4 Eyldl 1937 AKŞAM Izmir fuarı iktisadi ehemmiyetinden başka eğlence cihetinden de Izmire büyük faydalar temin etmiştir Fuarda 12 senedenberi zincire vurulmuş ve demir kafes içinde yaşıyan bir Afrika vahşisi teşhir ediliyor. Bu adam yalnız çiğ et ve akciğer yiyormuş İzmir (Akşam) — İzmir enternas- Yonal fuarı, iktisadi muhtelif faydala- Yı ve eğlencelerile devam ediyor. 20 €ylülde kapanacak olan fuarı görme- ğe gelenlerin miktarı hergün artıyor. İzmirin 9 eylül kurtuluş bayramını da fuarla birlikte görmeği kararlaş- ranlar çoktur. 9 eytül kurtuluş bayramı için zen- Bin bir program hazırlanmıştır. Bu Progarma göre İzmirliler ve civardah &elecek halk öğleden evvel ve sonra Yapılacak törenlerde hazır bulunacak Ye büyük bir zafer alayı tertip edile- tektir, Fuardaki pavyonlar arasında ağır Ve hafif sanayi mamulâtımızı, muhte Mf mahsullerimizi zenginliklerile gös- terenler çoktur. Vilâyetler ve Türkiye Ticaret odaları paviyonunda memle- ketimizdeki muhtelif sanayi mamulâ- İl meyanında gıda sanayii mühim bir Mevki tutuyor. Kaplan ve parstan baş» yarak kartala, hattâ en küçük &v hayvanı serçeye kadar deriler, tahnit €dilmiş hayvanlar var, Alâkadarler, Ormanlarımızın av ve kürk hayvanları bakımından zenginliğini iyi gösterebil mişlerdir Sabun sanayii, ağaçtan yar Pılan muhtelif eşya arasında Bodrum- | dan getirilen süngerler köşesi ayrı Zenginlik ve güzelliktedir. Şimdiye kadar Almanyadan getirilen ve insan Vücudündeki muhtelif uzuvları gös- İeren alçı ders malzemesinin Mardin- de muvaffakıyetle imal edildiğini Tür- kiye Ticaret odaları paviyonunun bir iş © küşesindeki modellerden öğreniyoruz, bundan sonra bu iş için harice giden , ON binlerce liranın memlekelimiz- de kalacağına seviniyoruz. İzmir vilâyeti paviyonu İzmir ve Manisa vilâyetleri pavi- Yonları, ayrı ayrı ihtişam ve zengin- lik içindedir. İzmir vilâyeti pavyonun- da muhtelif mahsullerimizi gösteren Tenkli resimirin arasında zeybek kı- Yaletile dölaşan iriyarı Ege gençleri Böze çarpıyor. Bunlar, Egenin eski zey- Dek ve efe devrini canlandırıyorlar. Bu Paviyondaki turizm köşesi çok zen- gindir. Akdenizle İzmir körfezindeki balık- lârı gösteren köşe yanında Akdenizin İncisi İzmirin, Yamanlar dağı üzerin- de görünen yağlı boya, muhteşem bir tablosu göze çarpıyor. Zengin elişleri Sergisi yanında küçük Menderes hav- zasının bir kabartması, Ege köylerin- de çalman coşkun ruhların hislerini İrennüm eden irili ufaklı musiki âlelleri, beri tarafta kesif bir orman- dan ansızın'firlamış, üzerinize âtıla- cakmiş gibi vaziyet atmış, tahnit edi- Miş bir kaplan ve yanıbaşında Ege or- Manlarındaki nadide kuşlar ve hayvan- lar görünüyor. Manisa vilâyeti paviyonu Manisa paviyonu, zenginlik iltibas rile emsalsızdır. Paviyonun üzerinde Mhhatlı, gürbüz bir Ege kızı, güçlükle Fuarda İnhisarlar ve Devlet Demiryolları, Sovyet paviyonları kaldırdığı büyük bir üzüm salkımı ile tâ uzaklardan göze çarpıyor, “ Paviyonun bir tarafında kabarma gürbüz bir Ege delikanlısı, bir Egeli kızla şakalaşıyor. Paviyonun içinde Manisada yetişen muhtelif mahsuller arasında üzüm nümunelerinin zen- ginliği göze çarpıyor. Bir köşede va- Wi B. Lütfi Kırdarın faaliyeti ve him- metile mamure halini alan Manisa. nın kabarlanası, diğer taraftan yeni inşa edilecek stadyomun maketi görü» nüyor, Gördesin meşhur haldarı için ay- rı bir köşe vücude getirilmiş, bunun daha güzelini Türkiye Ticaret oda- ları paviyonunda İsparta ve Uşak hahları için hazırlanan meşherde gö- rüyoruz. Trakya paviyonu Generali Kâzım Diriğin himmetile hazırlanan ve Trakyadaki muhtelif hareketleri gösteren Trakya paviyonu çok zengindir. Bol hububat nümüne- leri, şeker pancarı, fasulye, fiğ, har- dal tohumu, kuşyemi, Tekirdağ ve Boz- caadanın nefis şarapları, İktisad Ve- kilimiz B, Celâl Bâyarın nazarı dikka- tini celbeden Gelibolu sardalyeleri, Alpullu fabrikasının şekerleri, Trak- yanın madenleri, kereste çeşldleri, dev- I let (Türkgelâi çifliği)nin zengin mah- sul örnekleri, fuar için hakikaten öze- nilerek hazırlanmıştır. Turizm köşesinde mimar koca Si- nanm Selimiye camisinin yanında Tru- vanın renkli resmi göze çarpıyor. Dün- yanın bile nefasetini takdir ettiği 'Trakyanın nefis peynirleri, yeni an- cılık, tavşancılık, bütün teferrüatile bir ari kovanı, nefis ballar, dünyaca tanınmış canlı Lavşanlar” (Şin Şilda, Viyana mavisi, beyaz Ankara tavgan- ları) ayrı ayrı ziyaretçilerin alâkası- ni çeken mevzulardır. 'Traky& paviyonunda neşriyat ve propaganda işine de büyük ehemmiyet verilmiştir. Broşürler, kataloğlar, Trak- ya pehlivanları panoraması, ingilizce, fransızca ve türkçe Rdirne rehberi, ziyaretçilere dağıtılıyor. İnhisarlar paviyonu da çok zengin- dir. Burada tütün, müskirat ve tuz istihsalâtile istihlâkâtını bir bakışta büyük grafiklerden öğrenebiliyoruz. Bir tarafta da satış yapılıyor. Satılan eşyası arasında fuar için imal edilmiş nefis sigaralar var, Vahsi adam Fuarın eğlence kısmı çok zengindir. Zaten hiç bir iktisadi maksadin İz- mire gelmiyen fuar ziyaretçileri, bir Ay zengin bir eğlerice şehri halini alan İzmir fuarını eğlenmek için görmeğe geliyorlar, Eğlence vesaiti arasında bir de vahşi adam var. Demir kafes için- de muhafaza edilen bu kuzguni siyah adam, teşhir edenin anlattığına göre On iki senedenberi zincire vurulmuş olarak demir kafes içinde yaşıyormuş. Aferikadan getirilmiş ve yalnız çiğ et v6 akciğerle tegaddi ediyormuş. Fuardaki vahşi hayvanlar paviyonu da halkın alfikasile karşılanıyor. 400 Kilo ağırlığındaki deniz kaplumbağası, herkesi hayrete düşüren bir canavar- dır. İzmir fuarı, iktisafli ehemiyetinden başka eğlence cihetinden de İzmir için büyük faydalar temin etmiştir. Hasan Âli Yücel Pazartesi Konuşmaları Kitap halinde intişar etti, Satış yeri Remzi kitaphamesidir. MEŞHURLAR SERİSİ: Ertuğrul Muhsin «Bugünkü tiyatromuzun dâhisi; dediğimiz Ertuğrul Muhsin tam as ker olacak adamdır. 'Tepebaşındaki tahtadan tiyartroya öyle bir disiplin sokmuştur ki meselâ bir prova zama» nında cüretkâr bir sivrisinek bile ar- tistlerin yanına giremez. Zaman zi» man tiyatronun kara tahtasına bir ceza kâğıtı yapıştırılır, onda faraza şöyle bir not göze çarpar: gösterse dinlemez, ceza keser. HAMA dostları ondaki bu müthiş disiplin zihniyetine aid şu fıkraları anlatırlar: Tiyatroda rejisör evde koca Muhsin bunun için bir kaç kere ar tist Neyireye ceza verdirtmiştir. Eve gidince Ertuğrul Muhsin reji- sörlüğünü muvakkat bir zaman için bir tarafa bırakır ve koca olur, Sofra- da yevcesi Neyire sorar: — Vah Neyireciğim... Sizin rejisör sana ceza kesmiş öyle mi?... Çok in- safsız adammış doğrusu... Bir dostu da şu fıkrayı anlattı: — Bir gün prova istenilen bir şe- kilde olmamıştı. Bütün artistlere cezai vermek icab ediyordu. Halbuki ayni | Piyeste Ertuğrul Muhsinin'de rolü | vardı. Rejisör Ertuğrul Muhsin bütün ar- üstlere bu arada, aktör Ertuğrul Muhsine de ceza kesti, Disiplin uğrunda o kendi kendini bile icab edince cezalandırır, Hayatında baloya gitmiyen artist Ertuğrul Muhsinin garib bir husu- siyeti vardır. Hayalında bir kerecik olsun bir baloya gitmemiştir. O balodan nefret eder. Kalabalıkta başı döner. Ertuğrul Muhsinin hiç gitmediği yerlerden biri de kahve ve gazinolardır. Hâttâ kalabalık kahve- lerin önünden geçerken Ertuğrul Muhsin arkadaşlarına. — Mümkün olsa bütün bu kahve- leri kapalırım!... der, Kalabalık lokantada katiyen ye- mek yemez. HAttü belki de otomobi- lini kalabalık tramvaya obinmemek için almıştır. Ertuğrul Muhsin kala- balıktan niçin bukadar çekinir?... Bunun cevabı gayet basittir. Çünkü Ertuğrul Muhsin, dünyanın en mah- “e Zi Dini adamlarından biridir. e 'ç mahcubiyetle, sıkıl; hkla kabili telif olmadığı halde Sür kiyenin en büyük sahne artisti ya bancı birisile konuşurken kızarır. Siz adetâ bu sıkılgan ve nazik adam karşısmda şaşırırsınız: — Şehir tiyatrosunu büyük bir di- siplinle tirtir tilreten “Türkiyenin “tabir mazur görülsün- en kaşarlan- mış artisti bu mu? Mühsinin üç şeye karşı önüne ge- gilmez bir zanfı vardır; 1 — Yaprak sigarası içmek, 2 — iyi Biyinmek, 3 — Güzel piyes okumak. Hele yaprak sigarası... Muhsinin ağzından kalın yaprak sigarasının ek- $ik olduğu zaman hemen hemen gö- rünmez. Şehir tiyatrosunun rejisörü bu itibarla meşhur rejisör Ervest Lü- biçe'de pek benzer. Çünkü Ervest Lü- biçin ağzından de yaprak sigarası ek- sik olmaz, Her sabah jimnastik Muhsin vücudüne son derece ba- kar, Bunun için spora fevkalâde düş- kündür, Her sabah gayet erkenden kalkar ve jimnastik yapar, sonra da Mecidiyeköyünde bir yürüyüş yapar. Ertuğrul Muhsinin rol aldığı za- manlar sahneye çıkışı hakikaten gö- rülecek şeydir. O sahneye çikâcağı gece ilk defa bir piyeste bir rol almış 18 yaşında bir he- vesli gibi heyecan içinde piyesten iki saat evvel tiyatroya gelir. Odasına ka- panır, Arkadaşları bu iki sdatlik za- mana «Heyecan uykusu» derler. Bu esnada iki saat Muhsinin yanına kim- diği si iştir. Piyesi biter, Muhsin sahneden kar ve eve gidip öyle yemek yer. Sahnede oynarken gözleri ne kadar Seyircilerin üzerine çevrilirse çevrilsin kimseyi görmez. Önündeki salon bem- beyaz bir duman halindedir. Ertuğrul Muhsin ve Greta Garbo Meşhur sinema yıldızı Greta Garbo- nun yıldızı bu derece parlamadan ön- ce İstanbula gelmiş ve Ertuğrul Muh- sinle tanışmıştır. Greta Garbonun İs- tanbulda çevireceği bir filim için Muh- sin kendisine yardım etmiştir. Fakat Greta Garbo'nun çalıştığı kumpanya sinema çekme makinele- rinden çoğunu gümrükten geçireme- miştir. Meşhur artist İstanbuldan ay- rılmağa mecbur olmuştur. Greto Garbonun geldiğini bugün yalnız Muhsin değil Şehir tiyatrosu ar- tistlerinden pek çoğu, meselâ Vasfi Rıza da hatırlar. Ertuğrul Muhsinin hayatta en si- nirlendiği şey birisinin kendisine var zife olmıyan bir şeye karışmasıdır. Bunun için Ertuğrul Muhsin çalıştı- ğı müesseselerin, Meselâ filim stüdyo- sunun duvarlarma, tiyatroya: «Üzeri- nize aid olmıyan şeylere karışma...» levhasını astırmıştır. Muhsinin bir de yalan söylemekten ödü kopar... Onun bu halini gören artist Muammer: — Şaşıyorum yahu, âiyor, hayret ediyorum. Hiç yalan söylemiyor. Muhsin son derece hassastır. Lâkin hislerini belli etmekten pek korkar. Bazı hâdiseler karşısında gözleri sulanacak derecede hassasiyete kapıl- dığı olur, fakat tesirini dışarıya ver- mekten âdeta utanır. Muhsin adam yetiştirmeği kendi ak- törlüğünden ve rejisörlüğünden çok sever. Gençleri teşvik için meselâ pi- yeslerde, küçük figüran rollerine ken- di çıkar, Nitekim Maya piyesinde küçücük bir figüran rolü onamıştır. Portreci Geçinme masrafını ucuzlat- mak için tedbirler Müstahsil ile müstehlik arasında iş alan mütavassılların ortadari kaldırı). ması için Türkofis merkezinin fikrile Ankara Ticaret odası tarafından yapi- lan teşebbüslerden evvelce bahsetmiş- tik, İstanbul Ticaret odasının da bu ci- heti tedkik ettiğini duyduk. Hayat ucuzluğuna büyük tesirleri olacak olan bu işin biran evvel başarılması herkesi memnun edecektir. İkinci şube müdür muavinliği Emniyet âmirleri arasında son yapı- lan nakil ve ta; sırasında ikinci şube müdür muavinlerinin taşra em- niyet direktörlüklerine tayinleri dola- yısile inhilâl eden muavinliğe bay Ta- hir tayin edilmişti, Ahiren görülen lü- zum üzerine; ikinci şube işlerinde, ö- tedenberi vukufu, bulunan, bu sefer de Üsküdar emniyet memurluğuna tas yin edilmiş olan Tevfik Fikri Doğanın tekrar bu şubeye getirilmesi kararlaş-