Sahife 6 © Beş idam mahkümu Antep hapishanesinden Gaziantebin umumi görünüşü nasıl kaçtı ? (Hapishane olan eski klise ortada görünmektedir) Gaziantep (Akşam) — Gaziantep hapishanesinde bulunan beş idam mahkümuünün duvarı delerek kaçlığı- ğı bildirmiştim. Hâdise şöyle olmuş- tur: Gaziantep hapishanesi, eskiden "Ermeni kilisesi olan o metruk binadır. 15 seneye yakın zamandan beri hapis- hane olarak kullanılmaktadır. Bura- da 600 kadarı kaçakçılık cürmünden mahküm bine yakın mahbus ve mev- kuf vardır. Bunlardan altısı, haklarım- daki hüküm katileşmemiş idam mah- kümudur. İdam mahkümları Klise avlusundaki üç odada mevkuf bulunuyorlardı Bun- Tar Osman, Hüseyin, Mehmed, Ali, Ab- dullah, Davud ve Halebli Abdodur. Osman, Hasan, Mehmed Ali ve Ab- dullah baştaki odada, Davud ortada- ki odada, Halebli Abdo ise Davudun bulunduğu odadan girme üçüncü bir odada bulurmakte idi. İşte bu altı idam (o mahkümundan Davuddan bâşka beşi *zincirleri kesmek ve odalarının du- varlarını delmek suretile ikinci teşrin Ayınırı 13-14 üncü gecesi kaçmağa mu- vaffak olmuşlardır. Bu firar hâdise- sinde dikkate değer en mühim nokta idam mahkümlarının her akşam üze- ri üstleri, başları ve odalarının her bir tarafı, hattâ yatakları bile nöbetçi jandarma ve gardiyanlar tarafından siki bir arama ve kontrola tabi tutul- duğu halde firarlarını teshil eden bu Aletleti nasıl ve ne suretle tedarik ede- bildikleridir. Türkü söylerken... Vaka mahallinde yaptığımız tahki- kata nazaran hâdise şu şekilde cere- yan etmiştir: Vaka gecesi akşam üzeri (o yapılan GÖNÜL HINCI Yazan: Perihan Parla — Enisne iyi çocuk anlatamam Banu, Dün akşam ona eve kiracı al- mak mecburiyetinde kaldığımızın 4€- beplerini söyleyince ne kadar mütees- sir oldu bilemezsin. Ve hemen: «Bu dakikadan itibaren bütün işlerinizle ben meşgul olacağım, Artık siz hiç Üzülmeyiniz.» dedi ve bana apartıma- nm, dükkânların kâğıdlarını getirtti. Hepsini cebine koydu. Düşün Banu artık bütün işlerimizi yoluna koya- cak.. her ay beş on para almak için bir sürü İnsanın ağız kokusunu dinlemek- ten kurtulacağız... Vaziyetimiz de dü- zelecek... O dün akşam gelen adamcağıza da telefon edecek ve bir yanlışlık olduğu- mu, kiralık odamız bulunmadığını söy- iyecek,, O gece yemekten sonra yalnız kalın- ca Enis ellerime sarıldı; — Affet beni Banul Seni ne kâdar sevdiğimi ve kıskandığımı biliyorsun.. e bir adamın sana bakmasına ile tahammül edemezken akşamki vaziyet beni deliye çevirdi. bilmiyerek Seni kırdım,, beni affet... Çocuk gibi ağlıyor, yalvarıyordu. ayaklarındaki | kontroldan sonra odalarına kspatılan idam mahkümları hafif bir Mirkü söy- lemeğe koyulmuşlar ve anlaşılan &- yaklarındaki zincirleri de o sırada kes- mişlerdir. Bundan sorra Davudla ara- larında olan duvarı delmeğe başlamış- lar, duvardan çıkardıkları taş ve top- rakları yataklarına doldurarak üze- rini yorganlarile örtmüşler ve gardi- yanlar tarafından yapılacak gece kon- troluna karşı yataklarında uyudukla- rı hissini vermek için yorganın bir ta- rafından fanila, atkı ve kuşaklarile sardıkları terlik ve külâhlar suni baş- larını göstermek, diğer taraftan İse bez, toprak vesaire İle ayak ve bacak gibi doldurdukları ve yorganın dışa- rısında bıraktıkları çoraplarının Üze- rine ayaklarından çıkardıkları zincir- leri takmak suretile tam ve muvaffa- kiyetli bir yatış vaziyeti tertip ve ih- zar eylemişlerdir. Bundan sonra delikleri delerek Davudun odasına geçmişler ve Halebli Abdonun kapısındaki kilitle- ri ve her iki ayağındaki zincirleri kı- rp onuda yanlarına aldıktan ve her hengi bir şüplfleye mahal bırakma- mak üzere odanın kapısını tekrar es- Ki vaziyetinde kapadıktan sonra, Da- vudun yattığı odada mevcud bir çık- manın duvarını delmeğe başlamışlar- dır. 'Bu deldikleri ikinci delik ermeniler zamanından kalma, içerisinde mav- zerler, bombalar, makineli (tüfekler, tenvir tabancaları, sandıklarla mermi, kükürd, tüfek yağı, merdiven vesaire bulunan büyük bir silâh deposuna a- çılmıştır. Beş mahküm burada biber silâh ve bir mıkdar fişek aldıktan sonra si- lâh. deposunun münesip bir ye- rinden açtıkları üçüncü » bir delikle Tefrika No. 10 Temiz kalbim bir anda herşeyi unut- müştu: — Haydi! Enis artık ağlama! bütün kalbimle affediyorum, Deli gibi ellerime sarıldı, uzun uzun öptü. Sonra cebinden küçük bir kadi- fe kutu çıkardı. — Ne zamandır bunu hazırlamış- tım.. Seni bana tamamile bağlıyan bu yüzüğü parmağına geçirmek bu gece mukaddermiş! dedi. Ve kutunun için- den pırlanta bir nişan yüzüğü çıka- Tarak parmağıma geçirdi, O geceden sonra herkesin nazarın- da (Enisin nişanlısı) diye tanmıyor- dum... — Birkaç defa çalışmak teşebbüsün- de bulunduğunuzu söylemiştiniz. Bü- nu izah eder misiniz?, — Evet. Hattâ bu bende bir fikri sa» Seni | bit halini almıştı. Fakat Enisi katiy- yen müsaade etmiyordu, — Nişanlandıktan sonra maktulün size maddeten müavenette bulundu- ğu doğru mudur?, — Evet!, iş ; — Verdiği hediyeler çok Kıymetli mücevherat mıydı?, ; AKYA Jandarma kolunun altımda umumi caddeye çıkmışlar, ve her halde evvel- den aralarında okararlaştırmış bu- lundukları (o bir semti meçhule kaç- mışlardır? Nasıl duyuldu? yarisı nöbeti teslim almağa gi- ndarma neferi yol üzerinde gör- düğü bu delikten şüphelenerek arka- daşlarından nöbeti teslim almaktan imtina etmiştir, Ve karakol kumanda- nına müracaat ederek vaziyeti anlat- mıştır. Karakol kumandanı da gardi- yanları haberdar etmiş, yaptıkları müşterek tetkikattan idam mahküm- larından beş tanesinin birden firara muvaffak oldukları anlaşılmıştır. Bu hâdisenin ce: n ettiği gece saat dörtte vaziyetten Cumhuriyet o müd- delumumiliği haberdar edilmiştir. Hâ- dise mahalline derhal vali, müddeiu- mumi ve Antepde bulunan Adli, fettişi gelerek mesel miştir. Bir taraftan tahki edilmekle beraber, diğer taraftan da jandarma ve hudud üzerindeki güm- Tük karakollarına şiddetli em rilmiştir, Mıkdarı kuvvet firari- leri takibe koyulmuştur, Şehir civarın- daki mağaralardan birinde muakkıp- ler tarafından elde edilen iki mermi- den firarilerin izleri üzerinde bulunul- duğu anlaşılmıştır. e Firarilerin er, geç yakayı ele -verecekleri * kuvvetle memuldür, Altıncı idam mahkümu Davudun arkadaşlarını takibetmeme- si son zamanlarda şuurunun muhtel olmasından ileri (o geldiği zannolun- maktadır. Bu kadar uzun çalışmanın bir gece- ye sığdırılamıyacağı ve silâh deposu- na açılan yolun gündüzleri Davudun yanında oturan Halebli Abdo ve bir gün müshil aldığı bahanesile yanları- na giren Arzaylı Hasan tarafından müştereken ihzar edildiği ve bu gizli yolun Osman tarafından Halebdeki ermenilerden öğrenildiği kanaati ha- $il olmakta ve bu hâdisenin erkânı- harbliği Bostancı Osmana tahmil edil- mektedir, Bundan bir kaç sene evvel ayni şa- hıslar, ayni odada, fakat başka bir is- tikamette gene böyle kurnazca del- dikleri bir delikten gizli bir evrak mahzenine girmişler ve caddeye olan deliği açarken jandarmalarımız tara- fından cürmümeşhud halinde yaka- lanmışlardı. İki otomobil kazasi Arabcamiinde Karanlıkçeşme soka» ğında oturan Selim Galatada Voyvo- da caddesinden geçerken şoför Ahme- din idare ettiği otomobilin sadmesi- ne uğramıştır. Selim muhtelif yerle- rinden ağır surette yaralandığı için hastaneye kaldırılmış, suçlu şoför ye- kalarımıştır. Şoför Mehmedin idaresindeki oto- mobil de köprü üsünde 60 yaşlarında Muharrem isminde bir ihtiyara çarp- mış ve vücudunun muhtelif yerlerin- den ağır surette yaralanmasına sebeb olmuştur. Şoför yakalanmış, ihtiyar hastaneye kaldırılmıştır. — Maddi değerlerini bilmiyorum. Ve bilmek de istemezdim. Çünkü benim için yalnız manevi kıymetleri mevzuu bahisti!. — Peki! Size yardım ettiği halde ça- lışmak istemenizin sebebi ne idi?, — Başkasının muaveneti banason derecede ağır geliyordu. Her halde ken- dim kazanmak istiyordum. —İş bulmak için habersiz İzmire git- tiğinizi ve birkaç gün sonra Enisle bir- likte döndüğünüzü söylüyorlar. Doğru mıdır?. z — Evet doğrudur: Orada bulunan bir arkadaşım vasıtasile iş bulmak ve İzmirde yerleşmek üzere gitmiştim. Fakat kararımı tatbik imkânından mahrum bırakıldım. — Fevkalâde zengin bir nişanlısı olan insanm yabancı memleketlerde çalışmasındaki manayı anlıyamıyo- rum. Bu hayat sizi sıkıyor mıydı ve nişanlınızdan uzaklaşmak için bir ve- sile miydi?, Genç kız yutkundu, verecek cevap bulamadı; sendeler gibi oldu. Avukatın ihtarı üzerine bir müddet oturmasına müsaade edildi, Titriyerek yerine oturdu. Ve getiri- len bir bardak suyun ancak iki yudu- munu içebildi, ME © » Aylar seneler geçiyor, Einiş yaç bahsine asla yanaşmıyordu. Esnaf cemiyetleri Senelik idare heyetleri seçilmesine devam ediliyor Esnaf cemiyetlerinin senelik idare heyeti inlihaplarına devam olunu- yor. Her sene olduğu gibi bu sene d8 her cemiyetin idare heyeti âzaları yarı yarıya değişmektedir. Önümüzdeki ay içerisinde ekmek yâ» pıcılar, madeni sanatkârlar, çiçek- çiler, garsonlar, dokumacılar cemi» yetlerinin idare heyeti intihapları bi- tirilecektir. Seçimler umumi heyet toplantıla« rile değil, âzaların cemiyetlerdeki sandıklara Iki gün zarfında rey pus- Jalarını atın ı suretile yapılıyor. Bu yüzden âz; mn yanyana gelip her hangi bir meseleyi münakaşa et» nesi imkânı kalmamaktadır. Fakat umumi heyet içtimalarının yapıla- amasında da zaruret olduğu anla- Çünkü bir n cemiyetles e sı V r. Bunların y e Şimdiye kadar imkân (bulunamamıştır. Birinci umumi heyet içilmalarının ekseri. yet dlmadığı için tehiri ve ikinci top» lanlının da kaç kişi gelirse gelsin yâ» pilmesı usulünden esnaf cemiyetleri için bir fayda temin edilmediği görül- müştür. Çünkü meselâ 3000 âzalı bir bir ai — cemiyetin umumi heyet içtimaıa her)" iki çağırılışında da 20 -30 âzanın geldiği görülmüştür. Bunun üzerine âzası az olan cemi- yetlerin umumi heyet toplantısı yap- maları münasib görülmüştü. Bu iç- timaı yapamıyan cemiyetlerin âzaları umumi heyete teklifi lâzım gelen her hangi bir meseleyi ticaret odası es- naf şubesi müdürlüğüne bildirecek- lerdir. İzmirde lig maçlarının ikinci haftası Alsancak, Doğanspor, Üçok galip İzmir 21 (Akşam) — Lik maçlarına bu hafta da devam edildi. Hava çok güzeldi. İlk maçı Demirsporla Alsan- cak yaplılar. Bü oyunda Alsancak 10 - 1 gibi büyük bir farkla galib gel- di. © İkinci maç Doğansporla Yamanlar arasında oldu. Güzel bir oyun göste- ren Doğansporlular maçı 2 . 1 galib vaziyette bitirdiler, Ateş - Üçok maçı günün en fazla alâka uyandıran müsabakası oldu. Çok heyecanlı anlar yaşatan iki dev- renin sonunda Üçoklular rakiplerini 4 « 2 mağlüb ettiler. Yeni İtalyan denizalti gemileri Roma 21 (A.A.) — Marcello, Dan- dolo, Moscenico adlarındaki üç açık deniz sualtı gemisi Monfalcone ter- gâhlarından denize indirilmiştir. Bun- ların her biri 1062 tonilatoluk olup süratleri de 17 mildir, Artık evdeki vaziyetim de müşkül bir şekle girmişti; zavallı teyzelerim beni incitmekten çekindikleri için fazla bir şey soramıyorlar, yalnız o gel- diği zaman hislerini belli etmekten ge- Ti kalmıyorlardı; eskiden hep beraber oturup eğlenirken Enis gelince her- kes bir köşeye çekiliyordu, Onların bu pek haklı iğbirarları ıztırabımı büsbü- tün kamçılıyor, beni günlerce ve gece- lerce düşündürüyordu. Enis nasıl bir gaye peşinde koşuyordu? Maksadı ne idi? Harekâtında son derece ciddi ol- masa ve maddi rabıtamız bir (nişanlı- lık) hududunu asla aşar mahiyette bu- Junmasa onun için çok çirkin fikirlere sahip olmak ve buna göre bir karar al- mak mümkündü. Halbuki vaziyet hiç de böyle değildi. Fakat herkes iç yüzümüzü bilemez- di, Onun sık sık gidip gelmesi, hiç de mühim bir sebep mevcud değilken iz- divacımızı bu kadar uzatması pek hak- Mh olarak aleyhimizde birçok dedikodu- ların dönmesine vesile oluyordu. Ve işte beni en çok üzen de bu nokta idi. Bir pazar sabahi annesini ziyarete gidiyordum. Bahçede karşılıklı otur- muşlar, konuşuyorlardı. Gül fidanla- rının arkasından yavaş yavaş ilerledi- im için beni görememişlerdi. Uzaktan ismimin geçtiğini duyunca İnsani te- cesme mağlüp oldum, ve ayağımın KADIN KÖŞES, Gece elbisesi Mavi safir rengi gipür dantelinden “ gece elbisesi. Eteklerine ayrıca bir kloş parça konmuştur. Bu parça üzerine üç sıra daha koyu kadife konmuştur. Omuzunda ayni kadifeden yapılmış bir çiçek vardır, EEEEEE EEE EEE EE EEE EEE Iki hırsız Halıları toplayıp kaçarken yakalandı Evvelki gece Cağaloğlunda bir hır- sizlik vakası olmuş, iki çocuk hırsış yakayı ele vermişlerdir. Cağaloğlu Çe» didiye hamam sokağında 14 numara- da oturan bayan Hamidenin evine ge“ ce yarısından üç saat sonra Iki hırsış girmiştir. Hırsızlar evde çalınacak yegâne ö$- ya olarak halıları gözlerine kestirmiş- ler ve ne kadar halı varsa toplamağa başlamışlardır. Fakat bu esnada bir sandalye devrilmiş ve gürültüye uys- nan bayan Hamide hırsızları görünce feryada başlamıştır. Dışarda devriye gezen polisler kadıncağızın feryadı üzerine eve girmişler ve hırsızları ki- çarken yakalamışlardır. Yapılan tahkikat neticesinde hır- sızların çocukları kurtarma yurdun- dan matrut 19 yaşında Ahmed ile iş arkadaşı Hasköyde oturan Dimitri olduğu anlaşılmıştır, Suçlular hakkın» da kanuni muameleye başlanmıştır. ucuna basarak ilerledim. Yaklaştıkça konuştuklarını da du- yabiliyordum: — Bu hususta daha fazla bekleme- nizi ben hiç doğru bulmuyorum.. ma- dem ki anlaştınız, seviştiniz, hemen eve lenmemenize de hiç bir sebep yok. Enisin sesinde acı ve muğber bir MÂ na sezdim: — Banunun böyle şeylerle alâkası yok. Sen hiç üzülme, izdivaç onun için zerre kadar kıymeti olmıyan bir mef- hum! Hattâ gülünç ve mânasız bir Şeye Annesi ne cevap verecekti bilmiyo- rum. Çünkü beni görünce ikisi birden susmuşlardı. Nihayet Iki yaz ve üç kış daha geç- ti. Enisin vaziyeti gün geçtikçe iyileşi- yor, fevkalâde kazanıyordu. İşleri çok genişlemiş, bazı ecnebi şir- ketlerle iş yapmak üzere sık sık Alman» ya seyahatlerine başlamıştı, Bu seya- hatleri azami on gün sürüyordu. Giden ken bana Sıkı sıkı tenbih ediyor, yalnız sokağa çıkmamamı tekrar tekrar ri- ca ediyordu. Kıskançlığı ve istibdadı en son had- dine varmıştı. Evlenmek bahsi artık bizim için çok- tan unutulmuştu! Köydeki vaziyetim de beni son derece ığzab ediyordu. Herkes bu uzayıp giden nişanlılık dev- resini türlü türlü tefsir ediyor, pek çir- kin dedikodular kulağıma kadar geli yordul, (Arkası var)