AKŞAM Gin - Japon harbinin Avrupada tesirleri - Istanbul borsasında vaziyet Fransada iş başında bulunan Chautemps kabinesi, selefi Blum ka- binesi zamanında ittihaz olunup memleketi uçuruma sevk eden içti- maji ve mali tedbirlerin vahim netice- lerini tamir ve izaleye gayret etmekle meşguldür. Evvelki sosyalist hükümeti, hafta- da çalışma zamanını kırk saate İn- dirmek, amele ve memurların üc- ret ve maaşlarını - hiç karşılık bul madan - çoğaltmakla, memlekette kendiliğinden faaliyetin artacağını zannediyordu. Halbuki bir taraftan hazinenin gittikçe artan ihtiyaçları, diğer taraftan ahalinin hükümete karşı gösterdiği itimadsızlık netice- sinde memlekette para azaldı, Bank dö Fransın altınları hicret yolunu tuttu, frangın kıymeti düştü, faiz yükseldi. Sanayi ve ticaret erbabı ih- tiyacı olan krediyi temin edemez oldu, İstihsalât durdu, stoklar azaldı, mali- yet fiatleri arttı ve nihayet hayat pa- halılaştı. Blum kabinesinin icraat bilânçosu bundan ibaretti, Chautemps kabinesi bir türlü es- ki hükümetin bu hatalarını ttiraf etmek cesareti medeniyesini göstere- medi; hâlâ da gösteremiyor, çünkü sosyalistler, adetçe değil, fakat teş- kilât itibarile o kadar kuvvetlidirler ki yeni kabinede Blumu Başvekil muayinliğine, maliyeyi berbad eden Vincent Auriol'u da Adliye Nazırlığına getirmek zarureti bile hasıl oldu. 'Bu ha), hakkında sanki iğbirar gös- terilen bir adamı, yemek sinisinin bir başından kaldırıp, başkalarına 1b- ret olsun diye sininin öbür başma geçirmeğe benzer. Ağırbaşlı Fransızlar bu hallere ta- hammül edemiyor ve fakat dünya ah- valinin karışık olduğu böyle bir za- manda bir de dahili gaile çıkarma» mak için sükütu tercih ediyorlar. Son gelen Fransız gazetelerinden öğrendiğimize göre hükümet sanayii teşvik ve istihsalâtı çoğaltmak için yeni bir kararname neşir ve ilân ey- lemiştir. Buna nazaran sınai miles- seselere, bizim teşviki sanayi kanu- nunda olduğu gibi bazı vergi muafi- yetleri değil, fakat ihtiyaçları olan krediyi temin edebilmek üzere vere- cekleri faizin yarısına kadar bir meb- YAğı (senevl yüzde dördü geçmemek şartile) devlet deruhde etmek, yani bir nevi prim ita eylemek suretile bir kolaylık gösterilecektir. Bundan başka bina inşaatını teş- vik için de, 1941 kânunusanisinden evvel inşaatı ikmal edilecek olan bi- naların on sene ve 1941 senesi zor- fında ikmal edilecek olanların da beş sene emlâk vergisinden muafiyetleri esasi kabul olunmuştur. Gene ıslahat cümlesinden olarak 1935 senesinde devlet rantları üzeri- ne mevzu yüzde on irad vergisi kal dırılmış (sigorta şirketlerinin serma- ye ve ihtiyat akçelerini teşkil eden rantlar müstesna) ve rantların Bank dö Fransa teminat gösterilerek mu- kabilinde kredi temin etmek için ya- pılması lizimgeler formaliteler sede- leştirilmiştir. Bunlar şüphesiz ki iyi tedbirlerdir. Fakat itimadın teessüsü ancak Fran- sadan kaçınlan sermayelerin tekrar vatan yolunu tutması ile mümkün olacaktır; halbuki bu yolda bir hare- ket henüz görülmüyor. * Çin - Japon ibtilâfı son günlerde çok vahimleşti. Daha resmen ilânı harp yoktur, fakat her iki taraf ta muntazam ordularla birbiri ile bo- guşmaktadır. Bu ihtilâf, iktisadi âkl- betlerile, Avrupa ve Amerika siyaset adamlarını düşündürmektedir. Ame- rika müttehid devletleri Hariciye Na- sırı Çinde açık kapı siyasetinin mu- hafazasını istediğini söylemiştir. Bu, Japonyaya karşı bir nevi ihtardır. İn- giliz gazeteleri de, daha ileride göre- cekleri zararlardan başka şimdilik Şanghayda 170 milyon sterlin serma- ye ile kurdukları teşebbüslerin ina, edilmek üzere olduğunu yazıyorlar, Avrupa borsaları, bilhassa Stock Exchange bu hafta zarfında hayli heyecan geçirdi. Umumiyet itibarlle işler durgundur. 'Türk ekonomisi: Bu sene harice satılan 390 milyon kilo tütünden tak- riben 20 milyonunun Almanya tara- fından satın alındığını işitiyoruz. Al- manyanın âdetidir: Bir memleket- ten yüksek flate bir malı alır; o malı derhal noksan fiatle başka bir memlekete sevk eder, kambiyosunu tah- sil eder, sonrada borcunu mark ola- rak ilk malı aldığı memleketin kle- ring hesabına geçirir ve o memleket- ten makine veya diğer sınai mamu- lât siparişini bekler. Sipariş gelince de beynelmilel piyasadan pek fahiş fiatler ister. Malı sipariş eden mem- leket bu flale rıza göstermeğe mec- burdur. Çünkü başka türlü alacağı- nı tahsil edemez. Netice şu oluyor ki her hangi bir memleketin ithalât tacirleri daha doğrusu müstehlikleri, kendi zararlarına ve ihracat tacir- lerinin menfaatine iş görmüş, ithalât ve ihracat istatistikleri de hakikati ifade etmekten uzak bulunmuş olu- yor. Almanya ile hâlen yapılan ticaret müzakerelerinde bu mahzurlar na- zarı dikkate almarak cumhuriyet hükümetimizde icabeden tedbirler ittihaz edileceğinden şüphe etmiyoruz. İsatnbul borsasında vaziyet İstanbul menkul kıymetler ve kam- biyo borsası faaliyetsiz bir hafta ge- çirdi. Mühim bir yerden mübayaa emirleri verileceği ümid olunuyordu; fakat bir şey çıkmadı. Bunun üzerine yüzde yedi buçuk faizli Türk borcu tahvilleri geçen hafta fiatlerine naza» Tan yirmişer kuruş kadar gerilediler, Paris, klotür fiati de bir hafta evvel. kine nisbetle iki frank aşağıdır. Son muameleler şu fiatlerde vuku buldu; Birinci seri: 14,80 lira, İkinci seri: 14,40 lira, Üçüncü seri; 14,40 lira. Dahili istikraz kâğıtlarımızdan Er- gani 95,25 kuruşta 10 para artmıştır. Sıvas - Erzurum 97,50 de fiatini mu- hafaza ediyor. Anadolu grupunda yeni bir hareket Hisse senedieri: 24,35, 'Tahviller: 41, Mümessiller; 38,60 lirada aşağı yuka rı eski flatlerde kaldılar. Merkez ban- kası 50 kuruş bir kayıpla 89,50 lirada kaldı. Endüstriyel kâğıtlarımızdan Aslan Çimento 9,90 Jiradadır. Geçen hafta- | nın fiati 12,65 lira idi. Ayın 25 inden itibaren verilmeğe başlanan iki liradan İbaret kupon bedeli dahili hesab edi- lecek olursa bu kâğıtlarda 85 kuruş kadar bir sukut var demektir. Diğer endüstriyel esham ve tahvi- lâtta hiçbir değişiklik yoktur. Borsa harici muamelât “Türk altını 10,50 Ilrada geçen haf- ta fiatini muhafaza ediyor, Mısır Kredi Fonsiye tahvilâtı biraz geriledi: 1903 tertibi: 91 lira, 1911 tertibi: 84 lira ediyor. Yeni mevsimin resmi küşadı münase betile bugünden itibaren ŞARK sinemasında Büyük bir temaşa 3 FİLM BİRDEN HAŞMETLU VALS HENRY GARAT - RENE SAİNT - CYR. tarafından oynanmış büyük mizan- senli film. ve PRESTON PORSTER - JANE WYATT tarafından BİZ DE İNSANIZ filminde Fevkalâde bir dram. İlâyeten: Dünya şampiyonluğu müna- sebetile İstanbulda ilk defe olarak JİM LONDOS - DİCK SHİKAT tarafından yapılan maç bütün tafsj- Mile gösterilecektir. ERTUĞRUL SADİ TEK Bu gece (Bebek bahçesinde) Yarın gece (Suadiye Pld- Jında) Perşembe gecesi (Heybeli tiyartrosunda) temsiller verilecektir, 30 Ağustos 1937 15 sene evvel bugün (Baş tarafı 1 inci sahifede) 2 — Sakarya muharebesinden mağ- Töp çıkan düşman, (Eskişehir - Af- yon hattına çekilmiş, sağcenahını Kamalardağı, Ahırdağı gibi yolsuz ve #arp bir araziye, solcenahını da Boz- dağına ve Sakaryanın sarp yamaçla- rna dayıyarak, Eskişehir şarkı - Se- yitgazi ve Afyon şarkındaki (o geçen mevzilere yerleşmişti. Düşman, 1. kolordu ile Afyon mın- takasında, TL. kolordu ile Eskişehir mıntakasında, IL kolordu ile bu iki kolordu arasında (Döğer - İhsaniye mıntakasında bulunuyordu. Biribiri gerisinde bir kaç hattan te- şekkül eden düşman mevzileri, mü- kemmelen tahkim ve birçok mühim noktaları telörğülerile takviye edil- mişti. Düşmanın, (Eskişehir-Seyitgazi garb sırtları - Ak'in - Döğer şarkı - Bal mahmut - Ayvalı - Tazılar - Toklu siv- risi) genel hattından geçen ve müte- addit hatlardan mürekkeb ikinci mey- zil olduğu gibi, Döğer şarkı ve Resul- baba tepelerinden geçerek Dumlupı- narda biten üçüncü bir mevzi dahi ih- zar edilmiş ve ayrıca Dumlupınarda ikinci İnönü muhavebesinden sonra hazırlanmış telörğülerile de takviye e- dilmiş kuvvetli bir dördüncü mevzii dahi bulumuyordu. Düşman ordusunu İzmire bağlıyan esaslı bir menzil hattı, Bursaya bağ- kıyan tâli bir muvasalası olduğu gibi ayrıca cephesi boyunca da demiryolu hattı bulunuyordu. Şimal muvasalasını kesmek veya Eskişehir istikametinden yapılacak bir taarruz, düşmanın, muhtelif mevzile- ri tutarak, çekilmesi ile neticelenirdi. Asıl imha, üstün kuvvetlerle düş- manın cenup muvasalasını kesmek ile mümkün olacaktı. 3 — Türk ordusu, garp cephesi ko- mütanlığı emrinde! 1. ve 2. ordular ile bir süvari kolor- dusundan ve Genelkurmay emrinde- ki Kocaeli gurupundan ibaretti, 2. Ordu, Sakarya şimal kolu ile A- karçay arasında, 1. Ordu Akarçay cenubunda (Şuhut - Sandıklı - Dinar) hattı şimali ve bu- rTadan Menderes nehri munsabına ka- dar olan mıntakada; üç tümenli sü- veri kolordusu da Akşehir - Tigin mn- takasında bulunuyordu. 2. Ordu ikmal hususunda Ankar& mıntakasına, 1. ordu da Konya hava- lisindeki kaynaklara dayanıyordu. Her iki menzil de Yunan ordusu- nun bilhassa Afyon - İzmir-istikameti ile mukayese edilecek derecede değil- di. vet toplamak; b) 2. ordu mıntakasında elzem olan kuvvetle iktifa etmek; €) Süvari kolordusu ile düşmanın muvasalasını keserek, (çekilmesine mâni olmak; d) Bilhassa 1. orduyu emin bir »ien- zil ile Konya havalisine bağlamak (- cabederdi. Ancak bu hazırlıklar yapıldıktan sonra, emniyetle taarruza geçilebilir. di, 4 — Hulâsa: Akarçay ile Ahırdağ 2- rasında yapılacak bir sıklet merkezi düşmanın cenup menzili kesilir, bu suretle her iki ordu arasında ikmal denkliği hâsıl olduktan sonra imha kolaylaşırdı. İşte bu karar çok önceden verilmiş fakat ilgililerden başka kimse duyma- muşta. » * 1 — 1. ordu, IL, ve IV kolordular- la takviye edilerek, kat'i netice yerin- de azami kuvvet ve vasıta toplandı. 2 — Taarruz maksadına uygun menzil ve ikmal hazırlıkları yapıldı. İşlerin en gücü, harekât haline ge- çecek orduların ikmali idi, İnsan sırtı, kağnı, deve ve pek az mikdarda aitan mürekkep nakil va- sıtaları, seyyar bir hale geçecek ordu- ların ihtiyaçlarına tekabül edemezdi. Bu husus, erzak ve mühimmat depo- larının en İleri hatlara kadar sürül- mesini icabettiriyordu. İşte bu keyfi- yet ordu ikmal işleri için ilk tedbirle- ri teşkil etmiş oldu. Ancak bu vaziyet, hareket halindeki orduların istek- lerine karşı koyamıyacaktı. Bütün ihtimalleri gözönünde bulun- durarak, vaziyeti bir katiyeti riyazi- ye ile muhakeme eden Garp cephesi Kurmay Başkanlığı, bu güçlükleri de yendi. Ordular emrine Konya demiryolu i- le (Denizli - İğridir) demiryoluna ve Cenup vilâyetlerimizin kaynaklarına dayanan bir menzil müfettişliği veril- di. Her müfettişlikte muhtelif İstika- metlerde kurulan hat komutanlıkları Ikmal faaliyetinin ana hatlarını vü- cude getirmişlerdir. Bütün bu işler Başkomutanın dü- şündüğü harekât için kâfi görülme- mişti. Seri nakil vasrtalarına da ihti- Yaç vardı. Memlekette mevcut motör- le işliyen vasıtalar pek azdı. Dışarıdan muhtelif suretlerle herbiri bir buçuk ton kabiliyetinde kamyonetler getir- tilmekle bu ihtiyaç ta kısmen gideril- di. Erzak, cephane ve malzeme hazır- lıkları da ağustosun ilk haftasında bi- tirildi. Ancak bunlardan sonra ordu siklet merkezinin sessizse düşman sağcena- hına kaydırılması zamanı gelmişti, On beş ağustostan itibaren konuş değişiklikleri başladı. 3 — Daha vâsi bir kuşatma için or- du sıklet merkezinin Sandıklı garbin- de toplanması cazip görünüyordu, Yalnız bu hareketi icabettirecek ik- maal hazırlıkları kat'i netice zamanını geciktirirdi. Ordu sıklet merkezini Akarçay ile Sandıklı arasında toplıyarak kat'i ne- tice bir an evvel alındı. 4 — Ordu sıklet merkezi lehinde ol- mak üzere çok geniş bir cephede iki kolorduluk 2. ordu bırakıldı. Bu su- retle kuvvetlerden tasarruf edildi. 5 — Komutanlığın istiklâli hareke- ti, kıtaların maksada uygun iş göre- bilmeleri için değişmez bir kaidedir. Bu da etraflıca düşünüldü: Düşmanın her hangi mıntakada ta- arruzla bize takaddüm etmek istemesi ihtimali gözönünde tutularak cephe- | ai nin kuvvetli müdafaası kararlaştırı!. dı. Bu maksatla bilhassa kat'i neticeli taarruz mıntakasında düşmanla te- masta olan tümenler takviye edildi ve cephedeki tümenler büyük kısımlari- | le ileriye yanaştırıldı. 6 — Beşerin zâfına dayanan (Bas- | kın) esası biran bile unutulmadı. Bütün harekâtın düşmandan gizli kalması için gece yürüyüşleri yapıldı, gündüzleri kıtalar köylerde çatı altların- da veya ağaçlıklarda istirahat ettiril- di, düşmanın istihbarat şebekesi faa- liyetini durdurmak için harekât mın- takasında cezri tedbirler alındı. Bunlardan başka taarruz cephesi gerisinde düşmanın dikkat nazerını celbedecek herhangi ( bir faaliyetten çekinildi. Her iş emredildiği gibi yolunda ce- reyan etti, 1. ordu mıntakasında topçu faali- yetinin temini için yapılan © yolların bu mınlakada bir taarruz yapılacağı fikrini düşmana vermemesi için diğer mıntakalarda da ayni faaliyetler gös- terildi. Taarruzdan bir hafta evvel, tarafı- muzdan Anadolunun hariçle muvasa- la ve muhaberesinin kesilmesi, düş- manlarımızca «Memleketimizde ihti- Jâl olduğu» şeklinde tefsir edilmiştir. Bu suretle düşmanlarımız da bizim maksadımıza çalıştırılmış oldular, Bunlarla da iktifa olunmadı: Orduların taarruz hazırlıklarına ne- zaret eden Başkomutan, Ankarada Çankaya köşkünde siyasi ricale çay Ziyaleti vermekte olduğu haberi yayı- arak mühim hâdiselerin arifesi giz- lendi. 1— Hazırlığın tamamlandığını gören Başkomutanın, zamanında taarruzu emredişi, müteakiben kat'i netice ye. rine gidişi, zaferi çabuklaştıran âmil Terdendir. Türk milletinin şerefini kurtaran tarihi kararın saihbi kat'i netice ye- rinde bulunarak, muharebenin seyri- ni elinde tutmuştur. 8 — Başkomutan Meydan Muhare- besi zafer esaslı bir takip il8 tamâm- lanmış, 18 - Eylülde vatan baştarıbı temizlenmiştir. ye Şanghayda o | bombalar (Baş tarafı 1 inci sahifede) Japon ordusunun diğer kısımları i geri püskürterek Şanghaya doğru ilerlemektedirler, in Büyük Ja; bombardıman tay- yareleri 28 ağustosta öğleden sonra Şanghayın cenup istasyonunu bom- bardıman etmişlerdir, İstasyonda içi asker dolu trenler bulunmakta idi. Bombardıman neticesinde 300 kişi ölmüş ve 200 kişi yaralanmıştır. Şimail Çinde Japon orduları Cha- harda ilerlemeğe devam etmektedir- ler, 25 ağustostanberi devam eden şid- detli muharebelerden sonra Japon ordusu 28 ağustosta Pekinin 30 kilo- metre cenubu garbisinde ve Hlang - Slanin garbinde kâin meşhur 382 rakamlı tepeyi işgal etmiştir. Şanghay 29 — Şanghayın şimali şarkisindeki mahalleler, bombardı- man yüzünden harab olmuştur. So- kaklarda Çinlilerin cesedleri yatıyor. Şanghayda büyük bir yangın Şanghay 29 (AA) — Altı büyük Japon tayyaresi, şimal istasyonuna 12 kadar bomba atarak büyük hasa- Tata sebebiyet vermişlerdir. Bomba- lardan birkaç tanesi beynelmilel im- tiyaz mıntakasının hududuna düşe- rek büyük bir yangın çıkmasına sebeb olmuşlardır. Sovyet gemileri bir Japon vapurunu durdurdular Tokyo 29 (A.A) — Yuki - Kore den bildirildiğine göre, Kasuga-Maru ismindeki Japon vapuru, Sovyetlerin 3 torpitosu ile bir denizaltı gemisi tarafından yarım sâat tevkif edilmiş- tir. Bu gemilerin manevra yapmak- ta olan gemiler olduğu tahmin edil- mektedir. Bir bomba Amerikan Amiral gemisinin yanına düştü Tokyo 29 (AA) — Şanghaydan gelen Japon telgrafında Çinliler tara- fından atılan bir bombanın Amerika- nın amiral gemisi Angusta'nın yanı- na düştüğü, fakat gemiye bir şey ol madığı bildirilmektedir. Amerika kon- sölosu, kadiseyi Çin makamatı nez- dinde protesto etmiştir. Bir Çin tayyaresinden atılan bir bomba bir İngiliz ticaret gemisinin yanına düşmüştür. Çin askeri makamlar sulara ka Tokio 29 (AA) — Kore ordusu umumi karargâhı, bu ayın 27 sinde Japon kıtalarına teslim olmuş Çinli efradın techizatının muayenesi neti- cesinde askeri Çin makâmatınımn su- Tarı ve iaşe mevadını basillerle telvis ederek Japon kıtaatını imha etmek tasavvrurunda bulunmakta oldukla- rını meydana, çıkarmıştar. Bu akşam Yeşilköy Aile bahçesinde X Ç. E.K. Eminönü İlçesi Çocuk kütüphanesinden: Mıntakamız dahi- dindeki ilkmektep çocuklarından ik- male kalmış olanları imtihana yetiş- tirmek üzere eylülün birinci çarşamba gününden itibaren Diyanyolu çocuk kütüphanesinde bedava hazırlık ders- Teri açılacaktır, İstiyen çocuklar devam ederek bu fırsattan istifade edebilirler, naklarından ayırarak, imha etmek kararını vermiş ve bu kararı ordusu- na aşılamıştır. — Emsalsiz bir tahlil kudretile, her güçlüğe, genel durum çerçevesine uy» gun bir hal çaresi bulmuş. — Vasıtaları, maksada ve vaziyete göre kullanıcı bir basiret göstermiş, — Fevkalbeşer bir aklı selim ile düşmanın maksadlarını tahmin ede- rek tedbirler almiş. — Yüksek bir feragatle her zafer çaresine başvurmuş. — Muvaffakiyet uğrunda her manli yıkıcı, sarsılmaz bir irade göstermiş. * Hiç bir güçlük karşısında yılmıyan bir metanet örneği olmuş. İşte Atatürkün harb tarihine «Başı 30 — Ağustosta, Başkomutanın as- keri dehasına, dünya iman etmiştir. Başkomutan: — Düşmanı üssünden, bütün kay» komutanlık evsafı» hakkında verdiği dersler. Atatürk gibi bir şefi bulunan Türk ordusuna ne mutlu, 4 dAskeri mecmua) |