4 Eylaı 1937 AKŞAMDAN AKŞAMA Rüşvetçiler hakkında bir hukuki münakaşa Bir mecliste bazı ahbaplarımla bir- likle oturup öteden beriden konuşur- ken, içlerinden bir hukukçu: > Bir yolsuzluk dikkatimi celbet- İİ! - dedi; - Bizde erüşvetçileri yaka- » işi usulünde cereyan etmiyor, — Ne gibi? — Hükümet kuvvetleri, bir insanı Sürüm, yapmaktan menedebilirler; et- Melidirler. Eğer cürüm işlenmişse de kabahatliyi tutarak cezaya çarparlar, Bu da doğrudur, Fakat cürme tahrik “erek onu belki de kendi haline bi- Takılsa işlemiyeceği bir kabahiale sev- etmek, sonra da yakalamak, ne de- Mektirp — Böyle bir şey yaptisyor mu? - di- Ye hayretle sordum. — Yapılıyor! — Nasıl? — Meselâ, bir ihbar vaki oluyor: “Palanca adam rüşvet alıyor!» deni- © O âna kadar alıp almadığı kati- Yetle malüm değildir. Belki de iftira- Ür. Belki de bir garezdir. Bu ihbar ne, bir etirmü meşhud hazırlanı- Yor. Numaraları alınmış paralar bir teslim ediliyor. Zabıta memur- İâri bir yere gizleniyor. Rüşvet vere- kimse, o geceden konuşup rüşvet alacağı razı etmiştir. Böylece «cürmü eşhude yapılıyor. rmücrim» yakala- tayor. — İyi ya, demek aldı rüşveti! — Fakat aradaki farka dikkat et- Miyorsunuz: Gerçi aldı ama, cürüm teşvik edildi. Bu, tıpkı neye enzer, bilir misiniz: Bir saf adam ta- “vur ediniz. Kendisine bir kadın kız- MŞ. İntikam almak için kocasına ha- veriyor; «Bana takılıyor!» Halbu- ki takıma hâdisesi o vakite kadar Yoktur. Zevç gizleniyor. Kadın da, kol larını göğsünü, açıyor, bir takım baş döndürücü cümleler sarfediyor, ada- MI, maruf tabirile iğfal ediyor. Tam * Strada, pürsilâh zevç kapıdan içe- tiye giriyor, — Bigünah, saf bir adamla kendi- Sine mesuliyet yükletilmiş bir devlet Memuru?... Arada fark var. > Var... Fakat öyle insanlar da var- ki, şayet ifsad edilmezlerse, ömür- sonuna kadar saf kalırlar; ev- Malarma temiz bir nam bırakırlar Bunları yekünu meçhul bir parayla kandırmak belki maalesef mümkün- a Osmanlı paşalarından ©: «Namuslu musun?» diye sor- » «Üç bin altınlık mamuslu. Yum!» demiş. «O dane demek?» > «İlç bin altın rüşvet teklif ettiler, m, Fakat daha fazlasmı etme- .— Ben de namusumun kaç para- Olduğunun tarkında değilim'n.. # ıç Adamın biri koku makinesi icad « Havadan ses top- i bay Amca!, rn radyo gibi bu makine de hava- Şehir plânı İstimlâk edilecek arsalar tekrar nasıl satılacak Şehir plânının tatbiki esnasında bir çok istimlâk işlerine lüzum görülecek- tir. İstimlâk edilecek mahallerden bir kısmı sonra tekrar arsa halinde sak- lanacaktır.. Bu satışta o mahallin ilk sahibi müzayede neticesinde birinci derece hak sahibi olacaktır. Bu arsa ları satın alanlar beş sene içinde in- şaat yapmağa mecbur olacaklardır. Arsaların satışında üzerinde bina yapılması mümkün olmıyacak şekil de kalan küçük arsalar mecburi ola- rak yanındaki arsaya devredilecek ve bu arsalar da o zaman inşaat yapılar caktır. İstimlâk neticesinde münferid Kalan arsalardan mürekkeb adalar be- lediyece taksitle istimlâk edilecektir. Dahiliye Vekâleti, ifraz plânlarım da bir kaideye bağlamıştır. Plân tat bik edilmeğe başlandıktan sonra arsar ların ifraz muameleleri eskisi gibi be- Jediyece değil, bir mütehassıs fen he- yeti tarafmdan yapılacakır, Bundan başka imar plânının tatbikile istimlâk edilerek halka satılacak arsaların sa- | tışında sepekülâsyona mani oolacak tedbirleri belediye almağa mecbur ©- lacaktar, : : Şehir tiyatrosu Operet kısmı bu sene vodviller oyniyacak Şehir tiyatrosunda yeni mevsim için hazırlıklar devam ediyor. Son se- nelerde Şehir tiyatrosu biri dram, di- geri operet olmak üzere İki kısma ây- Tılmıştı, Bu sene operet kısmı, Vod- vil heyeti namını alacaktır. Dram kıs- mı gene Tepebaşı, ve vodvil kısmı da Fransız tiyatrolarında temsiller vere- cektir, 'Temsillere teşrinleyvel iptidasında başlanacaktır. Şimdiden provalar ya- pılıyor. Şehir tiyatrosu artistlerinden bayan Feriha Tevfik istifa etmiştir. Buna mukabil eski ertistlerden bayan Halt- de yeniden Şehir tiyatrosuna girmiş- tir. Bir tavuk hırsızı yakalandı Polis; İstanbulun #muhtelif semtie- rindeki tavuklara musalat olan bir hur- sızı yakalamıştır. İsmail adındaki bu adam, ras geldiği yerlerde dolaşmak- ta olan tavuklara yem atmak sureti- le başına toplamakta, bu suretle birer birer yakalayıp torbasına doldur. maktadır. İsmail hakkındaki tahkikat ilerletilmektedir. Bir otomobil bir çocuğa çarparak yaraladı Berkis isminde birinin bulunan hususi otomobil, dün Beyoğlu caddesinde geçmekte iken de oturan 8 yaşlarında Müfiğ'isminde bir çocuğa çarparak tehlikeli surette yaralanmasına sebep olmuştur. Polis, işe el koymuş, Serkis yakala - mış, yaralı çocuk da hastaneye kak dırılmıştır. N ... Bir düğmeye basınca evin içi "çam kokusu... AKŞAM ŞEHİR HABERLERİ Haklı şikâyetler Posta ile para göndermek güçlüğü Posta ile Yakacığa gönderdiği- niz bir para için Kartal postanesi -Yakacıkta postane olmadığından- mürselileyhine ihbarname > gön- dermiyor. Parg postanede (post restant) olarak kalıyor, Gönderdi- giniz paranın postaneden alınma sı için mürselileyhi mutlaka hu- susi bir mektupla haberdar etme- niz lâzımdır. Yakacık Kartala -otobüsle on dakika mesafede- bir sayfiye yeri- dir, bir köy değildir. Otobüs gibi seri bir vasıda ile Kartala merbut olan bu yere pos- tanenin ihbarname göndermemesi doğru mudur?, Üsküdar tramvayları Müdür B. Necmeddin Sahir sıhhi sebebler yüzünden “çekildi İD üsküder- Kadıköy tramvay şirketi müdür ve murahhas azâsı B. Necmeğ- din Sahir sıhhi sebepler dolayıstle bu vazifeden gekilmiştir. B. Necmeddin Sahir Sümer bank İdare meclisi aza- lığma tayin edilmiştir. Üsküdar - Kadıköy tramvay şirke- ti müdür ve murahhas âzalığına Dev- let demiryollar idaresi eski müdürü B, İbrahim Kemal tayin edilmiştir. Edirnede festival Yakında Edirnede festival yapıla- caktır. Şehir tiyatrosile İstanbul fes- tivalinde bulunan Türk ekiplerinin festival esnasında Edirneye gitmeleri muhtemeldir. Son 24 saatte 3 tifo vakası görüldü Son 24 saul içinde yeniden üç tif vakası kaydedilmiştir. Bu müddet İ- çinde 461 kişiye birinci, 661 kişiye dö İkinci aşı yapılmıştır. kaplarla yapılacaktır. olunur. «B.» «5857» Istanbni Belediyesinden: 1 -—- Daimi Encümenin 10/8/937 tarihli karariyle İstanbul Belediye sınırı içinde sırtta, omuzda ve başta her nevi eşya ve gıda maddeleri taşınması ve satılma- sının yasak edildiği evvelce gazetelerle ilân edilmişti. 2 — Bu yasak Eminönü, Fatih, Beyoğlu ve Beşiktaş Belediye şubeleri mıntakalarında diğer Belediye şubeleri mıntakalarında 1 İkinciteşrin tarihlerinden itibaren tatbik edilecektir. 3 — Bu tarihlerden sonra tasıma işleri ve seyyar sa- tıcılık mazbut ve muntazam el arabalariyle veya mo- törlü vasıtalarla ve yahut elde tasınabilecek küçük 4 — Elde taşımak suretile satılan her nevi eşya ve gıda maddelerinin bunların nevi ve mahiyetlerine uy- gun kaplar içinde bulundurulması lâzımdır. 5 — Yukarıdaki hükümlerin tatbikine pek az zaman kaldığından alâkadarlarca bilinmek ve icap eden vası- talar şimdiden hazırlanmak üzere keyfiyet tekrar ilân Asfalt yollar Belediye inşaat için hazırlığa başladı Şehir meclisince beş senelik bir yol programı kabul edildiğini ve bu pr gramın yakında tatbikine başlanaca- ğını yazmıştı. Bu sene yapılacak olan 150 bin liralık yol için hazırlık başla- mıştır, Yeni şehir yollarının bir kısmı asfalt olacaklır. Haber aldığımıza göre belediye ilk önce Yenicami merdivenleri önünden İş bankası yanındaki sebile kadar olan sokağı ve belediye merkez binasının önü asfalt olarak inşa edilecektir. Bu iki asfalt yer bir tecrübe mahiyetinde olacaktır. Tecrübe muvaffakiyetle ne- ticelendiği takdirde şehrin diğer cad- delerinden bir kısmı asfalt olarak in- şa edilecektir. Belediye evvelâ şehrin Babıâli ve Ankara coddelerile, (o Şişkanevokuşu, Lâleli caddesi gibi yokuş caddeleri as- falt olarak yapmak fikrindedir. Bun- dan sonra düz cadde ve yolların asfal- ta çevrilmesine sira gelecektir Bir esrar satıcısı Polis bir kadını yâkaladı tahkikat yapıyor Zabıta memurları; bir kadın esrar satıcısını yakalamışlardır. Bu kadın Mari ismindedir. Beşiktaşta oturmak» tadır. Mari; yanına bir miktar esrar ala- rak lâzım gelenlere vermek üzere Bey- lerbeyine geçmiştir. Marinin sön gün- lerdeki hareketleri esasen memurla- rın kontrolu altında bulunduğu cihet- le Beylörbeyine kadar takip edilmiş, örâda vapurdan çıktıktan sonra ya- kalanmış ve üzerindeki esrar parçala- rı müsadere edilmiştir. Mari emniyet direktörlüğüne geti- rilmiş olup hakkındaki tahkikat ge- nişletilmektedir. Birinciteşrin ve .. Yahut da kır kokusu ile dolüve- riyormuş!... İyi amma böyle bir fikir mucide acaba nerden gelmiş?.. ai Sahife 3 SOHBET: Söz sözü açar ı Dostlarımdan biri ile konuşuyor dum. Kendisi öteden beri şairdir, ara» sıra da tenkidle uğraşır. Geçen asrın | bir #ransız romancısından bahse baş- | ladı, kitablarını çok severmiş: y — Zamanına göre deği. O Fransız romancısının, dostumun nazarında, «zamanına gören ne oldu- ğunu öğrenemiyeceğim. Çünkü şair ve münekkid arkadaşımın sözünü hemen kestim... Bu «zamanma göre» sözü, ne za- man işitsem, sinirime dokunur. Gerçi cajz olduğu yerler vardır; meselâ: «Aristo'nun fizik bilgisi, zamanına güre.» Fakat, dikkat edin, ekseriya yersiz kullanılır. Şiir, sanal, asırlar geçtikçe, değişir, genişler, zenginle şir; fakat terakki etmez. Hiç bir mu- harrir, kendinden evvelkilerin eserini lüzumsuz kılmaz: Onlardan ayrıdır, onlardan başkadır, Yirminci asır şai- rinin söylediği — dünkülerin söyle- diği 4 yeni bir şey değildir. Sadece yeni bir şeydir, eskiden kalma mirasa ilâve olunur. Halbuki bu günün âli- minin bildiği — dünkü âlimlerin bik diği 4 yeni bir şeydir. Bunun içindir ki son senelerde yazılmış bir tam fizik trall&'sini okuyunca geçen asır- larda yazılmış olanları okumanıza (Allah düşmanıma vermesin! Tarih tecessüsünden mahrum iseniz) biç bir lüzum kalmaz. Geçen asırlarda yazılmış olanları: «Zamanına göre iyi o Zamanına göre mükemmel» di- ye tavsif edebilirsiniz. Çnkü onlar aşılmıştır, Sanat eserleri ise aşılmaz. n «Sözüme gücenmeyiniz. Halbuki si- zi incitmek istememiştim. Onu size hakaret için değil, düşünmeden söy- ledim.» İşte hakaretin en büyüğü bu- dur. Bana hakaret için, gücendir- mek, maksadile ağır bir söz söyliyeni affedehilirim. OÖfkelenmiş de söyle miştir, sükün bulduktan sonra belki kendi de haksızlığın anlamıştır. Fakat hiç düşünmeden ağır söz söyll- yen, beni kıran adam benim hakkım- da tabii olarak bir hafifseme besli- yor demektir. Henüz onları da; «İn- sandır, nahveline aldırmamale di. ye hoş görecek kadar «hükim» ola- madım. mı Voltaire, Louis Racine (büyük şai- rin oğlu) ile adım hatırlamadığım ârif ve ince bir abbö'ye yeni bir tragedlasın okuyormuş. Bir mısraı duyunca Louis Racine: «Bu mısra be- nim» demşi; aldırmamışlar. Amma 9 da susmamış, ikide bir: «O mısra be- nimdi! O mısra benimdi!» dermiş. Nihayet abbö sinirlenmiş, Voltairö'e: «Verin şunun mirasını da defolsun!» demiş. Sözlerinin, fikirlerinin başkaları tarafından aşırıldığını iddia edenleri, her ne söyleseniz: «Bunu ben daha evvel söylemiştim» diyenleri düyduk- ça hep Louis Racine'in başına geleni | hatırlarım. Hele fikir üzerinde mülkiyet iddin- sına kalkışanlar pek hoştur! Fikir bir icad değil, bir keşif'tir: Tabiatte, insanlar arasındaki münasebatta esa- sen mevcuğ olan bir hakikati bu Tup çıkarmak. Doğru bulduğun için ileri sürdüğün bir fikri bir başkası- nin da kendiliğinden bulamıyacağı- nı, onu ancak senden öğrenmesi lâ- sm geldiğini sanıyorsan o fikrin herkesin görebileceği bir hakikat ok mdaığını, ancak senin tarafından (Devamı 4 üncü sahifede) Nurullah Ataç B, A, — Kimbilir, bir gün bizim Be- | lıkpazarından geçmiş olmal!