Bânife. 6 Erzurumşehrinin yeni plânı hazırlanıyor Görülmiyen. tarihi eserler i eserler meydana çıkarılacak, şehir güzelleştirilecek | “Atatürk yurdunun en kahraman şehirlerinden olan | Erzurum artık ebediyyen ıztıraptan kurtulmuş ve büyük bir refaha kavuşmuştur, Errurumun Palandöğen dağlarından görünüşü Erzurum 16 (A.A) — Şehir plân için tedkikat yapmakta olan tanınmış şehircilik mütehastısı profesör B. Lamberg dün akşam Belediyede çok kalabalık seçkin bir dinleyici önünde Erzurumun müstakbel plânına dair bir konferans vermiştir. Umumi müfettiş ile şehrimizde bu- Yunan veliler, komutanlık ve hükü- met erkânı konferansta hazır bulunu- yordu. B. Tahsin Uzer konferansçıyı hazır bulunanlara takdim etti ve de- di ki: — Arstulusal tanmımış şehircilik uz- manı B. Lmbergi takdim ederim. Kendisi İstanbul plânı müsabakasın- da çok ileri derece kazanmış bir âlim- dir. Bizim davetimizi hiçbir maddi tek- Mf ileri sürmiyerek kabul ödişine çok müteşekkiriz. İlerilemekte çok geri ka- lan ve çok parlak bir maziye malik ve yüksek bir istikbale namzed olan Er- zurum şehrini modern ve plânlı bir ma- mure yapacağız. Sözü mütehassısa bı- rakıyorum.» Bunun üzerine profesör söze başla- mış, kahraman bir tarihe malik olan bü şehirde merak ve meslek bakımın- dan iki mühim alâka ile işe başladığı- nı söylemiş ve demiştir ki: — Şehirde tarihi ve mimari çok bü- yük kıymeti haiz anıtlar var. Malesef bu eserler görülmüyor. Onlar meyda» na çıkarmak ve süslemek lâzımdır. Şe- hir muhitinde uzun harp senelerinin harab edici tesirleri görülmektedir. Halk çok dağınıktır. Bn hal Belediye ve devlete aid amme işlerinde güçlük- Jere sebep olmaktadır. Erzurum bina- ları, yapı bakımından en kübik mima- riye uygundur. Sınai merkez, pazar- ları çok muvafık yerlerdedir, yapıl- makta olan yeni inşaat çok muvafık- © KAKŞAM) ın edebi öl tır. Yeni şehrin büyük alanını süsli- yecek olan Atatürkün büyük anıtı bu modern parçaya ayrı bir kıymet vere- cektir. Bugün Erzurum kabuğuna çe- kilmiş bir haldedir. Yarın bu hayatın inkişaf edeceğini de ehemmiyetle göz önünde tutmak lâzımdır. Erzurum, Trabzondan başlyarak Şark hükümetlerine ulaşan büyük transit yolu İle Erzincandan gelen şi- mendiferin birleştiği noktaya gelmekle çök mühüm ve büyük bir ticaret şehri olacaktır. Transit yolunu şehrin şima- linden geçirerek pazar yerlerini kala- balıktan kurtaracağız. Bu yol, boş yer- lerden daha kolaylıkla geçecek ve ci— varını şenlendirecektir. Bu yolun ge- nişliği yarının büyük şehrine kifayet edecektir ve şehri besliyecektir. Yeni istasyon şehrin merkezine muhtelif i5- tikametlerden bağlanacaktır. Yeni şeh- ri eski şehire bağlıyan dereyi ağaçla kapatarak süslemek ve garp cihetini de ağriçlıyarak soğuk rüzgârlara en- gel yapmak lâzımdır. Yeni meydanlar Yeni meydanlar bilhassa mekteple- rin ve halkın en kesif bulunduğu yer- lere yapılacaktır. Büyük parklar ve kültür bakımından büyük hizmet bek- lenen sinema binasını stadyom, şehrin kaldırım, kanalizasyon ihtiyaçlarını eCeğiz. Çifte Minareyi büyük bir park içi ne alarak civarındaki eserlerle beraber bu alanı tarih tedkik yeri haline koya- cağız. Büyük Türk inkılâbının ilk günle rinde Erzurumu şereflendiren Atatür- kün bu tarihi hatırasını bütün şerefi- le yaşatabilecek büyük bir heykel, her yerden görünecek olan en mutena bir yere kurulacaktır. Bugünkü hükümet Tefrika No, 48 Mektep arkadaşları Hastanenin: yeni kadrosunda mü- him değişiklikler var. Fakülte emrin- de bulunan hastanenin bilhassa ha- riciye ve dahiliye servislerine yeni doktorlar gelmiş: Dahiliye başasista- ni doktor Naci, bizim Süheylânın ko- cası Bursa memleket hastenesi dahili- ye mütehassıslığına tayin edilmiş. Hariciye başasistanı doktor Nâzım da İzmire operatör olarak “gönderilmiş. Yerine gene profesörün en beğendiği asistanlardan doktor Kâzım gelmiş. Hariciye sörvisinin doktor kadrosu pek kalabalık. Profesörden sonra dört hoca daha var. Onlara göre de asistan. Ben de bu serviste çalışacağım, Pro- fesör tatilden yeni dönmüş. İki gün sonra işe başlıyacak. öyle Ümid ediyo- Tüm ki behi kendi servisinde görün- | ce memhun olacak, İ Büğün hariciyede doçent doktor Hayriden başka kimse yok, Fransada tahsil yapmış doktor Hayri ile öteki. Jer arasında dalma bir kaynaşama- | mazlık var. Doktor Salâhaddin Alman- yada çalışmış. Biri Fransiz, biri AL man stili takip eden iki profesör ram» Bürhan Cahid zedi arasında profesörle doktor Kâ- ım küre vazifesi görüyorlar. Doktor Hayri beni görünce okudu- Bü kitabı bıraktı, ayağa kalktı ve eli- ni uzattı: -— Tebrik ederim efendim, dedi. Ar- tik size tam bir meslektaş diye el uza- tabileceğiz. Dün büşhekimin odasında hep sizden bahsedildi. Ya, öyle mi efendim, dedim. Ne münasebetle? O birdenbire bu bahsi açtığına piş- man olmuş gibi durakladı. Sonra: — Hiç, şey, yani tayin emriniz gel- mişti de. Zaten hastane kadrosunda bir çok değişiklikler olmuştu. O arada sizin de bize tayin edildiğinizi öğre- nince pek sevindik, —Teşekkür ederim efendim, dedim. Sizlerin yanınızda herhalde bir çok şeyler öğreneceğime eminim, — Branş intihab ettiniz tabii, — Hariciye! — Bravo, Doktor Hayrinin biraz evvel başhe- kimin odasında kaşeli, gale. | AXŞAM Fransız frangı düşmekte devam edi- yor. Bir gün evvel bir İngiliz lirasi 146 #maktı. Dün frank biraz deha düşmüş, bir İngiliz lirası 147 franga inmiştir. Gelen telgraflardan ve haberlerden öğrenildiğine göre bilümum para bor- salarında çok hareketli muamelelere tesadüf edilmektedir. Fransız frangi- nın sukutile beraber (tahvillerin de düşmekte olduğunu gören alâkadar- lar ellerindeki mevcud kâğıdları her ne kıymetine olursa olsun biran evvel paraya tahvil için piyasaya arzetmek- tedirler. Bunun aksini düşünenler de pek çok olduğundan ucuz fiatle tahvilleri toplamakta ve bu suretle borsalar canlı muamelelere sahne olmaktadır. lar, (Baş tarafı 1 inci sahifede) kü toplantıda Akdeniz anlaşmasının tatbiki hakkındaki kanun lâyihasın- dan başka bir de tahsisat kanunu lâ- yihasını müzakere edecektir. Bu lâyi- hanın müstaceliyet kararile müzake- Tesinin isteneceği söylenmektedir. Floryada Nyon konferansında imzalanan Ak- deniz paktı için Kamutayı toplantıya çağıran Ulu Önder Atatürk dün ak- şam hususi trenle Ankaraya hareket etmişlerdir. Genel Kurmay Başkanı - Mareşal Fevzi Çakmak, İstanbul kumandanı korgeneral Halis, Merkez kumandanı korgeneral Cemil Cahid, İstanbul va- li ve Belediye relsi Muhiddin Üstün- dağ ve Maskova sefiri daha önce Flop- yaya gitmişler ve Atatürk tarafından kabul edilmişlerdir. Ulu şef, kendilerini teşyie gelenler- le birlikte saat19,30 da Floryadan ha- rTeket etmiş ve Haydarpaşa rıhtımına vasıl olmuşlardır. Ulu şefimiz rıhtımda © genel Kur- may ikinci başkanı Orgeneral Asım,. Harb Akademisi kamutanı Ali Fuad, Moskova sefiri ve İstanbulda bulunan saylavlar tarafından karşılanmışlar. dil aeearesanae aasanaman meydanı şehrin devlet merkezi olarak kalacaktır, Şu kısacık sözlerimle size şehrin ge- lecek plânı hakkında muhtasaran ma- lümat verdim. Atatürk yurdunun en kahraman şehirlerinden olan bu tari- hi belde artık ebediyyen iztırap- tan kurtulmuş ve büyük bir refaha ka» Vüşmuştur. şaşkınlığa düşmediğini görünce s6- Yindim. Herhalde bu adam bir kadı- Dın meslek arkadaşı olmasını tabii gören erkeklerden... ve beni ayakta tuttuğundan müteessir olmuş gibi derhal karşısındaki koltuğu gösterdi: — Rica ederim, buyursanız! Ve biraz evvel okuduğu kitapla ar- tık meşgul olmıyacağını göstermek ister gibi kapayıp masaya bıraktıktan sonra devam etti: — Şimdi sizin için yeni bir çalışma hayatı başlıyor demek, Doktorlük baş- ka meslekler gibi değildir. Gerçi her meslek tecrübe ile işlenir, kuvvetle- nir, Fakat doktorlukta insan her gün biraz daha açıldığını, bir yeni şey da- ha öğrendiğini görür. En yüksek pro- fesörler bile vakalar üzerinde yaptık- ları aramalar sayesinde şöhretlerini yaymışlardır. Ve doktorlukta insan aliâme olsa, Lokman olsa gene her şeyi bildiğini iddia edemez. Hayat o kadar değişiyor ve hayat değiştikçe hastalıklar o kadar değişiyor ki her gün yeni bir vaka ile yeni bir şey öğ- renmek imkâni hasıl ölüyor. Sonra fenni cihazlar da terakki ediyor. Ye- ter ki yetişen bir genç doktor ilk defa mesleğinde kendisine bir çok şeyler | öğretebilecek bir müessesede çalışmak imkânını bulsun, İ Siz bu noktadan şanslısınız. Hasla- memiz memleketin techizat, itiberile Fransız frangı dün de bir mikdar düştü Türk borcu tahvilleri 13,10 lirada açılıp 72,80 lirada kapandı İstanbulun kambiyo borsasında da ayni vaziyet. göze çarpmakta, iki, üç gündenberi misaline ax tesadü! edilir hararetli işler olmaktadır. Ünitürk ve dolar Tnasız frangının sukutunu takiben İ Türk borcu tahvilleri ve dolar da düş- mekte devam ediyorlar, Türk borcu tah- villeri Pariste dün 250 franktan kapa narak bir gün evvele nazaran tç frank ve İstanbul borsasında da 13,10 lira- dan açılıp. 12,80 lirada kapanarak kıymetinden 30 kuruş daha kaybet- miştir, Dolar, bir İngüliz lirası karşılığı ev- velki gün 4,94,70 idi. Dün bir İngiliz lirası mukabili 4,95,20 dolar olarak kaydedilmiştir ki, dolar da bu suretle kıymetinden yarım sent kaybetmiş 0- Tuyor. karaya gittiler Ulu önder kendilerini istikbal eden zevatın ellerini sıkarak ve kendileri- ne teşekkür ederek Utifatlarda bulun- muş, sonra hususi trene saat 19,40 da binmişlerdir. Bu' sırada garda birik- miş olan binlerce halk Atatürke can- dan gelen coşkun tezahüratta bulun- muşlardır. Saylavlar gidiyorlar Dün de, şehrimizdeki bir çok meb- uslar akşam trenile Ankaraya hare- ket etmişlerdir. Diğer mebuslar bu- gün hususi trenle hareket edecekler- dir. Hususi tren saat 19,10 da Hay- darpaşadan hareket edecektir. Gölcük yağ gemisinin tecrü- beleri bugün yapılacak Gölcük deniz fabrikalarında yeni- den yapılan Gölcük yağ gemisinin de- niz tecrübeleri bugün yapılacaktir. Gemi, bugtin deniz komutanlığı önün- den hareket ederek deniz tecrübeleri yapacak ve saat 15 de Dolmabahçe önünde demirliyecektir. İzmirde kaymakamların toplantısı İzmir (Akşam) — Vilâyet dahilin- deki kaza kaymakamları vali B. Fazlı Güleçin riyasetinde bir toplantıya da- vet edilmişlerdir. “Toplanan kayma- kamlar kongresinde kazalarda bu yıl Yapılacak Nafi, Sağlık ve Ziraat kalkınma işleri üzerinde görüşülmüş, mühim kararlar alınmıştır. Geçen se- ne vilâyetimize gelen ve muvakkaten iskân edilen o göçmenlerin evleri de süratle inşa edilerek kendilerine veri- lecektir. Mtatürk dün An İ en kuvvetli bir müessesesidir. Böyle dört yüz yataklı bir hastane bir genç doktor için . bulunmaz bir müşahede mevzuudur. Doktor Hayri gözlüklerinin altın- dan beni dikkatle süzerek ilâve etti: — Hevesiniz var değil mi? Pek çok! — Çalışınız. Bu servisteki arkadaş- larınız İyi, malümatlı doktorlardır. Profesör de biliyorsunuz beynelmilel bir şöhrettir, Onun varlığı bile sizin ve bizim için bir kıymettir. Nerede oturuyorsunuz? — Nişantaşında! — Komşu sayılırız demek. Ben de Maçkadayım. Doktor Hayrinin Maçkada oturdu» gunu biliyordum. Kurşuni renkli oto- mobilini sık sik bahçe içindeki bir apartımanın kapısında görürdüm. Be- ni ilk defa samimi olarak tebrik eden bu adamın sohbeti ne kadar tatlıydı. Biz şundan bundan konuşuyorduk ki | âsistanlardan İbrahim bey içeri girdi. Beni başile selâmladıktan sonra dok- tor Hayri beye: — 21 numaralı hasta ağırlaştı ho- | | cam müdahale yapmak lâzım mı? Doktor Hayri istifini bile bozmadan | sordu: — Nesi var? — Fiyevri 39 u buldu. — Başka? 17 Eyiti 1931 ADIN KÖŞESİ Koyu renk elbise, açık renk manto Koyu renk elbise üzerine açık renk manto giyiliyor. Ayni kumaştan ke meri vardır. Mantonun omuzları ve kemerin uçları siyah kordane ile işlen- miştir. Inegölün kurtuluşu İğnegöl (Akşam) — 6 eylül İğmegö- lün kurtuluş yıl dönümüne rastladı- ğı cihetle bu mmesud gün büyük mera- #imle kutlanmış, şehir baştan başa onanmıştır. Merasimde muzaffer or- .dumuzun kasabaya girişi temsil edil- miş ve buna binlerce köylü de iştirak etmiştir. Yukarıdaki klişe İsmet Pa- şa okulundan küçük Nesrini kürsü- de nutuk irad ederken gösteriyor. "Temmuz ve ağustos aylarında inşaat faaliyeti Geçen temmuz ve ağustos aylarında şehrimizde inşaat hareketleri artmış- tir. Bu müddet, içinde İstanbulda 104 ev, 19 apartıman, 9 mağaza ve dük- kân, 14 te diğer nevi bina inşa edilmiş ve 738 bina da esaslı surette tamir ve tadil edilmiştir. Bu sayılar, geçen aylara nazaran üç mislldir, Maamafih eylüldenberi inşa- ât hareketleri yeniden azalmıştır. — Hasta çok muztarip. — Peki gelip bakarım. Genç asistan dışarı çıktı. Doktor Hayri gözlüğünün camları- ni silerek tekrar bana döndü — Dün akşam bir Ostöo Syntöre ameliyatı yapmıştım. Muvaffakıyetli oldu. Malüm ya böyle vakalarda teh- like zamanı pek kısa değildir. Çocu- ğun telâş etmekte hakkı var ama ame liyat pek temiz olduğu için ben bir supuration tehlikesi görmüyorum. Herhalde başka bir şey olacak! İster misiniz beraber bakalım. Bu teklifi ne heyecanla karşıladı- ğımı kendisi farketti. Cigarasını sön- dürürken güldü; — Böyle ameliyatlarda iki şey mü- him tutulur. Hastanın yaşı ve ameli- yatın temizliği. Hastanın yaşı pek ilerlememiş ve ameliyat ta temiz ya- pılmışsa neticeyi emniyetle bekliyebi- iriz, Onu takib ederek koridora çıktım. Hasta dört yataklı odalardan birin- de idi. Doktorun bahsettiği mevzua nazaran hastanın bir yerinden kemik alınıp Kırık bir yerine eklenmiş ola- caktı, İçeri girdiğimiz zaman asistanı has- tanın başucunda gördük, Doktor Hay- ri sükünetle sokuldu. Bu yirmi, yirmi beş Yaş, arasında sarışın bir delikanlı idi, , MArkası var) 5 Pri gag | w 3 E.E 8 gz N .ZE, SE. »E SENBSEE İ 2 2SEEBS SimS w282H8ss yuva