17 Eylül 1937 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7

17 Eylül 1937 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Çocukları kendilerine çok pahalıya mal olan iki yıldız; Gloria Stuart ve Helen 'Twelvetrees £ Hollivutta kadın yıldızların en bü- yük endişesi şudur: Mevklimi kay- betmeden nasıl anne alabilirim?... Bütün kadınlar gibi onladada anne olmak arzusu kuvvetlidir. Fa- kat bu hususta bir çok mânller var- dır, Anne olduktan sonra da başka bir dert baş gösterir: — Çocuğumu Hollivutta bin bir tehlikeye maruz bırakmadan nasıl büyütebilirim? Marlene Dietrichin hayatının en büyük arzusu ne olduğunuz sordu- unuz zaman hiç tereddüt etmeden cevap verir: — Hollivutta çocuğumu okutacak iyi bir mektep olması! Şimdiki halde Marlenenin çocuğu İsviçrede tahsil görmektedir. Hiç Şüphesiz Hollivutta: bir çok iyi mek- tep var, fakat meşhur bir yıldız için çocuğunu buraya göndermek tehli- kelidir. Bütün tedbirlere rağmen elin Hollivutta bir çok gangsterler Yardır. Bünlar zengin çocuğu ke- çırarak yüz binlerce dolar kazanmak için en ufak bir fırsatı beklerler, Bu suretle zavallı zengin çocukları mek- tebe bir çok muhafızın nezareti al- tında gidip gelmeğe mecbur tutul- makta ve hürriyetleri dalma tahdit edilmektedir. Sabah o erkenden oakşam geç vakte kadar stüdyolarda çalışan ebeveynlerinin bu kadar tekayyüda- ta rağmen içleri bir türlü rahat et- mez. Hem de her an nezaret altın- da olan bir çocuk ruhu nasil inkişaf edebilir? Bir çocuk kaça mal oluyor? Ayni zamanda bir çocuğun bir yıle dıza sonderece pahalıya mal oldu- ğu meydana çıkmıştır. Annelikten Yazgeçmeğe bu da kuvvetli bir sebep teşkil etmektedir. Geçenlerde ölen meşhur rejisör İr- Ying Thalbergle mesud bir evlilik ha- Yatı geçiren Norma Shearer gibi bir Yıldızı ele alalım. Norma Shearerin hesabına göre oğlu İrving ile kızı Katerina kendisine dört yüz bin do- « İlara mal olmuşlardır. Çocuklar doğ- “ “ükleri vakit artist Metro Goldvin En pahalıya mal olan çocuklar yıldızların çocuklarıdır Bir çok yıldızlar anne olmak arzularını nasıl tatmin ediyorlar ? “ we Evlâtlık alanlar: Walace Beery, zevce- si ve evlâtlıkları, evlâtlık alan Miriam Hopkins şirketine haftada 500 dolara angaje idi. Uzun müddet çalışamadığından bu ücreti alamamıştır. Başka bir tehlike Anne olmak yıldız için bir tehlike daha arzetmektedir: Hâmilelik dev- | resi esnasında büyük bir rol kaybet- | mek ithimali olduğu gibi, bu “kısa | Bahife 7 müddet zarfında unutulmak ihtimali de vardır. Hollivutta hayat gayet çabuk geçer, ve bir artist pek çabuk unutulur. Gioria Stuart kızı Syivia'nın ona kaçırttığı bir rolden dolayı 20,000 ve kaybettiği zamandan dolayı 30,000 dolara mal olduğunu söylemektedir. Helen 'Twelvetrees'in vaziyeti çok gariptir. Helen bundan bir kaç sene evel Amerikada en tanınmış Yıl- dızlardan biri idi. Haftada 2,500 do- Jar alıyordu. Bir aralık hâmile'ka- hyor. Bir sene çalışamıyor. Yani 130,000 dolarlık bir kayıp... Bu esnada ona: «Kırık kalb; f#ili- minin başrolünü teklif ediyorlar. Fakat oynıyacak vaziyette olmadı- ından reddediyor. Bu rolü o zaman- | lar bilinmiyen Catherine Hepburma veriyorlar. Catherine Hepbüm bu- nunla meşhur oluyor. Helen Twel- vetrees ise bugün unutulmuş bulu- nuyor. Yalnız ufak roller oynamak için ehemmiyetsiz bir angajmanı vardır, Evlâtlık alanlar Maamafih annelik arzusu O kadar | çabuk bertaraf edilecek bir his ol- | madığından ve bütün mânilere kar- İ şı gelebildiğinden yıldızlar buna karşı bir çare bulmuşlardır. Kendile- | ri doğurmuyorlar. Öksüzlerden ev- lâd ediniyorlar. Meselâ Miriam Hopkins küçük oğ- Tu Michaeli bir yetimhanede bul- muştur. Garip tarafı bu küçük ço- cuk Miriama çok benzemektedir. Miss Hopkins bu çocuğu o kadar seviyor ki: — Âdeta kendi çocuğummuş gibi, belki de daha fazla ona bağlıyım, diyor. «Wallace Berry» nin beş yaşında | Carol Anne ismini taşıyan güzel bir evlâdlığı vardır. Carol Anne'i daha denizleri; kurdelâsında ne de güzel şarkı söylüy ediyor. Al Jolsön ile Ruby Keelerin de bir evlâdlıkları vardır. Al Jölson eski meşbur -şarıkısından mülhem Ola- MEŞHURLAR SERİSİ: Hüseyin Büyük roman üstadı Hüseyin Rah- minin garip bir talihi vardır. Türkiye- nin en meşhur bekârlarından. olan «Şıp sevdi» muharriri her sene min- tazaman bir izdivaç teklifi karşısında kalır. Hüseyin Rahmi bu cihetten Hol- Uvut yıldızlarına çok Benzer, Onların içinde de izdivaç teklifi mektupları alanlar pek çoktur. i, Hüseyin Rahminin Heybelinin te- pesindeki köşkünde bir çuval büyük- lüğünde kocaman bir torbası vardır. Bu torba meçhul genç kızlardan, genç kadınlardan ve diğer okuyucuların- dan gelen mektuplarla doludur... Arasıra üstad bu torbayı açar, niyet çeker gibi torbanın İçinden bir mek- tup alır ve okur. Herkes az çok tabiat denilen şeyi sever. Fakat yeryüzünde tabiati Hü- seyin Rahmi kadar seven az bulunur. O tabiatin sükünile başbaşa kalmak için Heybelinin ta tepesindeki köşkü- ne çekilmiştir. Bazan günlerce İstanbula inmez, bütün geceler ve günler çamların hi- | şırtısını dinler, denizi seyreder. Onun eğlenceleri de böyledir. Tabiatin kuca- ğında oturduğu halde ayda bir yaptı- İı eğlencelerde de nerelere gider bilir misiniz?.. Hünkâr suyuna, Fındık su- yuna, Bendiere... Bu gezintilerde meş- hur romancıya ekseriya 40 senelik ar- kadaşı ve Lâbii B. Hilmi refakat eder, İki eski arkadaş Hünkâr tepesine çı- karlar, burada #essiz, az konuşarak gene tabiati seyrederler... Hüseyin Rahmi son derece munta- zam yaşar. Yemekleri, uykusu, her şeyi saati saatinedir. Çok uzun bir be- kârlığın verdiği el alışkanlığı ile ufak tefek hizmetlerini kendi görür Yazı yazması için mutlaka keyifli olması, içinde yazıya karşı iştiha duy- ması şarttır» Canı istemediği i yazı yazmı- yan mesud muh erdendir, Türk yatına senelerdenberi pek çok romanlar veren in Rah- mi bütün muhaxrirlik hayatında bir kere olsun kurşun kalem kullanma- mıştır. Yazılarını dalma mürekkeple yazar. Müsveddeleri son derece mun- tazamdır, SİLİK, çizik, onun müsvedde kâğıtlarında pek nadir görülen şeyler- dir. Vapurdaki ihtiyar kadın Hüseyin Rahmi bugün oldukça yaş- hı bulunmasına rağmen hâlâ ilk roma- nunı yazdığı gün kadar genç rabıtalar- Ja sanatına bağlıdır. Meselâ vapurda yanında okurarak carcar öterek durup dinlenmeden ge- Minini çekiştiren ihtiyar kadını dikkat- le tetkik eder, Hattâ hoşuna giden ta- birleri, sözleri hafifçe not da eder. Hüseyin Rahmi son derece nazik ve usule âdete riayetkârdır. Evine giden bir misafirin yanına üstad dalma tı- Taş olduktan ve elbiselerini giydikten sonra iner, hattâ bunu hasta yatağın- da olduğu zamanlar bile ihmai etmez. Bahçesinin etrafı güzel çamlarla çevrili olduğu halde Hüseyin Rahmi gene çiçeğe son derece meraklıdır. Bah- çesinde güzel güller yarete gider- seniz, üstad kendi elile, kendi maka- sile kestiği güllerden bir demet topla- yıp hediye eder. Hüseyin Rahminin hayatında hiç ihmal etmediği bir şey de kimseden beş para borç almamasıdır. Hani üstad sigara tiryakisi olsa ve kibriti olmasa «borç olur. diye başka- sından sigarasını yakmaz, Arkadaşları arasında meşhurdur, Yanında on lira- lık bir kâğıttan başka bozukluk para- sı olmadığı zamanlar 3 - 5 kuruşluk bir şey alsa ekseriya ona: — Kalsın bayım, sonra verirsiniz... derlerse meşhur romancı âdeta buna kızar, gider, uğraşır, 10 liralığı bozdur- tur ve üç kuruş mu? Beş kuruş mu? Ne ise'onu verir ve rahat eder. | AMMA BAS DEA BEER BANA A DEAABEAAR Dada DA ARAS KAZ rak ona «Sunny Bay» ismini ver miştir. Bunlardan başka daha bir çokları Filim yıld ların da ek ve sev Tı vardır sevr mek arzula- Bunlar normal bir süret- te bu tabii arzularını izhâr edeme- | yince bu kabil çarelere tevessill ete mekteldirler, rdır, Gül mev- 1 ç i- | şimdiden filimde görebilirsiniz: «Çin İ larda herkes gibi insandırlar, On- | Rahmi Üfürükçüler, falcılar, büyücüler Hüseyin Rahmiyi sathi bir görüşle okuyanlar içinde belki onu karii eğ- İ lendirmek, hoğça saatler geçirtmek ve sadece mizah sahati yapmak için eserler yazdığını zânnedebilirler. Hal buki Hüseyin Rahminin kahkahalar- Ja gülünen het eserinde büyük bir fi- İ kir, müdafaa &dilen büyük bir tez var- Ni dır. i Hüseyin Ralimi bu tezleri müdafaa | ederken son derece inkılâpçıdır. Me- i selâ o bütün romanlarında büyücü AR lerle, falcılarla, softalarla, din perde- il si altından bir bir dalavera yürülen # yobazlarla, tüleyk paşa damadlarile j öyle bir alay etmiş, bunları öyle yer i den yere vurmuştu ki Rahminin bü i tün eserleri bunun için birer inkılâp edebiyatı nümünesi sayılabilir. Mese- İ lâ «Tesadüf» de Hüseyin Rahmi faler- ları, falcıların yaptıkları feneli son derec güzel anlatmıştır. «Muhab- bet tılsımın nda müska yaz: rezaleti ne güzel tasvir edi Hseyin Rahiminin içi üfürün okuyuculara; ” büyücülere, talcılara karşı kinle doludur. Üfürükçülerin, okuyucuların, okumak bahanesi al tında nasıl kâdın dalaveraları çevir- diklerini eserlerinde bütün açıklığile anlatmıştır. İlk gençliğinde.. Hüseyin Rahmi gı in hay sevdiği halde muhârrirliğinin ilk par- Jak devirlerinde oldukça gürültülü bir hayat geçirmiştir. Bir çok tehdid mektupları almış, 'Aksarağdaki evine giderken silâhlı tehdidlere uğramış- tır. Bir zaman saray tarafından yanı yazmaktan bile menedilmiştir. Fakat 0 bunların hiç birinden yılmamıştır Kaleminden bir müddet için ayrlma- mıştır. O kadâr ki Hüseyin Rahmi ha- yatında yalnız kalemile, romanları ile yaşamıştır. b Hüseyin Rahni neden evlenmez? Romancı bundan bahsederken — Katiyyeni &vlenmenin aleyhinde değilim... der. fakat evlenmek için vak olmadı İ o Maamafih Hüseyin Rahmi yalı daha iyi çalıştığına kanidir. Bir mancı için de yalnızlığın en büyü nimet olduğuna inanır.. hattâ on — Kırk bu kadar cild var... Eğer yalnız yaşamasaydım bu- nun dördünü yazamazdım Sözü pek meşhurdur. miştir? Ver Vere ız romanın: 8 AYLIK $ AYLIK | 1 AYLIK Posta ittihadına dahil olmıyan f ecnebi memleketler: Seneliği f İ 3800, altı aylığı 1900, ç aylığı 1000 kuruştur. İ Adres tebdili için yirmi beş kuruşluk pul göndermek llzımdır. ş İ nes Recep 18 — Ruzıhusır 135 & İmask Güreş Öğle İkinii Akgen Yal R. 041126 652 92012000 142 i Va, 4,1 942 1219 1538 1817 1050 | İdarehane: Babiâli civarı Acımusluk So. No, 1$

Bu sayıdan diğer sayfalar: