Elde örme bluz ve elbiseler Senelerdenberi elde örme yün bluz ve elbiselere fazla rağbet vardı. Bu se- ne bu rağbet fevkalâde artmıştır. Elde örme tayörler, mantolar, sabahlıklar, balo elbiseleri pek çok giyilmektedir, Bu elbiselerin elde örülmüş olmaları asl kıymetlerini teşkil etmektedir. Çok pahalıya satılan bu gibi elbiseleri eli bir parça düzgün olanlar pek gü- sel örebilirler. Elde örülecek şeyin, sarfedilecek zahmete yazık olmaması için, kulla» nılacak yünün iyi cins ve yumuşak ol- masına itina edilmelidir. Yünün cin« #i kötü de olsa örmek için ayni gah met sarfedilecektir. İyi cins yün daha yatkın olur, pürüzlenmez, yumuşak olduğu için biçime gelir, yıkanmea geklini kaybetmez ve daha çok daya« Bır, Manto ve tayörler kumlu yünlerle ve düz bir iğne olarak işleniyor. Bluz- Jar dantel gibi ince ve ajurlu iğneler- Je işlenmektedir. Elbiseler fantezi yünle ve fantezi iğne olarak bin bir çeşit işlenmekte- dir. Herhangi bir işe başlamazdan evvel yünün kalınlığı ile hangi numara şi- şin daha münasip olduğunu anlamak için örnek . Hangi ka- ınlıkta şişle hangi örnek yatkınsa onu işlemelidir. Bir modelin tarifinde gösterilen il mek adedi herkese uygun gelmez. Sıkı işliyenlere dar, gevşek işliyenlere bol ve büyük gelebilir, Elbise işlenecek yün ve şişlerle küçük bir örnek çıkart- malı. On ilmeğin kaç santim ettiğini anlıyarak bedenin ve kalçaların ölçü- sünü hesap etmelidir. Bu suretle tam ilmek adedi ile işe başlanabilir, Şişle işlenen her şey umumiyet iti- barile darca ve uzun olmalıdır. Gere- rek ve yaş bez konduktan sonra ütü- lenince boyundan çeker enine verir, ve bundan sonra kattiyyen bollan- maz, Halbuki bol ve kısa işlenirse ütü ile ne kadar üzatılsa boya vermez ge- ne geniş kalır. Çillerin belli olmaması için Yazın fazla güneşte ve açık havada gezenlerde çiller baş gösterir. Bunları tamamen geçirtecek ilâç olmadığı için yüzünde çil olan kadınlar koyu renk pudra ve krem kullanmalıdırlar. Bu usulü çıkaran sinema artisti Kay Prancistir. Kendisi yüzündeki çilleri belli etmemek için şu usulü kullan- maktadır: Tuvalet yapılacağı zaman yüz ga- yet koyu ve ılık çay menkuhü ile yıkanmalıdır. Sonra (ocre) okr deni- len renkte kremden yüze pek az sür- (AKŞAM) ın edebi çapikaği ” Sonbaharda giyilecek kumaşlar yu- muşak ve sıcak tutanlar arasından in- tihap edilmelidir. Tayörler ve manto- ların biçimleri gayet sadedir. Yakala- rı kapalıdır, ve ekseriyeti hafif kürk- le süslenmiştir. 1 — Gri fanileden tayör. Jilesi, ve eşarpı lâciverttir. İK 2 Bir kaç il > NEZ sonh z — Kuru yaprak rengi yünlüden manto, yakası ve kolları ensiz bir kürkle süslenmiştir. 3 — Siyah ince kadifeden tayör, Reverlerinin etrafı hermin kürkü ile çevrilmiştir. Bluzu beyaz ipeklidir. 4 — Mavi yünlüden çocuk için man- to. Yakası, kol kapakları ve düğmeleri lâcivert kadifedendir. 5 — Yeşil düvetinden tayör hissini veren elbise. Yakası ve düğmeleri $i- yah ince kürktendir. Siyah ipekli su- taşla belden omuza giden iki dikişin üzeri zigzag olarak işlenmiştir. Uçuk Bikarbonat dö sutla önünü almak kabildir Bazı kimselerin sıksık dudakların- da uçuk denilen sivilceler olur, Ehem- miyetsiz, fakat sinirlendiren bir şey- dir. Dudaklarda sıcaklıkla hafif bir kaşıntı uçuk başlıyacağını hissettirin- ce o yeri ıslatmalı ve Üzerine bikarbo- nat dö sut sürmeli. Vaktinde yapılan bu ilâcın tesiri muhakkaktır. Yanık üzerine de hemen bikarbonat sö sut sürülürse sancı geçer ve kaba- rip su toplanmasına ni olur. meli, Üzerine ayni koyu renkte pudra sürülünce yüz güneşten yanmış gibi esmer görünür ve çiller belli olmaz- miş. Mektep arkadaşları (Dünkü tefrikamızda dizilen müsvedde- Wer yanlış olarak basıldığından mâna ka- rışmaktadır. Bu münasebetle evvelki gün- kü tefrikanın devamını bügün dereedi- yoruz.) — Siz nereye gidecektiniz? — Nişantaşına gideceğim. Fakat burada alacağım var. — Ben Beşiktaşa gidiyorum. 8izi Nişantaşına bırakırım. Genç kız sıkılmıştı. Çantasını almak için uzanan eli tekrar geri döndü. Doktorun ısrar ede- ceği anlaşılıyordu. Böyle teşritat mü- makaşalarından hiç hoşlanmıyan Cev« Yale biraz sert gelen bir sesle; — O halde sizi bekletmiyeyim. Ya» rın da alsam olabilir, Fakat şimdi o ısrar ediyor, bekliye- ceğini, nereye uğrıyacaksa bekliyece- ğini söylüyordu. Cevvale kestirip attı: — Hayır efendim, vazgeçtim. Dur- miyalım. Doktor Naci mırıldanır gibi: — Kadınları kararlarından döndür- mek güçtür. Onun için israr etmiye- ceğim. Bürhan Cahid Ve yavaş yavaş gaz pedalına dokun- du. Otomobil hızlandı. Taksime çık- tıkları zaman sordu: — Demek Nişantaşında oturuyor- sunuz? — Evet. — Neresinde? Genç kız tereddütsüz cevap verdi: — Cadde üzerinde efendim. Doktorun sualile genç kızın cevabı arasında maksadı ifade edecek bir münasebet yoktu. Yüzlerce metrelik bir cadde üzerinde yüzlerce ev ve apartıman arasında genç kızın otur. duğu yeri anlamak imkânı yoktu. Fakat doktor Naci kendini aydınla- tacak ikinci bir suale cesaret edemi- yordu. Nişantaşından Maçka caddesine he- nüz sapmışlardı ki Cevvale çantasını aldı: — Müsaade ederseniz burada ine- yim efendim. Size zahmet verdim. Çok teşekkür ederim, Doktor Naci ağırlaştı: — Nerede durayım? — Nerede olursa.. Hemen sağda du- Çikolatalı hafif kek 8 yumurta, 150 gramince şeker, 150 gram iç badem, 150 gram çikolata almalı, Yumurtaların yalnız sarılarını 10 dakikâ şekerle beraber telle vurup köpürtmeli, sonra makineden geçi- rilmiş bademleri ilâve etmeli, çikola- tayı iki üç tatlı kaşığı sıcak su ile eze- rek ilâve etmeli ve telle vurarak iyice 'karıştırmalı, Ayrıca köpürlülerek seri leşen yumurta aklarını nihayet karış- tırarak hamurla halletmeli ve yağlan- mış küçük fepsi yahut düz kalıba dö- kerek orta fırında yarım saat pişir- meli, Yağsız olduğu için bu kek geyet hafif olur. ni Dişlerin beyaz olması için Dişlerin beyaz olması için arasıra ceviz yapraklarını tanpon gibi yapa- rak dişleri uvalamalı. Çok faydası gö- rülür. wirsiniz? — Şu kapısı açık apartıman mı? — Hayır. Fakat ne ehemmiyeti var. İneyim efendim. Doktor Naci otomobili kenara yak- Jaştırıp durdu. Genç kız elini vermeden yere atla- dı ve başı ile selâmladı: — Teşekkür ederim doktor bey. AL Jaha ısmarladık. Ayni istikamette yürümeğe başladı. Doktor Naci hareket etti. Ağır ağır yanından geçti ve ayni ağırlığı muha- faza ederek ilerilemeye başladı. Cev- vale onun arka pencereden kendisine dönüp baktığını hissetmişti. O da ağır- İ laştı ve karşıki kaldırıma geçti. Oto- mobilin daha ağır gitmesine imkân yoktu. Doktor Naci de genç kızın gi- receği yeri öğrenmekten ümidini Kes- miş gibi birdenbire gaza bastı ve oto- mobil Maçkaya doğru hızlandı. Göz- den kayboldu. ral Poliklinik günlerini sabırsızlıkla bekliyen Cevvale hastane hayatını o kadar benimsemişti ki saat ikide ko- ğuşlar boşaldığı, doktorlar gittikleri halde o nöbetçi doktorlar yanında mü- him vakaların başında geç vakte ka- dar kalmaktan zevk duyuyordu. Gene böyle bir gün dahiliye servis sinde dolaşırken baş asistan doktor Naci ile karşılaştı. Elektrik ütüsü Icabında su kaynatmağa kahve pişirmeğe de yarar Bazı sayfiye yerlerinde havagazı yoktur. Gece yarısı bir rahatsızlıkta, yahut çocuk için ihlâmur kaynatmak, süt ısıtmak icap ettiği zaman mutfak- ta ateşle uğraşmaktansa elektrik ütü- sünden istifade edilebilir. Ütüyü prize taktıklan sonra başar şağı çevirmeli, Elle tutulan yerini iki kalın kitap arasına sıkışlırmalı. Ütü- nün kızan kısmı yukarıya doğru dur- malıdır. Bu kısım üzerine cezve konü- Tunca mükemmelen kaynar ve çabuk iş görülür. Gündüzün ateş bulunmayınca ge- len bir misafire bu suretle kahve de pişirilebilir. Doktor o gün nöbetçi idi. Genç kızı görünce hayretle sordu: — Daha buradasınız demek! Bra- vo, Daha kalacak mısınız? Genç kız dudaklarını büktü! — Enteresan bir vaka olursa kalı- rım. — O halde sizden biraz yardım isti- yeceğim. Bizim şüvester bugün izinli, Öteki hastabakıcılara da güvenemiyo- rum. Bir hastanın bel kemiğinden su alacağım. Bana yardım edebilir misi- niz? — Emredersiniz. — Teşekkür ederim. O halde küçük ameliyathanede beni bekleyin. Ameli- yathane hemşiresine de söyleyin. Ha- gırlık yapsın. O artık hastanenin devamlı bir dok- tor muavini gibiydi. Herkes onu tanı- mıştı. Hastabakıcıların yarı kıskanç lık, yarı dedikoduculuk hislerile hak- kında ileri geri bir çok şayialar çıkar- dıkları, Cevvale kendisine gösterilen alâkadan pek hoşlanıyordu. Gerçi bu alâkanın yarıdan fazla mânası mes- leki olmaktan ziyade şahsi idi. Kendi- sile beraber polikliniklere İntizamla devam eden Fahireye karşı bu sempa- ti gösterilmiyordu. Hattâ zavallı kız ondan cesaret alarak bir kaç kere ha» riciye paviyonuna, büyük ameliyatha- neye girmek isterken müsaade edil memişti, İC ahar elbisesi Lİ ELAN Moda haberleri 7 Kışın mantolarda olsun, ta- yörlerde olsun, kürk fevkalâde çok kullanılacaktır. Bühassa astrakan ile her renk tilki rağbettedir. # Şapka çok yüksektir ve eks&- riyetinin tepeden arkaya sarkan büyilk bir vualeti vardır. * Sutaşla, elişi anavata ile, apli- kasiyonla, her türlü işlerle elbise- ler süslenerek işlenmektedir. k Kemerler bir karış eninde yüksektir. Kış modellerinde göğüs ve kalçalar hafif yıvarlak olarak gö- rünmektedir. # İki renkli, yahut iki kumaşlı elbiseler çok giyilecektir. Önü par- lak saten, sırtı mat dradan, yahut bütün elbise lâcivert veya siyah, biüzun yalnız ön kısmı kırmızı ve- ya yeşil veya mavi olanlar en faz- la beğenilenlerdir. * El örgüsü yünlü tayör, man- to, elbise, blüz, şapka çok giyile- cektir. ABalo cibiseleri rahat dansede- bilmek için yerden otuz santim kısa yapılıyor. Etekler çok gi X Koyu renk etekle açık renk tayör çok giyiliyor. * Fötrden yapılmış yaka, ke- mer, kol kapakları çok kullanlı- yor. m m e a MUŞKULLERE CEVAP — Akrep ve mürekkep lekesi H. V. M: 1 — Oturduğunuz evde çıkan Akreplerin, çıktıkları yeri aramalı, oraya haşeratı öldürücü ilâçlardan birini mali ve çıklıkları yeri tıkamalıdır. Bunların mazarratları cinsletine göre- dir. ak- Her balde bunlardan biri sokacak olursa, soktüğu Yeri sıkmalı, kan çıkartıp ak amalı ve amonyaka batırıl- İ iniş kompres koymalı, Doktora müracaatı da unutmamalıdır. 2 — Masa örtüsüne dökülen mürekkebi temizlemek için süt en iyi Hüçtir. Mürekkep dökülür dökülmez üzerine sünger kâğıdı koyarak mürekkebi müm- kün mertebe içirtmeli. Sonra üzerine süğ akıtmalı ve temiz bir pamukla silmeli, Her süt akıtışta siyahlaşan sütü silmek için temiz pamuk kullanmalı. Lake tama- mile zail olunca sabunlu bezle silmeli, bol 8u ile tekrar sildikten sonra kurum: rakım, Leke eski ise üzerine süt akıtarak birak- malı, leke yumuşayınca pamukla yukar- da tarif edilen şekilde temizlemelidir. Papiyon kravat İstanbul, N. N :r.: Papiyon kravatın nasıl bağlandığını size kroki ve şema ile tarif etmek kabil değildir. Bunu ya bilen bir arkadaşınızdan öğreniniz yahut kra- vatı satın aldığınız sorunuz. Size nasıl bağlanacağını tarif edip öğre- tirler, Cevvale bütün bunların farkında idi. Fakat o kendine gösterilen dost- Yuklara aykırı mâna verdirmiyecek şe- kilde mukabele etmesini biliyordu. Başkalarının maksadı, arzusu ne olur- sa olsun onlara bu arzularını tahak- kuk ettirecek fırsatları hazırlamadan mesleki taraflarından istifade etmek elbet te doğru olurdu. Yarn öbürgünbu hastanelerde kendisi de bir doktor gibi çalışacak değil miydi? Genç kızın kafası bu meslek heye- canlarile o kadar dolmuştu ki yaşının, baharlı çağının duyurabileceği his- ler bile bu heyecan arasında beliremi- yor, kuvvetlenemiyordu. Bu yıl yirmi bir yaşına giriyordu. Genç kızlık hayatının en gürbüz, en ateşli çağında idi. Fakat düşünceleri hislerini yendiği için şimdiki halde cins sİ teharrüşleri hissedemiyordu. Genç doktorların, asistanların ter- biyelerine ve seciyelerine göre yaptık« ları sırnaşıklıklara aldırdığı yoktu, Hangi meslekte, hangi cemiyette kas dınla erkek arasında ayni cinsi müsa« demeler olmuyordu. En ağır başlı, en yüksek makamları işgal etmiş millet« lere hâkim olmuş erkeklerin nihaye$ bir kadın önünde baş eğdiklerini tari" yazmıyor mıydı? (Arkası var)