeyince kati ka- rarımı verdi, kendi kendine söylendi: «Viz... Kahbenin uğruna kahrolamam ya. Olduğu zaman parasını veririm.» On beş gün tutumlu yaşadı; çapkın- uk etmedi, parayı hesablı harcadı, zihnine iradesine sahib olmağı koy- amuştu. Derken dayanılmaz bir sevişmek â6- teğine kapıldı. Sanki senelerdenberi kadın yüzüne hasret kalmıştı, kara gören gemici gibi, her rasladığı etek tüylerini ürpertiyordu. Nihayet dayanamadı, bir gece Ra- eheli bulmak ümidile Folies-Bergöre'e veya satın aldığınız kanaryalar dişidir. Kanaryaların dişileri ölmezler. Genç erkek yavru kanaryalar almak istiyenler, bir takım gezici madrabax kuş- şular tarafından çok defa aldatılırlar. Erkek. cins, ötücü kanaryalar diye dişi kanaryaları verirler. - Bir müddet sonra ötecekier merak etmeyiniz - derler. 2 — Ve yahut hakikaten kanaryalar er- kektirler, fakat aslen cins ala olmayıp terbiye edilmemiş fena fena ka. maryalardır ki bunlar ötmezler, Esasen, aslen ötücü olmuyan kanarya- ların yavruları da bittabi ötmezler. Ana- nın İyi ve fena hassaları yavrularına İn- tikal eder. Vakia . yavru kanaryaları Lalim, terbi- Ye #nyesinde, bunları öttürmek Kabildir. Bunun için erkek yavru kanaryalar, yu- valarından ayrılıp kendi kendilerine bes- başladıklarında, bunları terbiye ve müşahede kafeslerine almak iktiza maryaları ayrı bir kafese alarak yanla- rında da İyi öten bir cins kanarya kafesi bulunduracak olursanız. onlar da iyice ötmeğe başlarlar. — - 3 — Yem meselesine gelince: Henüz öt- meğe alıştırılmak istenilen kanaryaları mükemmel beslemek lâzımdır. Verdiğini- 2i bildirdiğiniz yemlerle beraber, iyi piş- miş seri yumurla, kurumuş, ufalanmış be gevrek, galeta verirseniz iyi ur.. Yumurtayı sabahleyin 7 de bir defa, akşam üzeri de 17 de yani günde iki defa veriniz. Her gün vermek doğru değildir. Haftada 2 - 3 defa kâfidir. Kırılmış, elenmiş yulaf, keten, kene- vir tohumu, kuşyemi, ufyon, haşhaş to- bumu verilirse çok faydalı olur. Bundan başka, yemlerin arasına kırılmış, ezilmiş Yumurta kabuğu veya ince mangal kö- mürü tozu karıştırılır faydalıdır. Bütün bu yemleri, ayrı ayrı kaplara koyarak vermenizi tavsiye ederiz. Arasıra, elma, armut, İnelri kafesin bir kenarma koyarak vermenizi ehemmiyet- le tevsiye ederiz. Salata, pancarı keza veriniz. Şimdi âcilen yapılacak $ey 4 — Kanaryalarınızı biz mlddet daha müşahede altına alınız, içlerinde ötme kabiliyeti gösteren iyi teşekkül etmiş ka- naryaları diğerlerinden ayırınız ve bun- ları ötücü kanaryalar yanmda bulundu- Tunuz, muvaffak olamadığınız takdirde, hepsini elden çıkarınız ve emin olduğu- nuz yerlerden asil, cins ölücü kanarya- lardan bir çift alamk yeniden teksire yazık olur. AKŞAM'ın Ziraat mütehassısı karilerimizin suallerine cevap veriyo (AKŞAM) m ziraat miltehassısı her nevi ziraat bahislerine dair sorulacak #uallere cevap verme- ğe hazırdır. Gönderilecek mek- tupların üzerine (Ziraat muhar- riri için) kelimelerinin #dvesi lâ- zımdır. Rachel tepesinden tırnağına kadar şöyle bir süzdü: — Ne istiyorsunuz? Duroy gene gülümsemeğe gayret etti: — Haydi, enalliğin lüzumu yok. Rachel arkasını döndü: — Para uğruna kılıbıklaşanlarla alışverişim yok benim!.. Söylüyebileceği en ağır sözü ara“ mıştı. Duroy, bütün kanın beynine sıçradığını hissetti, tek başına evine döndü. Forestier hastaydı. Öksürüyor, gün- den güne vücüdden düşüyor; gazetede Duroyu bezdiriyor, sanki kafa patla tap ona ağır angarye işler yüklüyor- du. Hattâ bir gün, elğerleri parçalanı? gibi öksürdükten sonra, istediği bit haberi getirmedi diye Duroya: — Sen göründüğünden de budala imişsin! dedi. Duroy az kalsın tokatı yapıştıra- caktı, fakat kendini tuttu: «Sen bir gün elime geçersin elbet» diye söyle- nlp gitti. Oandaaklına saplandıt «Sana boynuz taklıracağım» bu pro- je hoşuna gitti, ellerini çırpti. Ertesi gün projesini tatbike koyul- du, ansızın bayan Forestieryi ziyare te gitti, Kadın şezlongâ uzanmış okuyordu. Elini uzattı, yerinden kalkmadan, Sax de başını çevirip: (Arkası var), |