w 24 Ağustos 1937 AKŞAMDAN AKŞAMA a al Manevra dönüşü Bir kaç gündenberi sütunumun boş kalışının sebebi, olmaklığımdı. Geçid resminden son- ra İstanbula döndüm. Defterimde vak-/ tile kaydedilmiş bir çok mevzular vardı, Şimdi hangisine baksam, de- mode imiş gibi görünüyor. Sanki bir devir evvelki şeyler... «Harpten evvelki — harpten son- raki» diye bütün bir zihniyetin değiş- miş olmasının sebebini şimdi daha iyi anlıyorum, Meğer, «manevradan €v- velki — manevradan sonraki» diye de bir zihniyet olabiliyormuş! Şimdi, bu gündelik sivil hayatımı- zın ortasında bir çok intizamsızlıklar beni sinirlendiriyor: «Otomebiller ne kadar kumandasız, disiplinsiz yana- şıyor! — Şu adam ne kadar kötü yü- rüyor: Topuklarını sürerek, iki yana yalpalıyarak, omuzları dü kendi- sine seslenenlere gayri hassas! — Şu külhanbey kılıklı herif, şu muhterem ihtiyara karşı terbiyesiz davranmı- yor mu? Biraz hürmet, biraz derece, rütbe tanımalı değil mi? — Hayatın Şu temposu ne yavaş! Haydi yahu! İleri! Rap! Rap! Rap! İşte, o âlemden bu âleme avdelim- de bu tahassüslere kapıldım. Matbuat umum müdürü Vedad 'Tör şunları anlattı? — En son model bir topun yarında dur- muştum. Bu, fevkalâde muplâk bir âletti, Garp tekniğinin son eserlerinden biri. Bir takım minkale gibi aklımın ermediği lertibatle hesablar yapılıyo Orası buru- luyor, burası çekiliyor. Afüthiş silâh işliyor. Bunu kullanan bir Anadolu köylüsüdür!. - Ömründe karasapandan başka hiç bir âlet tanımamış olan bir köylüye askerlik en züç tüfeği öğretiyor. Fakat biz, ayni köy- ye, meselâ muntazam pamuk ekmesini sivil hayat ortasında bir türlü adamakıllı öğretemiyoruz. Mesleği zirsatken ve pa- muğu fenni ekmesi, topu kullanmaktan her halde daha kolayken... Niçin? Çünkü askerlikte disiplin vaz, tisadi ve içtimai haya bir çok dersler ali buna ihtiyacı vardır. .. Başka bir müşahade. Muzika subayına sormuşlar: — Musikiye efrad almak için, istidadı- ları nasıl ayırıyorsunuz? — Her hangi bir neferimiz, bir bando âletini çalacak kadar İstidadlıdır. Biz yalmız ciğerlerin falanca ületi üflemeğe | mâsmid olup olmayışma falan, zarahire bakarız. Sonra, öğretiriz. Öğrenir ve ça- larlar. Çalarlar: Meselâ, bir Garp üstadının bir şaheserini.. Ve bunu ömründe Garp musikisinin bir perdesini bile duymamış olan o Anadolu eri çalar! Metodlu bir talim, demek ki, yanız fen cihetinde değil, sanat cihetinde de bir köylüye bukadar müessir ola- biliyor. Ordu mekteptir. Kumanda kadrosu da muallimdir. Muallimlik silsilei me- ratipledir. Manevra esnasında, müte- madiyen bir imtihan haleti ruhiyesi vardı. Mümeyyiz heyetleri dolaşıyor- lardı. Hele son tenkitler esnasında, mareşal ordinaryus, orgenerai o do- çentii.... Eski devrin müstebit mektebi nasıl yıkıldise, şimdi de, ordunun hu- şunet Hali öylece yoktur. Orduda frenkçe tabirile marsiallik değil, ne- cib ve vakur bir siyanetci kuvvet göze çarpıyor. Mafevke hürmet ve iaat, mağune emir, fakat şefkat ve muhab- bet, Bunu her an hissettim. Bu memleketin her şeyini her kıy- metini «kendinin, kendinden gör- mek! Onu yıkmamak, bozmamak, ko- rTumak... Cumhuriyet ordusunun psi- kelojisi budur! . General Asım Gündüzün bir mw- haveresine kulak misafiri oldum: (Devamı 4 üncü sahifede) Akşamcı anevralara gitmiş) ! Yeni Adliye sarayı İstimlâk edilecek binalara kıymet konuyor Yeni Adliye Sarayının yapılacağı Sultanahmedde hapishane civarında» ki binaların istimlâki için kıymet tak- dir etmek üzere şehir meclisi dalmi encümeninden bir komisyon ayrılmış ve kıymet takdirine başlamıştır. Ko- misyon Adliye Sarayının yapılacağı sahada bulunan binalara birer birer kiymet koymaktadır. “Adliye Vekâleti, istimlâk işinin ça- bük neticelenerek mevcud binaların yıktırılması ve inşaata biran evvel ve kıymet takdirine başlanmıştır. Ko- misyon kıymel takdiri işini süratle neticelendirecektir. Ondülâsyon makineleri hak- kında yeni bir talimatname - Berberlerin kullanacakları ondelâs- yon makineleri hakkında şehir mec- isinden bir talimatname (çıkmıştı. Bu talimatname ile ondülâsyon ma- kinelerinin ne tipte olacakları, nasıl kullanılacakları tesbit edilmişti. Şim- di belediye fen heyeti tarafından bu talimatnameninwe suretle tatbik e- dileceği ve alınacak cezalar hakkın- da müzeyyel bir talimalname hazır- lanmış ve daimi encümene verilmiştir. Bu tsiimatname çıktıktan sonra a- sıl talimatnameye aykın olarak hars- ket edenler hakında ceza verilecektir, 18-20 arasında köprüden hay- van ve yük arabası geçe- miyecek Zabıtaya verileri emirle, evvelki ak- şamdan itibaren, saat or sekizle yir- mi arasında yüklü, yüksüz hayvan, yüklü, yüksüz araba ve mümesilinin köprüden geçmesi yasak edilmiş ve bu yasağın tatbikatı başlamıştır. Köp- rünün iki başına konulan memurlar, bu yasaktan haberdar olamıyanla- rı, bu saatler zarfında köprüden geç- mekten mönelmektedirler. Oyunda kavga Bir çocuk arkadaşını çakı ile yaraladı Dün iki çocuk arasında tehlikeli bir yaralama vakası olmuştur: Karagümrükte oturan 10 yaşların- da Hüseyin ile, ayni mahallede otu- ran ve ayni yaşta bulunan Şaban, oyun oynamaktalar iken hiç yoktan kavgaya tutuşmuşlar, Şaban bir ara- lık cebindeki çakıyı çekerek Hüseyini arkasından tehlikeli surette yarala- maıştar. Hüseyin; kanlar içinde olduğu ye- re yığılıp kalmış, Şaban kaçmağa başlamıştır. Vakadan haberdar edilen polis; Hü- seyini Cerrahpaşa hastanesine kal- dırmış, Şabanı da az sonra yakalıya- rak hakkında icap eden kanuni ta- kibata girişilmiştir. Belediye suçu işliyenler Fatih mıntakasinda belediye suçu işliyen 24, Eminönü mıntakasında 52, Beyoğlu mıntakasında 16, Beşiktaş mıntakasında 21 kişi para cezasile ce- zalandırılmış, Beşiktaşta 40 kedi ile 9 köpek yakalanarak Himayei hayva- nat cemiyetine teslim edilmiştir. .. On beş gündür bayan bir taraf- İMüdür ve şube müdürleri- İ güne tayin tdilen B. Nevzad dün ye- AKŞAM ŞEHİR HABERLERİ Haklı şikâyetler Festivale tramvay şirketi de iştirak etsin Geçen gece güreşler gayet rağ- bet gördü. Bire kadar devam et- Hi. On bin seyirci gitmişti. Halbu- Ki, tarmvaylar hiç bir fevkalâde- lik yokmuş gibi on ikide paydos olduğu için o kadar halk yaya kaldı. Ertesi seferki güreşlerin pek tenha kalışının sebebi bu nakliye- sizliktir. Halbuki halkın hevesi 0- lan bir spor şubesini teşvik etme- ti değil midir? Tramvay şirketi Festivale işti- rak etmelidir. Hem de öyle bir i- ki araba göndermek suretile de- gil. Arabalarını orada ard arda diz- mek suretile, Beşiktaş stadındaki maçlarda da ayni şikâyet oluyor” Binlerce adam, tabana kuvvet, caddeleri kaplıyor, yokuşlara sarılıyor. Fevkalâde ahvale göre nakliyat tedbirleri almak, bir mükellefiyet L olsa gerektir. J Emniyet müdürlüğü kadrosu nin maaşları artırıldı İstanbul Emniyet müdürlüğü ma- aş kadrosu dün vilâyete tebliğ edil- miştir. Bu tebliğe göre İstanbul Em- niyet müdürünün maaşı 8 bin kuruş- tan 9 bin kuruşa, müdür o muavini- nin meaşı 5 bin kuruştan 7 bin kuru- şa, şube müdürlerinin maaşı da 4500 kuruştan 5500 kuruşa çıkarılmıştır. Rize emniyet müdürlüğüne tayin edilen ikinci şube (o müdürü B. Ne catiden başka diğer şube müdürleri vazifelerinde ibka edilmişlerdir. Ça- nakkale emniyet müdürlüğünden İs- tanbul emniyet ikinci şube müdürlü- ni vazifesine başlamıştır. Şube müdür muavinleri arasında da bazı değişiklikler yapılmışsa da bu değişiklikler etrafındaki ilste henüz vilâyete tebliğ edilmemiştir. Yeni kadro ile yapılan zamlar ey- lülden itibaren verilecektir. 48 saatte 10 tifo vakası Cumartesi günü öğle şaktinden pa- zar günü öğle vakyine kadar 6, pazar günü öğle vaktinden dün öğle vakti- ne kadar 4 ki 48 saat içinde 10 tifo va- kası görülmüştür. Gıda maddeleri satanlardan aşısız olanların aşıya sevklerine devam edi- liyor. Kartalda bir harman yerinde yangın Kartalda rençper Şevkete alt haz- man yerindeki hububat yığınları, ev- velki gün bir aralık ateş alarak yan- mağa başlamış, atöş az zamanda ge- nişlediğinden Pendik, Kadıköy ve Kar- tal itfaiyeleri yangın yerine gelmiş- ler, fakat susuzlukla karşılaşmıslar. dir. Hububatın büyük bir kısmı yan- dıktan sonra ateş söndürülebilmiştir. Ateşin nasıl çıktığı tahkik edilmek- tedir, ... Ben bir tarafta aparlıman ari- Kâğıd oyununda çıkan kavga Üç kişiyi yaralıyan bir gencin muhakemesine başlandı Edirnekapı elvarında bir kahvede eniştesi ile kâğıt oynarken hiddetle- nerek çıkardığı kavgada üç kişiyi bir- den yaralıyan İsmailin mevkufen mu- hakemesine dün üçüncü ceza mah- kemesinde bakılmıştır. İddialara ve tı kata nazaran vaka şöyle olmuş- İsmail bir gün akşam üzeri Edirneka- pıda bir kahvede eniştesi İsmail ile kâğıt oynamağa başlamış ve oyun arasında kızarak eniştesi ile kavgaya başlamıştır. Kavgada İsmail eniştesi- ni tehdid ile akşam üzeri eve geldiği takdirde kendisini vuracağını söyle- miş. Etraftakilerin yardımile kavga bastırılmış, İsmail oradan çıkarak Bursalı Hakkı adında bir arkadasınm yanına gitmiş ve rakı içmiştir. İyice sarhoş olduktan sonra oradan çika- rak gündüz yarıda kalan kavgayı ta- mamlamak üzere eniştesini aramış ve sokakta karşılaştığı eniştesi İsma- il kolundan yaralamıştır. O sırada arkadaşı Hakkı da sarho- şun bir fenalık yapmaması için ar- kasından koşmuş ve elinde kama ile giltiğini görünce yakalamak istemiş- tir. İsmall bu defa da arkadaşı Hak- kıyı böğründen yaralamıştır. iraz sonra İsmailin eski ahbabla- rından Numan adında biri - tesadüf etmiş, İsmail bu adamın kendisini yakalıyacağını zannederek elindeki kama, ile Numanı da başından tehli- | keli surette yaralıyarak kaçmıştır. Vakayı haber alan polisler İsmaili ya- kahyarak Adliyeye teslim etmişlerdir. Dün üçüncü ceza mahkemesinde yen şahitlerin çağırılması için muha» keme buşka güne bırakılmıştır. Ampul hırsızı 11 ay hapse mahküm oldu Evlerin kapılarının üzerinden ve kapılarını açık bulduğu apartıman- ların da koridorlarından elektrik am- pullerini çalan Salâhaddin adında bi- ri dün Sultanahmed üçncü Sulh ceza mahkemesinde muhakeme edilmiştir. Salâhaddin suçlarının bir kısmını iti- raf, bir kısmınıda inkâr etmiştir. Dinlenen şahitlerin ifadeleri ve tah- kikat evrakı ile Salâhaddinin son de- fa Lâleli civarında üç apartımandan ampul çaldığı sabit olduğundan ve İ kendisinin sabıkası da bulunduğun- dan on bir ay hapsine ve 850 kuruş muhakeme masrafı ödemesine karar verilmiştir. Salâhaddin mahkemede tevkif edilerek Tevkifhaneye gönde rilmiştir. Bir kadın tramvay sahanlı. | ğından düşerk yaralandı Kuledibinde oturan Raşel isminde bir kadın, Tünel caddesinden ilerle- mekte olan 41 numaralı tramvay ara» bası sahanlığından müvazenesini © elstanbulda oturduğumuza göre yöruz. O kadar müşkülpesent de de- | pencereden bakınca biraz deniz gö- ğiliz amma gene bulamıyoruz... : Kahveci Mersini düşünmeli Bir yaz bahçesinde, hem de pahali ve kalabalık bir yaz bahçesinde oturu- yordum, Garsona bir çay getirmesini söyledim. Biraz sonra çay geldi. Şöyle bir ara- hık gözüm çay fincanının kenarına ilişti, Ve dehşetle gördüm. Kırmızı bir dudak boyası izi... Mesele son derece basitti. Benden evvel bu fincandan boyalı bir kadın çay içmişti. Fincan yıkanmadan, hattâ kırmızı dudak bo- yası izi şöyle bir silinmeden tekrar doldurulmuş ve bana getirilmişti. Gar- sonu çağırarak kırmızı boyalı fincanı geri gönderdim. Garson uzaklaşırken aklıma bun- dan bir kaç sene evvel ölen İstanbu: lun meşhur kahvecisi «Mersin efendi» geldi. Şehzadebaşındaki mini minl dükkânında, temizliği titizlik derece- sine getiren çaycı Mersini - hem de öleli seneler geçtiği halde - çoğumuz pek iyi hatırlarız. Bu adamcağız şeker kutusu kadar küçük dükkânile ve sadece temizliği sayesinde İstanbulda büyük bir şöh- ret kazanmıştı. Ne kullandığı kahvesi öteki kahvelerden harikulâde derece- de farklı idi- Ne çayı, ne nargilesi... Şehrin her tarafından onun dükkü- nına koşanlar yalnız Mersinin temiz- liği için oraya gidiyorlardı. Gayet iyi bilirim. O zamanlar Şişli- de, Maçkada oturanlar hali vakti ye- rinde kimseler otomobille Şehzadeba- şına geçerler ve Mersinde nargile ile kahve içerlerdi. Mersin temizlikten, uğulmaktan pi- rıl pırıl yanan cezvelri, bardakları arasında etrafa küçücük bir toz zer- resi düşmemesi için bütün dikkatle çalışırdı. Hattâ bazan kibar müşterilerine: — Masanıza tütün külü dökülmüş. sileyim.. diyerek derhal elindeki kar gibi bezle masayı temizlerdi. Küçücük bir dükkânda tekmil ser. mayesi temizlik olan bir adamın bu kadar şöhret ve müşteri kazanmasını İstanbul esnafı hiç bir zaman akılla- dan değil ticaret bakımından da ken- disine büyük kazançlar temin eder. Esnafın temiz olması en büyük ser- maye ve en akıllıca bir harekettir. Bunun için kahveci kirli fincanla- rmı, lokantacı kirli tabağını yıkatır. ken, ahçı yemeğini pişirirken dalma Mersinin temizlik sayesinde elde etdi- ği muvaffakıyeti düşünmelidirler ve HE e ar a Para çekmecesini alıp kaçar» ken yakalandı Fatihte Hafızpaşa caddesinde bir dükkânda ekmekçilik eden Ahmedin dükkânına Ali isminde biri müşteri sıfatile gelmiş, bir aralık Ahmedin dalgınlığından istifade ederek içinde 13 lira bulunan para çekmecesini kol. tuğunun altına sıkıştırık kaçarken yakalanmıştır. B, A. — Sen denizi bırak da pence- reden bakınca gök görünüyorsa he- —.İ men tut, kı sivi PN AY