a mL — mm — İĞ lm — NM mms, e 31 Temmuz 1937 ie an Yeşil Bursada bir dolaşma 1500 mütekaid Bursada niçin toplanmıştır ve Bursa hakikaten Türkiyenin en ucuz yeri midi adı dercediyoruz - Bursanın tekaüdler mem- leketi diye çık- sanöler (döle şır: Buraya © kadar çök te Bursada mefsuh mü- tekaldler cemiyeti er- kânından “ve Tayya- re cemiyeti müdür- lerinden B. Arıburnu yürüdüğümüze 'bakmayın. Tekaüdle- rin ortasında yaşıya yaşıy&, bizim de halimize bir ahestelik arız. oldu! -de- dller. Onlara sordum: — 'Teksüdler ne-yapaflar burada? Bıyık altından tebessüm devam etti: Şayed bir işleri düşer de hükü- met dairelerine «giderlerse ve bu iş gözle kaş arasında hülledilmezse #i- nirlenirler! “Sanki “kendileri “memur. ken erbabı mesalihin işlerini çabuk görürlermiş gibi... İster yalan ister doğru olsun, bu satırları aynen yazıyorum: Yeni me- murlam kulağına küpe olsun; işlerin çabuk bitirilmesini usul haline -sok- sunlar ğa “kendileri amtiyarladıkları zamn devairde asabileşecek bir and- neyle karşılaşmasalar... Gene sordum: —En tanınmışları kimdir? 'Tekald olduktan “sonra, bâlâ mevcudiyet gösterip'faydalı olarilar hangileridir? Vaktile bir cemiyetleri “olduğunu, sah ettiğini hsber aldım. suh “cemiyetin ileri gelen- m, Şu malümatı aldım: 1500 mütekald vardır. derülere iy sanevi uc şimdi kalmamıştır. lâdlar ve torunlar için her türlü mek- tebi burada bulmak kabildir. Nihayet doktor bulur, İstaribul yakmdır, in- san her istediğini çarşıdan tedarik edebilir, yok yoktur. Ve Bursa, bir. ihtiyarın zevkini okşıyan, kahvehar nesi, yeşilliği çok bir şehirdir. Müte- kaldlere bir tazminat verilir. Meselâ 2000 - 3000 lira gelenler, e, ilk İş Oli bir ev satın r. Hattâ bin küsür liraya da nmül ahşab evler var. İş şıp gidiyorlar. Bursanın ucuz Olduğu da dillerde destandır. Tekaüdler yukarıda yaz- dığım gibi bunu kabul etmemektedir- ler. Bursa yiyecek içecek çarşısının dünkü fiatlerini veriyorum. İstanbul- lular ve diğer şehirliler mukayese etsinler. Bence, bir çok maddelerde, Bazı müte mıştır. Hattâ ef- kaidler bize İtiraz ett, eği i k ği. Bursa pazarında bir meyvacı dükkânı Bursa, en ucuz şehirdir. İşte liste: Bt, kıvırcık, kark beş kuruş. Piliçler, tanesi yirmi iki buçuk. En iyi cins domates, kilosu beş ku- ruş. Vasat domates,ki o da iyi sayılır, bir buçuk kilosu beş kuruş. Patlıcan, tanesi bir kuruşa kadar inmiştir. Şimdi en iyi cinsve yirmi beş santim uzunluğunda olanının üçü beş kuruş. Fasulye, beş altı kuruş. Kabak, kilosu “bir kuruştu. Şimdi kocaman asma kabağının tanesi beş kuruş. Bamye, kilosu on beş kuruş. Şejtali on beş kuruştan beş kuruşa kadar. Kavun karpuz, kilosu dört kuruş. 1 lanbuldakinden çok 'iyi. Kızılcık, beş ilâ yedi Barçuk. * “ Dünyanın heryerinde, pek çok in- sanların gayesi, <İhtiyarlayınca şu zevkli mesaiye kendimi hasredeyim!> demektir. Bursanın 1500 mütekaldi -ara- sından elbette bir çokları her hangi bir amatörlük hevesine düşmüştür. Bakalım bunlar ne yapıyor? - diye düşündüm. Sormadığım, baş vurmadığım kal- madı, Aldığım cevab şu olmuştur: — Bazıları ücretli işlerde, bazıları ziraat ve ticarette çalışır. Lâkin bun- lar ekalliyettir. Ekserisi hiç bir Iş yap- maz. —— Anladık, ihtiyardırlar, Lâkin ih- tiyarlara göre de ne eğlenceli ve isti- fadeli işler vardır. Kuş beslemekten, çiçek aşılamaktan, yemek cinsi icad etmeğe kadar türlü türlü meşgaleler mevcuddur ki, bunlar, bir adama pa ra sarfettirmez, onu yormaz da. Lâ- kin hem kendine, hem cemiyete fay- da temin .eder.. Bence -amatörlerin eğlence diye başladıkları sişler, bilâ- hare, müzelerin ve ilmin bile temeli- ni teşkil etmiştir. 1500 mütekaidin yani tecrübeli memurun, sabık devir münevyerinin ihtiyarlığını nasil ge- ii ve bunu yeni nes- le nümüne diye göstermek istiyorum. Bursada ticaretle meşgul bir mütekaid ne yaparlar ? eleği AKŞAM (? - Dünkü fiat Tistesini onlara cevab Veriyoruz | Cevab alamadım. Daha doğrusu menfi cevab aldım. Şayed bir şeye heves elmiş, bir eser meydana getir- meğe çalışan mütekaidler varsa, bil- hassa görmek için tekrar Bursaya giderim, ne yaptıklarına bakarım; gazeteye yazarım. * “ Bu müşahedelerim vedüşüncelerim *AKŞAM, da kısaca Mülekaidler gazetemizde okuduk- ları o fıkra üzerine şunları bildirmiş- ler; yazmamı istiyorlarmış: 1 — Bursa bir miltekaidler memle- keti değildir? Çünkül 72 bin nilfuslu Bursada, minhaysilmecmu 446 as- ker mütekatdi vardır. (Bin kadar da sivil). Halbuki İstanbuldaki müte- Katdlerin sayısı en aşağı 17,000 dir!. Bu müthiş fark meydanda iken Bur- sa elbette miltekaidler memleketi ola- maz. 2 — Bursadaki mütökaldler de, nkara, İstanbul, İzmir mütekaidleri ne yapıyorlarsa, onu yapıyorlar!. Fasla olarak Bursa mültekaldileri hasbi ve fahri memleket hizmetlerini, hiç bir şehirde yapılmadığından çok Üs- | tün bir fedakârlık ve geyretle yapı- yorlar. Bunun için hiç bir yerden pa- ra aldıkları da yoktur. Yazı işlerinde, Tayyare cemiyeti, Türkkuşu gidi mü- him memleket hizmetlerinde vazife alan birçok mütekaide mukabil, para le çalışanların sayısı yalnız (dört) rukkamile ifade edilir. 3 — Yaşlarına gelince; en genci- nin yaşı 55 den başlar, Bugün seksen üç yaşında mütekaid var aramızda, 4 — Amatör işleri. Muharrir, pek üsünkörü bir tedkik yapmış. İki üç | | | bu kadar çabuk bir felâketle bitece- İ ve Cemel “paşalardan hariç olarak “Itihad ve Terakki,, Tefriks No, 165, arkadaşlarının faka Fethi bey Talât paşa, İttihadciların birleşmeleri için çalışıyordu (Merkezi umumi)de bu karar verli- dikten sonra Talât paşa, kongreyi top- lamak için icap eden hazırlıkları ya- pacak, Enver paşa da Almanlarla mü- Zakereye girişerek firdir tertibatını ala- caktı. Gene bu toplantıda verilen ka- rara göre kongreyi mümkün olduğu kadar süratle toplayıp fırkanın (Meclisi umumi) ve (Merkezi umumi) âzası istifa ettikten sonra kongrenin diğer celselerin! beklemeden buradan hep birlikte kaçılıp gidilecekti. Ancak İ Talât paşa, «İttihad ve Terakki, men- suplarının mümkün olduğu kadar top- luluklarını muhafaza “etmelerini ve bu suretle ayrı ayrı zümrelere taksim edilmemelerini istiyordu. Zaten'ahval ve vaziyetin aldığı şekli karşısında bir çok kimseler <İttihad ve Terâkki» ile alâkalarını kesmişlerdi. Diğer taraftan Fethi beyin reisliği altında teşekkül eden «Hürriyetper- veran» fırkası da «İttihad ve Terak- kl nin bir kısım şahsiyetlerini ayır- mıştı. Yarın ölğer İttihadciların da bu misale uyarak ikinci, üçüncü bi- Ter grup veya fırka halinde ayrılmı- yacaklarını kim temin ederdi? Talât pa- şa cİttihad ve Terakki, nin istikbali için en büyük darbeyi teşkil edecek böyle bir inhilâle mani olmak üzere her şeyden evvel Fethi beyi kandıra- Tak <Hürriyetperveran» fırkasile dİt- tihad ve Terakki, yi yeni bir unvan | ve yeni bir'programla birleştirmeği düşünüyordu, Esasen sabık Sadrü- zam, daha Almanyada iken, harbin ğini tahmin edemediğinden, işleri düzeltmek için <İttihad ve Terakki, programında daha liberal bir tadilât yapmağı da düşünmemiş değildi. Hat-| tâ - evvelce de yazdığım gibi - Enver teşkil edeceği “yeni bir “kabineyi de sırf bu maksadla yapmak istiyordu. Talât paşa, kongre “toplanmadan evvel bu hususta Fethi beyle görüş- meği muvafık gördü. Fethi bey, şim- di yeni bir fırkanın lideri ve ayni ze- manda Dahiliye Nazırı olduğu iiçin (Merkezi umumi) ye davet edilemezdi. Talât paşa, eski arkadaşı ve son za- manlarda muarız ölan Fethi beyi Şiş- lde Osmanbeyde İsmail Canbulat beyin evine davet etti. Talât paşa, yanında Canbulat bey ol- duğu halde, Hüriyetperveran fırkası lideri sıfatile Fethi beye ahval ve va- ziyet dolayisile «İttihad ve Terakki» ye yeni bir şekil vermek mecburiyetinde bulunduğunu, bu teşekkülü namuslu ve muktedir bir zatın idaresine terk- kişiye baş vurup fikir sormakla dört üm vermek doğru olmasa ekaidlerin ekse- ek parasını Çı- karmak için çalışmağa mecbur Olu- yorlar, Bu vaziyelteki adamdan üma- tör'işi, hustsi ve şahsi merak > nasıl beklenebilir?. Maksadım. kimseyi «gücendirmek değildir. İnsanların ihtiyarlık çağı- na ne'kıymet verdiğimiz “bugünkü «Akşamdan akşama» fıkramızla da meydandaır. Tabii seksen “yaşındaki her hangi bir ihtiyara: — Niçin 'boş duruyorsun? - demek kimsenin aklından geçmez. Lâkin elli beş yaş da ihtiyarlık ya- şı olmaktan “uzaktır. Bugün “devleti idare edenlerin ne genç ruhlu oldük- ları görüyorsunuz. Hepsi de'56 yaş civarındadır. Ben, bu-uzun yanlarim- la şunu söylemek istedim: Herkesin mesleğinden 'başkabir amatörlüğü de olmalıdır. Bu-amatör- lüklerden yalnız fertee değil, miletee de pek çok, istifade eğilir. Halbuki bizde bu teessüs etmemiştir. Kahve- lerde pineklenmesinin “sebebi “budur. Hiç olmazsa yeni nesil-bir şeye heves- lenmeliğir ve demelidir ki: — İhtiyarlayınca “zevkim şu eseri yaratmağa kendimi -hasretmek olg- miltökaid hakkında top | etmek ihtiyacını duyduğnu, “ancak sİttihad ve Terakki fırkası» şöyle dursun, fakat <İttihade “ve 'Terdkki cemiyeti nin tarihi birmanâsı ve'çok şerefli mazisi olduğundan “vaktile ce- İ miyete'giren hersamimi “İttihadeı için bu teşekkülü “ve bu starihi'ber- güzari; -muhafaza etmek lâzım gele- ceğini ileri sürerek yeribir'fırka töş- kil etmelerile beraber Fethi beyle ar- kadşlarının da «İttihad ve Terakki» nin bu tarihi vaziyet ve varlığına bağlı olduklarından şüphe etmediğini, bi- naenaleyh toplanacak «İttihad ve Te- râkkiş arkadaşlarile bera- ber iştirak etmesini Fethi beyden Ti- ca etti. iFethi bey «İttihad ve Terakki» ı si iğtirik etmeği doğru bulmuyor Fethi bey, esas itibarile bu fikre ta- raftardı, Ancak kendisi arkadaşlarile beraber ayrı bir fırka teşkil temişler- di. Bu fırkanın henüz dâha “taazzuv etmeden «İttihad ve Terakki; kongre- sine iştirak etmek suretile - birnevi - lâğvine riza göstermek doğru değildi. Bundan başka ahval ve şerait İttihad ve Terakki> aleyhinde umumi bir'ce- reyan meydana getirmişti. Başta Pa- dişah olduğu halde, hükümetin mev. kiini sarsacak, (efkârı umumiye) de istediği gibi tesirler yapacak mühim caktır! Yürük Çelepi bir kuvvet, İttihadcılıkla bütün şahsiyetlere düşmandı. Suikasdlar ve entrikalar Sahife 7 nin son devirlerinde Yazan: Mustafa Ragıb Es-atlı Talât paşa, kongreye Fethi bey Ile iştirakini istedi kabul etmedi Mütarekenin imza “edildiği, İtilâf devletlerile münasebat tesis edileceği şu sırada Dahiliye Nezareti gibi mü- him bir mevkide bulunan Fethi beyin «İttihad ve Terakki» kongresine iş- tirak etmesi, hâlâ harp siyasetini ve harp mesullerini müdafaa ettiği şek- linde telâkki sediliebilirdi. Halbuki kendisi - samimi olarak - daha mü- tarekeden çok zaman evvel, «İttihad we 'Tergkki> nin bütün icraatına şid- detle'muarız vaziyete geçmiş, yolsuz- luklara iştirak etmediğini göstermişti. Hiç 'kimse, «İttihad ve Terakki» nin harp senelerindeki icraat ve muame- leleri bakımından değil, tarihi vazi- yeti itibarile Fethi beyle arkadaşları- nın kongreye iştirak ettiklerini tak- dir'etmek istemeyecekti. Temiz kalmış İttihadcılar «Hürriyetperveran» fırkasına girebilecekler Bütün bu sebeblerden başka #İtti- had ve Terakki» saflarında kalanlar içinde bir çök yolsuzluklara “iştirak eden, iaşe vesaire gibi suiistimallerle lekelenmiş kimseler vardı Daha düne kadar bu adamların bütün yaptıkla- rını şiddetle tenkid-eden Fethi beyin, bunlarla bir safta oturup çalışması çok garip olurdu. Fethi'bey, Talât pa- şanın bu teklifi üzerine “İttihad ve Terakki» nin vaziyetini kurtarmaği ar- zu ettiğini, ancak kendisile arkadaş- larının teşkil ettikleri yeni fırkanın da «İitihad ve Terakkisnin namuslu ve harp seyyiatına iştirak etmemiş men- suplarından ibaret olduğunu, esas iti- barile İttihatçı olmıyan menfi “cere- yanlara -mensup âtilâfçı ve saire hiç bir ferdin (hürriyetperveran) fırka» sına giremiyeceğini, <İttihad ve Te- rakkisnin tarihi vasiyetini kurtarmak arzu ediliyorsa halkın nazarında -10- kelenmemiş, temiz ittihatçıların yeni fırkaya girebileceklerini söyledi. Talât paşa, bu cevap üzerine fikrin- de fazla israr etmek istemedi. Anlaşı- luyordu ki, Fethi bey, kendi teşkiletti- ği fırkayı takviye etmek istiyor we bu şerait altında «İttihad ve 'Terakkiz kongresine iştirak etmek istemiyordu. 'Talât paşa ile Fethi bey arasında bu mülâkat bu suretle bittikten sonra sa bık sadrazam, son siyasi vazifesini teş- kil edecek kongreyi toplamak için he- men hazırlıklara başladı. Ancak Talât paşa, son hâdiseler kar. şısında birçok kimselerin «İttihad v8 Terakki; den yüz çevirdikleri şu sıra- da kongreye birçok şahsiyetlerin işti- rak etmek istemiyeceklerini tahmin ediyordu. Hususile artık menfaatlerini dİttihad ve Terakkimin bu düşkün halinde bulamıyacaklarına kanaat ge- tirenlerden bir hayır kalmamıştı. Bu kabil insanlar -ki mühim bir ekseri» yet teşkil ediyorlardı. bir yolunu bu- lurlarsa «İttihad ve Terakkisye büs- bütün düşman olan kimselere fltihak eöeceklerdi. Said Halim paşanın yeni bir fırka teşkiline teşebbüs etmesi Talât paşayı gücendirdi Talât paşa, «İttihad ve Terakkisnin çen Fethi beyin yeni bir fırka teşkil ete mesini, meselâ Ahmed Riza beyin <hi- tihad ve Terakki» ile het türlü mürna sebetlerini daha çok evvel kesmesini tabii ve zaruri görüyordu (Arkas var) in | n