Paris mektupları 37 senelik otomobillerin geçid resmi Halk bu garip arabalara hayretle e ve güldü. Fakat.. (Ak- eğlenmek istiyen- Terin ilk aklına ge- len şehir Paristir. İngilizler, Ameri- 1900 tuvaletli iki kadın ciddiliği karşısında Parisin lübalili- | le, merakla seyretti. Gençler, ço- ğini çok cazip bulurlar; cuklar motörleri büyük . gürültüler Bu kadar eğlence bolluğuna rağ- | çıkaran bu otomobillere kahkaha ile men Paris şehri her gün yeni bik,eğ- | güldüler. İhtiyarlar: «Hey gidi za- lence icad etmeğe çalışır, bu suretle | manlar hey!» diye gençliklerini has- | daha fazla seyyah çekmek ister. retle hatırladılar. 987 sergisi ne bügünkü medeniye- Eski otomobillerin geçişi hakika- tin terakkisi derecesini göstermek | ten çok eğlenceli oldu. Bunarın için- | ne de muhtelif milletleri bir araya | de 1888 senesinde yapılmış Lorraine - toplıyarak bir anlaşmaya yardım et- | Dietrich, 1893 modeli Clement Ba- mek emelile kurulmuştur. - Sergiden | yard, 1899 modeli Poliot, 1900 modeli asıl maksad Parise daha fazla seyyah | Dion Boutonlar vardı. çekmektir. Bu düşünce ile sergide Otomobiller. durdukça . ihtiyarlar, eğlence kısmına büyük ehemmiyet | gençliklerini hatırlatan arabalara verilmiştir. Muhtelif pavyonları ge- | yaklaşıyorlardı. Bunlardan biri he- zen seyyahların arada bir durup eğ- | yecanla anlatıyordu: lenebilmeleri için « imkânlar. hazir | O. Şu arabayı göryor musunuz? lanmıştır. (1899 modeli Poliot) bir zamanlar Fakat bu eğlenceler de kâfi görül- | bunun eşi bir araba ile tehlike teşkil müyör, yeni eğlenceler bulmak için | edecek kadir süratle gittiğim için mütemadiyân uğraşılıyor. Geçen haf- | bana ceza vermişlerdi. Tehlike teşkil ta bu yolda bir eğleneö tertip edildi. | eden sürat kaç kilometre idi bilir mi- 'Bü eğlence büyük bir otomobili ge- | siniz? Saatte 30 kilometre... Şimdi çid resmi idi. Fakat bu resme son | saatle 130 - 140 kilometre süratle gi- model süslü arabalar değil, 1900 ser- | diyorlar da kimse aldırış bile et- gisi münasebetile 37 sene evvel Pa- | miyor!... riste yapılan yarışlarda birinci ge- Bundan bir hafta evvel son model Jen otomobiller iştirâk ettiler. otomobiller arasında “bir güzellik 15 otomobil Parisi baştan başa | müsabakası yapılmış, bu arabalar katetti. Arabalar büyük meydanlar. | Parisin büyük caddelerinden geçmiş- | da”durdu. İçinde oturan, 37 sene | Jerdi Yüz binlerce insan en yeni ara- Evvelki" elbiseleri giymiş, kadın ve er» | “balraı, bunların içinde oturan sön Kekler aşağıya inerek halk arasında | moda tuvaletli kadınları, erkekleri biraz dolaştılar, bir gazinoda otura” | merakla seyretmişti. Fakat bu geçid, YE me Öç, gl Ge eski arabaların geçişi kadar alâka ma yediler. 'uyandıramadı. Eski arabalara halk Çi a Ke güldü. Fakat bu gülüşte birazda varlarını doldurdu. En kuvvetlisi sa | kıskanma hissi vardı. Kim bilir bek Atte ancak 30 - 35 kilometre süratle | ki de 1900 senesindeki rahat, ucuz ve giden bu eski arabaları, bunların | sakin dünyanın hasretini çekiyorlar. Açindeki garip kıyafetli insanları zevk-| dı.. — E, Veli AKŞAM 31 Temmuz 1937 Arılar bir köy halkın paniğe uğrattı Arılar tarafından sokulan- lar tedavi altına alındılar Ceyhân (Akşam) — Ceyhanın do- ruk köyünde bir iki gün önce tuhaf bir vaka olmuştur. Doruk köyünden Koca Mahmut is- minde birine ait 45-50 kovan bal arısı- nın bulunduğu kulübenin önünde gtz- mekte olan bir merkebin, bal arıları tarafından ısırılması yüzünden mer- kebin attığı tekmeler kovanlara isa- bet etmiş ve bütün kovanlar yere yu- varlanarak hurdahaş olmuştur. Ko- vanlarda bulunan arılar da kâmilen dışarı fırlıyarak köyün içerisine dağıl- mışlardır. Arılar rast geldikleri sığır, köpek ta- vük kediler ile insanlara saldırarak sokmuşlardır. Arıların kovanlardan böyle âni bir şekilde dışarı fırlayıp köyün içerisine dağılarak önüne gelene saldırması bü» tün köy halkını telâşe düşürmüştür. Bilhassa arıların bulunduğu mahal le yakın evlerde bulunün birkaç aile yi fena halde sokduklarından araba- larla, bu kimseler şehre getirilerek te- davi altına alınmışlardır, İki esrar Akn mahkümiyeti Gemlik (Akşam) — Bandırmanın Bey köyünden İbrahimi esrar satın alır- ken, Abdürrahman da esrar satarken yakalanmışlar ve biter sene hapse iki- şer yüz lira para cözasına çarptırıi- mışlardır...,, Tarsusta Tepe pe Köyünde çifte cinayet Zekeriya, Ömer ile babasını tabanca ile vurdu 'Târsusun Çamtepe köyünde feci bir cinayet işlenmiştir. Çamtepe köyünden Mehmet oğlu Ömer sabahleyin ayni köyden Zekeri- ya adında birisinin bostan tarlasına girmiş. İşe giderken bostanın yanın- dan geçen Zekeriya Ömeri görmüş ve döğerek çıkarmıştır. Bu dayağı haz; medemiyen Ömer bir kaç saat sonra Zekeriyanın çalıştığı köy civarındaki un fabrikasına giderek hınç almak is- temişse de birşey yapamıyacağını an- Jayınes küfrederek köye dönmüştür. Ömer köye dönünce Zekeriyanın ka-| rısma çatmak istemiş bu yüzden de köyde iki alle kadını arasında ağız kavgası olmuş Zekeriyanın karısı doğ- ruca kocasının çalıştığı fabrikaya gi- derek Zekeriyayı iyice kızdırmıştır. Zekeriya işi teriederek karısile be- raber yola çıkmış ve köye 80 metre uzaklıkta Ömere rastlayınca taban- casını çıkararak ateş etmiş ve Ömeri ağır surette yaralamıştır. Oğlunun vurulduğunu duyan Öme- rin babası Mehmed, derhal vaka ye- rine koşmuştur. Zekeriya, tabancasın- da kalan beş kurşunu Mehmede sıka- Tak cansız yere serdikten sonra kaç- mıştır, Katil jandarms tarafından ta- kip edilmektedir. Kamyon faciası Dokuz kişi ağır surette yaralandılar Adana (Akşam) — Mihmandar kö- yü civarında gene feci bir kamyon ka- zası olmuştur. Saat altıda Fevziye köyünden Ada- naya gelmekte olan şoför Kenanın idaresindeki kamyon, Mihmandar kö- yü civarında Ali oğlu Reşidin idare- sindeki kamyona çarparak devirmiş- tir. Reşidin kamyonetinde bulunan bir kadın ve yedi erkekle şoför Reşit muh- telif yerlerinden ağır surette yaralan- mışlardır. Yaralılar memleket hastanesinde te- davi altına alınmışlardır. Bu faciaya sebebiyet veren şoför Kenan otomobili ile kaçmış ise de bir- ! | | | ! Eski insan nesillerini korumak için tedbirler Avustralyada ve 'cenubi Afrikada birer park vücude getiriliyor Cenubi Afrika cüceleri eri ekseriya 4 ayaklı hayvanlar gibi yürürler ve kendilerine iki ayaklı hiç bir Yer yüzünde, muhtelif vahşi hay- vanların cinsi ve mevcudiyetlerini muhafaza için içine girilmesi ve av- lanılması şiddetle memnu mıntakalar ihdas edilmiştir. Bu mıntakaların her biri Avrupanın küçük hükümetleri kadar geniştir. Mıntakaların içinde “ Sonsuz ovalar, insan ayağı basmamış kesif ormanlar, nehirler ve şelâleler vardır, Meselâ Afrikanın cenubunda gün- 5 den güne azalmakta veimha edil mekte olan aslanların cinsini koru- mak için Transuvalin son Cümhür reisi Krügerin namına iizafetli (Vahşi hayvanlar parkı) namı âltin- da bir mıntaka ayrılmıştır. Her tarafı sıkı bir kordan altına alınan bu mın takada aslanlar rahatca ve serbestçe yaşarlar ve yavrularlar, Fakat şimdiye kadar garp medeni- yeti ile temas neticesinde hastalık, içki, gıdasızlık ve emsali - sebeplerle öö mahvolup giden iptidai ' halkların mevcudiyet ve cinslerini idame için hususi mıntakalar ve parklar tesis edilmesi düşünülmemişti. Bu yüzden tarih; antropoloji noktalarından bir çok mühim tedkikler yapılamıyordu. Son zamanlarda iki muhtelif kıta- da iptidal kavimlerin mevcudiyetini korumak için böyle mintakalar ve parklar tesis edildi; Bunlardan birini Avustralya müttehid hükümetleri camiasını teşkil eden hükümetlerden Çucenslind hükümeti tesis eylemiş- tir, Avustralya kıtasında ve civarında, Avrupalılar buralara gelip yerleşmez- den gyvel Avustralya - zencileri adı verilen ve hepsi cüce olan bir halk ya- şayordu. Vaktile bunların umumi nü- fusu 80,000 ile 100,000 kişi arsında tahmin olunuyordu. Dünyanın başka halklarile karışmıyarak ilk halini mu- hafaza eden bu cüceler İngiliz muha- Girleri tarafından insafsızca imha edilmiş ve zengin yerleri ve yurdları ellerinden alman bu zavallı halk İn- giliz muhacirlerinin tecavüz ve taz- yiki karşısında münbit ve mamur yer- lerini (terkederek © Avustralyanın Sahrayıkebiri olan büyük çöle çekil- mişlerdi. Burada mahvolup gidiyor- Jardı. Gucensland hükümet ve parlimen- tosu ilim âlemini dünyanın en eski ırkını tedkik etmekten mahrum et- memek ve ayni zamanda insaniyetin ve medeniyetin icablarını ifa etmek için bu cücelerin bakiyesini Telm ada- sında muhafazaya karar vermiştir. Gucensland'ın sahilindeki bu zengin Ye geniş adaya zenci cücelerden ka- lan 2000 kişi nakledilmiştir. Adanın ve cücelerin idaresi Bleokley isminde eski bir zabıta tevdi edilmiştir. Mah- sus bir kanunla bu adaya İngilizlerin ve alelumum Avrupalıların girmeleri şiddetle yasak edilmiştir. Avustralyanın zenci cüceleri bu- rada meşhur Robenson gibi bir hayat sürmektedirler, Vaktile geniş mik- Afrikalı cücelerin de muhafazasını bâzı fen ve ilim erbabı ile hayır ve in- #aniyet mühibleri düşünmüşlerdir. Bu cüceler vaktile cenubi Afrika sahillerinde zengin ve mamur yerlers de yaşıyorlardı. İlk defa bu sahillere insan yetişemez Kalahari çölünde yaşıyan ve boyunun kısa olmasına rağmen vücudü çok mütenasip olan bir kız şimale kovduklarından bunlar da cü- İ eeleri Kalahari çölüne kadar sürmüş- lerdir, İnsan yaşamasına müsaid ol- mıyan ve dünyanın sayılı çorak yer lerinden biri bulunan bu çölde Afri- kanın en eski ve entresan bir ırkı mahvolup gidiyordu. Meşhur tabilyyundan Dr. Charles 'Eoin yirmi beş sene bu cücelerin âra- sında yaşamış, lisanlarını öğrenmiş ve hayat ve maişetleri hakında esaslı tedkikat yapmıştır. Ayni zamanda bu yarı vahşi halkın muhabbet ve emniyetini kazanmıştır. Bu âlim Af- Tikanın dikkate şayan bu halkının sudan, tuzdan ve gıdadan mahrum çölde daha çok yaşayamıyarak mah- volacağını tedkik ve tecrübeleri neti- cesinde anlamıştır, İngiliz âlimi bu halkı muhafaza için, aslanlar ve em- sali vahşi hayvanların cinslerini ko- rumak için teslis olunan Krüger par- kına benzer bir mıntaka tesisi zaruri olduğunu anlamış, işe başlamıştır. İlk iş olarak Yohannesburg'de te- $is olunan İngiliz imparatorluğu ser- gisine erkek ve kadın, çoluk çocuk seksen cüceyi getirip teşhir etmiştir. Bu küçük insanların boy ve bosları, gârip hayat ve maişetleri sergiye ge- lenlerin fevkalâde muhabbet ve alâ- kasını celbetmiştir. Serginin çok mu- vaffak olmasına yardım eden bu cü- celerin neslini muhafaza için Dr. Boin gazetelerde, mahfillerde propa- ganda yapmıştır. Kalahari cüceleri dünyanın en kü- çük adımlarıdır. Hiç birinin sikleti 40 ve 45 kiloyu geçmez. Amudi fıkarileri gayet ince ve zayiftir. Bunun için iki ayak üzerinde değil ekseriya dört ayal üzerinde yürürler. Yani ellerini de ayak gibi kullanırlar. Gariptir ki bunlar dört ayak üzerinde koştukları zaman iki ayakla kendilerini kuvalıyan Av- rupalıların kendilerine yetişmelerine imkân yoktur. Başlıca gıdaları örümcek, çekirge, karınca ve kuş. yumurtalarıdır. Çölde gıda az olduğundan yeni doğan ço- cuklardan yarısını kendi ellerile boğ- maktadırlar. Aralarındaki şarkılar, efsaneler, darbımeseller, masallar ve bahusus dini telâkkiler dünyada hiç bir millete benzemez. Bu mevzular üzerinde derin tedkikler yapılacaktır, Cenubi Afrika müttehid hükümetleri devleti bu cücelere memleketin en iyi bir yerinde bir park tahsis etmeğe kar zar vermiştir. . p. kam ymm mm a