li K 2 NR İN Limonları nasıl saklamalı? Uzun müddet muhafâza için kolay bir usul limonun, diğer meyvalarla kıyas kabul etmiyecek kadar hassaları var- dır. Limon bir çok hususta ilâç gibi kullanılır. Romatizmalılara artritik olanlara * limon yemek faydâhdır. Ağız ve boğaz hastalıklarında limon suyu antisep- tik olduğu için çok kullanılır. Elde ve yüzdeki çatlaklar limon suyu sürü- Tünce geçer, eller beyaz ve yumuşak olur. Yemeklerde salçalarda, salatalarda limon suyu çok kullanılır. Ev işlerin. dedelimon suyu bir çok hizmetler görür. Yalnız limon senenin her ayın- da ayni bollukta bulunmaz. Ucuz ve sulu olduğu zaman alarak saklamak Mizımdır. Beçilecek limonlar ağır, ince ve düz- gün kabuklu, açık sarı ve lekesiz ol- malıdır. Bir kaç hafta muhafaza edi- lecek limonlar için bunları kavanoza koyup üstünü su örtünceye kadar dol- durmalıdır. İki üç günde bir suyu bo- şaltıp taze su doldurulursa limonlar beş altı hafta taze olârak kalır. Fakat imonlar bir kaç ay muhafa- za edilmek isteniyorsa o zaman evler- de tencereleri temizlemek için kullar nılan arinadan almalı. Bu ince bir kumdur. Bunu fırında yahut ateşte iyice kuruttuktan sonra kullanmalı- âr. 4 Küçük bir tahta sandık almalı içine dört parmak kalınlığında kum koy- malı. İnce sigara kâğıdına sarılan her bir limon bir birinden dört parmak ara ile ve sap yeri aşağı gelmek üze“ ze kum içine gömülmeli. Her kat li- mon üzerine dört parmak kalınlığın- yaç oldukça sıra ile alınan Hmonlar yedi sekiz ay dayanabilir. Pamuk yerine gazete kâğıdı 'Sayfiyelere gidilince rahat oturmak için hasır koltuklara, hamak içerisi- ne birçok yastık lâzımdır. Bunları pamukla doldurmak ve gi- dilecek yere nakletmek masraflı ve güç bir iştir. Yastıkları pamuk yerine gazete kâ- ğıdı ile doldurmak kabildir. Ayni yu- muşaklık elde edilebilir. Gazeteleri makasla yarım santim €ninde kurdelâ gibi şiritlere kesmeli. Sonra bu ince kâğıtları yastıklara dol- durmalıdır. (AKŞAM) ın edebi romani Mektep arkadaşları Bürhan Cahid — Doktorlar derhal sanatoryoma kaldırılmasını söylemişler. Üçüncü devreye girmiş.. zaten mektepten de bu hastalığı için ayrılmıştı. Çok iyi bakılırsa kurtulur, diyorlar. Süheylâ başının döndüğünü, bir- denbire önüne çıkan korkunç, kapka- Tranlık bir uçuruma yuvarlanmak Üze- re olduğunu hissetti. Bu korku ile iki eile oturduğu koltuğa sandı. rm b amme — Ne var, ne oldunuz Süheylâ ha» nım? Birdenbire kendini topladı. Doğrul. du. Kalbi çarpıyordu. Bir korkulu rü- yadan uyanmış gibiydi: — Bir şeyim yok beyefendi. Başım döndü galiba, Ötekiler bahsi unutmuşlardı. Hepsi yaklaştılar: — Su ister misiniz? — Bir limon! Genç kız bu alâkadan müteessir ve kuşkulu: — Teşekkür ederim, hayır bir şey istemem efendina, . W Şimdi moda olan gecelikler bir za- manın bol kollu dantelâlı, kurdeleli geceliklerine hiç benzemezler. Gece gömlekleri olsun pijamalar olsun en- dama göre dikilmiş, ekseriyetle biye- den yapılmış elbiseye benzerler. 1 — Açık leylaki triplvualdan olan bu geceliğin eteği biye ve kloştur. Blu- zu belden omuzuna kadar üç sıra fitil geçerek büzülmüştür. Yakasında ayni renk kurdele bağlanmıştır. 2 — Pembe tualdösundan pijama. biye geçirilerek süslenmiştir. 3 — Mavi krep döşinden (empire) biçimi gecelik. Eteği biyedir. Yakasına dantel konmuştur. Bluzun yakasında dahş koyu renk | 4 — Nil rengi krep satenden gece- lik. Eteği biyedir. Bluzu nervür ve ajurla süslenmiştir. 5 — Sarı krep satenden pijama. YYakYası, kol kapakları cepleri kemeri ayni renk kordone ile İğlenmiştir. 6 — Çiçekli krep jorjetten gecelik. Kolları, plastronü ince plilerle takıl İ miştir. Mobilyalari nasıl parlatmalı? Bir evin her odasının eşyalarının tozu ayni toz bezi ile alınmaz. Eşya- nın tinsine göre bez kullanmak icap eder. Lake şeyler ipekli kumaşla silinin- ce çok iyi parlar. Cilâh eşyalar için eski yünlüler kullanılmalıdır. Madeni lâmbalar, kapı tokmakları elbise askıları kadife ile silinirse pınl pınl parlar. Meşin kanepe koltuklar için fanilâ kullanılmalıdır. Vernikli eşyaları ise eski keten yar hut batist mendiller en fazla parlatır. Sütün bozulmaması için Sıcak havalarda sütü muhafaza et- mek mühim bir meseledir. Sıcaktan sütün ekşidiği, kesildiği çok defa vaği kidir, Muhafaza edilecek sütün içerisine beher litre için bir gram bikarbonat dö sut konulur ve karıştırılırsa kesil- mek ve ekşimek tehlikesi kalkar. Tefrika No. 25 Diye etrafında daralan halkayı da- ğıtmağa çalışıyordu. Şefleri, odayı iyi havalandırmadığı için odacıya çıkışıyor. Gürültü ile te- pe pencereleri açılıyor, kahveci ısmar- lanan limonu, suyu getiriyor, arka- daşları her biri bir tavsiyede bulunu- — Biraz kollarınızı açıp kapayın, eiğerleriniz rahat işlesin. Birisi yazıhanesinin gözünden çi- kardığı kolonya şişesini genç kızın ba- şına boşaltıp: — Sizin esanslarınız gibi kokulu de- ğildir ama ferahtır, diye yaranmak istiyordu. Buhran geçti. Genç kız sükünet buldu. Herkes masasının başına gitti, Ve yazı makinelerinin tıkırtıları her za- manki gibi işitilmeye başladı. Fakat Süheylânın geçirdiği bu buh- ran pek hafif değildi. Genç kız o akşam biraz istirahat etmek için tatilden ev- vel izin almağa mecbur oldu. Bundan kimseye bahsedemedi ve bunun için kimseden teselli bulamadı. zim leme asel lame yide nşr aramama e Bademli hilâl Çay sofrası için güzel bir kurabiye Yüz elli gram iç bademin ince kabuklarını ayıklayıp-ağırttıktan son- ra yüz elli gram ince şekerle beraber havanda dövmeli. İçine bir iki yumur- ta akı ilâve ederek hamur haline ge- tirmeli. Bir çorba kaşığı un, yarım çorba kaşığı kayısı marmelâtı koyarak karıştırmalı. Hamurdan iri ceviz büyüklüğünde parçalar alarak avuç içinde yuvarla- malı, Sigara gibi uzun olunca köpür- tülmüş bir yumurtaya eli batırarak bu sigara gibi badem ezmesine sür- meli. Evvelce hazırlanmış parça par- | ça kesilmiş iç badem içinde yuvarla- malı. Tepsiye dizerken bu parçalara hilâl şekli vermeli. Hafif kızgın fırın- da sekiz on dakika pişirmeli. Yirmi gün sonra onun ne zaman- dır boş kalan masasına yeni bir me- mur geldiğini görünce gözleri yaşardı, o gün arkadaşları haber verdiler ki Faruk kurtulamamıştır. Bu onun için derin bir yürek ağrısı oldu. Acılarıni kalbine topladı ve kal- bile ifade etti. Gözlerinden taşmak is- tlyen teessürler danla damla kalbine aktı. Akıbet pek hazindi. Ürkek bakışlar, korkulu sokuluşlarla başlayıp nihayet bir tatil günü Bebek bahçesinin koyu yeşil gölgelerinde ge- çen masum dakikalarla biten bu ma- cera ne hazin olmuştu. Bu çiçeklenmeden kuruyan aşkın tertemiz hatırasından başka ne kal- mıştı, Masum sevgiler tarihine bü ha- zin vaka da karışmıştı. Süheylâ çok acındı. Kalbile ağladı. Günlerce boynu bükük, gözleri hare- ketsiz yaşadı. Fakat bu akıbet onun için herhalde o münasebetin devamın. dan daha hayırlı idi. Zavallı hasta iti- | i dimağı ile karşılamak kudretini ka- raf edilmemiş bir aşkı alıp götürmüş- tü. Ve genç kız dudaklarının ifade et- mediği sevgiden henüz kuvvetlenip dönülmez ve geçilmez bir hale gime- den mahrum kalmıştı, Zaman bundan çok derin gönül yaralarını kapatmış, bundan çok acı hicranları dondurmuştu. Ve bu da öyle oldu. Biribirini takib Şişelerin tıpasını kolay çıkarmak için Sıkı kapanmış şişelerin ağzını aç- mak pek güç bir iştir. Bu gibi şişeleri uğraşmadan kolayca açabilmek için şişenin camdan olan tıpasını ve ağ- zını önce yıkamalı, sonra tıpa ile ağ- Zi arasina bir iki damla zeytinyağı damlatmal. Ateşe göstererek hafifçe ısıtmalı. Tıpa gevşer ve kolayca açı- hır, Ter lekesini nasıl çıkarmalı? Yazın bazı kimselerin elbiseleri ter- den lekelenir. Bu lekeleri çıkarmak için bir bardak suya bir kahve kaşığı amonyak karıştırmalı ve bu su ile le- keleri yıkamalıdır. Elbiselerdeki yağ lekeleri nasıl çıkarılır? Elbiselerdeki yağ lekelerini çıkârt- mak için leke üzerine tebeşir sürerek tamamile örtmeli. Bir Iki saat bırak- tıktan sonra fırçalamalı. Tebeşir yağı içtiği için lekeden eser kalmaz eden günlük hâdiseler, iş hayatı ve za- | manın hissedilmeden narkoz gibi uyuş- turan ve unutturan Kuvvetli müdaha- | Jesi Süheylâyı tabil haline avdette ge- | ciktirmedi. İ — Hattâ bir zaman sonra genç kiz ha- yatını tehdid edecek bir tehlike geçir- diğine inanmağa başladı. Bu elim akı- İ bet münasebetlerinin derinleştiği bir zamanda gelmiş olsa hakikaten bir fe- lâket olacaktı. Süheylânm on dokuz yıllık haya- tında ilk gönül macerası böyle masum ve hazin bir hikâye olmuştu. Bu vakadan #onra genç kız etrafın- da peyda olan başka alâkalara karşı daha mukavemetli olmağa, hazırla- nan gönül hareketinin müntehasını önceden düşünmek fırsatlarını bul- mağa başladı. Daha tomurcuk halinde sönen bu hâdise onu biraz maddi yapmıştı. Ge- Tek yazıhane arkadaşlarından, gerek mubtelif vesilelerle tanıştığı gençler. den gelen dostlukları kalbile değil, zanmıştı. Bu vaka onun için âdeta bir aşı ol- muştu. Kalbi gelip geçici ve yahut so nunda emniyetli bir hayat vaâdetmi- yen hayal ve his-dolu alâkalara karşı bir nevi muafiyet kazanmış oluyordu. Çok geçmemişti ki Cevvale ile ta- Moda haberleri Sonbaharda sabah ve öğleden sonra giyilecek manto ve tayör rin kumaşları biribirine taman le zıttır, Sabahları kalın, tüylü ku- maşlar kullanılacak, öğleden son- ya ise ince, yumuşak ve mat dra- lar tercih edilecektir. * Sabahları kurumuş yaprak rengi, çivit rengi ve ökaliptus ren- gi, öğleden sonra ise siyah, kur- şuni ve zeytuni renkleri giyilecek- tir. * Sabah elbisesinde olsun, öğ- leden sonra giyilende olsun yünle, ipekle, boncukla işlemeler çok modadır. > Geve balo elbiselerinde lâme, kadife, krep saten ve puldan el- biseler giyilecektir. Bunlar için bü- tün'yeşil renkler, kırmızılar, mor- lar, beyaz ve siyah renkler rağbet buluyor. Koz helvası nasıl yapılır? Kadıköy, Cevizlik 8, Şahin: Bir kaç ay evvel aldığımız. bir mektubunuza cevabeh koz helvasinin evde yapılmasının çok güç olduğunu yazmıştık. Tekrar gönderdiğiniz, mektup'a ne ka- dar güç olursa olsun evde koz helvası yap- mua örmeltiğinizi yazıyor ve tarifinde israr ediyorsunuz. Tarifini yazıyoruz, muvaffak olup çi- mamak size aittir. Misırçarşısından yahut bir aktardan bir buçuk kilo çöven almah, yıkamalı ve bunu su dolu bir tencere ile ateşe koy- malı, Kaynayıp suyunu tamamile çekince Bu ikinci defa da suyunun tamamile çel tirmeli, üçüncü defa su doldurup ka; malı ve ancak iki bardak mikdarı su ka- hnea ateşten indirmeli, suyunu süzmeli, Bu çöven suyu çay gibi bir şöy olur. Helvacılar bu suyu çalı süpürgesi ile döverek köpürtürler sertleştirirler (Yu- mürta akını öertleştirip köpürtmek için kullanılan tel de bu işi görebilir.) Çöven suyu çırpılmazdan evvel iki bü- guk kilo toz şekeri on bardak su ile ateşe koymalı, içine biraz limon tuzu ilâve ede- rek kaynatmalı. Şeker gayet iyi kaynıyacak ve ağdalar nacak. İki parmak arasında alman ağda parmaklar açıhcna uzayacak ve dokunu- mea kırılıp kopacaktır. Hava poyraz iken şeker daha kolay kıvamına gelir, lo- dos havada daha çok kaynatmak icap eder. Şeker kaynarken çöven dörülür, ikisi de hazır olunca şekerin içerisine, vurulup sertleşen çöven akılır, hafif ateşte, (pişer- ken sararmaması için) delma karıştıra- rak pişirilir. İkisi birbiri ile gayet İyi hallolup pi- şince ateşten indirmeli, on dakikx öylece bıraktıktan sonra içerisine ayıklanmış bit yahut bir buçuk kilo ceviz içini atıp karış- tırmalı. Ilık olduğu zaman mermer, ya- hut taş üzerine dökmeli. Soğuduktarı son- Fa parçalara taksim etmeli. Arm edilirse ceviz içini fırında yahut Aleşle kızartıp kullanmak kabildir. Genç kızın menfi telkinleri zaten böyle bir gönül imtihanı geçiren Sü- heylâyı tamamile değiştirdi ve onu belki de vakti gelmeden sönecek son- suz maceralara düşmekten kurtardı. * i İki arkadaş şimdi daha iyi anlaşi- yorlardı. Cevvale de, bundan memnundu. Üniversite âleminden dışanda ge çen hayatında Süheylânın yeri en baş» ta geliyordu. Fakültede yeni dersler de onu çok meşgul etmeğe başlamıştı. Şimdi teş- rih, fiziyoloji, hayati kimya derslerini takib ediyördu. Bilhassa Anotömie dersleri ve kon- trolleri pek enteresandı. Bu ders onun kadınlık duygularını, bir erkek ya- nında kadınlık gururu hesabına dal- ma kapalı kalması icab eden dişilik hislerini bütün çıplaklığı ile deşmiş, onu ilkinden daha çetin bir imtihan- dan geçirmişti. Fakat bu defa kendini çok kuvvetli buldu. Çıplak bir vücud önünde ve kırk elli erkek içinde profesörün tam bir ilim adamı vekarile izah ettiği im- san terkibini dinlerken geçirdiği hep yecanı hiç belli etmedi. Tenasül cihaz» larının mihaniki vazifeleri bahsinde döktüğü soğuk terler dudak çukurlg rında donup kaldı. di (Arkası var)