> AKŞAM 9 Ağustos 1937 Sahite 3 AKŞAMDAN AKŞAMA İSTANBUL HAYATI | Yenilenen bir moda: | Aleni işaretleşmeler! Hey gidi moda hey... Gene döndür. , dü, dolaştırdı, tazeledi, kotardı, eski öi Evvelâ, Ti birer birer yenilendi: Lul'ler dev- rinden Napolyon zamanına kadar bü- tân şapka şekilleri, kol, yaka, beden, bel biçimleri, sosyete salonlarında kt- $a fasılarlarla geçid resmi yaptı. Sonra Garb bitti, Şark başladı: Fesin, ğun, börkün modern kadına 2€- rafet tacı olduğunu gördük. Mahalle ım âdilik timsali diye ebediye- te kadar tezyif edeceğimizi sandığı Muz sakız, çiklet oldu; nalın, asri ayak- kabı, kına ise kırmızı manikür, pedi- kür haline geldi. Şimdilik hotozla ye- Meni ve peştemal mezarlarından he- Düz hortlamış değil amma, onların da dirilmeleri yakın olsa gerek... ... Dünkü gazetelerde şöyle bir haber Bözüme çarptı: sİngilir sosyetesinde yeni bir moda hü- Küm sürmeğe başlamış. Bu modaya göre biletik ve yüzükler eldivenlerin üstüne ta- nuş. Ayaklara, çorapların üstüne yaz altın Ve plâtinden halkalar geçirili- ru İkinci bir moda havadisi: «Paris kadınları ibi bi de büşanma yüzle feni Ttmlenr sağ eilerinin küçük parmaklarına ince plâtin- bir nişan yüzüğü takmakta, bu suretle Gönüllerinin boş olduğunu ilân etmekte- dirler. '.. Şimdiye kadar yüzüklerle efkârı Umümiyeye şu İşaretler overilebili- Yordu: Yüzük sol elde ise: Nişanlıyım. Sağ elde ise: Evliyim. İki nişan yürüğü üstüste takılmışma: Eşim öldü, bir daha evlenmiyeceğim. Yüzük plâtinse: Bu modanın zuhuru beş ANLI senelik bir meseledir. Ben ondan sonra evlendim. Pırlanta tse: Kıydım | “Şimdi, demek ki, bir de: Boşandım, İ ', Mür halim, var mi Karşıma çıkan? ... — Yeni bir moda... - mı diyorsunuz? Bunun neresi yeni Allahınızı sever- $eniz?! Yeni usul şapkalar, yakalar, kollar, beller ve bedenler nasıl eski asırlardan kotarıhp kotarılıp önümü- ze konulmuş şeylerse bunlar da öyle! Yalnız arada azıcık şekil farkı var. Yoksa, eskiden de giyiniş, kuşanış, hal ve hareketlerle etrafa bol bol işa- retler verilebilirdi. Malâm: «Pembe, gönlüm sende'», «Mavi, gönlüm kavi!» , «Sarı, sar beni!» , Al, al beni!» demekti. Muhtelif işaretle- Tin de ne manaya geldiğini fi tarihin- de neşrolunmuş bir risalede okudu- Eumu hatırlıyorum: «Mendilini sal- larsa rahınıza (!) devam edin.» «Ka- Şinı kaşımak, selâm vermek!» , «Biyi- ğini burarsa beğendim diyor! ... Görülüyor ki eski işaretler daha fazlaydı ve bir risalecik dolduracak Zenginlikteydi. Asri insan niçin bun- lardan mahrum olsun?! İşte küçük Parmağa taktığı plâtin yüzükle Parisli kadın flama ile ilk işmarda bulundu! Şüphesiz bu, Merihten gelen işaretten daha mühimdir ve arkası sökün ede- cektir. On parmak var: Her birine türlü türlü yüzükler takılıp türlü tür- lü fikirler söylenebilir: «Beğenen pe- i $ime takılsın. , «Kıskanç kocam var, ; karışmam!» , «Züğürtsen yanaşma» | ih... Hayır, on değil, daha fazla par- ; mak var: Şimdi ayaklara da asri na- nlar giyildiği için yirmi parmak em- Temizlik işi Temizlenmesi kabil olmıyan yer- ler kapatılacaklar Belediye hekimleri kendi mıntaka- larındaki yiyecek, içecek yapan ve s8- tan dükkânlarla hahları, otelleri, be- kâr odalarile pansiyonları, birçok sile- ler tarafından kiralanan büyük Konak- ları teftiş etmişler, gördükleri noksan- Jar hakkında raporlar vermişlerdir. Nahiye müdürlükleri bu raporlara gö- Te noksanların tamamlanması için teftiş gören yerlerin sahiplerine teb- ligat yapmışlardır. Verilen mühlet içinde temizlik ve sihhat şartları te- min edilmediği takdirde bu yerler ka- patılacaktır. Küçükpazarda yapılan teftiş neti- cesinde 185 lokanta, aşçi dükkânı ve süir yiyecek, içecek satan dükkânla han ve bekâr odasında birçok noksan» lar görülmüş, bunların islahı için çok ciddi tadilât yapılmasına lüzum gös“ terilmiştir. Bundan başka bu kabil den 25 yerin de islâh edilemiyecek de- recede pis, olduğu görülmüş, umumi sıhhat bakımından bu 25 yerin derhal kapatılması lâzım geldiğine rapor ve- rilmiştir. Şehrin diğer mıntakalarında da ya- pılan teftişler neticesinde böyle islâh edilemiyecek derecede pis ve iptidai yerlere tesadüf edilmiştir. Sıhhiye müdürlüğünün göstereceği lüzum üze- rine belediye yakında kati bir karar verecek ve bu yerler kapatılacaktır. Daimi Sergi binası Nerede yapılacağını tayin! için evvelâ şehircilik müte-| hassısına başvurmak lâzım Dokuzuncu yerli mallar sergisi önü- müzdeki perşembe günü kapanacak- tır. Serginin açıldığı gündenberi gör- düğü rağbet üzerine birkaç gün daha uzatılması da ihtimal dahllindedir. Şimdi alâkadarlar bütün gayretle- rile daimi bir sergi yeri meselesini'bir an evvel halletmeğe çalışıyorlar. Bu hususta bazı gazeteler tarafından açılan anketlere karşı verilen cevap- lar bugün için faideden uzak görülü. yor. Bunun sebebi şudur: İstanbul, hemen hemen yeniden kurulacak ka- dar modern hale sokulmağa çalışılan bir şehir halindedir. Koca bir sergi ye- ri değil, limanın kenarına birkaç met- re irtifada antrepo yapılırken bile müs- takbel şehrin umumi manzarası dü- şünülerek şehircilik mütehassısının fikri soruluyor. Bu itibarla daimi ser- gi yeri için bulunacak yerler ne ka- dar münasip görülürse görülsün, mü- tehassısın plânında işaret edeceği mev- kiin hepsine tercih olunması icap ede- cektir. Bir tramvay teli koptu Ortaköy - Aksaray hattında işliyen bir tramvay arabası dün Ortaköy is- tasyonu civarında manevra yapar- ken tel kopmuştur. Bir tesadüf eseri olarak o sırada yoldan kimse geçme- diği için büyük bir facia olmadan tel tamir edilmiştir. aklı şikâyetle Galatasaraylılara bir ilân Sıraservilerde Nur apartıma- manda 4 numarda oturan Türkân Saker yazıyor: Ben Galatasaraylıyım. Mektebi- mâ de çok severim. Yalnız beni ren» cide eden, hattâ Galatasaraylılık duygularımı sarsacak kadar mü- teessir eden bir ilânla karşılaş tim. Akşamm ilân sahifesindeki Ziraat bankasının ilânı şöyle di- yor: «Galatasaray lisesi mezunla- rından memur alınacaktır» Bu ne demek? Bu şartla banka diğer yatandaşlara kapılarını kapıyor mu?.. Memleketimizde yalnız Ga- latasaray ticaret lisesimi vardır? Yoksa Galatasaray ticaret Usesi diğer liselere, ticaret liselerine fatkmidir? Faiksa niçin?! Babalarımızın, kardeşlerimizin, hattâ analarımızın kanile yıka- yip temizlediğimiz sınıf farkları- nın halâ bir eserini taşıyan bu f- lân benim gibi kimbilir kaç bin vatandaşı da sinirlendirdi. ... Bu satırların Galafasarayda okumuş bir genç tarafından ya- alıb ayni mektebde feyiz almış bir muharrir , tarafından ve o mektebin mezunu bir baş muhar- ririn gazetesine konulması bilhassa) dikkati celbeder. Bu memleketin münevperleri Okendi lehlerine bile ölsa bir haksızlığı kabul et- mezler. Ziraat bankası, ilânını şöyle ver- meliydi: Mükemmel fransızca bi- len, filânca çeşid malümatı ve fi- lânca tahsil derecesi olan her Türk genci, üh... Her halde ilânda bir yanlışlık olacak. Yoksa Ziraat bankası muhterem müdürleri de Galata- sarayın bir ihtisas mektebi olma- wep lise olduğunu ve her ne kadar son sınıflarında bir de ticaret kıs- ms varsa da memlekette diğer ti- caret mekteblerinin de bulundu- ğunu bilirler. Itfaiye ihtifali Sanatkâr Naşid mahalle bekçisi kıyafetile dolaşacak 14 ağustos cumartesi günü Taksim stadyomunda itfaiye ihlifali yapılaca- ğını yazmıştık. Bu seneki festivalde en çok rağbeti celbedecek bu merasimin mükemmeliyeti için itfaiye müdürlü- ğü büyük gayret göstermektedir. Eski mahalle tulumbacılarının faa- liyetini göstermek için yapılacak nu» mara geçen senede yapılmış, fakat yangın haber veren mahalle bekçisi rolüne çikân adam, çok muvaffak ola- mamıştı. İtfaiye müdürlüğü, mahal- le bekçisi rolünü daha iyi yapmak için sanatkâr Naşidle anlaşmıştır, O gün Naşid maballe tulumbacıları harekete geçmeden ştadyom sahasını eski mâ- | cekti 'Yasaktan sonra Yeni Halkevi İnşaata Birinciteşrinde başlanabilecek Eminönü Halkevinin ihtiyacı karşi- layacak derecede genişletilmesi için buradaki binalardan on beşinin istim- lâkine karar verilmişti. İstimlâk mua- melesine başlanmak üzere buradaki emlâke kıymet takdir ediliyor. Bu iş bittikten sonra istimlâkin belediyeye kaça mal olacağı anlaşılacaktır. İstimlâk muamelesi kanunen iki ay içinde ikmal edilecektir. Bundan son- ra istimlâk edilecek binaların yıkık ması gelecektir. Bu sebeple ancak teş- rinievvelden sonra inşaata devam et- mek mümkün olacaktır. Tahmin edildiğine göre yeni Halk- evi binasının açılma töreni gelecek 23 nisan bayramında yapılabilecektir. Kahvehanelerin temizliği Hahvehanelerin bir kat daha te- miz tutulması için belediyece yeni ,tedbirler alınmasına karar verilmiş- tir. Bu karar cümlesinden olarak kah- vehaneler sik sık ve gayet ciddi su- rette kontrol edilecekler, her kontrol yapıldığı zaman görülen moksanlar belediye hekimi veya belediye zabıta | memurları marifetile tesbit edilecek- tir. İkinci defa yapılacak teftiş neti- cesinde evvelki kontrolda yapılan İş- ler mukayese edilmek suretile hangi işin yapılıp yapılmadığı tesbit edile- r. Eşek piyasası birdenbire çok düştü İstanbulda eşekle nakliyatın yasak edilmesi. eşek fiatlerini birdenbire dü- şürmüştür. Sucular, sebzeciler hemen umumiyetle eşekle nakliyat yaparlar. dı. Bunlar eşeklerini elden çıkararak birer beygir satın almışlardır. Diğer taraftan bir kısım pazarcılar, araba ile meyva satanlar da eşek kul- lanırlardı. Bunlar da eşeklerini satı- ğa çıkarmışlardır. Bu yüzden eşek fi- atleri çok düşmüştür. Bugün 6-7 lira- ya bir eşek satın almak kabildir. İstanbulda nakliyatta kullanılan eşeklerden bir kısmı başka yerlere gönderlimiştir. Fakat bir kısmının ne olduğu belli değildir. Bir çocuk pencereden düştü, ağır yaralandı Beyoğlunda Küçükhendekte 6 nu- maral Arifbey hanının dördüncü katında oturan 16 yaşlarında Yasef pencereden. sokağı seyrederken | bir- denbire müvâzenesini kaybetmiş ve hanın dördüncü katından aşağı yü- Çocuk, vücudünün muhtelif yerle- rinden ağır surette yaralanarak Bey- oğlu Zükür haslanesine tır. Polis hadise hakkında tahkikata başlamıştır. : İzmir Sözde Çocuk düğünü Sokağın köşesindeki boş arsaya tah- tadan çardaklar çatıldı. Birinni altı- na birkaç karyola sıralandı. İpek çar- şaflar, canfes kaplı, sırmalı yorgan- larla süslendi. Mavi - entarili, sırma takyeli çocuklar omuzlarından koltuk altlarına doğru asılan kırmızı kuşak- lara bakarak dolaşıyorlar, kadınlı er- kekli bir kafile de karşı köşeye renkli çarşaflardan paravana yapıyorlar, Herkeste bir faaliyet. Boş çardağın altına cazband takımı yerleşirken ar- kâya da rakı, bira şişeleri, meze ta- bakları, tencereler dizildi. Uzun külâh: larının tepesinden çıngırdaklı püskül- ler sarkan palyaçolar, hokkabazlar da paravananın etrafına o sıralandılar, Asık suratlı, pala bıyıklı bir adam or- tada dolaşan entarili çocukları birer birer süzerek elindeki valizle parava- manın ardına geçti. Etrafa bir sessiz- lik çöktü, Gömleğinin kolları sıvalı bir adam yavaş yavaş çocuklara sokuldu: — Şükrü, gel oğlum. Bay doktor seni bir defa muayene edecek... Yayrucuğun rengi sapsarı oldu. Tit- reyen bacakları biribirine dolaşa dola- şa, elinden tutan adamın ardından âdeta sürüklenerek paravananın ar- kasına girdi. Birkaç dakika sonra şid- detli bir gürültü koptu. ParavanAânın ardında yükselen ince, acı bir feryad, cazbandın gümbürtüsü, palyaçoların bağrışmaları arasında boğuldu. Palya- çolardan biri kucağındaki küçük Şük- rüye çeşid çeşid şaklabanlıklar yapa- rak karyolaya götürdü. Diğer üç çocuk da birer birer paravananın ardına gi- rip birer palyaçonun kucağında, ayni gürültüler arasında karyolalara dizil- diler, Sünnet ameliyesi tamamlan- mış, çocukların hizmetleri bitirilmişti. Şimdi sıra büyüklere geldi. Palyaçola- rın şaklabanlıkları arasında birer iki şer kadın, erkek davetliler akın etme ğe başladılar, Her gelen evvelâ karyo- lalara uğruyor, ellerindeki irili, ufaklı hediye paketlerini çocukların yanları» na bırakarak etraftaki iskemlelere si- ralanıyorlar. Cazband alabildiğine gü- rültü yapıyor, Büfe çardağının önün- de kalabalık artıyor, ortada çiftler dö- nüyorlar. Saatler geçtikçe karyolala- rın etrafı tenhalaşıyor, herkes büfe- nin ve cazbandın önüne koşuyor. Gece geç vakte kadar eğlenti devam etti. Palyaçolar, hokkabazlar bile caz- bandın önüne toplandılar. Büyükler neşe içinde çalıp oynıyarak eğlenirler. ken ötede dört yavrucak karyolaların- da yapayalnız, inliye inliye uykuya daldılar. Sünnet düğünü güya çocuk- lar için, onlar eğlensinler de acılarım unutsunlar diye yapıldı. Fakat büyük- lerin keyifleri yerine gelinceye kadar miniminiler köşelerinde unutulup git- tiler, —C.R. : Belediye zabıtası talimatna- mesine muhalif hareket Babıtai belediye talimatnamesinin Şiddetle tatbikine devam olunuyor. Son 24 saat zarfında Beyoğlunda tramvaydan atlıyan 14, eşekle nakli- yat yapan 6, sırıkla yük taşıyan 4, dilencilik eden 8 kişi cezalandırılmış- tır. 60 kedi, 18 köpek yakalanmış, bo- #ük olduğu anlaşılan 7 kilo yağ im- ha edilmiştir. Enternasyonal Fuar Komitesinden: açılacak İzmir Enternasyonal Fuarı için neşe veren bir tango halle bekçisi kıyafetile dolaşacak ve | güftesi ve bestesi hazırlıyanlara ellişer lira ikramiye verilecektir. «2668» «Yangın var!» diye bağıracaktır. — Söyliye söyliye dilimizde tüy bit- tiydi bay Amca .. «Yahu, başımıza ne geliyorsa şu ekmek yüzünden geliyor... Bay Amcaya göre.. .. «Şunları gelişi güzel sattırma- yın!.» diye... .. Nihayet ekmeklerin kâğıda sari- larak satılmasına karar verilmişi.. Sağlık bakımından yerinde bir karar deği mi2. z B. A. — Evet amma kâfi değil!.. EK» mekleri kâğıda sararak yemenin çare- sini aramalı!..