2 Eylül 1937 AKŞAM Sahife 3 ADA AKŞANA ere | — a i Zenaat sırları İstanbulun pek meşhur bir lokan- tasına girdim. Burası süsile püsile de ğil de yemeklerinin nefasetile tanm- MiŞ bir dükkâncağızdı. Şehrimizin Pek uzak bir semtinde, pek kötü bir #okağında olduğu halde, içi, vıcır vicir Püşteri doluydu. Hem de, kibar, ka- Winler, zengin müşteriler... Obur ok Mayıp ta ağzımın tadını, midesinin k*küsin bilen yurttaşlar... Bir «Beğendin getirttim. Mükemmel... Hem, o derece mü- kemmel ki, eşi emsali ancak, Bolunun mgen kasabası konaklara usta aş- Gıbaşı yetiştirdiği sırada pek kibar ve Sevk. sahibi efendilerin sofrasında Mevcuddu, Bir «hravo'» çektikten sonra, bu e ustaya dedim ki: —— Şunun yapılış şeklini bana an- İatsanıza .. Başka yemekleri nasıl ba- Zirladığınızı ve bunların piyasada na- 9il hatalı olarak yapıldığını mukaye- $eli olark söyleyin... Gzeteye isminiz- T yazayım... Hem size reklâm olur, hem de milli tabahatimize Kiz- mettir... Safiyetime acır gibi güldü. — Anlatsam uzun sürer... Tatbik vK Kız Sanatler mektebinden de, aflada bir ders vereyim, her derste yemek öğreteyim diye teklif etti- — Fakat... Yüz buruşturdu; bir el hareketi Yaptı; di istediğini anlıyordum: Zenaat ür O, ser verip sur vermez cinsten- di : bütün bir kurunu vüstayı sil ediyordu. Nitekim iyi bir Joku- nasıl yapıldığı dü muayyen Wtalara has bir bilgi değil midir? renkli akide şekeri piyasada tanım, , sebebi belki de en son us- dl ölmüş bulunmasıdır. Bir Ana- kasabasında bir müteşebbis genç, Keki fabrikası açmış, lâkin, çöm- altıma sürmesi icab eden sırın na- Yapılacağını bilemiyordu. Bunu Yakıla bana anlatmıştı ve? İktisad Vekâletinden sordum. emedim! Şimdi casus gibi bir palhamcye girerek tahkik edece. mi ya çarem kalmadı! - de ; hu $eriyet, uzum asır ümlidadıncn tecrübeler elde ediyor. Bunlar ni hile ferdlerin, ailelerin değil, ay- Malı ve bilhassa cemiyetin “lan neticelerdir, Fakat, kurunu göstanm zenaatkârları sırlarını ken- loncalarına, kendi ailelerine has- tu işlerdi. Büyük sanayi onları yık- ramak SER, bu tecrübeler, - hâlâ hü. Zelzel olanları da dahil olmak üzere, - Burla, © ORTAMIŞ bir medeniyetin un Bir Kİbi, hâk ile yeksan oldular, İlâcın sırrı Almanlardan bir mu- Sokak isimleri kararlaştırıldı Şehir meclisi tedkik ettikten sonra katileşecek İstanbulun sokak isimlerini tedkik eden komisyon işini bitirmiştir. Sokak isimleri içinde bugünkü milli te Jâkki- lerimize uymıyanları vardır. İçlerin- de hakikaten tarihi mahiyette olan ların tayini için komisyon Müzeler idaresi ve Tarih encümenile temas et- miş ve bu isimler etrafında mütalâa- larmı sormuştu. Komisyon, hakika- ten tarihi kıymeti haiz olan İsimleri muhafaza ettiği gibi tarihi telâkki- mize uygun olmuyanları da kaldır mışlır. Bundan başka bâzı sokaklarda ec- nebi isimler vardır. Bunlar da değiş- tirilmiştir. Ancak son senelerde Şehir meclisi kararile bazı devlet şeflerinin ismine izafe ettirilen, meselâ Postane caddesine verilen (Şehinşah Pehlevi) ismi gibi isimler ipka edilmiştir. Komisyonun hazırladığı yeni sokak isimleri bir cedvel halinde Şehir meo- sinin teşrinisani içtimaımda tedkik edilecek ve Belediye bundan sonra ye- ni bir şehir rehberi hazırlıyarak neş- redecektir, 3 beynelmile! sahtekâr yakalandı Orta Avrupada ve bulga- ristanda bir çok sahte çek sürmüşler İstanbul zabıtası; sahte çekler sü- ren beynelmilel bir şebeke efradını yakalamıştır. Haklarında lâzım gelen tahkikat ve takibat yapılmak üzere polis nezareti altında bulunan bu $0- beke efradı şimdiki halde üç kişidir. Bluher, Dansen ve Frank isimlerinde olan bu adamlar Danimarkalıdırlar. Memleketlerinde, (Bulgaristanda Sofya şehrinde ve daha bazı şehirler- de sahte çek sürücülüğü yaptıkları iddiasile oralarda hakklarında kanu- ni takibata girişildiği sırada kaçma- ğa muvaffak olmuşlar, şehrimize gel- mişlerdir. Bu adamların yakalanması hakkın- da bize de müracaat ©dildiği için müteyakkız bulunan memurlar, her üçünü de İstanbula ayak basar bas- maz yakalamışlardır. Üç arkadaşın üzerleri taharri edilince, bazı evrak ve vesaik ele geçirilmiştir. Emniyet direk. törlüğü ikinci şube müdürlüğü tahki- katı derinleştirmektedir. di Yenicamide bir yankesici yakalandı İbrahim isminde bir yankesici, Ye- nicamide bazı safdillerin paralarını aşırmağa uğraşırken polis tarafından | yakalanmıştır. RR RR ahede hükmile alınmış, bülün beşe. riyete maledilmişti. Ferdlerin inhisa- rında sanılan sırlar da, belki ikrami- yeler, mükâfatlar vaadile, sahiplerin- den alınarak millileştrilmeli değil mi- dir? Bu, sanırım ki, üzerinde durula- cak bir iştir, Böyle bir teşebbüs belki muhtelif şubelerimizde yükselmeler | husule getirir. ŞEHİR HABERLERİ Haklı şikâyetler : Tramvay pencereleri Mizam öyledir ki, tramvayların bir tarafındaki pencelerler o açık ötekiler kapah durur. Pakat Jevicalâde sıcak günlerde, istisnai olarak «iki taraf da açılsın!» di- ye bir karar verilebilir. İlkbaharı yaz takibediyor; bo- gucu hararetler şehri Xavuruyor. Karar henüz verilmemiştir! Tek taraf açık olarak arabalar gelib Mihayet karar verilib de pence- reler bir açıldı ms'artık: kapanmak nedir bilmiyor, Eh, şimdi de hararet epi kırıldı. Lâakal boğucu sıcaklar geçti. İki yan halâ açık. Halk arasında zayıfı var, nahifi var, illetlisi, hastası vardır. Bun- lar, kırtasiye tehirlerini bekliyecek vaziyette değildirler, Biraz acele edilsin. Mevsim dönmeğe çoktan yüz tutmuştur. Hele şu bir kaç ” gün evvelki yağmurlu günlerde | ötekine berikine soğ aldırma- nın yolu tar mıdır? Polisi döğmeğe kalkışan biri 83 gün hapse mahküm oldu Aksaray civarında Abbas ve Necati adlarında İki kişi dün kavga etmişler, Necati kunduracı bıçağile Abbası ba- şından yaralamıştır. Vakâya gelen po- 1s memuru Necatiyi yakalayıp kara- kola götürmek İsteyince Necati bu defa da polisi tehdid etmeğe ve döv- meğe kalkışmışlır. Dün Necati asliye dördüncü ceza | mahkemesinde muhakeme edilmiş ve iki ay yirmi üç gün hapsine, 60 lira para cezası ödemesine karar verilmiştir. Necati mahkemede tevkif edilerek tev- | kifhaneye gönderilmiştir. Doktor Mazhar Sevki İki ay evvel Avrupaya gitmiş olan değerli dahiliye mütehassısımız dok- tor Muraffer Şevki Yener seyahatin- den dönmüş Gureba hastanesindeki vazifesine ve hastalarını kabule baş- | lanmıştır. larla yapılacaktır. ilân olunur. (B.) (5798) i orada bir kahvede oturduğunu gör- | görülen bu rapor, Belediye reisliği ta- Istanbul Belediyesinden: 1 — Daimi Encümenin 10/8/937 tarihli kararile İstanbul Belediye sınırı içinde sırtta, omuzda ve başta her nevi eşya ve gıda maddeleri taşınması ve satılması- nın yasak edildiği evvelce gazetelerle ilân edilmişti. 2 — Bu yasak Eminönü, Fatih, Beyoğlu ve Beşik- taş Belediye şubeleri mıntakalarında 1 Birinciteşrin ve diğer Belediye Şubeleri mıntakalarında 1 İkinciteşrin tarihlerinden itibaren tatbik edilecektir. 3 — Bu tarihlerden sonra taşıma işleri ve seyyar satıcılık mozbut ve muntazam el arabalarile veya mo- törlü vasıtalarla veyahut elde taşmabilecek küçük kap- 4 -— Elde taşımak suretile satılan her nevi eşya ve gıda maddelerinin bunların nevi ve mahiyetlerine uy- gun kaplar içinde bulundurulması lâzımdır. 5 — Yukardaki hükümlerin tatbikine pek az za- man kaldığından alâkadarlarca bilinmek ve icabeden vasıtalar şimdiden hazırlanmak üzere keyfiyet tekrar Sahte evrakla arsa satışı Dün gece suçlulardan biri daha yakalandı Taksimde buşkasına aid bir arsa- yi sahte evrakla Armanak adında bi- rine yedi bin liraya satmak cwetile dolandırıcılık yapmaktan suçlu So- tiri ve Jori adlarında iki erkekle O- limbiya adında bir kadın haklarında tahkikat yapıldığını ve bunlardan Jorj ile Olimbiyanın tevkif edildikle- | rini yazmıştık, 1 Suçlulardan Sotiri o zamandan be- ri kaçmış olduğundan adliye ve zabi- | ta tarafından aranmakta idi. Tevkif edilen Jorjun akrabasındarı Kleonik adında bir kadın dün gece Galalada bir sokaktan geçerken firari Sotirinin müş ve derhal polise İtaber vermistir. Keytiyet müddetumumiliğe bildirilmiş ve Soliri hakkında tevkif kararı alı- narak kendisi tevkif edilmiştir. Suç- Yu Sotiri düh adiiyeye getirilmiş ve dördüncü sorgu hâkimine teslim edil- miştir, Fabrika bacaları Belediye esaslı tedbir almağa karar verdi Vilâyet Hıfzıssıhha mütehassıslığı geçenlerde Belediye relsliğine verdi- ği bir raporda şehir içinde fabrika ve imalâthane bacalarından çıkan du- man ve gazların halkın sıhhatini boz- duğu için bunlara bir çare bulunması lüzumunu İleri sürmüştü. Muhteviyatı itibarile pek mühim rafından tedkik oedilmeğe başlan- mıştır, Ancak Belediye reisliği yalnız kü- çük mikyastaki imalâthanelerin de- ğil, havagazı ve çimento fabrikeları- sın bacalarından çıkan gaz ve du- manların da muzır tesir yaptığım gör- müş ve bunların mazarratının önü- nü alinak üzere esaslı bir tedbir itti- kazına karar vermiştir. Bunun için Avrupa memleketlerinde bu gibi fab- rikaların bacalarında ne gibi tedbir- ler alındığı tedkik edilecektir. rel b kasaba oi” | AAtit bir yerdir... .. Vapuru, treni bol; havası, suyu ».. Yeni kurulan kâğıd fabrikası mitin elektrik ihtiyacını temin Tet Dayak makinesi! Mer şeyin motörleştiği, her şeyin makineleştiği bu devirde dayak at mak veya dayak yemek neden me törleşmesin, neden makineleşmesin?.. İşte Amerikalılar da bunu düşün- müşler, hemen elektrikli bir dayak makinesi icad etmişler... İşte «zevcelik sanati» yünden güne kolay bir hale geliyor. Elektrikli süpürğe, elektrikli bulaşık makinesi, elektrikli çamaşır makinesinden son- ra elektrikli dayak makinesi... Demek bundan sonra erkeklerin, kocaların bütün işleri elektrikle gö- rülecek... Fevkalâde bir şey değil mi?.. Bugünleri görebildiğimize şü- kür... Zaten medeni bir surette, elektrik- le dayak yemek dururken, bu motör asrinde artık el ile,, iptidai bir tarzda dayak ta yenir mi ya?... Medeni bir adam, asri bir adam şayet dayak yiyecekse asri vesaifle dayağımı yemielidir. Medeni medeni elektrikli dayak makinesinin önüne durmah ve me deni medeni dayağını yedikten sonra çekilip gitmelidir değil mi?... Ne de olsa makine İle yenilen dayağın tadı başkadır. N Fakat benim korkum nerede bilir misiniz?.. Evde bayan size tuttura- cak; — Ben ne bedbaht kadınım... Bü- tün arkadaşlarımın birer dayak ma- kinesi var. Hemde son sistem... Hal- buki benim bir tane bile dayak ma- kinem yok... Para biriktir, borç et, harcet, me yaparsan yap, bana bir dayak makinesi al... Hem de son sis- tem olsun... 1938 modeli isterim... Siz itiraz edeceksiniz; — Nasıl olur a karıcığım? Kendi elimle kendim dayak makinesini sa» na nasıl alırım?... — Sen al... Ben kullanmam bile... Yalnız dayak makinesi masanın üs- tünde süs olarak durur. Tek eve ge- lenler: «Bu kadıncağızın evinde bir dayak makinesi bile yok!.» demesin- Ter... Çok ayıp oluyor kocacığım... Ve nihayet ısrara dayanamayıp zevcenizle beraber tin tin tin makine- ciye gidip: — Çıkar en son model bir dayak makinesi!... diye pazarlığa girişecek- siniz. Dayak makinesi dedim de hatırıma geldi. Biz bu dayak makinesini çok- tan icad ettik.. Bizim eski falaka adamakıllı bir dayak makinesi idi amma onun motörü elektriği yoktu. Bu şimdi keşfedilen fulakanın asrisi!.. H, F. Zincirlikuyu mezarlığı Zincirlikuyu mezarlığına şimdiye kadar üç kişi defnedilmiştir. Fakat mezarlıkta yollar açılmadığından içeriye otomobillerin girmesi güç olu- yor. Belediye, mezarlığın iç yollarmi süratle yaptırmağa karar vermiştir. Bundan başka Abdülhak <Hâreid, İ Übeydullah ve Ali Ekrme merhumlar sıra ile ve bir hizaya gömüldüklerin- den bu köşenin maruf şahsiyetlere in- hisar ettirilerek hususi bir mezarlık haline getirilmesi düşünülüyor. Bir kadın çukura düşerek yari Eyüpte oturan Meliha isminde bir kadın; evvelki gece sokağa çıkan Çço- cuklarını aramakla meşgul olduğu bir sırada açık bir çukura yuvarlan- mış, muhtelif yerlerinden tehlikeli su- retet yaralandığından polis tarafin-