31 Temmuz 1937 — SİYASI İCMAL: Ispanya işinde Ingiliz - italyan - Alman anlaşması İspanya işlerinin Avrupa devletleri arasında bir ihtilâf ve harb doğurmar sına mani olmak için devletler arasında yeni yeni esaslar üzerine yapılan mi- zakereler şimdi büsbütün yeni bir | aya girmiştir. Şimdiye kadar bu | kere ve teşebbüslerin başında bulunan İngütere daha ziy Almanya ile anlaşmakta zorluk kiyordu İşin yeni safhasında tse İngiltere hükümeti İtalya ve Almanya ile tü mümile anlaşmış ve bilâkis Fransa Ye Sovyet birliği ile derin zıddiyet v8 münaferete düşmüştür. İngiltere ademi müdahale komite- si tarafından bir tesviye süreli buk mağa davet edildiği zaman hazırla- mış olduğu projenin birinci maddesi olarak muhariplik hakkının tanın masına aid İtalya ile Almanyanın da- vasını koymuş ve ikinci ve üçüncü madde olarak da gönüllülerin geri alınmasını ve İspanya limanlarına bitaraf müşahidler tayin edilmesini teklif etmişti. İngilterenin bu projesi ademi mü dahale komitesine dahil 26 devlet tarafından esas itibarile kabul edil- diği halde teferrüatın müzakeresinde ve mezkür maddelerden hangisi da- ha mühim olacağı hakkında çıkan nema Yugoslav Dün abideye çelenk amaa ihtilâftan dolayı kararlaştırılamamış- fı, İngütere vaziyetin tavazzuh eyle- mesi için projesindeki esaslar üzerin- de devletlere tahriren cevab verilme- si şartile bazı muayyen sualler soru masına lüzum göstermişti. Bu suallerin tanzimini ve bohusus sıraya konulmasını müzakere eden tak komite İngiliz projesindeki stra- ya uygun olan İtalyan teklifini ka bul etmişti. Yalnız Fransa ile Sow- yetler İngilterenin taşvib ettiği bu teklife yaklaşmamışlar ve general Prankoya muharib bir müstakil dev- iet hakkı verilmesini kabul etmek i5- temediklerini büldirmişlerdi. Muah- haran Fransa gene İngilterenin de- diğine gelmiştir. Lâkin Sovyet hü 'kümeti yalnız başına muhalefette 18- rar etmiştir. Komite reisi lord Ply- mouth Sovyet hükümetinin son sözü başka türlü olacağını ümid ettiğini söylemişti. Muahharan Sovyet mu rahhası general Franko Milletler ce- miyetinde âza bulunan bir hükümete karşı mücadele ettiğinden kendisine muhariplik hakkı verilmesi hukuku düvele münafi olacağını ileri sürmüş ve hükümetinin artık son sözü söy- lediğini teyid etmiştir. Bu suretle m&- sele tekrar bir çıkmaza girmiş bulu- nuyor. Feyzullah Kazan mma misafirler koydular, bahriye müzesini ziyaret ettiler Yugoslavya mektep gemisi tarafından Taksimde Cumhuriyet abidesine Çelenk konma merasiminden iki intiba Şehrimizde bulunan Yugoslav mek- tep gemisine mensup zabitan dün sa- bah Taksim . Cumhuriyet âbidesine merasi çelenk koymuşlardır. Me- rasimde Deniz lisesi talebeleri de bandolarile | bulunmuşlardır. Önce İstiklâl marşı ve sonra da Yugoslav milli marşları çalınmıştır. Hürmetle dinlenen marşları müteakib âbideye çelenkler konmuş ve âbide etrafında geçid resmi yapılmıştır. Misafirler öğleden sonra otomobil- Sanat mektebi mezunları şerefine ziyafet Türkiye sanat meklepleri mezunlar #analkârlarla mualiimierine ve güsi bu feyizli mektebin eski mezunlarına bir çay ziysfeli vermiştir. Bu toplantıda Romanya setirimiz B. Hamdullah Suphi, mektep müdürü Yusul Zıya, muavin Koçak ve cemiyet başkanı Dr. Hafız Cemal faydalı cemiyetlerin fezailinden ve Türklerin sanatkârlıklarından bahis nutuklar söylemişlerdir. Yukarıki klişe çay ziyafetinde bulunanları bir arada lerle şehirde bir gezinti yapmışlar ve bu arada Haliç idaresinin 8 numarali vapurile Kasımpaşaya giderek Bah- riye müzesini gezmişlerdir. Yugos- 1av zabitleri gezmelerine bugün-de devam edeceklerdir. Belediye Reis Vekili B. Şükrü tarı- fından Yugoslavyanın Jadran mek- tep gemisi kumandan ve zabitanı şe- refine yarınki Pazar günü saat 18 de Suadiyede bir ziyafet verilecektir, cemiyeti bu sene mezun olan genç İ Meşhur şantörü AKŞAM 937 festivali bugün başlıyor Bu akşam 200 kişilik ziyafet ve 1000 kişilik suvare verilecek 937 senesi festivali bu akşam Tak- simde Parkotelinde verilecek olan ziyafet ye suare ile başlıyor. Ziyafete 200 kişi davetlidir. Ayrıca ziyafetten sonra 1000 kişilik bir suvare verile- cektir. Ziyafete davetli olânlar SUva- rede de kalabileceklerdir.. Festival münasebetile Köprü, Yangın Kuleleri ve festival mülsamerelerinin verildiği yerler donanacaktır. Bu akşamki ri yafette Vali ve Belediye reis vekili bir nutuk söyliyecek ve bu esnada şehrin muhtelif yerlerinden haval fişekler atılacaktır. Bundan başka - Cumhuriyet bay- ramında olduğu gibi - Taksimde Cumhuriyet âbidesi karşısındaki su hazinesi de tenvir edilecektir. Yarınki Pazar günü de saat 13,5 da Modada yelken müsabakaları, sasf 14,5 da Dağetlık klübünde Türk ama» törleri arasında tenis seçme müsaba- kaları yapılacak, gece saat 21 de Na- şid tarafından Büyükdered âlle bahi- çesinde bir piyes temsil edilecektir. Festival programına dahil olan fo- tograf sergisi salı günü saat ldde İstiklâl caddesinde Mısır #fartımanı karşısındaki dairede açılacak, o gü- nün akşamı Fransız tiyatrosunda Eminönü Halkevi tarafından bir temsil verilecektir. Çarşamba günü şehir tiyatrosu sanatkârları Kadıköyünde Süreyya sinemasında (Tosun) piyesini temsil edeceklerdir. Perşembe günü Halk opereti Zoz0 Dalmasın iştirakile Taksimde bir temsil verecek, gelecek Cumartesi akşamı da Naşid tarafından Bebek bahçesinde (Çifte keramet) piyesi temsil, saat 10da Modada milli ta- kım yüzme seçmeleri, ayni saatte Dağcılık klübünde tenis seçmeleri ve Büyükderede Beyaz parkta da festi- val galası yapılacaktır. Ceket hırsızı Evrakı helâya atmak isterken yakalandı Seyyar küfeci Sadeddin adında biri Meyvahoş civarında meyva sergileri arasında dolaşırken oradan bir cekefi çalıp kaçmıştır. Sadeddin doğruca Saraçhanebaşına çıkarak orada bir caminin abdesthanesine girmiş ve ce- ketin cebindeki evrakı çıkarıp abdest- haneye atmak istemiştir. O sırada bir kaç kişi Sadeddini görerek vaziyetin- den şüphelenmişler ve zabıtaya ha- ber vermişlerdir. Çaldığı ceketle beraber yakalanan Sadeddin dün Sultan Ahmed üçüncü sülh ceza mahkemesinde sorguya çe- kilerek tevkif edilmiştir. Japonya ile ticaret Türk - Japon yeni ticaret anlaşma- sı hakkında Ankaradan gönderilen i- zahname tacirleri tatmin edici ma- hiyetetdir. İzahnameden anlaşıldı İ Eına göre, kısa zamanlarda inkişaf e- den iki devlet arasındaki ticari mü- nasebatın daha çok inkişafını temin için yeni anlaşmada iki taraf tacirle- ri lehine bir çok kolaylıklar gösteril- miştir. Türkiye ile Japonya arasındaki ti- caret mübadeleleri mal takası esasına göre yapılacaktır, İdhal ve ihraç mu- ameleleri ayni tacir tarafından görü- lecek, yalnız bir defaya mahsus olmak üzere diğer bir tacir devir muamelesi yapabilecektir. Fakat bu muamele yal- nız bir tacire yapılacak, meselâ elli bin liralık bir iş tacirler arasında taksim edilmeksizin yalnız bir tacire deyro- lunacaktır. YIYANA ŞEHİR TİYATROSU Bay FORREST NOVOTNI de Hergün öğleden 1439 a kadar müzik, Tenrilâtlı fiyatlar, tabldot (4 tabak) Er. 5 DAİRE - TEPEBAŞI sağlık yeri Bu yıl da açılan Yamanlar kampında İzmir (Akşam) — İzmir körfezinin yanı başında yükselen (Yamanlar dağı) yalnız İzmir için değil Bur- sa ve İstanbul için de meşhur bir sağlık yeri halini almıştır. Bu yıl İz- mir verem mücadele cemiyetinin Yamanlar dağında açtığı kampa Bur- sa ve İstanbuldan gelen ve orada sağlık kazanan aileler var. Yamanlar dağındaki kamp, milk yonlarca çam ağacının ortasında ku- Tulmuş, oda ve çadırlardan müteşek- kil, din kitaplarının cenneti kadar güzel bir yerdir. Yamanlar güzel bir yolla ve her gün münakaleyi temin eden bir otobüsle İzmire bağlı. De- mir borularla yapılan tesisatla kam- pın her tarafına gayet güzel kaynak suları getirilmiş, konforun mümkün mertebe teminine çalışılmış... Kamp- ta bir radyo, bir gramofon, bir lokan- ta, bir de dans ve eğlence yeri var. Az kalsın yazmağı unutuyordum; Bu sene fazla olarak bir de bakkal dükkânı var. Dükkân deyince şehir ve kasabalardaki dükkâlar aklınıza gelmesin. Yamanlardaki bakkaliye mağazası bir çadırdır!... Elektrik tesisatile kampın her tarafının gece yarısından sonraya kadar aydınlatıl- ması temin ediliyor. Geçen seneler- deki kamp hayatına nazaran bu sene bir başkalık, bir fevkalâdelik var. Kampta temizliğe çok dikkat edili- yor, sed sed her yer badanalanmış, asirdide çamların altında daimi göl ge temin eden çardaklar kurulmuş- tur. İ Bütün bunların üstünde, en hâ- | kim bir yerde sabah ve akşam kamp- taki genç kızların İstiklâl marşı söy- liyerek direğe çektikleri ve indirdik- leri kamp bayrağı dalgalanıyor. (Genç kızların) dedim. Çünkü kampta erkekten ziyade genç kız ve kadın vardır. Yalnız pazar günleri, kampta bulunanları görmeğe gelen akrabaları kampta fazlaca erkek kar labalığı teşkil ediyorlar. Diğer zaman- larda kamp müdürü, doktor, ahçı, makinist ve garsonlarla yakında bu- lunan Yamanlar köyünden gelen bir kaç köylü delikanlı, Yamanlardaki | erkek kadrosunu teşkil ediyor. Bun- lara Yamanlar muvakkat karakolun- daki üç jandarmayı da ilâve etmek lâzımdır. Yamanlar kampı ile İzmir arasında muntazam telefon servisi de vardır. Geçen hafta Yamanlar sakinlerini bir gün, bir gece işgal eden bir vaka oldu. Dokuz yaşında Necati adında bir yaramaz ortadan kayboldu. Jan» darmalarla köy delikanlıları Kepçe, Yamanlar dağ ve dereleri kazan ol- du. Aradılar, taradılar, yaramazı bu- lamadılar. Kamp sakinleri, küçük yaramazın gece kurd ve çakallar ta- rafından parçalandığına bile hük benizsizlik icin yegâne deva kanl ihya eden Ea muntahip etibba tarafından tertip edilmiştir. Bahire & İzmir mektupları Yamanlardağı meşhur bir halini aldı kampa bir çok aileler iştirâk etti bulunanlardan bir grup mettiler. Çocuk ertesi gün Yaman- lar köyü civarında geceyi geçirdiği bir ağaç kovuğundan çıktığı sırada yakalandı ve işlediği bir kabahatten dolayı babası tarafından dövülece- dinden korkarak kaçtığını, geceyi ağacın kovuğunda geçirdiğini söyle- di. Küçük yaramazın, geceyi tehli- kesizce geçirmiş olması herkesi sevindirdi. İzmirde bir şayla var: Güya Ya- manlarda yılanlar, akrep vesair ha- şarat varmış, mikrop saçan hastalar dolu imiş. Yamanlar sakinlerile görüştüm. Gerek kampta, gerek gezdikleri çam ormanında şimdiye kadar hiç yılan ve akrep görmediklerini söylediler, Yalnız bal ve sarıca arılarından Şikâ» yet umumidir. Fakat dokunmayınca bu hayvancıklar da hiç bir şey yap- mıyorlar, kurulan aile sofrasında toplanan halk büyük bir neşe içinde ve bol bol yemek yemekte, mektepli kızlar güzel şarkılar söylemektedir. ler. Kamp hayatı, tam bir neşe için- de geçiyor. Güneş yükseldikten son- ra birer ikişer çadır ve odaların ka- pıları açılır. Kamp sakinleri mahmug gözlerle etrafa bakınır ve yuvaların. dan çıkarlar. Saat sekizde kahvalta zili, herkesi kamp lokantasına top- lar. Öğleye kadar vakit hikâye ve oyunlarla geçer. Öğle yemeğinden sonra herkes uykuya çekilir, İkindi kahvaltısından sonra da gezintiler, müsahabe ve münakaşalar başlar, Gruplar, ormanın kesif gölgelikleris ne, kaynak başlarına çekilir, şarla- lar söylerler, Akşam yemeği bol elektrik ziyası altında, neşe içinde yenir ve sonrâ dans başlar, salon oyunları oynanır, Yamanlarda yaşıyan herkes kilo ali» yor. Sağlık kazanıyor. Mektepli kızlar, benim Yamanlan da bulunduğum bir gece bir müsa- mere verdiler, Tesadüfen seyretliğin bu müsamerede Bema ve Bertil adın» da iki kızın muvaffakıyetleri hakiki ve candan alkışlarla karşılandı. Zey» bek, Kafkas oyun ve dansları çok takdir edildi. Kamp müdürü B. Re eni Erter, herkesi memnun edebil. mek için elinden geldiği kadar çalışı- yor. Hele çalışmasın. Hakkında yazi» lan ve bestelenen medhiyeler derhal hicviye şekline döner! , Yamanlar kampı, mümkün olduğu kadar temin edilen konforu, eğlence vesaiti ve bol yemeğile, temiz, sıhhi içme suları, bol çam kokulu havasili memleketimizin cennet kadar güzel yerlerinden mühim bir sağlık köşesie dir. Gönül istiyor ki burada konfor lu oteller de bulunsun ve halkın ri hat ve huzuru daha mükemmel te min edilsin. Ş. Göksel Nörasteni, zaliyet ve Chlorose SIROP DESCHLENS, PARİS | i |