31 Temmuz 1937 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 12

31 Temmuz 1937 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

5 gi Yılmaz, babası- mn hediye ettiği küçük ? kayıkla A- merikaya gidiyor- du. Beraberinde arkadaşı (o Kerfir- dan dâ vardı. Yi- yeceklerini hazır- lamışlar, kayığa yerleştirmişlerdi... Seksen: dört pa- ket tereyağı, kırk iki paket çikolata, bol bol su almış- Jardı. Saat dört. Kayık rıhtımda sallanı- yor, güneşin altın- da bakırla yazıl Miş İsmi pırıldıyor: Akıncı! Kerfirdan biraz geç geldi. Annesi çarşıya göndermiş- ti. Kayığa atladılar, biri pâlamarları | çözdü, öteki yelkeni açtı. Uzaklaşma- ğa başladılar. Denizde yol alıyorlardı. Birden ikisinin de içine bir sızı çök- ; tü, Anaları babaları ne diyecekti? Me- rak edeceklerdi, ağlıyacaklardı... Bir saat hiç konuşmadılar. Şayanı dikkat bir hâdise de olmadı. Bir saat sonra ilk hâdise oldu. Yık maz çikolata paketlerini açtı, kırk iki yerine yirmi tane kadar'vardı... Ker- firdan başını salladı? — Sen mi yedin? — Ben ha!. — Haydi haydi saklama, burada çikolata olduğunu ikimizden başka bi- len yoktu... — Kavgayı bırak, iflira da etme... — Ama mesele mühim. Mesele sahiden mühiradi, çünkü Amerikaya kadar yiyecekleri idare et- miyecekti... Amerika çok uzaklarday- dı. Yılmaz, Kerfirdanı zincire vürma- lıydı, ambara indirip hapis etmeliydi. Şöyle bir karar verdiler. Kerfirdan çikolata yemiyecekti. Hapsedilmesine imkân yoktu, çünkü kayığın ambarı yoktu. Gece bastırdı. Ta uzaklardaki bu- runda deniz feneri yandı. Yılmaz fe- nerin ışığı üstünde gökyüzüne biriken kalın, kara bulutlar gördü. Havada boğucu bir nefes vardı. Yıl maz anladı, fırtına çıkacaktı. Ama korkmadı. Babasile beraber kaç kere denizde fırtınaya yakalanmıştı. Birdenbire şiddetli bir rüzgâr kayı- ğın yelkenlerini şişirdi. Direği çatır- dattı. Dalgalar büyümeğe başladı... Akıncı salıncak gibi sallanıyor, fın- dık kabuğu gibi dalgaların üstünde oynuyordu. Fotoğrafçı ZE AR za Sİ Kasırgalar ortasında.. Gazete fotoğrafçılığı kolay iş değii- dir, Resmimizden de bunun kolay iş olmadığı anlaşılıyor. Bir Amerikan (0 toğrafçısı Nev-Yorkun en yüksek bi- | nasının en üst katından şehrin kuş bakışı görünüşünü alıyor, Kerfirdan, yelken direğine yaslan- mış, benzi sapsarı olmuş, korkudan insanlıktan çıkmıştı. Koca bir dalga kayığı on metre yük- seklere kaldırdı. Bu sefer Yılmaz da yıldı. Onun da benzi uçtu... O böyle bir fırtına hiç görmemişti. Kendini us- | ta bir gemici sanıyordu ama, acemi bir çocuktan başka bir şey olmadığını kavradı. Rüzgâr uğulduyordu. Deniz köpü- rüyordu. Akıncı dalgaların ortasında çalkanıyor. Kâh iniyor, kâh kalkıyor, çırpınıp duruyordu. İki arkadaşın mideleri bulanmağa, başları dönmeğe başladı... İkisi de oturdular. Ne dümene ba- kıyorlar, ne de yelkene... Nerede İse bayılacaklar... Bir dalga geldi, Akıncının kaburga- sına çarptı. Duvar gibi yükseldi. Yılmaz haykırdı: — Amanl. Kerfirdan inledi: — Batıyoruz! Akıncı havalara yükseldi... Büyük vapurun kaptanı: —Ne fırtına bu!.. diye söyleniyor- du. Dümenci haber verdi: — Kaptan denizde bir kayık var. Derhal can kurtaranlar indirildi, Akıncının yolcuları kurtarıldı. Vapur limana girerken, Yılmazla Kerfirdan güvertede sütlü Rahve içi- yorlar. Vapurun kaptanı uzaktan on- lara bakıyor: — Gidi afacanlar sizi!.. Sizi gidi sizl gidi!.. diyor. İki afacan, bir daha akıllarına eseni yapmıyacaklarına and içtiler. Dilenci Resimde gördüğünüz adamı birçok şeye benzetebilirsiniz amma, dilenci- ye benzetemezsiniz. Halbüki bu adam dilencidir. Tibette dilenenler, böyle temiz, oraya göre şık giyinirler ve yol- larda otrup keşkül açarlar. Adamın elindeki kâseye keşkül denir, Mum Yeryüzünün en büyük mumu Ro- | mada, Pompeide Notur-Dam kilisesin- dedir. Bu mum senede yalnız bir gece yakılır. Mumun ağırlığı bir ton- dur, Senede bir kere yanmak şartile on sekiz asır sürecektir. Eğlence Amerikada, motosiklet yarışları çok merak ve heyecan uyandırır. Bu yarış- lar düz yollarda değil, yamaçlarda ya- pılır, Resmimizde, bir yamaca tırmaır- ken, hızdan ön tekerleği ha.alanm bir motosiklet görüyorsunuz; çaha kalkmış bir ata benziyor, larını biribirinden ayırınız. Çözümü ——— Tarih — 31 Temmuz 1937 8 Harfli bir yerim 1,2, 5, im ebirrenks 7,6,5,8,im «hats 4, 5, im eçokun aksisdir. “. Bilmecemizi doğru halledenlerden birinciye: Güzel bir mayo; ikinciye; | Deniz topu, üçüncüye: Deniz iskarpi- | ni ayrıca 200k ise muhtelif he- | diyeler veğileciklir, İ Dlâli son maccrasından sonra Lâblazangaya gitti, Onun kahramanlığını ora hayvas- nü kakarak etrafa haber salıyordu. Blğli o sabah nehir kenarında dolaşıyordu. An- nesi Malagüzelle burun buruna geldi. Çoktandır umasını görmemişli, Kucaklaşıp öpüş” tüler, sevinç göz yaşları döktüler, ları telsiz sayesinde duymuşlardı. Ağaçkakan, karıncaların oydukları bir ağaç kütüğü- Bu kanlı hadiseyi uzaktan seyreden Malagüzel kocasına acımıyor, kızlarmı, kardaş- lerini gözü görmüyordu. Malagül, Dlalabla, Malagenç, nihayet Malacan koyup geldi- ler. MÂU bütün ailesine kavuştuğu İçin memnundu... Bialaçirkinin cesedini çelenklerie süslediler, nehre attılar. Ertesi gün Dlâli deniz ağ- > guları kralı ilân edildi. Bütün hayvanlar kralhk töreninde hazır bulundu. Malagüzel oğlu ile göğüs , gelen hediyeleri topluyordu. Ender yetişen of lar, Hindistan eeriri, maymunlar tarafından yapılmış sinek boğma âletleri ve salro ve saire...

Bu sayıdan diğer sayfalar: