16 Temmuz 1937 AEŞAM “ Türkiye - Sovyet Rusya arasında dün Moskovada bir mukavele imzalandı — (Baş tarafı 1 inel sahifede) # olan dostluğunun ve alâkesınm bir tezahürü ve Başvekil İsmet İnönünün B. M. Meclisinde yaptığı beyanat ara- sında söylediği «Türk - Sovyet dosu- ğu iki memleket politikasında daimi bir amil olarak kalacaktır» sözlerinin bir teyidi olarak telâkki ediyoruz. Beynelmilel münasebetlerde muh- telif şeklide dostluklar vardır. Harp- ten evvel menfaatleri muhtelif hatta yekdiğerine zıt bulunan iki üç mem- leket her hangi bir zamanda emper- yalist ve mütecaviz maksadlarını elde etmek için birlik yaparak bu suretle ellerine geçen hisseyi paylaşmak is tedikleri vakit dostluktan bahseder lerdi. Muharebeden sonra başka mi- &aller de görülmüştür. Yekdiğerine güçlükle gizlenebilen bir itimadsızlık- la bakan iki hükümet haddi zatında ha- rici siyasetlerinde zıt maksadları takib etmekle beraber, yalnız dostluklarını ilân için değil, “bilhassa bu dostluğu avazları çıktığı kadar bağıra bağıra ilân ederke herkesi korkutmak İçin birdenbire mutabık Bu korkuluk ittihaz edilen bir dostluktur. Ancak siyasetin henüz saf piliçleri- ni (korkutabilmiştir, kezabir dev- letin muahdeleri tadil (prensipini, yahut tarihi hukuku veyahut sar dece bir ırk akrabalığını ileri sürerek diğer bir devleti, onun toprak bütün- Yüğünü ve siyasi istiklâlini tehdit et- tiği de vakidir. Bununla beraber, bir müddet için bu tehdidinin ikami, harp hazırlıkları kâfi olmadığı ve ya- hut beynelmilel vaziyet kendi pl&nle- rına az müsait bulunduğu için, £€ ciktirmek ıstırarında (kalırsa, bü müddet için öbür devlete dost geçin mek teklifinde bulunuyor. En ziyâ- de hayret edilecek şey de, öbür devle- tin bunun sahteliği! anlamakla bera- ber, mütearrız devlete kuvvetlenmek ve «dostuna» karşı beslediği taarruz için daha iyi imkânını vermesidir. Öyle hailer. olabilir ki, kuvvetleri pek gayri müsavi iki dev- let arasında dostluk aktedilir. O ze man bunlardan en zayıf, «Hâmi> mıdır? Bu münasebetlerin ve bunla- rin gayelerinin esası bambaşkadır. Eski çarlık imparatorluğunu ve onun harici siyasetini temelinden yıkan bü- yük Teşrinievvel inkılâbı, Sovyetler birliği milletlerinin Çarlık karşı olan aksülâmelini Türk milleti- he doğru tevcihten hali kalamazdı. Bana öyle geliyor ki buna benzer bir aksülâmel de Türk milletine sultan- lar rejiminin dış siyasetine karşı ha- &ıl olmuş ve iki devletin netret eğilen eski rejimlerinin aşağı yukarı ayni zamanda devrilmesi ve eski harici si- yasete karşı müşterek aksülâmel, iki millet ve devlet arasındaki münase- batın cezri surette dostluğa tahavvü- lü için icabeden şartları tevlit etmiştir. Bunu kahramanlık devirleri takib etti. Sovyet ve Türk milletleri, kendi topraklarında silâh elde, yaşamak haklarını ve hemen hemen ayni em- Peryalistlere karşı - kendilerine kabul ettikleri yeni rejimlerinin" müstakil İnkişafına olan haklarını müdafaaya mecbur oldular. Bu, ayni zamanda vaki mücadeleden ve bunun muzaffer neticesinden doğan karşılıklı sempe- tiler, Sovyetler birliği milletleri ile Türk milleti arasında, samimi bir dostiuğa dayanan yeni münasebetleri kati olarak tarsin etti, Budostluk milletlerimizin büyük halk kütleleri- nin şuurunda (erin kök saldı. Bu dostluğun kıymeti müteakip seneler- de, Sovyet devleti ve yeni Türkiye Cumhuriyeti kendilerine beynelmilel âlemde düşen mevkli kazanmak için mücadele ederlerken, değişmez bir surette hissediliyordu. Bu dostluk, 1922 de Lozanda ve geçen senede Montröde ve iki devletin Milletler ce- miyetine girdiği sıralarda açık suret- te kendini gösterdi. Sovyet » Türk dostluğu sayesinde, | çok mühim olan karadeniz havzasın- da ve memleketlerimizin bulunduğu bölgelerde müstekar ve huzurlu bir vaziyet hâdis oldu. Bu suretle, Türk Sovyet dostluğu umumi barış siste minde birinci derecede bir âmil halini aldı. dostluğunun bu şumulünü idrak ve takdir etmekte olduklarına kani bu- Tunuyorum. Bu dostluk ancak harici siyer ırogramları beynelmilel münasel ari huzur, istikrar, itimad, hürmet, emniyet ve devamlı barış zihniyetle. riyle kabili telif olmıyan bazı devlet- ler tarafından sulkaste hedet olabilir. Bu devletler bu kabil suiknsdler irti- kâb etmişler ve, Türk siyasetinin en salâhiyettar (o zimamdarları kendi- lerine o bütün şinen tam bir iflâsa mahküm olduğu- nu anlatmış olmalarına rağmen, irti- kâp etmekte de berdevamdırlar. Bize gelince, Sovyet hükümeti na- mına, kendilerine ihtar edebilirim ki, bu devletlerin Avrupada teşekkül eden sulhcu hükümetlere ve barışın diğer direklerine karşı olan baltala- ma hareketleri sarsılmaz Türk - Sov- yet dostluğunu berhava etmeğe kadir değildir. Türkiyenin, dünya barışını kollek- tif emniyet ve taksim kabul etmez barış esası üzerine tahkim için Sov- yet hükümeti tarafından yapılan bü- tün ieranta İştirak etmiş olduğunu kaydetmekle bahtiyarım. Sovyet - “Türk dostluğunun şu hususiyeti var- dır: Her iki tarafa, diğer devletlerle ferdi menfaatlerine uygun olarak mü- nasebetler tesisine tam (istiklâl vermektedir. (Bununla beraber bu dostluğu dünya (barışının muhafazası nakkındaki karşılıklı ak- tif arzu tarsin etmekte olduğu için, iki tarafın müteamız veya tahripkâr kuvvetlere müzaharet veya bunları takviye edecek ve yahut da barış po- tansiyolunun bir tek unsuruna dahil zarar verebilecek hiç bir harekette bü- Yumımı) kendiliğinden sabittir. İki taraf, dostlarının düşmanlarının, barış düşmanlarının kendilerinin ha- kiki dostu olamıyacakları prensipine daima . Esasen, iki taraftan birinin şu veya bu hareketi bu pren- siple tearuz ettiği takdirde, diğer ta- raf bunu, dostlukları bundan müte- essir olmaksızın, kendisine dostane bir surette haber verecektir. Türk - Sovyet siyasi münasebetle. rinin bu bilânçosunu yaparken, bun- ların ekonomik münasebetlerin inki- şatına ve kültürel münasebetlerin de- artmasına olan mesud tesi- devamına Bu siyaret, bütün kâinat önünde de- Türk - Sovyet dostluğunu gös- terecek ve bu dostluğa esas teşkil eden prensipleri hatırlatmak suretiy- Je de barış eserine hizmet edecektir. Kadehimi dest Türk milletinin re- fahı, kudretinin artması, yeni Türki- Şefi Atatürkün sıhhati, onun güzide mücadele arkadaşı ve birliğimizin di- Eer dostu B. İsmet İnönünün sıhhati ve aziz dostlarımız B. Aras ve Şükrü Kayanın sıhhatleri için kaldırıyor. um.» Hariciye vekilimizin cevabi Mosköva 15 (A.A.) — Türkiye hari- ciye vekili Dr, Rüştü Aras B. Lityi- nofun nutkuna aşağıdaki sözlerle mu- kâbele etmiştir: «Her şeyden evvel bize karşi göster- miş olduğunuz nazik ve çok samimi hüsnü kabulden dolayı gerek Kendi namıma, gerek arkadaşım Dahiliye ve- kili ve C. Haik Partisi genel sekreteri B. Şükrü Kaya namına ve gerek bü- tün Türk delegasyonu namina teşek- kür etmek isterim. Dost ve komşu büyük memleketin her taraftaki me- murları tarafından bizlere karşı gös- terilen bu samimi muamelelere zaten alışkın bulunuyorum. Pek doğru olarak işaret ettiğiniz gibi bizler buraya sirf Kemalist Tür- kiyenin Sovyet Rusyaya karşı besledi gi alâkanın ve derin dostluğun tesiri altında geldik. Bu suretle büyük suikasdlerin o pe | | | İ kendi serbes memleketnizin bize karşı daima güs- termiş olduğu samimi muhabbet his- lerine mukabele ettiğimiz yannında bulunuyoruz. Filhakika Türk - Sovyet dostluğu iki memleketin siyasetinde datmi bir âmil olarak kalacaktır. Mil- İ letlerimizin kendi mevcudiyetlerini, inkişaflarını müdafaa için yapmak mecburiyetinde kaldık- ları kahramanca mücadeleler esnasın- da doğmuş olan bu kuvvetli ve sarsıl- maz dostluk, 16 seneden beri, her sene biraz daha kuvvetlencrek iki memlekelin halk vicdanlarında ve parti zihniyetlerinde derin kökler sal mıştır. Bu dostluğu nutkunuzda bir misal olarak zikretmekte haklısınız. Nitekim ben de ona «Hususi münase- betler» kaydiyle işaret etmiştim. Eski sultanlık ve çarlık rejimlerimizi karşı karşıya koyan manasız mücadele un- surlarından sonra, İki milletin, mu- kadderatlarını ellerine alır almaz kar- | deşce münasebata girişmiş olmaları gerek kendi menfaatleri ve gerek beynelmilel menfaatleri ve barış pren- sipleri nefine aralarında halisane ve bedit bir dostluk tesis etmiş olması bütün dünya için bir örnektir. Çarlık ve Sultanlık rejimleri gerek dahili, gerek harici siyasetlerindeki bozuk- luk yüzünden ayni zamanda devril- miş ve batmışlardır. Münasebetlerimiz şu cihetten husus mahiyet arzetmektedir ki, memleket- lerimiz beynelmilel âlemde kendileri- ne lâyık olan mevkii kazanmak için yaptıkları gayretlerde daima beraber bulunmuşlardır. Bu hal, başka devlet- lerle münasebetler tesisinde gerek fer- di menfaatleri ve gerek hususi vazi- yetleri icabı olarak kendilerine mahsus olan bazı faaliyetlerindeki tam istik- lâllerine hiçbir suretle zarar vermek- sizin iki tarafın da nefine olmuştur. Müşkül günlerde ibzalini itiyad edin- diğimiz ve hatırası milletlerimizin kal- binde mahkük olduğuna kani bulun- duğum karşılıklı sempatiye haklı ola- rak işaret ettiniz. Bu hüsusta bu sene kamutayın açılışında söylenen ve bü- yük şefim Atatürkten sadır olduğu için büyük bir kıymet iktisab eyliyen söğle- ri hatırlatmak benim için zevkli bir iştir. Dostluk münasebetlerimiz hak- kında başvekilim tarafından yapılan son beyanatın ehemmiyet ve vüzuhu- nu tebarüz ettirmeğe lüzum var mi- dır? Keza Sovyetler birliğinin, eseri Kayseri ve Nazillideki muazzam &bi- delerde yaşıyan O sana; leşmemize, Şeniniz Stalin. bizmi” kimdi e şebbüsü © üzerine vuku bulan iştirakini kaydetmek keza be- nim için zevkli bir iştir, Esasen hepsi âlenen neşredilmiş olan karşılıklı te- ahhüdlerimiz ne askeri bir anlaşmayı, ye ne de hususi kombinezonları ihtiva etmektedir, Bununla beraber birimiz diğerinin mukadderatına yabancı kal- madık ve kalamayız. Bunun için dost- Yuğumuzu «hususi münasebats keli- melerile tavsif etmekte haklı değil miyim? Dünya barışını tahkim etmek hususundaki hararetli arzunun siya- Setlerimizin mürmeyyiz vasfını teşkil ettiği çok doğrudur. Neticelerini hâ- ea iyetinin Büyük Müessis ve | lâ bekletmekte olmakla beraber, evvelâ! ihzari komisyonda, sonra da silâhsız- lanma konferansında. bu suretle ça- lıştık. Bizzat bulunduğumuz. Lozandal ve Montröde iki memlöketin mesud teşriki mesaisi halırasını burada ta- zelemek benim için çok zevkilidir. 'Brland . Kellog paktını ve bu vesile İle isminizi taşıyan protokolu ayni za- manda imza ettik. Mütearrızın tarifi için birlikte çalıştık ve mütarrız mef- humu etrafında cereyan eden bitmez tükenmez münakaşalar arasında bu- Yunduğunuz mesud ve ince tarzı hal- lin hayranı olduğumu bir kere daha tekrar etmekle tamamen hususi bir mahzuziyet hissediyorum. Üç seneden- beri müşterek barış ideali için Millet- ler cemiyetinde samimiyetle teşriki mesai ediyoruz. 'Türk-Sovyet dostluğu yalnız iki mem- leket münasebatında değil, ayni za- manda hususi bir tarzda olarak Kara- deniz mıntakasında ve umumi tarzda | da memleketlerimizin bulunduğu bü- tün mıntakalarda müştekar ve kıy- metli bir unsurdur, Bu dostluk bu su- retle taksim kabul etmez barış siste- minde ve kollektif emniyet sisteminde mühim bir âmil haline gelmiştir, (Baş tarafı 1 inci sahifede) | met cephesinden herici tlcaretimizi teşkilâtlandırmağa yardım edeceğini, hükümetin bu işe fevkalide ehem- miyet verdiğini, ortakların hem kendi, hem de vatan menfaatine ha- reket etmiş olacaklarını söyledikten sonra: — İki menfaati bünyesinde temin | eden başka bir teşekkül göremiyorum. | Hükümet ticareti hariciyenin teşkilât- landırılmasında kooperatifeiliği bir ümde olarak ele almıştır. Demiş ve Eğede kooperatifcilik ter- biyesinin eskiliğinden ve Eğelllerin münevverliğinden bahsederek ortak- ların hiç bir vakit kooperatifden ayrıl- mumağı bir ahlâk borcu saymaları lâzım geldiğini, satiş kooperatiflerinin muhakkak suretle muvaffak olacak- larını söyliyerek mümessillere o hita- betmiş ve demiştir ki: — Size güveniyoruz, sizin ahlâkınıza güveniyoruz, ayni zamanda hükümet | için.söyliyorum, kendimize güveniyo- TUZ. İktisad vekili satış kooperstiflerinin. işlemesi için üç milyon liralık kredi- nin milli bankalardan veya hükümet- ten kolayca temin edilebileceğini söy | ledikten sonra sözüne devamla; — Büyük şeflerimiz bizi himaye edi- yorlar. Bu suretle üç milyon liranın ve daha fazlasının ağırlığını hissetmiyo- ruz. Hükümet bu teşkilât için maddi ve manevi mesuliyet kabul etmekte- dir, Demiş, Egedeki bu teşkilâtın bir ör- nek olarak fındık, pamuk ve tütün için de nazarı dikkate alınacağına, bu seneki üzüm rekoltesine nazaran sâ- taşın zor olmuyacağına işaret etmiştir. Üzüm ve incirle diğer mahsulleri- mizin kalitelerinin yükselmesi lüzu- munu işaret eden İktisad Vekili koo- peratifin-bu sahada fiilen çalışacağı- nı, müşterilerimize emniyetin şart bulunduğunu anlatmış, her işin ica- bına göre hareket edileceğini «Yavaş yavaş» kelimesinin lügatimizden si- linmesi lâzım geldiğini, İngiltereye iyi mal satmanın hepimiz için bir ga- ye olması icab ettiğini, yaş meyva ih- racatına kooperatifler tarafından baş- lanacağını, bunun için soğuk hava tertibatı yapılacağını, Karabük fabri- kasına tonlarla demir getirecek gemi- lerin soğuk hava tesisatlı olması ve dönüşte yaş meyvalarımızı götürmek için mukavele imzalandığını söyle- miştir B. Celâl bayar nulkuna devamla: — Vekil olarak, mebusunuz olarak, | eski arkadaşınız olarak sizlere fay- | dalı olmağa hazırım. Büyük Şef Ata- türk kooperatiflerin candan tarafta- rıdır. Başvekilimiz İnönü kanaat ge tirmiştir. ki kooperatifler harici tica- retimiz için en iyi teşkilât ve vasıta- aaa Dostluğumuzun bu şumulünü barış | dostlarının takdirden hali kalmıya- caklarına kaniim, Milletlerimizin re- fahımı arzu ediyoruz. Bu bizim hak- kımız hatiâ vazifemizdir. Fakat bu refahı ancak mesut milletler çerçeve- si içinde tasavvur ve mütalea edebili- riz. Bizim için barış, herkes için barış. Hiç bir mütearrız bizden yardım veya teşvik beklememelidir. — Siyasetteki tam zihniyetimiz işte budur. Ziyare- timizin siyasi ve ekonomik sahalarda- ki münasebetlerimize yeni bir hamle | vereceğini ve kültürel sahada da de- vamlı temasa imkân bahşedeceğini zanhediyoruz. Ru ziyaret, daimü ba- | rışa hüdim olacak olan ve hiç bir şe- yin değiştiremiyeceği dostluğumuzun. sağlamlığını dünyaya gösterecektir. İşte bu ruhla ve fikirledir ki kadehimi dost Sivyetler | Birliği milletlerinin refahına, Sovyetler birliği kuvvet ve kudretinin artamsına, Sovyetler bir- liğinin güzide Başkanı Kaleninin sıhhatine, Halk Komiserleri konseyi- nin mümtaz Başkanı B. Molofofün sıhhatine, sizin sıhhatinize kaldırıyor ve bilhassa Büyük Şefiniz B. Stalinin sıhhatine içiyorum» : İcra komitesi reisi vekilleri- | mizi kabul etti Moskova 15 (A.A.) — Sovyet mer- kezi icra komitesi relsi Kalenin Tür- kiye Hariciye vekili Rüştü Aras ileDa- | hiliye vekili B. Şükrü Kayayı kabul et- miştir, Türkiyenin Moskova büyük elçisi B. Zekâi Apaydın vekillere Tefa- kat ediyordu. Bu kabulde Sovyet ha- riciye komiseri B, Litvinof da hazır bulunmuştur. Sahife 7 Iktisad vekilinin tedkikleri dır, Kooperatiflerde hiç bir suretle husumet zihniyeti yoktur. Esas mak- sadımız, zürra hesubına söylüyorum, kendi menfaatimiz için çalışmaktır. İhracatçıları da düşünüyoruz. Onla- rın da mazbut esaslar dahilinde ça- lışmalarını arzu ediyoruz. İstediğimiz, hakkını arayan insanların hakkını teslim etmektir, menfi rol yoktur. Kooperatiflerin rolleri dalma müsbet- tir. Kooperatiflerin yaşayacağını ve hükümetin size yardım edeceğini va- | dediyorum. Wepinize candan muvaf- fakiyetler dilerim. İktisad Vekilimizin nutku çok al- kışlandı. Kongrece Büyük Önder Atatürke, Meclis Reisine, Başvekile, İktisad Vekiline şükran ve tazim tel- grafları çekildi ve toplantıya niha- yet verildi. Üzüm kurumu şehir gazi- nosunda 250 kişilik ziyafet verdi, nu- | tuklar irad. edildi. İktisad Vekili akşam da Parti mer- kezinde ihracatçıların toplantısına riyaset etmiş kendilerile uzun uzadı- ya görüşmüştür. B. Celâl Bayar ya- rın (bugün) Kuşadası ve Selçuka gi- decek hükümete geçen Kuşadasın- daki büyük zeytin yağı fabrikasını görecek oradanda Nazilliye geçe- İ cektir. Dokuma fabrikasında maki- neler tamamlanmıştır. İktisad Veki- Yimizin önünde ilk dokuma faaliyeti- ne başlanacaktır. Vekil, akşama İz- mire dönecek ve Pazartesi günkü vâ- purla İstanbula hareket edecektir. B, Celâl Bayar bir hafta kadar İs- tanbulda kaldıktan sonra kotra ile yeye kadar gidecektir. —— —— Pekin muhasarada (Baş tarafı 1 inci sahifede) pon neşriyatına cevabtır. Japonya en vahim hâdiselerle kai ya hazır Tokyo 15 (AA) — Başvekil prens Koneye ile hariciye ve harbiye obakanları bugün Tok- yoda toplanmış olan ( valiler konfe- ransında şimali Çin hüidselerinin hüs nü suretle hajledileceği ümidini izhar etmişler ve fakat efkân umumiyeyi bu babta fagla nikbinliğe kapılmak- tan tahzir eylemişlerdir. Bunlar Ja- pon milletinin en vahim hâdiselerle karşılaşmıya hazır olması lâzım gel- diğini ilâve etmişlerdir. B. Moletofun ziyafeti Moskova 15 (A.A.) — Dün B. Tev- fik Rüştü Aras ve Şükrü Kaya, B. Mo lotof tarafından kabul edilmişlerdir. B. Zekâi Apaydın ve Litvinof bu ka- bulde hazir bulunmuşlardır. . Mülâkattan şonra, B. Molotof, Tür Vekilleri şerefine bir ziyafet vermiş- tir. Ziyafette B. Voroşilof, Kaganoviç, Mikoyan, Vateri, Mejlsuk, Südijin, Potemkin, Slömonyakof, Büdenni ve diğer şahsiyetlerden başka Türk ve- killerine refakat eden zevat hazır bu- Yunmuştur. Yemekte B. Molotof ve Aras nutuk söylemişlerdir. Müteakiben Büyük İ Kremlin sarayında bir resepsiyon ya- pılmış ve resepsiyona hükümet âzası, Sovyet müessesâtı zimamdarları, Sov- yet teşekkülleri ile ilim, sanat ve mat- buat mümessilleri davetli bulunmuş” lardır. Leninin mezarını ziyaret Moskova 15 (A.A.) — Türkiye Dahi- Yiye vekili ve C, H. Partisi genel sekre- teri B. Şükrü Kaya, dün sabah Söv- yetler birliği halk komiserleri konse- yine bağlı bulunan beden terbiyesi ve spor komitesi relsi B. Harçenkoyu 2i- yaret etmiştir. Öğleden sonra Dr. Tevfik Rüştü Aras ve B. Şükrü Kaya ile yanların- daki zevat ve büyük elçi B. Zekâi Ap- aydın, Leninin mezarına giderek bir çelenk koymuşlardır. Müteakiben B. Şükrü Kaya ve ve killere refakat eden gevat Dinamö stadyomunda muazzam Spor ve jim- ai maki